KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

“Kütahya, Her Zaman Vatanına, Milletine Bağlı ve Huzurlu Bir Şehir Olarak Bilinir”

18.04.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
“Kütahya, Her Zaman Vatanına, Milletine Bağlı ve Huzurlu Bir Şehir Olarak Bilinir”

Kütahya’da il protokolü, şehit yakınları, gaziler, STK temsilcileri ve iş adamları ile öğle yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Gül, Kütahya’nın hem Osmanlı’da hem de Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde çok önemli roller oynayan tarihî bir şehir olduğunu belirterek, “Kütahya’nın bu tarihî zenginliğinin getirdiği kültür zenginliği ve gelenekleri var. Sanatta ise dünyaca meşhur, sizin ‘ateşte açan çiçekler’ dediğiniz çinileri var” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kütahya’da il protokolü, şehit yakınları, gaziler, STK temsilcileri ve iş adamları ile öğle yemeğinde bir araya geldi ve çinicilik standını inceledi.

 

 

Öğle yemeğinin gerçekleştirildiği otelin giriş katında kurulu bulunan tanıtım standı gezen Cumhurbaşkanı Gül’e, Çinicilik Odası Başkanı Sadık Erilbaylı ve çini ustaları tarafından çinicilik hakkında bilgi sunuldu.

 

 

Cumhurbaşkanı Gül’e daha sonra da il protokolü, ilin önde gelenleri, şehit yakınları, gaziler, STK temsilcileri ve iş adamları ile bir araya geldiği öğle yemeğinde bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Gül, Kütahya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki sefer Kütahya’ya gerçekleştireceği geziyi iptal etmek zorunda kaldığını, bundan dolayı da bugün ziyareti yapmaktan duyduğu mutluluğu da dile getirdi.

 

 

“KÜTAHYA’DA TARİHİN İZLERİ HÂLÂ SAPASAĞLAM KENDİNİ GÖSTERİYOR”

Cumhurbaşkanı Gül, Kütahya’nın kendisine has özellikleri olan ülkemizin en güzide illerinden birisi olduğunu söyledi. Kütahya’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuna şahitlik yaptığını, tarihimizin çok önemli şahsiyetlerinin buralardan geçtiğini ve şehzadeler şehri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, tarihin izlerinin hâlâ sapasağlam kendini gösterdiğini anlattı ve “Hâlâ dimdik, sapasağlam tarihin izleri bu şehirde kendisini gösteriyor ve daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda ve kuruluşa gelen dönemde İstiklal Harbi’nde, Kurtuluş Savaşı’nda, Dumlupınar’daki Büyük Muharebe ve başarılar da hep bu ilimizin sınırları içerisinde gerçekleşmiştir. Dolayısıyla böyle özellikleri olan bir ilimizdir burası” dedi.

“KÜTAHYA’NIN TARİHÎ ZENGİNLİĞİNİN GETİRDİĞİ KÜLTÜR ZENGİNLİĞİ VAR”

Daha önce çeşitli vesilelerle hükümette bulunduğu dönemlerde, milletvekili olduğu dönemlerde Kütahya’ya birçok kez gelip gittiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül şöyle konuştu: “Ama bu sefer Cumhurbaşkanı olarak Kütahya’ya gelişim bugüne nasip oldu. Türkiye’deki bütün illerimizi, bütün şehirlerimizi Cumhurbaşkanı olarak ziyaret ediyorum. Bazı illerimiz var ki otuz-kırk yıl hiçbir Cumhurbaşkanı ziyareti gerçekleşmemiş; bu tabii ki vatandaşlarımıza ayrı bir mutluluk veriyor. Kütahya’nın bu tarihî zenginliğinin getirdiği kültür zenginliği vardır, kendi gelenekleri vardır. Sanatta sadece Türkiye’de değil, dünyada anılan çinileri vardır, sizlerin tabiriyle ‘ateşte açan çiçekler’. Gerçekten dünyanın neresine gitsek bir sanat merkezinde, büyük müzelerde daima sizin eserlerinizi orada görmekten hep gurur duyarız. İnanıyorum ki bu geleneğe en güzel şekilde sahip çıkıp, bu servete en güzel şekilde sahip çıkıp, bir taraftan sanat dünyası, bir taraftan iş dünyası el ele sahip çıkıp geleceğe çok daha güçlü bir şekilde taşımalı. Bir taraftan sanat faaliyeti, bir taraftan da muhakkak ki ticari ve ekonomik faaliyet olarak Kütahya’nın kazanç hanesine yazılmalıdır.”

“ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERİN YERİ AYRIDIR”

Kütahya’nın her zaman vatanına, milletine bağlılığıyla ve huzurlu bir şehir olarak şöhreti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Yeri geldiğinde hiç gözünü kırpmadan ülkesi için canını veren insanlar, memleketimizin her köşesinden olduğu gibi Kütahya’da da daima çıkmıştır. Biraz önce salona girdiğimde hepiniz adına selamladığım gazilerimizi ve şehitlerimizin ailelerini bir kez daha büyük bir şükranla selamlamak istiyorum. Çünkü en kıymetli varlıklarınızı yeri geldiğinde gözünüzü kırpmadan bu vatan için feda ettiniz. Gazilerimiz yine şahadeti göze alarak üstlerine düşeni yaptılar, ama gazi olarak hayatlarına devam ediyorlar. Gittiğim her yerde vatandaşlarıma şunu söyledim: Hangi ülke, hangi millet kahramanlarına, şehitlerine, gazilerine sahip çıkarsa o milletler asil milletlerdir. Çok şükür ki bizim milletimiz de böyledir” dedi.

KÜTAHYA’YA SON DÖNEMDE YAPILAN ÖNEMLİ HİZMETLER

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Gül, Kütahya’ya daha önce defalarca geldiğini yineleyerek, “Bu sefer farklı bir havaalanına indik, Zafer Havaalanı’na. Aslında burayı bir bölge olarak düşünmekten daha tabii bir şey olmaz. Afyon, Kütahya, Uşak; yıllardır hep bu havaalanı yapılsın denildi, biz buraya ne zaman uğrarsak. Bugün bunlar gerçek. Belki bugün günde bir-iki sefer yapılıyor, ama inanıyorum ki tüm bu bölgenin ekonomik potansiyeli, turistik potansiyeli ortaya çıktığında buraya günde çok fazla uçak inecek, çok fazla kişiler gelecektir. Yine geldiğim yollar, geçtiğimiz köprüler, bütün bunlar geçen yıllar içerisinde Kütahyalıların hep beklediği hizmetlerdi. Değerli Bakan aslında bu bölgenin, sizlerin bakanı, bu şehrin de bir bakanı olarak icraatlarla ilgili ve beklentilerle ilgili, büyük projelerle ilgili sizleri bilgilendirdi.”

“HEPİMİZ KARDEŞLİĞİN, HUZURUN VE İSTİKRARIN DEĞERİNİ BİLMELİYİZ”

Hangi memlekette huzur, güven, istikrar söz konusu olursa, o memlekette icraatların, güzel hizmetler söz konusu olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazen, istikrarsızlıkların olduğu dönemlerdeyse siz de biliyorsunuz ki enerjilerimiz hep boşa gider. Onun için hepimiz kardeşliğin, huzurun, istikrarın değerini bilmeliyiz. Ama bütün bunlar içinde bir ülkede farklılıklar olabilir. Farklı siyasi akımlar muhakkak ki olacaktır ki, demokrasiden bahsedelim. Siyasi partiler demokrasinin temel unsurlarıdır. Bütün Türkiye sathında, bütün illerimizde, bütün ilçelerimizde hepsinin teşkilatları vardır. Farklı farklı sivil toplum örgütleri düşüncelerini değişik istikamette bu ülkenin yararı için ve bu ülkenin vatandaşlarının geleceği için tabii ki paylaşırlar, söylerler. Ama bunun ötesinde eğer kardeşlik, ülke için, şehir için beraberlik geri geldiğinde gerçekleşiyorsa; işte o zaman ülkede kalkınma, şehirlerde de güzelleşme ve gelişme söz konusu olur. Bunun için her ilin ileri gelenleri Vali Bey, Belediye Başkanı, tabii ki ilçe belediye başkanları, başta değerli milletvekilleri olmak üzere -ki kendilerini yakinen tanıyorum ve bir zamanlar hep beraber çalıştığım arkadaşlarım ve ne kadar çok gayret içerisinde olduklarını bilirim- bir şehrin eşrafı, önemli iş adamları, bütün bunlar bir araya geldiğinde o şehrin kaderini en güzel şekilde tayin ederler ve götürürler. Dediğim gibi farklılık içerisinde birlik veya birlik içerisinde farklılığı gerçekleştirdiğimizde enerjilerimiz sinerjiye dönüşmekte ve bütün büyük işler başarılabilmektedir.”

“GELECEĞE HEP BERABER ÇOK DAHA ÜMİTLİ VE PARLAK BİR ŞEKİLDE BAKMAMIZ GEREKİR”

Cumhurbaşkanı Gül, ilde seçimlerin huzur içerisinde gerçekleştiğini ve nihayet vatandaşların kararıyla Belediye Başkanı’nın görevine devam ettiğini belirterek, “Ona da tavsiyelerde bulundum. Bu şehir tarihî bir şehir. Bu şehrin tarihî dokusunu ve zenginliğini hiç gölgelemeden, yok etmeden demiyorum gölgelemeden, onları çirkinleştirmeden ne kadar çok ortaya çıkartırsanız; ne kadar vizyon sahibi, bilgi sahibi insanları bu konularda istihdam ederseniz, onların bilgilerini alırsanız şehrinizi de o kadar çok güzelleştirirsiniz ve şehrinizi de gelecekte yaşanır hale getirirsiniz. Bütün bunlar hep elbirliği içerisinde muhakkak ki olacaktır. Türkiye’nin geleceği çok parlaktır. Türkiye’yi ve dünyayı bilen bir insanım. Bunu bilerek söylüyorum. Geleceğimiz çok parlaktır. Sıkıntılar olabilir, münakaşalar olabilir, tartışmalar olabilir. Bizim siyasi geleneğimizde tartışmalar acımasız oluyor. Bunu hepimiz görüyoruz, biliyoruz, yaşıyoruz. Bazen çok sert geçiyor, ama bu bugünlere mahsus değil, bu uzun bir geçmişimizden beri Türkiye’nin bir geleneği. İnanıyorum ki zenginleştikçe, daha çok demokrasi yerleştikçe, daha çok hukukun üstünlüğünü hep beraber geçerli kıldıkça bütün bunlar da, bu gelenekler de değişecektir. Ve neticede Türkiye’nin de en gelişmiş, kalkınmış ülkeler gibi siyaseti de öyle olacaktır, ekonomisi de öyle olacaktır, eğitimi de öyle olacaktır. Bu uğurda, çok fazla işler yapılıyor. Bunların şahitleri tabii ki sizlersiniz. Hiçbir zaman gelecekle ilgili Türkiye’de ve çevremizde hiç ümitsizlik olmaması lazım ve geleceğe hep beraber çok daha ümitli ve parlak bir şekilde bakmamız gerekir” diye konuştu.

“ŞEHİRLERİN KALKINMASIYLA NETİCEDE TÜRKİYE KALKINMAKTADIR”

Türkiye’nin geleceği iyi olunca, şehirlerimizin de geleceğinin de ayrı ayrı iyi olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında her şehrin kalkınması neticede Türkiye’yi kalkındıracaktır. Bu çerçevede şuna da dikkat çekmek isterim: Artık ülkenin kalkınması özel sektör eliyle oluyor. Eskiden güçlü özel sektör olmadığı için fabrikaları devlet yapıyordu. İşte burada da azot sanayii. Çeşitli enerji, kömüre dayalı bütün santraller hep devlet eliyle oluyordu. Ama bugünün dünyasında kalkınma, gelişme, çok daha hızlı bir şekilde ilerleme devlet eliyle değil, özel sektör eliyle oluyor. Devlet temel ihtiyaçları; yolları, havaalanlarını, hastaneleri, okulları, kamu binalarını yapıyor, öğretmenleri, doktorları, bütün bunları hazırlıyor. Ama diğer üretim faaliyeti de özel sektöre geçiyor. Burası madenler açısından zengin, enerji açısından zengin; yine burada tabiat çok güzel, tarımın değişik şekilleri en güzel şekilde yapılabilir. Bütün bunlar için, hatta yabancı sermayeyi, yabancı büyük şirketleri hep buraya davet etmeniz, getirmeniz gerekir. Turizm açısından bu şehrin çok büyük potansiyeli var. Zaten çok meşhur, turizmle ilgili aileler var, sizin hemşehrileriniz. Burada faaliyetlerini çok bilmiyorum, bugün göreceğim, ama Türkiye’nin başka şehirlerinde çok güzel otelleri, faaliyetleri var. Bütün bunları teşvik etmeniz lazım. Bütün bunlara hep sahip çıkmanız lazım. Bütün bunlar sayesinde de daha çok istihdam, daha çok iş, daha çok üretim gerçekleşecektir. Onun için sanayi odaları, ticaret odaları, esnaflar, hepiniz bu ülkenin kalkınmasının lokomotiflerisiniz. Onun için kamu yöneticilerine, herkese, her gittiğim yerde söylediğim gibi burada da söylüyorum, onların önünü hep açacaksınız. Neticede, onlar daha çok istihdam, onlar daha çok üretim ve onlar daha çok vergi verecekler.”

Kütahya’da çok köklü bir üniversitenin ve çok eskiden beri, Cumhuriyet’in ta başından beri, ilk yıllardan beri çok önemli askerî birlikler bulunduğunu da söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, oraları da ziyaret edeceğini, hem yapılması gerekenlerle ilgili talepleri yerinde görmüş olacağını, hem de tavsiyelerin aktaracağını anlattı.

Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini, “Ben bir kez daha gecikmiş olarak yaptığım bu ziyaretten ne kadar büyük bir memnuniyet duyduğumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Burada olmayan bütün değerli vatandaşlarıma -ki sizler onların temsilcilerisiniz burada- hepsine selamlarımı, sevgilerimi ve muhabbetlerimi iletmenizi sizlerden rica ediyorum. Hepinize başarılar diliyorum. Sağ olun var olun” diye tamamladı.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da konuşmasında, Kütahya’nın yıldızı parlak bir kent olduğunu ve kent için beş yıllık eylem planı hazırladıklarını anlattı. Kütahya Valisi Şerif Yılmaz da Türkiye’nin 2023 yılı için vizyon ve hedeflerini belirleyip, bu hedeflere kademeli olarak ulaşmak için yola çıktığını anımsatarak Kütahya’nın da 2023 hedeflerinde büyük bir yere sahip olabilmesi için yeni bir yolun başında olduğunu söyledi.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı