Cumhurbaşkanı Gül The Guardian'a Mülakat Verdi: “Suriye’deki Durum Bir İnsanlık Meselesidir”

04.11.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Cumhurbaşkanı Gül The Guardian'a Mülakat Verdi: “Suriye’deki Durum Bir İnsanlık Meselesidir”

 

İngiltere’nin saygın gazetelerinden the Guardian’a bir mülakat veren Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’nin “Akdeniz kıyılarındaki Afganistan” olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Suriye’deki krizin esasen tüm insanlığı ilgilendiren bir mesele olmasına rağmen uluslararası toplumun bugüne kadar yeterli ve doğru bir tepki göstermediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, “Suriye’deki durumu bir insanlık meselesi olarak değerlendiriyoruz; ancak uluslararası toplumun bu konudaki ilgisiz tavrı gerçekten üzücü” dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İngiltere’nin saygın gazetelerinden Guardian’dan Simon Tisdall’a özel bir mülakat verdi. Mülakatında, Suriye’nin, “Akdeniz kıyılarındaki Afganistan” olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın Suriye halkının ölmesine ise seyirci kaldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Gül, sıradan insanların radikalleşmesi tehlikesinin bütün Suriye’ye yayılmakta olduğunu ve bu durumun Suriye’ye komşu ülkeler ve Avrupa ülkeleri için gittikçe artan bir risk teşkil ettiğini söyledi.

“SURİYE’DEKİ KRİZE ULUSLARARASI KAMUOYUNUN VERDİĞİ TEPKİ HAYAL KIRIKLIĞIDIR”

Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’deki kriz karşısında, ABD ve İngiltere dâhil olmak üzere uluslararası kamuoyunun verdiği tepkinin tam bir “hayal kırıklığı” olduğunu ve BM Güvenlik Konseyi’nin, bu konudaki performansının ise “utanç verici” olduğunu ifade etti. Batı’nın, Suriye politikası konusundaki eleştirileri hakkında Cumhurbaşkanı Gül, “32 aydır devam etmekte olan savaşta çoğunluğu siviller olmak üzere 100 binden fazla insanın hayatını kaybetmesi önlenebilirdi” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, savaşın daha başında Türkiye’nin sergilediği arabuluculuk çabalarının, Batılı güçler tarafından destek görmediğini, hatta baltalandığını kaydetti.

TÜRKİYE’NİN SURİYE SINIRINDA KARŞI KARŞIYA KALDIĞI PROBLEMLER

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin Suriye’deki çatışmalar yüzünden, bu ülkeyle olan sınırı boyunca büyük bir istikrarsızlık, göç ve şu an sayıları 500 bini bulan Suriyeli mültecilerin durumunun yanı sıra daha pek çok problemle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Savaşın, Suriye’nin ötesine yayılma riski olup olmadığı yönündeki soruya Cumhurbaşkanı Gül, eğer Türkiye bir saldırıya uğrar ya da topraklarına tecavüz edilirse, Türk hükümetinin buna “mümkün olan en güçlü şekilde” karşılık vereceğini söyleyerek cevap verdi.

“SURİYE’DEKİ KRİZ ESASEN BİR İNSANLIK MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuda hiçbir tereddüt yoktur. Angajman kurallarımızı değiştirdiğimizi zaten söyledik ve bu konuda, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gerekli yetkiyi verdik. Durum daha ne kadar kötü hale gelebilir bilmiyorum, zaten yeterince kötü. Ama müsaade ederseniz şunu belirteyim: Bu durum, sadece Türkiye ve Suriye arasında olan iki taraflı bir mesele değildir. Bizim Suriye’yle bir sorunumuz yoktu, ama ne zaman insan hakları ihlal edilmeye başladı ve ne zaman sivil halk katledilmeye başladı o zaman hepimiz için, uluslararası kamuoyu için bu durum bir insanlık meselesi haline geldi. Türkiye, sadece bir komşu ülke olması hasebiyle bu duruma bu kadar müdahil oldu. Ayrıca, ülkemizde, 500 bin Suriyeli mülteci barınmakta. Bu insanların, 200 bini kamplarda kalırken 300 bin Suriyeli ise kendi imkânlarıyla şehirlerde yaşıyor. Bu insanlar için şu ana kadar 2 milyar dolar harcanmış durumda. Yardımlarımıza devam edeceğiz, zira bu durumu bir insanlık meselesi olarak değerlendiriyoruz; ancak uluslararası toplumun bu konudaki ilgisiz tavrını görmek gerçekten üzücü.”

“SURİYE’DEKİ RADİKALLEŞME SADECE TÜRKİYE İÇİN DEĞİL, HERKES İÇİN TEHDİT OLABİLİR”

Cumhurbaşkanı Gül, Suriye’deki mevcut krizin kontrol altına alınmaması durumunda bunun Türkiye için gittikçe artan ciddi bir güvenlik ve terörle mücadele sorununa yol açacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, “Eğer mevcut ortam bu şekilde devam ederse, bu durum daha fazla radikalleşmeye ve iç savaşı sürdüren bazı grupların daha da aşırı uçlara kaymasına, bölünmesine ve kontrol edilemeyecek hale gelmesine ve bunun tüm Suriye’ye yayılmasına yol açabilir. Zira, o şartlar altında, sıradan insanlar dahi radikalleşebilir ve hal böyle olursa, bu durum sadece Türkiye için değil herkes için büyük bir tehlike arz eder” dedi.

“KİMSENİN AKDENİZ KIYILARINDA BİR AFGANİSTAN GÖRMEK İSTEYECEĞİNİ SANMIYORUM”

“Ben, kimsenin, Akdeniz kıyılarında bir Afganistan görmek isteyeceğini sanmıyorum. Bu yüzden uluslararası toplum, Suriye’yle ilgili çok sağlam bir pozisyona sahip olmalıdır” diye konuşan Cumhurbaşkanı Gül, bu tür bir ortak tavrın henüz olmadığını ve bu arada Suriye’de yıkımın devam ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini, “Başlangıçta, uluslararası toplumun retoriği çok güçlüydü, Esad’ın görevi bırakması yönünde çağrı yapmıştı; ancak daha sonra, şu anki pozisyonuna döndü. Ve bu durum kendi içinde bir çelişkiye sahip. Ahlaki açıdan da bir çelişki söz konusu. Bir ülke ki, kendi kendini tüketiyor, bu kadar insan ölüyor, altyapısı tamamen çökmüş, büyük bir yıkım söz konusu ve bütün bunlar olurken, uluslararası toplum sadece seyrediyor. Bu, gerçekten esef verici” şeklinde sürdürdü.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin Esad’ı diyalog yoluyla çözüme ikna etme yönünde iki yıl önce gösterdiği çabaların Türkiye’nin müttefikleri tarafından yeterince desteklenmediğini ve ardından gelen felaketin o dönemde önüne geçilebileceğini söyledi.

“SÜRECİN BAŞLANGICINDA OLAYLARIN BARIŞÇIL YOLLARLA ÇÖZÜLMESİ İÇİN ÇOK ÇABA GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Gül şöyle konuştu: “Esad’la diyalog kurduk çünkü olayların barışçıl yollarla çözülmesini istiyorduk. Bu angajman her seviyede gerçekleşmişti. Sadece ben kendim değil, Başbakan ve Dışişleri Bakanı da dâhil hepimiz o dönemde gerçekten büyük bir çaba gösterdik ve müttefiklerimizden baskı dahi gördük. Bize bunun çok zaman aldığını ve bu yolla bir yere varılamayacağını söylüyorlardı. Olayların başındaki uluslararası toplumun sahip olduğu retorikten bahsederken bunu kastediyorum. Başlangıçtaki söylemlerine sahip çıkmalıydılar ama bu yapılmadı.”

“ESAD, SÖZLERİMİZE KULAK VERSEYDİ BU BÜYÜK YIKIM OLMAYABİLİRDİ”

Cumhurbaşkanı Gül, Suriye konusundaki sözlerine şu şekilde devam etti: “Bizim yapmaya çalıştığımız şey ise işe yaramadı. Yapabileceğimiz de çok fazla şey yoktu esasen. Keşke Esad, ona anlatmaya çalıştığımız şeyleri anlasaydı. Kendisine, en son mesajımda şayet olaylar bu şekilde devam ederse, bundan sonra ne yapılırsa yapılsın artık çok geç olacağını ve ülkesinin parçalanmaması için, inisiyatifi ele alıp, değişime kendisinin liderlik etmesi gerektiğini söylemiştim. Mektubumu okumuş. Söylediklerimin hepsinin iyi ve önemli olduğunu söyledi ama ne var ki tavsiyelerime uymadı. Şurası kesin, şayet sözlerime kulak verseydi, 100 bin insan ölmeyebilirdi ve Suriye bu kadar büyük bir yıkıma maruz kalmazdı.”

“SURİYE’DEKİ PROBLEM SADECE KİMYASAL SİLAHLAR SORUNU DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Gül, Rusya aracılığıyla, Esad’la yapılan Suriye’nin sahip olduğu kimyasal silahların imhası konusundaki anlaşmanın ise, Esad’ın pozisyonunu güçlendirmek için kullandığı bir oyalama taktiğinden öte gitmediğini belirterek, “Esad’ın, Ruslarla yapılan, Suriye’nin sahip olduğu kimyasal silahlar konusundaki anlaşma sayesinde bir fırsattan faydalandığı söylenebilir. Ancak burada soru yine uluslararası topluma yöneliyor. Elbette, Suriye’nin kimyasal silahlarıyla ilgili yapılan anlaşmadan memnuniyet duyuyoruz ve bunu destekliyoruz. Ama sorun sadece kimyasal silahlar sorunu muydu? Bütün meseleyi, kimyasal silahlar meselesine indirgemiş olmuyor muyuz? Bence, burada uluslararası toplumun cevaplaması gereken ve ahlaki boyutu olan bir soru var” dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, “Krizin sona ermesi için ABD ve İngiltere’nin daha fazlasını yapması gerekir mi?” şeklindeki bir soruya ise şu cevabı verdi: “Açıkça söylemek gerekirse beklentimiz farklıydı ve evet daha fazlasını beklerdik. Suriye’deki sorunun sadece kimyasal silahlar meselesine indirgenmiş olması gerçekten hayal kırıklığıdır.”

CENEVRE II KONFERANSINA YÖNELİK BEKLENTİLER

Cumhurbaşkanı Gül, bu ay düzenlenmesi beklenen Cenevre II barış konferansının önceki konferanstan daha iyi bir şekilde hazırlanması gerektiğini belirtti. Geçen ay yapılan Suriye’nin Dostları Londra toplantısının son derece faydalı geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, yine de Cenevre II konferansının, büyük bir değişiklik getireceğine dair umudunun zayıf olduğunu kaydederek, “Suriye büyük bir yıkıma uğradı; artık yapılabilecek çok fazla bir şeyin olmadığı kanaatindeyim” dedi.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı