Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Akademi Ödülleri Töreni'nde Yaptıkları Konuşma

05.03.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin akademi ödül törenine katılmaktan ve bu nezih törende sizlerle birlikte olmaktan gerçekten ben de çok mutluluk duyuyorum. Sizleri sevgiyle selamlıyorum.
Hepinizin yakından bildiği gibi, biraz önce hep beraber yine Sayın Rektör'ü dinleyerek takip ettiğimiz gibi, bu Üniversite Türkiye'nin en köklü üniversitelerinden birisi, ilklerinden birisi. Üniversitenin 127. yılının kutlanıyor olması da zaten bunu açıkça gösteriyor. Bundan dolayı başta Sayın Rektör olmak üzere, bütün öğretim üyelerini ve öğrencileri tebrik ediyorum ve başarılar diliyorum.
Yine biliyoruz, sanat tarihçisi, arkeolog, müzeci, ressam Osman Hamdi Bey'in ilk defa ön ayak olması ile kurulan bu Üniversite, Cumhuriyet dönemimizde uzun yıllar Güzel Sanatlar Akademisi olarak çok büyük bir üne kavuştu ve sanata ilgi duyan bütün Türk gençliğinin gerçekten de hep hayalinde oldu.
Biraz önce salona girerken, beni Sayın Rektör bey, Bakan Bey ve Belediye Başkanımız karşıladığında, Belediye Başkanımız "Ben de bu üniversitenin mezunuyum" dedi. Ben de o zaman, "Ben de bir anısı var" dedim. "Ben de üniversite imtihanına burada girmiştim ilk defa" dedim. Ama sonra iktisat fakültesinde okudum. O zaman bu güzel salonda imtihana girmiştim. Gerçekten o zaman genç bir öğrenci olarak çok etkilenmiştim. Tabii bu Üniversitenin Türk sanat hayatına çok büyük katkıları oldu. Güzel Sanatlar Akademisi, gerçekten herkeste ayrı bir yeri olan, ayrı bir niteliği olan bir okuldu. Şimdi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak -2004'ten itibaren bildiğim kadarıyla- yine bu ününü tabii ki devam ettiriyor. Bu Üniversite gerçekten Türk sanat ve kültür hayatına yön veren, şekil veren, onun çok daha ileriye taşınmasında en büyük kaynağı teşkil eden bir üniversite; hem bir bilim yuvası hem bir sanat ve kültür merkezi. Bununla tabii daima gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz. Biraz önce de gördük Türkiye'nin en seçkin yazarları, şairleri, ressamları hep bu Üniversiteden geçtiler. Bundan sonra da eminim ki aynı derecede, ülkemizin gücünü, sesini, kültür derinliğini, sanat derinliğini sadece Türkiye'ye değil bütün dünyaya tanıtan çok değerli sanatçılar ve kültür adamları bu Üniversiteden hep çıkacaklardır. Bu Üniversite Akademi Ödülleriyle de tabii ayrı bir hizmet yapıyor. Bunun da tarihini hep beraber izledik. Gerçekten çok güzel bir karar alınmış. Eminim ki, bunun da yine Türk kültür hayatına çok büyük etkileri olacaktır. Daha önceki ödüllerinizi hep beraber biliyoruz ama, şimdi de biraz önce Senatonun kararını okudunuz orada da gördük. Tebrik etmek istiyorum, bu üç kurumun da faaliyetlerini detaylı bir şekilde hepimiz bir kez daha yaşadık adeta. Hepimiz biliyorduk bu kurumların ne kadar değerli olduğunu, muhakkak ki işin içinde olanlar da şüphesiz ki çok iyi biliyordu ama, açıkçası bu kadar geniş bir alanda, özellikle topluma nasıl ulaştıklarını, Türkiye'nin çok büyük bir kısmının bu kadar tahmin etmediği kanaatindeyim. O bakımdan büyük bir gurur duydum hepsinin faaliyetlerini tekrar dinlerken. Başta tabii Pera Müzesi adına Sayın İnan Kıraç'a, İş Bankası adına Sayın Caner Çimenbiçer'e ve TÜYAP adına Sayın Bülent Ünal'a bu ödüllerin verilmesinden dolayı tekrar heyetinizi tebrik ediyorum gerçekten.
Biz de biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığı olarak her sene kültür ve sanat faaliyetlerine desteğimizi göstermek açısından çeşitli ödüller veriyoruz ve bunların bütün sanat camiası ve kültür camiası tarafından çok takdir edildiğini biliyorum. Ve sizin bu ödüllerinizin de çok büyük bir takdir kazanacağından hiçbirimizin şüphesi yoktur.
Hepimizin bildiği bir söz vardır. Marifet tabii ki iltifata biraz tabidir ama, yapılan güzel şeylerin bilinmesi, tanınması, takdir edilmesi çok ayrı bir değer ifade etmektedir. Ayrı bir tatmindir doğrusu. Hiçbir şey ile ölçülemeyen bir tatmindir. Yapılan şeylerin, hele hele bu işin erbabları tarafından takdir edilmesi; işte sanat ve kültürün erbabları da burasıdır, sizlersiniz. O bakımdan sizlerin tabii ki takdiri her şeyin üzerindedir.
Pera Müzesi Suna ve İnan Kıraç Vakfı olarak, İnan Bey'in ve değerli eşlerinin çok büyük tabii gayretleri ve ısrarlı çabalarıyla ortaya çıkmış büyük bir sanat yuvasıdır adeta. Şu da sevindiricidir ki, özel müzeciliğin son yıllarda Türkiye'de gelişiyor olması ve buna güzel örneklerin eklenmesi hepimizi ayrıca gururlandırmaktadır. Türk kültür ve sanat hayatının ne kadar zenginleştiğini göstermektedir. Uzun yıllar hep devlet eliyle yapılmıştır, Sayın Bakan'ın gayretleri, hükümetin gayretleri, hep beraber biliyoruz bunları. Devlet eliyle, kamu eliyle yapılanlar tabii ki çok değerlidir. Ama özel sektörün ve kişilerin özel vakıflar kurarak bu sahada hizmet vermeleri her türlü takdirin üstündedir gerçekten. Bundan dolayı sizleri gerçekten çok tebrik ediyorum ve Türk milleti muhakkak ki hep minnettar olacaktır sizlere.
Türkiye İş Bankası, sadece Türk ekonomisindeki yeri ile bilinmez. Ekonomideki katkısı; Türkiye'nin milli ekonomisinin bugünkü noktaya gelmesinde şüphesiz ki Türkiye İş Bankası'nın çok büyük bir yeri vardır. Türkiye İş Bankası'nın kuruluşu, Büyük Atatürk'ün sermayelerini koyarak büyük hedefler göstermesi tabii çok anlamlıdır. Ama Türkiye İş Bankası'nın sadece para, ekonomi değil, onun dışında çok eski yıllardan beri sanat ve kültür faaliyetlerinin farkına vararak, önemini kavrayarak kaynak ayırması da gerçekten çok büyük bir olaydır. Türkiye İş Bankası'nın yayınları, kültür faaliyetleri, bütün bunlar, rakamlar gözümüzün önüne biraz önce geldiğinde eminim ki hepimizi etkilemiştir. Sözün başında "Çoğumuzun belki bu kadar tahmin etmediğimiz faaliyetler" derken doğrusu bu rakamları kastediyordum. Yani milyona varan kitap çeşitleri, satışları bunlar çok büyük kültür faaliyetleridir. Bundan dolayı da kendilerini tebrik ediyorum ve ayrıca İş Bankası'nın resim heykel müzesi kurması da tabii ayrıca övgü ile karşılanacak bir teşebbüstür. Bundan dolayı İş Bankası'nın Yönetim Kurulu Başkanı'nı gerçekten tebrik ediyorum. Muhakkak ki arkadaşlar da kendilerine destek vermeselerdi bu mümkün olmayacaktı.
TÜYAP aslında ayrı bir efsanedir. Ta 80'li yılların başından bu yana, seksenli, doksanlı yıllarda o zaman sade bir kişi olarak ben de TÜYAP'ın kitap fuarlarını hep gezmişimdir ve oralarda çok iyi tabii hatıralarım vardır. Kitabı bu kadar topluma yayma, kitabı bu kadar sevdirme, yazarla okuyucuyu buluşturma; bunlar ve bunun sürekli olması çok önemli. Arada bir değil, sürekli olması, 1982 yılından beri bunun sürekli bir şekilde gerçekleşiyor olması gerçekten olağanüstü bir olaydır. 1991 yılından itibaren de sanat fuarının yine kesintisiz bir şekilde devam ediyor olması. Bunlar Türk kültür hayatına, sadece kültür hayatına değil, eğitim hayatına çok geniş anlamda çok büyük katkısı olan faaliyetlerdir. Biraz önce de anlatıldığı gibi sadece İstanbul'da değil Anadolu'ya da yayılması, yine bu havanın sadece İstanbul'da, Türkiye'nin büyük şehirlerinde değil, Anadolu'da da yaşanıyor olmasını göstermektedir. Bu da eminim ki bütün milletimiz tarafından çok büyük takdir görmektedir. Geçen sene CEBİT Fuarı açılışını yapmıştım ve orada da o büyük ilgiyi, kalabalığı bir kez daha görmüştüm. Büyük organizasyon gücü herkesin gerçekten çok takdirini kazanmaktadır. Bundan dolayı sizleri de çok tebrik ediyorum. Ama bir kez daha bütün bu faaliyetlerden dolayı bu faaliyetlere en iyi şekilde yön vermesinden dolayı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ni tebrik ediyorum.
Türk kültür hayatının zenginliğini hep beraber yaşayarak görüyoruz. Artık sadece Türkiye içerisinde başarılar değil, Türkiye'nin sanat ve kültür insanları birçok dalda, sinemadan resme kadar, plastik sanatlara kadar birçok dalda Türkiye dışında da çok büyük ödüller kazanmakta, çok büyük takdirler kazanmakta ve buna herkes şahit olmaktadır.
İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda Türk sanatının değeri ve kıymeti dünyanın her tarafında çok daha fazla ilgi görecektir. Birçok yerde sergiler açılmaktadır, fuarlar açılmaktadır. Dünyanın büyük başkentlerinde çok büyük ilgiyle takip edilmektedir. Bütün bunlar Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda sanat ve kültür alanında büyük bir ilgi odağı olacağını da göstermektedir. Ben bir kez daha ödül alanları tebrik ediyorum. Ödül verenlere takdirlerimi sunuyorum. Ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne de başarılar diliyorum. Sağolun."
Yazdır Paylaş Yukarı