Sedir Tohumu Ekimi Töreni'nde Yaptıkları Konuşma

11.10.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Böyle güzel bir günde, artık sonbaharın başladığı bir mevsimde Kayseri'de, Türkiye'nin bu güzel şehrinde, benim kendi şehrimde sizlerle böyle güzel bir vesile dolayısıyla bir arada bulunmanın mutluluğunu yaşıyorum. Hepinize sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum. Havaalanından Erkilet'ten, Erciyes'in ortalarına kadar gelirken gördüklerimden de duyduğum mutluluğu ayrıca ifade etmek istiyorum.
Kayseri'nin ne kadar giderek güzelleştiğini, ne kadar çok yeşillendiğini, yollarının, çevresinin ne kadar çok herkesin dikkatini çekecek şekilde güzelleştiğini görmek tabii ki bana ayrı bir memnuniyet veriyor. Bugün ve yarın burada yapacağımız birçok güzel faaliyetin başlangıcını şimdi gerçekleştiriyoruz. Çevre ve Orman Bakanımıza öncelikle teşekkür ediyorum. Türkiye'de çevre konularına çok önem veriyorum. Cumhurbaşkanı seçildiğimden bu yana çevre konularıyla ilgili bütün faaliyetleri yakından takip ediyorum ve bunların birçoğuna ya katılıyorum veyahut himayeme alıyorum. Bunlardan birini geçenlerde Çankaya'da gerçekleştirmiştik. Türkiye'nin bitki çeşitliliği o kadar çok ki; "Türkiye Florası" diye ifade edilen bu faaliyetleri Ankara'da hep beraber gerçekleştirdik.
Şimdi üstünü çiğneyip geçtiğimiz bu Erciyes'in eteklerinde dünyanın en nadir bitkilerinin, çiçeklerinin nasıl yetiştiğini o zaman öğrendiğimde hayretler içinde kalmıştım. Tabii ki çevre meselesi önemli. Aslında hâlâ dünya tam farkında değil. İklimlerin nasıl değiştiğinin, kuraklığın nasıl olduğunun, sellerin nasıl büyük zararlar verdiğinin, hâlâ insanlık farkında değil. Ama şu bir gerçek ki: Giderek bu tehlikenin boyutu daha da büyüyor. Özellikle kuraklık belki önümüzdeki yıllarda milyonlarca insanın hayatına mal olacak. Bütün bunların önünü almak için şimdi de bütün ülkeler harekete geçmiş ve olağanüstü faaliyetler, çalışmalar yaparken Türkiye de üstüne düşenleri en iyi şekilde yapma azmini göstermektedir.
Biliyorsunuz yıllar önce Kyoto Sözleşmesi diye bilinen, dünyanın çevresini, doğayı, tabiatı korumayla ilgili, atmosferi korumayla ilgili tedbirleri uzun süre biz onaylamamıştık ama, geçen sene bu sözleşmeyi Türkiye de onayladı ve bununla ilgili birçok ileri faaliyetlerde artık adım atma kararını aldı. Çevrenin nasıl değiştiğini size bir örnekle ifade etmek isterim. Geçtiğimiz yıl Amerika Birleşik Devletleri'ne giderken uçağımızla Kuzey Kutbu'nun üstünden geçiyorduk ve gündüz vaktiydi. Uçaktan baktığımızda o büyük buzulların nasıl eridiğini gözlerimle gördüm. Genellikle uçaklar o çevreden, o bölgeden geçmez. Biz tabii daha özel bir yol takip ettiğimiz için oradan geçtik ve buzulların nasıl eridiğini gördük. Yani felaket gerçekten inanılmaz bir şekilde geliyor. Onun için büyük tedbirler almak gerekiyor. Her ülke kendi insanını, kendi çevresini korumak için birçok tedbirler alırken muhakkak ki Türkiye de, kendi çevresini korumak, kendi insanını korumak için çok büyük faaliyetler göstermek zorundadır.
Geçenlerde 1 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışında yaptığım konuşmada da bu konuya değindim ve hatta şöyle söyledim: "Sınırları, vatan sınırlarımızı korumakta gösterdiğimiz hassasiyeti çevremizi korumada da göstermemiz gerektiğine inanıyorum" dedim ve bu noktada herkesin de dikkatini çektim. Şimdi köylerimize, kazalarımıza, şehirlerimize geldiğimizde maalesef buraların, özellikle bazı bölgelerimizin ne kadar yeşilden yoksun olduğunu biliyoruz. Ama bu demek değildir ki, gayret sarf edilirse oralar yeşil olmaz.
Tarihten biliyoruz, çok eski seyahatnameleri okuduğumuzda görüyoruz ki, bütün bu topraklarda çok büyük yeşillikler, ormanlar varmış. Hatta fillerin ormanlardan zor geçtiğini yazan seyahatnameler vardır. Demek ki bu topraklarda gayret sarf edilirse, tekrar o büyük ormanlara sahip olmak mümkün olacaktır. O zaman şimdiye kadar tahrip ettiğimiz çevreyi yeniden onarmak ve yeniden etrafımızı büyük ağaçlarla, büyük ormanlarla donatmak için gayrete geçmek gerekmektedir.
Değerli Misafirler,
Ben 1991 yılından bu yana Türkiye'yi devamlı dolaşıyorum. Siyasete ilk katıldığım yıldı o yıl. Bu vesileyle ve daha sonra, siyaset sonrası bütün Türkiye'yi dolaşıyorum. En çok dikkatimi çeken şey şu: Çoğu yerlere helikopterle gidiyorum, daha yakından görüyorum. Türkiye'de iki büyük değişiklik çok dikkati çekiyor havadan baktığınızda. Biri her tarafta barajların yapılmasıyla ortaya çıkan göller, göletler ve su varlığı; diğeri de olağanüstü bir şekilde giderek yeşillenen Türkiye. Bunu çok açık bir şekilde görüyorum. 90 yılıyla bugün geldiğimiz yılları mukayese etiğimizde şehirlerimizin girişleri, kazalarımızın çevreleri inanılmaz bir şekilde yeşilleniyor. Bütün emeği geçenlere, bütün hükümetlere, herkese tabii çok teşekkür ediyorum. Son yıllarda bu bilinç Türkiye'de arttığı için daha büyük bir faaliyet başladı. Biraz önce değerli Çevre ve Orman Bakanı Veysel Bey, geniş bir şekilde burada hepimize bilgi verdi. Gerçekten 2007 yılında ben de bunu güçlü bir şekilde destekledim ve Türkiye'de büyük bir hamle, artık hamle değil seferberlikle ifade edilebilen bir çalışma var, yoğun bir çalışma var gece gündüz. Türkiye'yi daha yeşil yapmak, Türkiye'yi daha çok orman ülkesi haline getirmek, inanıyorum ki bunların hepsinin neticesini alacağız. Uğraşılırsa her şey gerçekleşiyor.
Biz Kayserililer olarak 20 sene önceye gittiğimizde, Kayseri'den Erciyes'e gelirken bu yeşillikler var mıydı, bu çam ağaçları var mıydı? Bunlar hâlâ fidan. Ama Erciyes'in, Ali Dağı'nın nasıl yeşillendiğini ve nasıl ağaçlandırıldığını hep beraber görüyoruz. Bu noktada değerli Büyükşehir Belediye Başkanımıza da gerçekten teşekkür ediyorum ve kendisine bu konuya gösterdiği özenden dolayı takdirlerimi bir kez daha sunuyorum.
Herkes, Kayseri'de ilçelerin belediye başkanları, kaymakamlar, valiler herkes tabii ki askeri makamlarımız özellikle bu konunun hep öncülüğünü yapmışlardır. Türkiye'de gittiğinizde tamamen kıraç bir yerde bir ormanlık görüyorsanız, bilin ki orada bir komutan gelmiştir ve bu işe önem vermiştir; orada, bölgesinde bir seferberlik ilan etmiştir ve orası yemyeşil olmuştur. İşte bütün bu gayretler bugün Türkiye sathında gerçekleştirilmektedir. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çocuklarımız bizden daha güzel bir ortamda yetişeceklerdir. Bütün bu faaliyetler, gayretler onlar içindir. Bugün Kayseri'de yapılan bu çalışmalar Türkiye'nin her tarafında yapılmaktadır ve Türkiye'nin her tarafına yayılması gerekmektedir.
Güzel vatanımızın bazı bölgeleri çok yeşil. Karadeniz'e giderseniz ne kadar güzel olduğunu göreceksiniz ama, Orta Anadolu'ya geldiğinizde çok üzülürsünüz. Karadeniz'i görmeyenler zannederler ki, Türkiye'de hiç orman yok. Orta Anadolu'yu da böyle yapmamız gerekir, bunun için hepimizin büyük bir seferberliğe iştirak etmemiz, küçük-büyük herkesin elinden geleni yapması gerekir. Bu yapılan çalışmaların da en iyi şekilde tanıtılması gerektiğine inanıyorum. Özellikle köylerimize tanıdığınız bu imkânlar, verdiğiniz ağaçlar, parasız dağıttığınız fidanlar, bunları ne kadar çok iyi tanıtırsanız, o kadar çok bunlar harekete geçecektir ve her taraf bu yarışta yerini alacaktır.
Ben emeği geçen herkesi, başta Sayın Bakan olmak üzere herkesi tebrik ediyorum, hepinize teşekkür ediyorum. Daha güzel bir Türkiye, daha yeşil bir Türkiye, daha yeşil bir çevre için hep beraber çok daha güçlü bir şekilde çalışmamız gerektiğinin altını bir kez daha çiziyor ve hepinize başarılar diliyorum. Tekrar sevgilerimi, muhabbetlerimi sunuyorum. Sağ olun, var olun.
Yazdır Paylaş Yukarı