“Moldova ile Ortak Bir Maziyi Paylaşıyoruz ve Tarihten Gelen Güçlü Bağlara Sahibiz”
18.12.2013
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Moldova Cumhurbaşkanı Nicolae Timofti ve eşi Margareta Timofti onuruna Çankaya Köşkü’nde resmî akşam yemeği verdi. İki ülke arasında Cumhurbaşkanı düzeyinde 15 yıl aradan sonra gerçekleşen bu ziyaretin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, “Yoğun bir tarihî ve beşerî derinliğe dayanan çok yönlü ilişkilerimizi, karşılıklı saygı, güven ve yarar temelinde her alanda ilerletmek istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Moldova Cumhurbaşkanı Nicolae Timofti ve eşi Margareta Timofti onuruna Çankaya Köşkü’nde resmî akşam yemeği verdi.
Cumhurbaşkanı Gül yemekte yaptığı konuşmada, Moldova Cumhurbaşkanı Timofti ve eşini, Bayan Gül ile birlikte Türkiye’de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
İKİ ÜLKE ARASINDA CUMHURBAŞKANI DÜZEYİNDE 15 YIL ARADAN SONRA İLK ZİYARET
İki ülke arasında Cumhurbaşkanı düzeyinde 15 yıl aradan sonra gerçekleşen bu ziyaretin her geçen gün gelişip güçlenen ilişkilerin geleceği açısından dönüm noktası olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Bu anlamlı vesileyle Türkiye’ye gelen siz kıymetli misafirlerimizi gönülden selamlıyorum, hepiniz hoş geldiniz” dedi.
“HALKLARIMIZ ARASINDAKİ KARŞILIKLI ETKİLEŞİM, ASIRLAR BOYUNCA ÇOK GÜÇLÜ OLMUŞTUR”
“Bizim tarihimizde Moldova, 14. yüzyılda bu toprakları yöneten Voyvoda Birinci Bogdan’ın hatırasına, ‘Boğdan’ ismiyle hafızamızda yer eden dost bir ülkedir” diyen Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün de Moldova ile Karadeniz üzerinden komşuyuz. İstanbul ile Kişinev’in mesafesi, İstanbul-Ankara arası kadardır. Ayrıca, ortak bir maziyi paylaşıyoruz ve tarihten gelen güçlü bağlara sahibiz. Halklarımız arasındaki karşılıklı etkileşim, asırlar boyunca çok güçlü olmuştur. Bir dönem İstanbul’da yaşayan ve Çin tarihi üzerine çalışmalar yapan tarihçi, diplomat ve devlet adamı Spataru’nun eserlerinde bu etkileşimin izleri görülmektedir. 18. yüzyılda Boğdan Beyliği yapan Dimitri Kantemiroğlu ise İstanbul’da bulunduğu dönemde kendi ana dilinde ilk romanı kaleme almıştır. Keza musikişinas hüviyetiyle, klasik Türk müziğine de eşsiz eserler kazandırmış ve birçok besteyi yok olmaktan kurtarmıştır.”
“TARİHÎ DEĞERLERİMİZ, TÜRKİYE-MOLDOVA DOSTLUĞUNUN ZEMİNİNİ PEKİŞTİREN ORTAK KÜLTÜR HAZİNELERİDİR”
Cumhurbaşkanı Gül, her iki ülke için de büyük zenginlik oluşturan tarihî değerleri, Türkiye-Moldova dostluğunun zeminini pekiştiren ortak kültür hazineleri olarak gördüklerine işaret ederek, “Benzer şekilde, Gökoğuz Yeri’nde yaşayan yaklaşık 170 bin kişilik Gagavuz toplumu, ülkelerimiz arasında dostluk köprüleri inşa etmekte ve tarihî yakınlığımızı en canlı şekilde yaşatmaktadır. Her yıl ülkemizi ziyaret eden 100 bin Moldova vatandaşı da, insanlarımızın birbirini daha iyi tanımasını sağlayarak dostluğumuzu perçinlemektedir” şeklinde konuştu.
“İLİŞKİLERİMİZİ EN KISA SÜRE İÇİNDE STRATEJİK ORTAKLIK SEVİYESİNE YÜKSELTMELİYİZ”
“Böylesine yoğun bir tarihî ve beşeri derinliğe dayanan çok yönlü ilişkilerimizi, karşılıklı saygı, güven ve yarar temelinde her alanda ilerletmek istiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Moldova’nın tarihine altın harflerle kazınan Büyük Stefan’ın evlatlarına bıraktığı ‘başınız sıkıştığında Türk’e güvenin’ vasiyeti, esasen günümüzde de ilişkilerimizin ruhunu tanımlayacak mahiyettedir. İlişkilerimizin en kısa süre içinde stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmesi, hiç şüphesiz bu anlayışı taçlandıracak bir adım olacaktır. Türkiye olarak, geçmişte olduğu gibi bugün de, güveninizi boşa çıkartmamak kararlılığındayız. Bu, dostluğumuzun olduğu kadar komşuluk hukukumuzun da gereğidir. Bu doğrultuda, dost ülkelerimiz arasında insanların, fikirlerin, malların ve sermayenin serbestçe dolaştığı müşterek bir vizyona sahip olduğumuzu memnuniyetle müşahede ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Gül, geçen sene karşılıklı olarak vize muafiyetini hayata geçirdiklerini hatırlatarak, Serbest Ticaret Anlaşması’nı da en kısa sürede akdetmek istediklerini vurguladı.
MOLDOVA İLE İKİLİ İLİŞKİLER
Böylesine güçlü bir altyapı dâhilinde ilişkilerin iş, ticaret ve karşılıklı yatırımlar dâhil olmak üzere, tüm boyutlarda yeni ufuklara taşınması için elbirliğiyle çalışmak kararlılığında olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, Moldova’nın, son dönemde Avrupa ile bütünleşme yolunda demokratikleşme ve ekonomik kalkınma alanlarında attığı adımların, ikili ilişkilere de olumlu yansıyacağını kaydetti.
MOLDOVA’NIN AB ÜYELİĞİ SÜRECİ
Türkiye’nin de, Moldova gibi, stratejik tercihi olan Avrupa Birliği üyeliği doğrultusunda çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine şöyle devam etti: “Bu vesileyle, 29 Kasım’da Vilnius’ta Avrupa Birliği ile Ortaklık Anlaşması’nın yanı sıra, Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması’nı parafe ettiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Önümüzdeki süreçte, tüm enerjinizi, Avrupa ile bütünleşmeye dönük reformların hayata geçirilmesine hasredeceğinize ve bu kapsamda Moldova halkının bütün kesimlerini kucaklayacağınıza inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerinin sonunda, Cumhurbaşkanı Timofti ve dost Moldova halkının yaklaşan Noel Bayramını ve yeni yılını kutladı.
Moldova Cumhurbaşkanı Timofti de, Türkiye Cumhuriyeti’ne gerçekleştirmekte olduğu ziyarette, mükemmel ev sahipliği ve yoğun ikili görüşmeler için teşekkür etti.
CUMHURBAŞKANI TİMOFTİ: “BİRLİKTE YÜRÜMEMİZ GEREKEN YOL İŞ BİRLİĞİNE DAYANIYOR”
Türkiye ile Moldova’nın asırlardır devam eden geleneksel bir yakınlık içinde olduklarını, şu anda da iş birliği yapmayı istediklerini, her konuda fikir birliğine sahip olduklarını memnuniyetle fark ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Timofti, “Birlikte yürümemiz ve takip etmemiz gereken yolun, dostluk prensiplerine, karşılıklı anlayış ve yapıcı iş birliğine dayanması gerektiğine eminim” dedi.
CUMHURBAŞKANI TİMOFTİ: “YAKIN BİR GELECEKTE AVRUPA AİLESİNDE BULUŞACAĞIMIZI ÜMİT EDİYORUM”
Türkiye’ye, Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinde başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Timofti, “Yakın bir gelecekte büyük Avrupa ailesinde buluşacağımızı ümit ediyorum” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Timofti, sözlerinin sonunda, iki ülke arasındaki karşılıklı anlayış ve dostane ilişkilerin gelişeceğine yönelik inancını dile getirdi.
