Türkiye-Oman İş Forumu'nda yaptıkları konuşma

13.04.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Çok Saygıdeğer Bakanlar,
Değerli Milletvekilleri,
Oman ve Türkiye'nin Çok Saygıdeğer İş Adamları,
Değerli Basın Mensupları,
Sözlerime başlamadan önce hepinizi sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Bugün, değerli dostumuz Sultan Qaboos'un davetlisi olarak Oman'da bulunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Oman'a gelmeden önce, Oman'la ilgili çok güzel sözleri duymuş, çok güzel şeyleri okumuş ve çok güzel şekilde de bilgi edinmiştim. Ve bu ülkenin kendine has, özel bir kimliği olduğunu, halkıyla barışık, çevresiyle barışık güçlü bir kalkınma süreci içerisinde olduğunu ve çok büyük başarılara imza attığını, hep bunları duymuştum. Ama bu ziyaretimizin özellikle Majesteleri Qaboos'un 40. tahta çıkış yıldönümüne rastlıyor olması ve buradaki başarıları bizzat görmek, beni, arkadaşlarımı, bütün heyetimizi ziyadesiyle, gerçekten mutlu etmiştir. Çünkü dost ve kardeş bir ülkenin başarıları, mutluluğu muhakkak ki, onun kardeşlerini de onurlandırmaktadır, gururlandırmaktadır. Bunu bütün samimiyetimle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Oman, bir taraftan sırtını dağlara dayamış, bir taraftan büyük bir denize kucak açmış, çok stratejik bir bölgede yerini almış değerli bir ülkedir. Bir taraftan Hindistan'la, İran'la, Çin'le, Afrika'yla, bütün Asya'yla, Arap kıtasıyla ilişkiler içerisinde olmuş, tarihin çok eskilerine giden bir geçmişe sahip ve birçok önemli güçlerin zaman zaman uğrayarak geçtiği, çok önemli bir ülkedir. Böyle bir ülkenin huzur ve kalkınma içerisinde olması, halkının büyük bir mutluluk yaşıyor olması, yönetimin halkıyla kucaklaşmış olması; bütün bunlar, gerçekten, dışarıdan çok büyük bir takdirle izlenmektedir. Bundan dolayı başta Sultan, değerli kardeşim Qaboos olmak üzere, bütün yöneticileri kutluyorum, tebrik ediyorum ve başarılarının devamını şüphesiz ki, diliyorum. Yine sözlerimin başında Türk halkının da kardeş Oman halkına selamlarını ve muhabbetlerini sunmaktan da ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Değerli İş Adamları,
Dün buraya adım attığımızdan bu yana, şahsım ve heyetim, çok büyük bir dostluk ve misafirperverlik görmektedir. Dün akşam Sayın Sultan Qaboos'un verdiği akşam yemeğinde hepinizle bir arada olduk, çok büyük bir heyetle bir arada olduk. Ama dün yaptığımız başbaşa ve heyetler arasındaki görüşmelerde birçok şeyi paylaştık. İki ülke arasında siyasi konularda tam bir mutabakat vardır. Aramızda herhangi bir sorun olmadığı gibi, birbirimizin politikalarını da güçlü bir şekilde onaylamaktayız. Bu onayladığımız politikalar, barışçı politikalardır. Türkiye, çevresinde barışı yayan, istikrarı yayan, güvenliği ve huzuru yayan bir ülkedir. Komşularıyla ilişkilerine çok önem vermektedir. Diyalogla hep sorunların çözümüne önem vermektedir. Herkesi angaje ederek, herkesi kucaklayarak, sorunların çok daha kolay çözüleceğine inanan bir ülkedir. Türkiye'nin bu dış politikasının Oman tarafından da yakından takip edildiğini görmekten büyük bir memnuniyet duydum, daha önce bunun takdir edilmesinden. Oman'ın da bu bölgede komşularıyla hep iyi ilişkiler içerisinde olan ve diyalogla meseleleri çözen, yapıcı ve barışçı politikalara önem veren bir ülke olduğunu, zaten biliyoruz ama, bunu Sultan Qaboos'tan ve diğer yetkililerden dinlemekten ayrıca bir kez daha memnuniyet duydum. İşte aramızdaki bu siyasi görüşlerdeki beraberlik ve karşılıklı birbirimizi takdir etmek ve desteklemek, bize siyasi iradelerimizin ortak olduğunu ve çok fazla işler yapabileceğimizi göstermektedir. Siyasi konularda bu kadar mutabakat olan ülkeler, demek ki işbirliğinde de kararlı demektir. İlişkilerimizde kararlıyız, ilişkilerimizi daha da geliştirmek istiyoruz ve inanıyorum ki bu ziyaretim, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açmaktadır. İşte, ilişkilerimizi her alanda, sadece siyasi alanda değil, ekonomik alanda, güvenlik konularında, eğitimde, turizmde, kültürel faaliyetlerde de geliştirmek yönünde çok büyük bir arzu içerisindeyiz.
Ekonomik ilişkilerin gelişmesi için, her şeyden önce siyasi destek önemlidir. Ama bunun da ötesinde, ülkelerdeki istikrar da çok önemlidir. Eğer herhangi bir ülke istikrar içerisinde, güvenlik içerisinde değilse, o ülkede ekonomik gelişme ve büyüme de olmaz. Aslında o bölgede olmaz. Çünkü kaynaklar başka şeylere ayrılır. İyi olan şey şudur ki: İstikrar ve güvenlik söz konusu olunca, bütün kaynaklar halkın mutluluğu, kalkınması ve zenginliğine ayrılır. İşte, Oman'da bu söz konusu olduğu için, Oman'ın bütün kaynakları, bölgenin ve halkının kalkınmasına ayrılmaktadır. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Çok büyük kalkınma projeleri bu ülkede gerçekleştirilmektedir. Öyle ki, dünyanın yaşadığı büyük ekonomik krizden, yine en az etkilenen ülkelerden birisi olmuştur Oman ve geçen sene yüzde 3.7 kadar büyümeyi gerçekleştirmiş vaziyettesiniz. Ekonomik büyümeyi gerçekleştiren, yani büyümesi artı olan ülke sayısı azdır, çok değildir; bu global ekonomik krizin içerisinde. Bundan dolayı, sizi tebrik ediyoruz. Ayrıca çok büyük projelere imza atıyorsunuz. Bütün bunları da başarıyla gerçekleştiriyorsunuz. Türkiye de, son yıllarda her konuda çok büyük atılımlar yapmıştır. Bir taraftan Türk siyaseti ve Türkiye'nin bütün demokratik standartları çok güçlü bir şekilde yükselirken, Türk ekonomisi de buna paralel bir şekilde yine çok büyük bir kabuk değişikliği içerisinde olmuştur ve ekonomik hayatımızda çok büyük, köklü reformlar gerçekleştirilmiştir. Bu reformların neticesini de, Türkiye almaya başlamıştır. Bugün Türkiye, Avrupa'nın altıncı, dünyanın da on yedinci en büyük ekonomisine sahiptir. Türkiye'nin toplam gayrisafi milli hâsılası, IMF'nin harcama paritesine göre 1 trilyon dolara yaklaşmıştır ve Türkiye, G-20 ülkelerinin içerisindedir. Türk ekonomisini güçlendiren başka bir unsur da şudur: Türkiye 15 yıldır Avrupa Birliği'yle Gümrük Birliği içerisindedir. Yani Avrupa Birliği'ne tam üye olmadan, Avrupa Gümrük Birliği içerisine giren tek ülkedir. Bu şu anlama gelmektedir: Avrupa'nın en güçlü ülkeleri olan İngiltere'yle, Almanya'yla, Fransa'yla, İtalya'yla Türkiye arasında gümrük yoktur. Dolayısıyla, onlar istediklerini bize satabilirler, biz de istediğimizi onlara satabiliriz. Bu, Türk ekonomisini 15 sene içerisinde çok güçlü hale getirmiş, çok rekabet edebilir hale getirmiştir. Bunun neticesinde, Türkiye'nin evvelki seneki 130 milyar dolarlık ihracatının yüzde 95'i sanayi malı olmuştur ve en önemli kalemlerden biri de -20-25 milyar dolar civarında- otomobil olmuştur ve çok büyük bir kısmı Avrupa'ya ihraç edilmiştir. İhracatımızın neredeyse yüzde 60'ı da Avrupa'yadır. Dolayısıyla, Türkiye'de çok güçlü bir ekonomi vardır. Özellikle, ekonomik reform programları çerçevesi içerisinde Türk hukuk sistemini, yatırım sistemini çok değiştirmiş vaziyetteyiz ve Türkiye'yi yabancı yatırımcılar için de çok cazip hale getirmiş vaziyetteyiz. Bugün Türkiye'de herhangi bir şirketin sahibine bakılmaz. Bu şirket, Türk şirketi de olabilir, Oman şirketi de olabilir, Suud şirketi de, Rus veya İngiliz şirketi de olabilir. Bunlar arasında hiçbir ayrım söz konusu değildir. Ayrımı kim haklı, kim haksız diye ancak yaparız. Yoksa bunun sahibi, bunun sermayesi kime aittir diye asla yapmayız. Bütün bu değişikliklerin neticesinde, Türkiye adeta yeniden keşfedilmiştir, fark edilmiştir ve Türkiye'ye çok büyük yatırımlar dışarıdan gelmektedir. Arap yarımadasından, Körfez bölgesinden, bütün Körfez ülkelerinden ve başta Avrupa olmak üzere dünyanın diğer ülkelerinden büyük yatırımlar gelmektedir ve Türkiye'ye güvenilmektedir.
Türkiye, geçen senelerde de ortalama yüzde 7 büyümeyi 8 yıldır gerçekleştirmiştir. Dünya ekonomik krizinden Türkiye etkilenmiştir tabii. Çünkü Türkiye'nin 130 milyar dolarlık ihracatının büyük bir kısmı Avrupa'ya olduğu için, Avrupa'nın geçirdiği sarsıntı, bizden yaptığı ithalatını da etkilemiş ve ihracatımızda bir azalma söz konusu olmuştur ama, yine dünya krizinin yaşandığı dönemde bile 100 milyar doların üstünde ihracat yapan bir ülke olmuştur Türkiye. Türkiye aynı zamanda büyük ithalat da yapmaktadır. Dış ticaret hacmi Türkiye'nin, 350 milyar doları geçmiştir. Dolayısıyla, bir taraftan satın alan, bir taraftan satan bir ülkedir. Ama Türkiye'nin geçen dönem içerisindeki en büyük başarılarından birisi, Türk finans sektörünü ve bankacılık sektörünü çok sağlamlaştırmıştır. Öyle ki, geçen yıl yaşadığımız ekonomik krizin aslı, finans krizidir. Dünyanın en büyük bankaları büyük sarsıntılar geçirirken ve dünyanın her tarafında, bütün Avrupa ülkelerinde bankacılığa kaynak aktarılırken, bankaları sarsıntı geçirmeyen tek Avrupa ülkesi Türkiye olmuştur. En ufak bir sarsıntı geçirmemiştir bankalarımız ve bankacılık sektörümüz. Tabii bu da yine bütün dünyanın dikkatini çekmiştir. Geçen seneden bu seneye geldiğimizde, dünyada birçok ülkenin kredi notları düşürülürken, Türkiye üst üste dört kez kredi notunu yükselten tek ülke olmuştur.
Bütün bunları şunun için söylüyorum: Oman da bu ekonomik krizden sağlam çıkmıştır. Oman'da da çok önemli makroekonomik güzel gelişmeler söz konusu olmuştur. Çok köklü altyapı yatırımları yapılmaktadır. Özel sektöre çok önem vermektesiniz ve Oman özel sektörü gerek Oman'da gerek Oman dışında yatırımlarıyla hep dikkati çekmektedir; Türk ekonomisi de büyüklüğüyle ve başarısıyla. Bütün bunları tekrar gözünüzün önüne getirdim. Bunu şunun için yaptım ki: Arada çok büyük işbirliği imkânı vardır, çok büyük bir potansiyel vardır. Bu potansiyel sadece ticaret değildir. Biliyoruz ki, Oman'la Türkiye arasındaki ticaret hacmi küçüktür. Bunu en kısa süre içerisinde 1 milyar dolara kadar çıkartma hedefimizi dün konuştum. Bugün de sabah Sayın Başbakan Yardımcısı'yla yine konuştuk. Oman, re-export yapmak için de çok önemli bir ülke. Sizin limanlarınıza bütün dünya gemileri uğramakta ve buradan Afrika'ya, Asya'ya, Hindistan'a, Pakistan'a, bütün İran'a mal satılabilmektedir. Ama bunun ötesinde iki farklı alan vardır. Bunlardan birisi, Türkiye'ye yapılacak yatırımlardır. Son 8 sene içerisinde Türkiye'ye 80 milyar dolarlık direkt yabancı sermaye gelmiştir. FDI dediğimiz, direkt sermaye yatırımı gelmiştir ve herkes de çok memnundur ve hepsi de kalıcıdır.
Burada memnuniyetle ifade etmek isterim ki: Oman da Türkiye'ye güvenip yatırım yapan ülkelerden birisidir. Türkiye'nin önemli mağazacılık zincirlerinden birisi olan Migros'a, Oman çok büyük bir ortaklıkla katılmıştır ve eminim ki, bu operasyondan da memnunsunuz. Ama Türkiye'de bütün alanlarda yatırım yapma imkânı vardır. Onun için siz değerli iş adamlarını, yatırımcıları Türkiye'ye davet ediyorum. Türkiye'nin bütün sektörlerine; sanayi, hizmet, finans, turizm, hepsine yatırım yapabilirsiniz.
Geçen sene Türkiye'ye 28 milyon turist gelmiştir. Dünyanın her tarafında, bütün ülkelerde; İspanya'dan İtalya'ya kadar, Yunanistan'a kadar turizm gerilerken, sadece Türkiye'de turizm geçen sene büyümüştür. Yani dünyada tek turizmi büyüyen ülke Türkiye olmuştur ve yüzde 2,5 büyümüştür. Gelen turist sayısı 28 milyona ulaşmıştır. Bu, şu demektir: Türkiye'deki servis sektöründe, hizmet sektöründe, otelcilik ve diğer bütün konularda gerçekten çok büyük ilerlemeler olmuştur. Avrupa'nın en iyi otelleri, son yıllarda hep Türkiye'den seçilmektedir. Dolayısıyla, çok değerli Omanlı iş adamlarını Türkiye'ye yatırım yapmaya davet ediyorum. Türkiye Yatırım Ajansı Başkanı buradadır. Türkiye'deki birçok büyük şirketin temsilcileri, sahipleri aranızdadır. Onlarla en iyi şekilde ortaklık kurabilirsiniz veya yalnız istediğiniz şekilde, istediğiniz yatırımı yapabilirsiniz. Diğer bir alan da tabii ki Oman'daki yatırımlardır ve buralardaki gerçekten çok büyük işlerdir. Deminden beri Oman'ın kalkınma hamlesini ve büyük projeleri gerçekleştirmedeki başarılarınızı söylüyorum ve bundan dolayı tebrik ediyorum.
Ve burada bir teşekkürümü Sultan Qaboos'a ve onun hükümetine ve değerli yöneticilere yapmak istiyorum. Türk şirketlerine, Türk müteahhitlerine ve Türkiye'nin değerli firmalarına gösterdiğiniz güvenden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Biliyorum ki, burada Türk firmaları birçok büyük projeleri çok başarıyla üstlenmişlerdir ve onları gerçekleştirmişlerdir. Çevre yollar, havaalanlarıyla ilgili, petrol konuları ve diğer bütün alanlarda Türk şirketlerinin çok önemli projeleri başardığını biliyorum. Onların başarısından ve onları burada görmekten, yönetimin de memnuniyet duyduğunu dün bana Sultan Qaboos söyledi. Şimdi şüphesiz ki, burada Türk iş adamları, bu kalkınma hamlesi içerisinde daha büyük roller almaktadırlar. Bunların birçoğunu biliyorum. Yanımda, uçakta Türkiye'nin değerli iş adamları benimle beraber geldi. Onları tek tek dinlediğimde gördüm. Başta, Başkentin Havaalanı, Muscat Havaalanı olmak üzere, dünyaca meşhur, iki büyük şirketimizin buradaki ihale süreci içerisindeki başarılarını biliyoruz. Yine, sizin önemli şehirlerinizden birisi olan Salalah şehrindeki havaalanında yine Türkiye'nin önemli büyük şirketlerinden birisi, ihalede başarılı olmuştur. Petrol arama, gaz arama ve onları bulma, rafinelerle ilgili faaliyet gösteren ve bu projelerinize giren ve bundan elenerek çıkan çok değerli yine şirketlerimiz var. Boru hattı yapma konusunda dünyanın önemli şirketlerine sahibiz, onlar var. Turizm konusunda, büyük müteahhitlik firmalarımız, dünyanın her tarafında büyük gerçekten başarılar elde etmişlerdir. Firmalarımız, dünyanın 70 farklı şehrinde ve ülkesinde, 150 milyar dolara yakın iş bitirmişlerdir. Dünyanın 250 firması içerisinde 31 tanesi Türkiye'ye aittir. Dünyanın en büyük 250 büyük müteahhitlik firmasının 31 tanesi Türkiye'ye aittir. Türkiye, Türk firmaları, dünyanın ikinci büyük müteahhitleridir. Bütün bunlarla biz de gurur duyuyoruz ve övünüyoruz. İş adamlarımızın bu başarılarından dolayı, doğrusu her zaman ben memnuniyet duyduğum gibi, dost ve kardeş ülkeler de, onların bu başarılarından hep memnuniyet duymaktadırlar. Savunma alanında da, savunma sanayiinde de yine çok büyük işbirliği yapma imkânları vardır. Türkiye'nin NATO üyesi bir ülke olduğunu düşünürseniz ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eminim ki gücü ve büyüklüğüyle sizler de övünüyorsunuzdur, Türkler gibi. Türkiye'deki savunma sanayinin ne kadar çok geliştiğini tahmin edebilirsiniz. Bütün NATO ülkelerine Türkiye, savunma konularında malzeme, araç-gereç ve gerekli her şeyi verebilmektedir. Telekomünikasyondan tutun da, bütün zırhlı araçlara kadar, bu konuda da Oman'la Türkiye arasında çok büyük bir işbirliği potansiyeli olduğunu biliyorum. Özellikle zırhlı araçlarda, sürat botlarında, bütün bu konularda çok iddialıyız. Burada da sizin partneriniz olacak, ortaklarınız olacak firmalarımızın değerli temsilcileri hep vardır.
Turizmdeki işbirliğinin altını tekrar çizmek istiyorum; sadece Türkiye açısından değil, Oman açısından da. İçinde bulunduğumuz bu tesis, herhalde çok güzel bir fikir vermektedir.
Değerli dostumuz Muhammed Zübeyir'i tebrik ediyorum gerçekten. Bugün denizde yaptığımız yat seyahatinde de buraları dışarıdan da gördük. Hem lokasyon olarak hem içine girdik, gördük. Gerçekten birinci sınıf, çok güzel tesisler burada da var. Ama Oman'ın kendine has kimliği, özelliği; buraları eminim ki daha çok cazip yapacaktır. O bakımdan, turizm firmalarımız arasındaki işbirliğine de çok önem veriyorum. Bu aynı zamanda da kültürel açıdan da iki ülkeyi bir araya getirmektedir.
Bugünlerde, dünden beri hep şunu duyuyorum: Türk dizilerinin, filmlerinin burada da ne kadar popüler olduğunu, bana bütün dostlarım, herkes söylüyor. Körfez ülkelerinde, gittiğim yerlerde hep söylüyorlardı ama, Oman'da da böyle olduğunu duydum. Bu eminim ki, sizlere Türkiye'yi daha çok tanıtıyordur. Unutmayın ki, İstanbul hepimizin şehridir, bir dünya şehridir. Sizleri daha çok Türkiye'de görmek istiyoruz. Aynı şekilde, Türklerin de buralara gelip, bu güzel yerleri görmelerini, buralarda gayet sükûnet içerisinde, huzur içerisinde tatillerini geçirmelerini doğrusu dilerim. Ama bunun için birbirimizi tanıtmamız gerekir. Türkiye'yi burada daha çok tanıtmak, sizi de Türkiye'de daha çok tanıtmak gerekir. Birbirimizin tanıtılacak, hâlâ bilinmeyen çok güzel yanları vardır. Onun için, bu konudaki çalışmalara da çok önem veriyorum.
Ben bir kez daha sizleri işbirliğine davet ediyorum. Gayet açık söylüyorum. Hem Türk iş adamlarına hem de Oman iş adamlarına sesleniyorum burada. Ne kadar çok beraber iş yaparsanız, ne kadar çok Türkiye'de, Oman'da veya üçüncü ülkelerde, başka ülkelerde beraber iş yaparsınız, biz o kadar çok memnun oluruz. Unutmayın ki, siyasi iradeler sizin arkanızdadır. Herhangi bir şekilde problemle, güçlükle karşılaşırsanız, gelin, Türkiye'de bize gelin Oman'da da, işte, değerli kardeşlerimize, değerli kardeşim Sultan'a gidin. Daima teşvik göreceksiniz, daima karşılaştığınız bir problem varsa, bunun kolaylıkla aşıldığını göreceksiniz. Siyasi ilişkiler iyiyse, ülkelerde istikrar varsa ve bir de potansiyel varsa, o zaman iş artık size düşmektedir. Siz ne kadar çok çalışır ve ne kadar çok başarı elde ederseniz, biz de bundan o kadar çok mutluluk duyarız.
Ben bir kez daha, bize gösterilen misafirperverliğe, dostluğa teşekkür ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum ve sizleri Türkiye'de ağırlamaktan, görmekten de büyük bir mutluluk duyacağımı ifade ederek, bütün Omanlılara, sizin şahsınızda selam, sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı