KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

Sağlıklı Nesiller İçin Önemli Bir Adım: “Diyabeti Durduralım”

31.03.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sağlıklı Nesiller İçin Önemli Bir Adım: “Diyabeti Durduralım”


Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen “Diyabeti Durduralım” kampanyası tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Gül, dünyada 200 milyon kişinin yakalandığı diyabet hastalığıyla mücadele konusuna, başka hastalıklara da yol açması nedeniyle ayrı bir önem verilmesi gerektiğini belirtti. Diyabetin gelecek nesilleri de tehdit ettiğini belirten Bayan Gül ise, doğal beslenmenin, gençlerin bilinçlendirilmesinin ve gençlere yemek kültürünün aktarılmasının öneminin altını çizdi.

“Diyabeti Durduralım” kampanyası Cumhurbaşkanlığı himayesinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün katılımıyla Çankaya Köşkü’nde başlatıldı. 

Konuşmalar
Program
Tanıtım Filmi

Plaket Takdimi
Resepsiyon

Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Gül, bu kampanyayı diyabetin önemine vatandaşların dikkatini çekmek ve konunun üzerine daha azimle gidilmesini sağlamak için himayesine aldıklarını belirterek, “Önemli olan bu toplantıdan sonra yapılacak faaliyetlerdir” dedi. 

“OBEZİTE SALGIN SEVİYESİNE ULAŞTI”

Cumhurbaşkanı Gül, dünyada 200 milyon kişinin yakalandığı bu hastalığın başka hastalıklara da yol açtığını ve hastalıkların hızlı gelişmesine sebep olduğunu ifade etti. Bu hastalığın ülkemizde de hızlı bir şekilde geliştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, Sağlık Bakanlığı’nın çalışmalarıyla birçok hastalığın yok edildiğini, yaşam süresinin uzadığını, anne ve çocuk ölüm oranlarının gelişmiş ülkelerle aynı seviyeye geldiğini belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine bakıldığında kilo ve obezitenin ülkemizde salgın seviyesine ulaştığının aktaran Cumhurbaşkanı Gül, bu verilere bakıldığında 1998 yılında ülkemizin nüfusunun yüzde 55’inin normal kiloda olduğunu, 2010 yılında ise bu oranın yüzde 27,5’e gerilediğini aktardı. 

“ÖNEMLİ OLAN HASTALIĞI ÖNLEYİCİ TEDBİRLER ALMAK”

Bu rakamların dikkat çekici olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, diyabetin tüm uzuvları etkileyen bir hastalık çeşidi olduğunu ifade ederek, “O zaman buna çok ayrı bir önemin verilmesi gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Bunlar anlatılınca bunu himayemize aldık. Bu faaliyeti onun için burada yapıyoruz” şeklinde konuştu. İnsan hasta olduktan sonra hastalığın tedavi edilmesinin, hem maliyet hem de çekilen acılar açısından külfetli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, bu noktada önemli olanın hastalığı önleyici tedbirler almak olduğunu belirtti. 

“GELİŞMİŞLİĞİN HASTALIKLARINI ÜSTÜMÜZDE TAŞIMAMAMIZ LÂZIM”

“Gelişmişliğin, kalkınmışlığın hastalıklarını üstümüzde taşımamamız lâzım” diyen Cumhurbaşkanı Gül, bunun içinde köklü ve toplu bir eğitim gerektiğini aktararak, bu eğitimin nasıl olacağı konusuna Diyabet Vakfı’nın “çok güzel hazırlanmış” olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, bu konuda iletişimin bütün kanallarının muhakkak iyi biçimde kullanılacağını, ancak en önemlisinin okullar olduğunu, dolayısıyla çocukların iyi eğitilmesi gerektiğini vurguladı. Gelişmiş, kalkınmış ülkelerde çocuklara, sağlık konusunda ilkokullardan itibaren eğitim verildiğinin örneklerinin bilindiğini aktaran Cumhurbaşkanı Gül, bu konulara ülkemizin de daha çok önem vermesi gerektiğini aktararak, “Bu uğurda harcayacağımız paralar, tedavi için harcayacağımız paraların belki onda biri, belki yüzde biri olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Sağlık Bakanlığı’nın çalışmalarını yakından takip ettiğini ve takdirle karşıladığını, seçkin bir sivil toplum örgütü olarak Diyabet Vakfı’nın da bu çalışmaları sahiplenmesinin ayrıca önem arz ettiğini belirtti. 

BAYAN GÜL: “DİYABET, GELECEK NESİLLERİ DE TEHDİT EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Gül’ün daveti üzerine kürsüye gelen Bayan Gül de, törende yaptığı konuşmada, diyabetin sadece şimdiki değil, gelecek nesillerin sağlığını tehdit eden hastalıklardan birisi olduğunu kaydederek, modern çağın getirdiği hayat tarzıyla birlikte beslenme alışkanlıklarının değişmesinin ve hazır gıda tüketiminin artmasının, çağın hastalığı olarak adlandırılan obeziteye ve başta diyabet olmak üzere pek çok kronik hastalıklara sebep olduğunu belirtti. 

BAYAN GÜL: “YÖRESEL TOHUMLARIMIZI VE ÜRÜNLERİMİZİ ÖZENLE KORUMALIYIZ”

Ülkemizin kimliği, mirası olarak yöresel tohumlarımızı ve ürünlerimizi özenle korumamız gerektiğine dikkat çeken Bayan Gül, gelecek kuşakların bu tatları hiç tadamayacaklarından duyduğu üzüntüyü ifade ederek, “Bugün, yediğimiz her şeyden korkar hale geldik. Bırakın işlenmiş gıdaları, bir meyveyi, bir sebzeyi bile çocuklarımıza yedirirken ‘acaba hormonlu mu, genetiğiyle oynanmış mı?’ diye endişe ediyoruz. Bizim neslimiz bu konuda daha şanslıydı, bizler doğal ürünlerle büyüdük. Çocukluğunda o lezzetleri tadan birçok kişinin şu anda bile içinden ‘ah nerede o eski mis kokulu domatesler, üzerinde toprak kokan taze sebzeler, meyveler’ dediğini duyar gibiyim” dedi. 

DOĞAL BESLENMENİN ÖNEMİ

“İnsan ne yerse odur” sözünü de hatırlatan Bayan Gül, bugün Karadeniz’in, Ege’nin, Akdeniz’in, Anadolu’nun birçok yerine gidildiğinde yüz yaşına gelmiş, ama son derece sağlıklı dedelerin, ninelerin dinç kalmalarının, çocukların al-al olmuş yanaklarından adeta sağlık fışkırmasının sırrının doğal beslenmelerinde olduğuna dikkat çekti. 

Bayan Gül, köyden, kasabadan büyük şehirlere yaşanan göçün tersine dönmeye başladığını, ancak herkes köyüne dönemeyeceği için,  şehirlerde de çocukların toprakla, doğayla iç içe büyümelerine imkân sağlanmasının öneminin altını çizerek, “Küçük bir hobi bahçesinde, hatta balkonda bir saksıda bile olsa kendi yetiştirdiği biberle, domatesle yapılmış bir yemeğe hangi çocuk dayanabilir, ‘ben sebze yemem’ diyebilir ki?” şeklinde konuştu. 

BAYAN GÜL: “YEMEK KÜLTÜRÜMÜZÜ GENÇ KUŞAKLARA AKTARARAK YENİDEN CANLANDIRMALIYIZ”

Hem her türlü ürünün yetiştirilebildiği topraklarda yaşadığımızı hem de dünyanın en zengin mutfaklarından birine sahip olduğumuza işaret eden Bayan Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Büyüklerimizden bizlere miras kalan zengin yemek kültürümüzü, fast food’un cazibesine kapılan genç kuşaklara aktararak yeniden canlandırmalıyız. Babaanne, anneanne yemeklerini onlar için bir özlem olmaktan çıkarmalıyız.” 

Yeni nesilleri hazır gıdadan mümkün olduğu kadar uzak tutmak adına, çocukları uzakta yaşayan bir anne olarak, onlara yemek yapmayı öğretmenin önemine de değinen Bayan Gül, “Oğullarım kendi yemeklerini yapabilmelerine rağmen ‘Keşke daha çok yemek çeşidi öğrenseydik’ diyorlar. Oğlum Amerika’da şöyle bir uygulamadan bahsetti: Okullara domates, biber, patates, soğan gibi sebzeler götürüyorlarmış, sınıfta çocuklara gösteriyorlarmış. Çocuklar tabii bunları tanımıyorlarmış. Bırakın tanımayı, nerede yetiştiğini, nereden geldiğini de bilmiyorlarmış. Sorulduğunda buzluktan geldiğini söylüyorlarmış. Tabii doğranmış hazır gıdalara o kadar alışmışlarki, bizim de o hale gelmemek için şimdiden tedbir almamız gerek” dedi. 

BAYAN GÜL: “SAĞLIKLI NESİLLER YETİŞTİREBİLMEK İÇİN İNSANLARIMIZI BİLİNÇLENDİRMELİYİZ”

Konuşmasının sonunda sağlıklı nesiller yetiştirebilmek, kendimizi ve çocuklarımızı obezite ve diyabet kıskacından kurtarabilmek için beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesinin gerekliliğine bir kez daha vurgu yapan Bayan Gül, bu yolda atılması gereken ilk adımın da, insanları bilinçlendirmek olduğunu yineleyerek, bu çerçevede ‘Diyabeti Durduralım’ projesinin önemine dikkat çekti ve emeği geçenlere teşekkür etti.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı