KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

“Danimarka ile Mükemmel Düzeydeki Siyasi İlişkilerimizi Ekonomik Alanda da Geliştirmeliyiz”

17.03.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
“Danimarka ile Mükemmel Düzeydeki Siyasi İlişkilerimizi Ekonomik Alanda da Geliştirmeliyiz”

Kopenhag’da Danimarka Sanayiciler Birliği’nde düzenlenen İş Forumu açılış oturumuna Veliaht Prens Frederik ile katılan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin önemli bir ekonomik hinterlanda sahip ve köklü reformları gerçekleştirmiş güçlü bir ülke olduğunu vurgulayarak, “Danimarka ile siyasi ilişkilerimiz gayet mükemmel ama ticari ve ekonomik ilişkilerdeki boşluğu doldurduğumuzda her iki ülke de bundan çok kazançlı çıkacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Veliaht Prens Frederik ile Danimarka Sanayiciler Birliği’nde düzenlenen İş Forumu açılış oturumuna katıldı.

 

 

Cumhurbaşkanı Gül, Kopenhag Vesterbrogade’deki Danimarka Sanayi Odası’nda düzenlenen İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile Danimarka arasındaki ilişkilerin çok eski olduğunu ve bunun ticaretle başlayan bir ilişki olduğunu belirtti.

İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİ 18. YÜZYILA DAYANIYOR

Osmanlı Devleti döneminde, 1756 yılına kadar giden bu ilişkinin dostluk ve ticaret anlaşması imzalanmasıyla 258 yıl önce başladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Dostluğumuz hep ebedi olsun ve güçlü olsun, bu dostluk çerçevesinde de güçlü ekonomik ilişkilerimiz olsun dendi. Dostluğumuz gerçekten o günden bugüne güçlü bir şekilde devam ediyor. NATO’nun en eski iki üyesiyiz; hatta Soğuk Savaş dönemlerinde ve başka zor dönemlerde hür dünyayı beraber savunduk” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, Danimarka ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin bu siyasi ilişkilere paralel şekilde yeterince gelişmediğini söyledi.

“ŞU BİR GERÇEK Kİ, DANİMARKA VE TÜRKİYE DOST İKİ ÜLKEDİR”

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Gül, “Şu bir gerçek ki, Danimarka ve Türkiye dost iki ülkedir. Ayrıca Türkiye’nin AB üyeliği konusunda Danimarka çok güçlü bir destekçimiz. Biraz önce Sayın Bakan söyledi, bu vesileyle şunu da paylaşmak isterim: Danimarka’ya ilk ziyaretimi 2002 yılında bugünkü hükümetin ilk başbakanı olarak gerçekleştirdim. O dönemden hala bazı bakanlar görevde. O ziyaret AB zirve toplantısı vesilesiyleydi, o zirve bizim için önemliydi. Çünkü Türkiye ile müzakerelere başlama konusundaki ilk karar ve açıklama o zirvede gelmişti ve en kısa süre içerisinde Türkiye ile müzakerelere başlayacağız denilmişti. 2004 yılında da resmî olarak bu karar alınmıştı. Bu süre içinde de Danimarka daima bizi destekledi. İnanıyorum ki bu destek devam edecektir” dedi.

Toplantıya, Danimarkalı ve Türk iş adamlarını daha çok iş ve ticaret yapmaya teşvik etmek için katıldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, iki ilkenin ticaret hacimlerine kıyasla iki ülke arasındaki 1,8 milyar dolarlık ticaret miktarının çok düşük olduğunu kaydetti.

“TÜRKİYE, GÜÇLÜ HİNTERLANDI İLE EKONOMİK AÇIDAN ÖNEMLİ BİR FIRSAT ÜLKESİDİR”

Cumhurbaşkanı Gül, ülkelerin büyük şirketlerinin iş yapacağı yerlere ihtiyacı olduğunu, ülkelerin büyümelerini sürdürebilmek için bu şirketlerin büyümesi gerektiğine değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte Türkiye sizin için büyük bir potansiyele sahip. Türkiye yatırım yapılabilir bir ülke mi değil mi bakanımız ortaya koydu. Türkiye her şeyden önce 1996 yılından bu yana Gümrük Birliği içinde olan bir ülke. Yani sizle aramızda gümrük duvarı yok. AB üyeliğine tam üye olmadan Gümrük Birliğine tam üye olan bir ülkeyiz, bundan da memnunuz. Çünkü Avrupa’nın tüm ülkeleriyle rekabete girerek daha rekabetçi ve güçlü bir hale getirdik. Ayrıca müzakere sürecine başladığımız için bazı şartları peşinen yerine getirmiş vaziyetteyiz. Nedir bunlar? Bunlar önce siyasi kararlar yani Kopenhag Kriterleri, ikincisi Maastricht Kriterleri, bu kriterlerin hemen hepsini yerine getirdi. Bu kriterleri yerine getiren, 80 milyona yaklaşmış bir nüfusu olan çok büyük bir coğrafyası olan bir ülkenin cazibesini mutlaka Danimarka iş adamlarının görmesi gerekir. Türkiye’yi sadece kendi potansiyeli olarak da görmemek gerekir. Türkiye hinterlandı çok geniş. Hangi Orta Asya ülkesine giderseniz gözünüzü kamaştıracak neredeyse tüm modern şehirlerin yüzde 70’ini Türk firmaları inşa etmiştir. Son on yıl içinde Türk müteahhitlerin dışarıda yaptıkları projelerin toplamı 250 milyar doları geçmiş vaziyettedir. Bunu şunun için söylüyorum: Türk ve Danimarka şirketleri üçüncü ülkelerde beraberce iş yapabilirler. Bunun çok büyük bir fırsat olduğunu görmek gerekir. Irak gibi çok büyük bir piyasa; Kafkasya, Rusya, Balkanlar, Kuzey Afrika gibi bütün buralarda Türk ve Danimarka şirketleri beraber iş yapabilirler. Ama Türkiye başlı başına bir potansiyel. Harcama paritesine göre 1 trilyon doları geçen GSMH var. Gayrı Safi Millî Hasılası ile Avrupa’nın 6. ve dünyanın da 16. büyük ekonomisi. G-20'nin bir üyesi, 2015 yılında G-20 Zirvesi Türkiye’de yapılacak, bu anlamda uluslararası ekonomik gelişmeleri tabii ki yakından takip ediyoruz ve bunlara katkı vermek için de uğraşıyoruz.”

“TÜRKİYE, SON YILLARDA KÖKLÜ REFORMLARI GERÇEKLEŞTİRDİ”

Cumhurbaşkanı Gül, yatırımcıların bir yere gittiğinde ilk olarak yapacağı işin getirisine sonra da güvene yani başı sıkıştığında mahkemeler ve hukuk düzeni var mı ona baktığını söyledi. Bu anlamda Türkiye’nin özellikle son 10-12 yılda çok köklü reformlar yaptığına işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, “Bu köklü reformlar demokratik reformlar ve özellikle hukuk reformları. Bu reformlar yerli yabancı ayrımını tamamen ortadan kaldırdı. Türkiye’de herhangi bir şekilde mahkemeye gittiğinizde Danimarka ya da Türk şirketi diye bakmazlar, kim haklı kim haksız buna bakarlar. Hukukumuz bu noktaya geldi onun için Kopenhag siyasi kriterlerini karşıladığımızı söylerken buradan hareket ederek söylüyorum. Bu tabii ki size güven verecektir. Belki çok daha kârlı piyasalar olabilir ama hukuku AB ile mukayese edilemeyen bir hukuk sistemi içinde riskiniz de şüphesiz ki ona göre büyük olacaktır” dedi. Türkiye’nin finans ve bankacılık sektöründe de çok güçlü reformlar yaptığını, bugün AB’nin en sağlam bankacılık sistemlerinden birisinin Türkiye’de olduğunu bildiren Gül, 2008 yılındaki büyük finans krizi yaşandığında hiçbir Türk bankasına bir sent bile yardım etme ihtiyacı duymadıklarını söyledi.

“TÜRKİYE’DE REFORM SÜRECİ ÇOK GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin bu şartlar altında hem içeriden, hem dışarıdan gelecek ekonomik şoklara karşı kendini hazırlamış durumda olduğunu ifade etti. “Şüphesiz ki çoğulculuk demokrasinin temel prensibidir. Bu çoğulculuk içerisinde zaman zaman çok sert tartışmalar çıkabilir. Bugünlerde belki takip ediyorsunuzdur, bu sesler var, ama bütün bunlar yerleşmiş bir demokrasi, yerleşmiş seçim sistemi, yerleşmiş kurallar çerçevesi içinde mecrasını bulacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı: “İki hafta sonra yerel seçimler olacak. Bugünkü yüksek tansiyon belki normal seyrini alacak. Seçimden sonra bugünkü yüksek politik tansiyon normal seyrini alacaktır. Önemli olan temel kriterler bir ülkede geçerli mi geçerli değil mi? Bu anlamda Türkiye demokrasinin, hukukun üstünlüğünün bütün gereklerini yerine getirmiş olan bir ülkedir. Bir şey daha söylemek isterim: Noksanlıklarımızın farkında olan bir ülkeyiz, önemli olan bu. Eğer ekonomide siyasi hayatta başka konularda yapmanız gerekenlerin farkında ve ileri taşıma azmindeyseniz bu çok takdir edilecek bir konudur o bakımdan Türkiye’de reform süreci çok güçlü bir şekilde devam edecektir. Bu da Türkiye’yi çok güçlü bir hale getirecektir, hem Türk şirketlerini hem de Türkiye’de iş yapan firmaları güçlü hale getirecektir. Dolayısıyla Danimarka’da global çapta iş yapan büyük şirketler var. Bunların mutlaka uzmanları en detaylı analizleri yapıyorlardır. Benim burada söylemek istediğim şu: Her iki ülkenin de büyük potansiyeli var ama bu potansiyelin tam farkında değil gibiyiz. Buna dikkat çekmek istiyorum özellikle de Danimarkalı şirketlerin bu potansiyeli yakalaması gerekir. Avantajları iki tarafın müteşebbisleri yakalarsa sonunda ülkelerimize en iyi şekilde hizmet etmiş olacağız; dolayısıyla kazan kazan ilkesi çerçevesinde yapılabilecek çok şey var. Siyasi ilişkilerimiz gayet mükemmeldir ama ticari ve ekonomik ilişkileri daha ileri taşıyabileceğimiz bir boşluk var bu boşluğu doldurduğumuzda her iki taraf da bundan çok kazançlı çıkacaktır” dedi.

 

 

İş Forumu açılış oturumunun ardından yürüyerek “House of Green”e geçen Cumhurbaşkanı Gül ve Veliaht Prens Frederik’i İklim, Enerji ve İskân Bakanı Rasmus Helveg Petersen ile “House of Green”in Müdürü Finn Mortensen karşıladı. Cumhurbaşkanı Gül ve Veliaht Prens Frederik’e yeşil enerji hakkında bir film gösterimi yapıldı ve salondaki uygulamalar üzerinde den çalışmalar hakkında bilgi sunuldu.

 

 

Cumhurbaşkanı Gül, ayrıca A.P. Moller-Maersk Firması’nı da ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi aldı.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı