KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

"Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi, Türkiye'nin Nereden Nereye Geldiğini Göstermesi Bakımından Önemli Bir Yere Sahip"

04.12.2016
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi, Türkiye'nin Nereden Nereye Geldiğini Göstermesi Bakımından Önemli Bir Yere Sahip"

Kayseri’de Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasıyla Türk siyasi tarihinin en ibretlik hadiselerinden birini yaşadık. Cumhuriyet mitingleri ve 27 Nisan bildirisiyle milletin iradesine karşı adeta bir meydan okumaya çevrilen bu seçim süreci, 367 garabetiyle trajikomik bir hale dönüştürülmüştür. Millî iradeye karşı girişilen saldırılara cevabımızı Abdullah Beyi aday göstermek suretiyle verdik” dedi.

Kayseri’de Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasıyla Türk siyasi tarihinin en ibretlik hadiselerinden birini yaşadık. Cumhuriyet mitingleri ve 27 Nisan bildirisiyle milletin iradesine karşı adeta bir meydan okumaya çevrilen bu seçim süreci, 367 garabetiyle trajikomik bir hale dönüştürülmüştür. Millî iradeye karşı girişilen saldırılara cevabımızı Abdullah Beyi aday göstermek suretiyle verdik” dedi.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrunnisa Gül’ün ev sahipliğinde açılışı gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Gül, "Türkiye'yi muhakkak ki ileriye taşımak hepimizin görevidir ve özellikle de şu anda da bütün Türkiye'nin sorumluluğunu, Türk halkının sorumluluğunu üstlenenler olarak sizlerin, değerli hükümetin. Bunun da en iyi şekilde yapılacağına inanıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Abdullah Gül Üniversitesi Sümer Yerleşkesi içinde yapımı tamamlanan Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, yurt içinden ve yurt dışından Kayseri'ye gelerek açılışa katılan davetlilere teşekkür etti.

Müzeyi 24 Temmuz'da açmayı planlamalarına rağmen bilinen olaydan dolayı ertelemek zorunda kaldıklarını belirten Gül, müze kurma fikrinin nasıl ortaya çıktığını anlattı.

Gül, bu tip müzelerin geleneğinin doğulan, büyünen ve siyasetçi olunan yerlerde kurulduğunu vurgulayarak, "Benim de doğduğum, büyüdüğüm kendi şehrim olan Kayseri olduğu için müzeyi burada kurma fikrini cumhurbaşkanı olduğum dönemin sonlarına doğru kararlaştırdığımda, o zaman hukuki düzenlemeyi de yaptık. Daha sonra da gerekli teşebbüsler yapıldı ve Kayseri'nin bu çok önemli kültür mirası Sümer Bez Fabrikasında gerçekleştirmeye karar verdim. Burada teşekkür etmek istiyorum Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'e, benim başlattığım bu projeyi devam ettirdiler ve destek verdiler. Ümit ederim ki bu gelenek Türkiye'de oluşmuş olur ve bundan sonra da günü geldiğinde, vakti zamanı geldiğinde, daha inşallah uzun yıllar sonra diğer cumhurbaşkanları için de tekrarlanır." diye konuştu.

Sümer Bez Fabrikasının hikayesinin anlatıldığını, 1935'te kurulduğunda burada 2 bin kişinin çalıştığını anımsatan Gül, "Daha sonra ekonominin değişmesiyle buralar atıl hale geldi. Burayı değerlendirmekle ilgili önce ismimi taşıyan üniversitenin şehir kampüsünü burada kurduk, daha sonra da bu enerji merkezini, buhar merkezine kütüphane ve müze yaptık." ifadesini kullandı.

Gül, Kayseri'nin tarihi ile ilgili de bilgiler vererek, şöyle devam etti:

"Birçok medeniyetler, kültürler gelip geçtiği için büyük bir kültür birikimi olan şehir. Burada arkeoloji, etnografya ve büyük bir Selçuklu merkezi olduğu için de Selçuklu Müzesi kuruldu ve benim mezun olduğum Kayseri Lisesi, bütün son sınıf öğrencilerini Sakarya Savaşı'nda şehit verdiği için orada da Milli Mücadele Müzesi açıldı. Dolayısıyla Kayseri'de böyle bir birikim de giderek oluşuyor. Bu şehirden birçok değerli devlet adamları, birçok önemli siyasetçi, çok önemli sanayiciler, iş adamları, sanatçılar çıktı. En büyük özelliği de bu şehrin hayırseverliği ile ortaya çıkması. İnsanların gönlünden geçerek birçok alanda hayırseverlik yapmakta. Bu anlamda her zaman şehrimizle gurur duyduk. Zaman zaman acı tarihimize de örnek oldu. 1960 ihtilalinde o zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar buradaki hapishanede maalesef belli bir dönemini geçirdi."

"TÜRKİYEY’Yİ DEMOKRATİK OLARAK ÇOK GELİŞTİRDİK"

Müzeyi, aynı zamanda siyasi tarih müzesi olarak da düşündüklerini belirten Gül, "Cumhuriyetin başından başlayıp bugüne kadar, dolayısıyla müzeyi gezenler kısa sürede kompakt diye bileceğim bir Türkiye tarihini burada görebilirler. Acı, tatlı günlerimizi, başarılarımızı, sıkıntılarımız görürler. Tabii ki daha sonra da benimle ilgili bölümler var. Benim siyasetçi olarak, devlet adamı olarak, cumhurbaşkanı, hükümet üyesi olarak bulunduğum olaylar ve o dönemle ilgili hatıralar sergilendiği gibi benim siyaset tarzımı, öne çıkarttığı konuları, yaptığım konuşmalarda dikkati çektiğim ve liderlik yaptığım değerleri de bu müze özel olarak sunmaktadır." ifadesini kullandı.

"Her ne kadar benim ismimi taşıyorsa da bu müze aslında hepimizin hatıralarını yansıtıyor" diyen Gül, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siz (Cumhurbaşkanı Erdoğan) de sinevizyonda söylediniz, 1970'yi yıllarda tanıştığımızı, Talebe Birliğinde. O günlerden bu günlere baktığımızda neredeyse 50 yıla yaklaşıyor. Aslında ondan birkaç yıl önce de tanışmıştık. Dolayısıyla hükümet içindeki tüm faaliyetlerimiz, sıkıntılı günlerimiz, Refah Partisi, Fazilet Partisi dönemleri, AK Parti'yi kuruluş yıllarımız, partimizi kurduktan sonra başımızdan geçen bütün sıkıntılı dönemler, bütün bunlar burada var. Bunlar sadece sizlerin değil, birçok değerli milletvekili arkadaşlarım, omuz omuza siyaset yaptığımız, Türkiye'yi yönettiğimiz bütün arkadaşlarımız. Şu an hala görevlerini yapıyorlar. Hepimizin hatıraları bu müzede gösterilmeye ve yansıtılmaya çalışılıyor. Tabii ki bütün bunları yaparken şunu da söylemek isterim. Hep gurur duyduğumuz işler yaptık. Türkiye'yi demokratik olarak çok geliştirdik. Türkiye'de birçok tabular vardı. Bu tabuları hep beraber yıktık, değiştirdik. Bunların hepsini tarihe gömdük. Türkiye'yi ekonomik olarak geliştirdik. Türkiye öyle oldu ki dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden birisi oldu ve herkesin hayranlıkla karşıladığı bir ülke oldu. Dış politikada hep beraber yine çok güzel işler yaptık. Doğuyla da batıyla da ilişkilerimizi geliştirdik. Bütün bunlar hepimizin buradaki eserleri olarak görmemiz gerekir."

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tarihte inişler çıkışların söz konusu olduğuna dikkati çekti. Gül, "1960 darbesi var. Maalesef 1980 dönemi var. Bunları bazen çok üzülerek, mahcubiyetle hatırlıyoruz, karanlık günleri. 28 Şubat dönemleri var. Bunların hepsi ara dönemler olarak kaldı. Bunların hepsini aştık ve Türkiye'yi bugün ki duruma ve çok daha ilerilere hep beraber taşıdık. İnanıyorum ki 15 Temmuz'da haince ve gerçekten çok rezilce gerçekleştirilen bu olayı da gerimizde bırakacağız." dedi.

Gül, bu vesileyle bütün şehitlere minnet duygularını tekrarladığını ancak bir kişinin ismini özellikle zikretmek istediğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:"Hepimizin en yakın arkadaşı Erol Olçak. Çünkü 14 Temmuz'da bugün ki organizasyonu onun yapması için oturduk, toplantı yapmıştık, bir gün önce. Benim biraz kaygılı olduğumu görünce 'Sen hiç karışma bunları ben yapacağım' diyerek her şeyi planladığını ve her şeyin güzel olacağını söylemişti o zaman, her zaman ki şövalye yapısıyla, sitiliyle öyle vedalaşmıştık. Ertesi günü maalesef kendisini kaybettik, şehit oldu. Onunla birlikte birçok vatandaşımız. Tabii ki suçlu ve suçsuzları titizlikle ayıklayıp, hak edenlere gereken cezaların verileceği herkesin emin olduğu bir husustur ama Türkiye'yi muhakkak ki ileriye taşımak hepimizin görevidir ve özellikle de şu anda da bütün Türkiye'nin sorumluluğunu, Türk halkının sorumluluğunu üstlenenler olarak sizlerin, değerli hükümetin. Bunun da en iyi şekilde yapılacağına inanıyorum." Demokrasinin devamlı bir mükemmelleşme süreci olduğuna işaret eden Gül, sözlerini şöyle tamamladı:"Devamlı kendinizi geliştiriyorsunuz, devamlı iyileştiriyorsunuz. 'En iyiyim' diyenler de kendilerini mükemmelleştirme ve geliştirmek durumundalar. Bu süreçte tabii ki istişareler olur, tartışmalar olur, eleştiriler olur, öz eleştiriler olur ve neticede hep doğru istikamette hep gelişilir, hep ileri gidilir. Mevcut sorunları zamanında muhakkak aşmamız gerekir ki gelecek sorunlar birikmesin, birikirse o zaman orada kalınır. Onları da aşabilmek için günümüzdeki sorunları aşarak yola devam etmek gerekiyor. Bunun için demokrasinin, reformcu bir niteliği vardır. Sabit, statik değildir. Nasıl yaptığımız şeyler köklü bir reform süreci içinde bizi oluşturdu ve Türkiye'yi ileri taşıdıysak da inanıyorum ki yine aynı şekilde mükemmelleşmek, her şeyi daha iyi yapmak için bu reform süreçlerini sizlerin liderliğinde değerli hükümetimizin hep önderliğinde gerçekleşecektir ve bu içinde yaşadığımız dönemi süratle atlatacağız ve Türkiye en parlak dönemlerini yine eminim ki yine yakalayacaktır. Bundan hiç tereddütüm yok. Geçmişe baktığımızda nasıl ki en zor dönemler aşıldıysa bu dönemler de aynı şekilde aşılacaktır."

YILDIRIM: DEMOKRASİ TARİHİMİZDEKİ ÖNEMLİ KESİTE ŞAHİTLİK EDECEK

Açılış töreninde Başbakan Binali Yıldırım’da bir konuşma yaptı. Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle: "Tüm yol arkadaşlarımız burada. İlk günden bu yana olduğu gibi, birlikte bir aradayız. Daha ilk günden partimizin kurucusu, liderini partiden uzak tutmaya çalışan bir hukuk faciasından başlayıp birçok engellemeleri birlikte yaşadık. En son 15 Temmuz'daki darbe girişimine kadar uzanan vesayet heveslilerinin marifetleri saymakla bitmez. Bu kumpaslar, oyunlar 14 yıllık iktidarımızda hep vardı. Sayın Recep Erdoğan ve Sayın Abdullah Gül buna en büyük katkıyı vermiştir.

Bu müze Türkiye'nin siyasi tarih müzesi olma özelliğini de taşıyor. Türkiye siyasi tarihi en güzel şekilde anlatılmış. Biz mazisi olan atiyiz. Gençlerimize gelecek kuşaklara geçmişte yaşanan acı olayları güzel olayları hatırlatmak için bu ve buna benzer eserlere ihtiyaç var.

Sayın Abdullah Gül'ün hayatı ve siyasette izlediği yol, yaptığı sunumlar da yer almaktadır. Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi ülkemizde az bulunan tematik müze ve kütüphanelerden birisi olmaya adaydır. Burada 15 Temmuz alçak darbe girişimini müzede ayrı bir bölüm olarak ele alınması ve gelecek kuşaklara aktarılması yönündeki gayretlerden dolayı teşekkür ediyorum.

Dünyanın güçlükle anlayabildiği aziz Türk milleti silaha, tanka, topa karşı iman gücüyle, memleket, bayrak sevdasıyla meydana inmiş, darbecilere darbeyi indirmiştir. Ülkemizin birliği, bütünlüğü, bekası için, 15 Temmuz gecesi verilen kurtuluş mücadelesi sırasında hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Ben 15 Nisan 2017'den itibaren Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi'nin ziyaretçi akınına uğrayacağını düşünüyorum. Ziyaretçiler burada demokrasi tarihimizdeki önemli bir kesite şahitlik edecektir."

Kayseri’de Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasıyla Türk siyasi tarihinin en ibretlik hadiselerinden birini yaşadık. Cumhuriyet mitingleri ve 27 Nisan bildirisiyle milletin iradesine karşı adeta bir meydan okuyama çevrilen bu seçim süreci, 367 garabetiyle trajikomik bir hale dönüştürülmüştür. Millî iradeye karşı girişilen saldırılara cevabımızı Abdullah Beyi aday göstermek suretiyle verdik” dedi.

Törende Başbakan Binali Yıldırım, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı bakanlar ve milletvekilleri, Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder, Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç, Afganistan eski Devlet başkanı Hamid Karzai, Arnavutluk eski Devlet Başkanı Bamir Topi,Sırbistan eski Devlet Başkanı Boris Tadiç, Yunanistan eski Başbakanı George Papandreou ve Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde görevde bulunan bazı yabancı devlet adamları ve bakanlar da hazır bulundu.

Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesinin şehre ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunarak ve müzesinin yapımında emeği olanları tebrik ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de siyasi tarih müze geleneğinin yavaş yavaş oluşmaya başladığını, Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesinin, bu geleneğin en önemli temsilcisi olarak gördüğünü söyledi.Bu müze örneğinde olduğu gibi, Cumhurbaşkanlığı olarak arzu edilirse tüm eski Cumhurbaşkanları adına kurulacak şahsi müzeleri destekleyip gereken her türlü imkanı da sağladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş meğer” dizesine atıfta bulunarak, “Dünyada bırakacağımız hoş sedaların işte böyle güzel mekanlarda gelecek nesillere aktarılması, aynı zamanda kültürümüze ve medeniyetimize yapılmış en önemli katkıdır” dedi.

“TARİH YAPAN BİR MİLLET OLARAK, TARİHİMİZİ YAŞATMA KONUSUNDA AYNI BAŞARIYI GÖSTEREMİYORUZ”

“Tarih yapan bir millet olarak, tarihimizi kayda geçirme, yaşatma ve gelecek nesillere aktarma konusunda aynı başarıyı maalesef gösteremiyoruz” İfadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Esasen elimizin altında dünyanın en düzenli ve kapsamlı devlet kayıtları olan Osmanlı arşivleri gibi bir hazine bulunuyor. Buna rağmen onu bile şimdiye kadar doğru dürüst değerlendirmedik. Bir dönem arşivlerinde yer alan milyonlarca belgenin hurda niyetine kilosu 3-5 kuruşa satılmasının utancını dahi yaşadık. Bunun için Hükümetimiz döneminde arşivciliğin modern versiyonu olan dijital arşiv konusunda özel önem verdik, tüm kurumlarımızın arşivlerini kalıcı hale getirmesinin yolunu açtık. Bugün burada açılışını yaptığımız kişisel arşivlere olan ilginin de giderek yaygınlaştığını görmekten doğrusu memnuniyet duyuyorum. Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi’nin bu ilgiyi daha da arttıracağına inanıyorum.”

11. Cumhurbaşkanı Gül ile üniversite öğrenciliği yıllarından beri şahsen yol arkadaşlığı yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilimsel çalışmalarının yanında, kültür ve medeniyet hayatımıza dair okumalarıyla adeta ayaklı bir kütüphane olarak biliyoruz” dediği Gül adına açılan bu kütüphanenin, onun yarım asrı bulan birikimini de yansıtan bir eser olacağını, müze kısmında yer alan sergi alanları, simülasyon bölümü, kişisel arşivi gibi bölümlerin ise Gül’ün kendi hayatıyla birlikte demokrasinin Türkiye’deki gelişiminin de takip edilebileceğini dile getirdi.

“ABDULLAH GÜL İLE 1991 YILINDA BAŞLAYAN SİYASİ YOL ARKADAŞLIĞIMIZ BUGÜNE KADAR KESİNTİSİZ DEVAM ETTİ”

11. Cumhurbaşkanı Gül ile beraberliklerinin 1960’lı yıllara kadar uzandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi yol arkadaşlıklarının ise Gül’ün milletvekili adayı olduğu 1991 yılından itibaren başladığını ve bugüne kadar kesintisiz devam ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partinin kuruluş çalışmalarını birlikte gerçekleştirdiklerini, ilk güçlü mitinglerini Kayseri’de birlikte yaptıklarını hatırlattı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle kendisinin aday olduğu 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonrasıyla Türk siyasi tarihinin en ibretlik hadiselerinden birini yaşadık. Cumhuriyet mitingleri ve 27 Nisan bildirisiyle milletin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesine karşı adeta bir meydan okuyama çevrilen bu seçim süreci, şöyle bir hafıza kayıtlarımızı yoklayalım, 367 garabetiyle trajikomik bir hale dönüştürülmüştür. Bu millete bu ülkede bu da yaşattırıldı. Biz de işte böyle bir dönemde demokrasiye ve milli iradeye girişilen saldırılara cevabımızı Abdullah Beyi aday göstermek suretiyle verdik. Birikimi ve partimize olan katkıları sebebiyle Abdullah Bey adaylığı hem kendi camiamızda, hem de milletimiz nezdinde hüsnükabul gördü ve Sayın Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığı, Cumhurbaşkanlığı ile neticelendi.”

“TÜRKİYE VESAYETİN DEĞİL, MİLLETİN CUMHURBAŞKANLIĞINA GİDEN YOLUN İLK ADIMLARINI ABDULLAH GÜL İLE ATMIŞTIR”

Onun görevini yürüttüğü 2007-2014 yılları arasında Türkiye’nin çok önemli değişim-dönüşüm, yeniden yapılanma süreçlerini yaşadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı makamıyla Başbakanlık makamı arasındaki dayanışmayla bu dönemi başarılarla dolu bir dönem olarak hamdolsun gerçekleştirdik. Ve bu süreçte yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlar karşısında kendisinin de sergilediği mutedil yaklaşım daima takdirle birbirimizi anmamıza vesile oldu. Türkiye vesayetin değil, milletin Cumhurbaşkanlığına giden yolun ilk adımlarını işte bu dönemde Sayın Gül ile atmıştır. Cumhurbaşkanının doğrudan halkın oyuyla seçimi uygulamasının milletimiz tarafından bu denli büyük bir muhabbetle kucaklanmasında Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanlığı dönemindeki başarıları da katkıda bulunmuştur. Ülkemizin son yıllarda yetiştirdiği en önemli siyaset ve devlet adamlarından biri olan Abdullah Gül kardeşimin çalışmaları ve hizmetleriyle milletimin kalbinde de müstesna bir yer edindiğine inanıyorum” diye konuştu.

“ABDULLAH GÜL MÜZE VE KÜTÜPHANESİNİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM”

Açılışı yapılan müze ve kütüphanenin, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sayın Gül’ün üniversitede okuduğu 1960’lı yılların sonunda ülkemizde etkisi hala süren yeni bir kuşağın ve onlarla birlikte yeni bir anlayışın doğduğunu görüyoruz. Kendimizi çok partili siyasi rejimin özgürlük ve kalkınma tecrübesiyle 1960 darbesinin vesayeti arasında yolunu bulmaya çalışan bir Türkiye’nin tam ortasında bulduk. Bir yanda gönüllerimizi coşturan dava ve aksiyon adamlarının, diğer yanda sanayileşmeyi, gelişmeyi, büyümeyi hedef gösteren, bunun için de siyasetin yolunu işaret eden büyüklerimizin telkinleriyle beslendik. Zaman içinde bu ikisinin aslında birbirine alternatif değil, birbirinin şöyle tamamlayıcısı olduğunu fark ettik. Hem gönlümüzü, hem zihnimizi zenginleştireceğiz hangi kaynağa ulaşırsak, kimi bulursak ondan faydalanmanın yollarını aradık. 1980 darbesi bu arayışımızı durdurmak bir yana, daha üst seviyelere çıkarttı, çünkü darbelere karşı direnmenin yolunun da bu olduğunu gördüm. Hem manevi dünyamızı tahkim edecek, hem de teknik kapasitemizi artıracak çalışmalara ağırlık verdik. 1991 seçimlerinden itibaren işaretleri görülmeye başlanan, 1995 seçimlerinde adeta patlama yapan başarılarımızın gerisinde işte böyle bir emek, böyle bir vizyon vardır.”

Abdullah Gül ve diğer arkadaşlarıyla omuz omuza yürüttükleri mücadelenin, 2001 yılında yeni bir partiyle, 2002 yılında tek başına iktidarla neticelendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu 14 yıl hamdolsun Türkiye’nin tarihinin en büyük değişimlerini, dönüşümlerini, gelişmelerini yaşadığı bir dönem oldu. Bugün 2023 hedeflerine sahipsek, hedeflerimize ulaşmak için ümit varsa, bu geçtiğimiz 14 yıldaki başarılarımız sayesindedir. Artık bu dönemin ilk Başbakanı, sonra Dışişleri Bakanı, son olarak da Cumhurbaşkanı olarak tüm başarıların altında imzası olan kardeşlerimizden bir tanesidir Abdullah Bey. Kendisine, ülkemize ve milletimize yaptığı hizmetler için şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Abdullah Gül Müzesi ve Kütüphanesinin hayırlı olması temennisinde bulunarak ve eserin yapımında emeği bulunanlara teşekkür ederek konuşmasını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzenin açılışının ardından Kayseri Valiliği’ni ziyaret etti.

Açılış törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Yıldırım, Kayseri Sanayi Odası tarafından düzenlenen Sanayi Gecesi etkinliğine katılarak, 2016 yılı sanayi rekortmenlerine ödül verdiler.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı