Cumhurbaşkanı Gül Gana Parlamentosu’na Hitap Etti

24.03.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Cumhurbaşkanı Gül Gana Parlamentosu’na Hitap Etti


Gana Parlamentosu’na hitap eden Cumhurbaşkanı Gül, “Ocak 2008’de Afrika Birliği’nin stratejik ortağı ilan edilen Türkiye’nin Afrika’ya açılım politikası, kısa vadeli çıkar ve beklentilerden uzak, uzun soluklu ve karşılıklı yararı esas alan vizyoner bir anlayışa dayanmaktadır” dedi.
 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmî bir ziyaret için bulunduğu Gana’da, Parlamento’da milletvekillerine hitaben bir konuşma yaptı. Türkiye’den Gana’ya cumhurbaşkanı seviyesindeki ilk ziyareti gerçekleştirmekten ve Gana Parlamentosu’na hitap etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, “Ülkeme ve şahsıma tanınan bu imtiyaz, bizim için gurur ve kıvanç vesilesidir” dedi. 

GANA: SAHRAALTI AFRİKA’DA BAĞIMSIZLIĞINI KAZANAN İLK DEVLET

Cumhurbaşkanı Gül, 1957 yılında Sahraaltı Afrika’da bağımsızlığını kazanan ilk Afrika devleti olmasının, Gana’yı ayrıcalıklı bir konuma getirdiğini ve bunun diğer Afrika halklarına da örnek teşkil ettiğini söyledi. Bu süreçte oynadığı tarihî rolle öne çıkan Gana’nın ilk Cumhurbaşkanı Nkrumah’yı saygıyla andığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, Gana halkının bağımsızlık iradesini onun önderliğinde ortaya koyarak özlemine kavuştuğunu belirtti. 

Cumhurbaşkanı Gül, Bağlantısızlar Hareketi’nin o dönemdeki liderlerinden olan Nkrumah’ın Afrika entegrasyonunun ve “Afrika Birleşik Devletleri” idealinin de öncüleri arasında yerini aldığını, onun “Afrika Birleşik Devletleri” fikrinin, bugün dâhi Afrika Birliği için öncelikli hedef olmaya devam ettiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Gül, Parlamentoya gelmeden önce Nkrumah’ın mezarı ile müzeyi ziyaret ettiğini, Gana’nın tarihi ile Nkrumah’ın yazdığı kitaplar ve fikirleri hakkında bilgi aldığını aktardı. 

AFRİKA KITASI’NDA MODEL ÜLKE

Gana’nın, gelişmiş demokrasisiyle Kıta’da bugün model ülke konumunda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bölgesinde bir istikrar adası olarak dikkat çeken Gana’nın, gerek çoğulcu demokrasinin hayata geçirilmesi, gerekse iyi yönetişim alanlarında kaydettiği ilerlemenin takdirle izlendiğini ifade ederek, “Bundan dolayı hepinizi tebrik ediyorum” dedi. 

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin ise, Birinci Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda, savaşın galip devletlerine karşı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde verdiği kurtuluş mücadelesini zaferle sonuçlandırdığını ve bu zaferle Türkiye’nin o yıllarda gerçekleştirdiği reformların Afrika’da da derin izler bıraktığını, sömürge rejimi altında yaşayan halklar için bir ilham ve ümit kaynağı olduğunu belirtti. 

“TÜRKİYE - AFRİKA İLİŞKİLERİ KÖKLÜ BİR GEÇMİŞE SAHİP”

Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilerin, yüzyıllar öncesine uzanan köklü bir geçmişe sahip olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül,  Doğu ve Kuzey Afrika’da bulunan birçok ülkede, Osmanlı Devleti’nden miras kalan sayısız eser ile ortak gelenek ve göreneklerin hâlâ korunduğunu söyledi. 

Cumhurbaşkanı Gül, Türklerin, zamanın Avrupa devletlerinden farklı olarak, çok kuvvetli oldukları dönemlerde dâhi asla sömürgeci bir zihniyete sahip olmadığını ve Afrika halklarını her zaman samimi ve sıcak hislerle kucakladığını aktardı. 

“AFRİKA İLE İLİŞKİLER DOSTLUK, EŞİTLİK VE İŞ BİRLİĞİ TEMELİNDE GELİŞİYOR”

Ülkemizin geçmişte olduğu gibi bugün de Afrika ile ilişkilerini dostluk, eşitlik ve iş birliği temelinde geliştirmeye kararlı olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, “Bu maksatla, 1998’den beri siyasi, askerî, ekonomik ve kültürel alanlarda iş birliğimizi çeşitlendirmeye ve derinleştirmeye yönelik kapsamlı bir açılım politikası uygulamaktayız. Ocak 2008’de Afrika Birliği’nin stratejik ortağı ilan edilen Türkiye’nin, Afrika’ya açılım politikası, kısa vadeli çıkar ve beklentilerden uzak, uzun soluklu ve karşılıklı yararı esas alan vizyoner bir anlayışa dayanmaktadır” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, bu anlayışın, Türk ve Afrika halkları arasındaki dostluk hislerinin sonucu olduğunu da sözlerine ekledi. 

“ARZUMUZ, AFRİKA’NIN BİR FIRSATLAR KITASINA DÖNÜŞMESİDİR”

Ülkemizin Afrika kıtasına olan yöneliminin Afrika’nın kalkınmasını hedefleyen entegre bir politikanın ürünü olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, bu politikanın, sağlık, tarım, sulama, enerji ve eğitim alanları ile düzenli insani yardımları da içerdiğini aktararak, “En samimi arzumuz ve temennimiz, Afrika’nın, her şeyden evvel Afrika halklarının mutluluğu, huzuru ve refahı için bir fırsatlar kıtasına dönüşmesidir” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, dünyanın 16’ncı, Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomik gücü olan Türkiye ile hızla gelişen ve kalkınan dinamik Afrika ülkeleri arasında değerlendirilmesi gereken çok geniş iş birliği alanı olduğuna inandığını belirtti. 

“AFRİKA’NIN SORUNLARI SADECE AFRİKA’YA BIRAKILAMAZ”

Türkiye’nin, 37 Afrika ülkesinde projeler gerçekleştiren ve Kıta’da üç bölge temsilciliği bulunan Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı’nın (TİKA) yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının insani ve kalkınma amaçlı faaliyetleri sonucunda, Afrika ile arasındaki bağları her alanda giderek güçlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Gül sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, Afrika’nın sorunlarının sadece Afrika’ya bırakılamayacağı inancındadır. Türkiye, Afrika’nın bütün sorunlarına, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, dünyanın bütün ülkelerinin bu sorunların çözümü için katkı vermesi gerektiğine inanmakta ve Türkiye de kendi kapasitesi çerçevesinde bu hizmetlere samimi bir arzu içerisinde devam etmektedir.” 

Cumhurbaşkanı Gül, 18–21 Ağustos 2008 tarihlerinde İstanbul’da kendisinin ev sahipliğinde düzenlenen “Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi” nin Türkiye-Afrika ilişkilerinde yeni bir sayfa açtığını kaydetti. Zirvede oluşturulan izleme mekanizmasına göre, geçen Aralık ayında İstanbul’da Türkiye ve Afrika Birliği arasında Kıdemli Memurlar Toplantısı’nı gerçekleştirildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Gül, bu toplantıda 2010–2014 yıllarını kapsayan Türkiye-Afrika Ortaklığı Ortak Uygulama Planı’nın kabul edildiğini,  bu yılın ikinci yarısında İstanbul’da bakan düzeyinde özden geçirme konferansı düzenleyeceğini bildirdi. 

AFRİKA’DA 22 BÜYÜKELÇİLİK…

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin Kıta’da büyükelçilik sayısının, 17’si Sahra’nın güneyindeki Afrika’da olmak üzere 22’ye ulaştığını, önümüzdeki yıl bu rakamın 32’ye çıkacağına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Gül, birçok batılı ülkenin Afrika’daki büyükelçiliklerini kapatırken Türkiye’nin yeni temsilcilikler açmasının, Afrika’ya duyulan güveni ve Afrika ülkeleri ile ilişkilerin geleceğine verilen önemi gösterdiğini söyledi. 

Yeni büyükelçilikler açma sürecinde Gana’nın ilk grup ülkelerin arasında yer aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, Akra Büyükelçiliğimizin geçen sene faaliyete geçişinin, Afrika’da çok önemli bir ortak olarak görülen Gana ile iş birliğinin her alanda geliştirme arzusunun somut bir yansıması olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, Gana’nın bağımsızlığını kazanmasının ardından Türkiye’nin 1957 yılında büyükelçiliğini açtığını ancak, 1981 yılında ekonomik krizlerin sonucunda dünyanın birçok bölgesindeki büyükelçiliklerle birlikte geçici olarak kapatıldığını, bugün ise yeniden açıldığını söyledi. 

“TEK TARAFLI KAZANÇ, SAMİMİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL”

1998 yılında yaklaşık 27 milyon dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacminin 2010 yılında 300 milyon dolara yaklaşmış olmasından ve Gana’nın Sahraaltı Afrika’daki üçüncü büyük ticaret ortağımız haline gelmesinden duyduğu büyük memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye olarak bizim ticari ilişkilerimizde önem verdiğimiz nokta karşılıklı kazanç ilişkisidir. Bu noktada sizleri de tebrik etmek isterim; 300 milyon dolarlık ticaret hacminin 190 milyon doları Gana’nın Türkiye’ye olan ihracatıdır. Bizim size olan ihracatımız ise 100 milyon dolar civarındadır. Biz ticaretimizde ve ekonomik ilişkilerimizde ‘kazan, kazan’ prensibine çok önem veriyoruz. Tek taraflı kazancın samimi ve sürdürülebilir olmadığına da inanıyoruz” dedi. 

“SADECE TİCARETE DEĞİL, YATIRIMLARA DA ÖNEM VERİYORUZ”

Ziyaretinde üst düzey yetkililer, bilim adamları ve gazetecilerin yanı sıra, çok sayıda iş adamı ve yatırımcının da kendisine eşlik ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizin ekonomik ilişkilerde sadece ticarete değil, yatırımlara da çok önem verdiğini belirterek, “Türkiye birçok Afrika ülkesinde yatırımlar yapan, teknoloji transferini gerçekleştiren ve halkla bütünleşen bir politika izlemektedir. Gana ile olan ilişkilerimizin bu tarafına da çok önem veriyorum” şeklinde konuştu. 

“TÜRK FİRMALARI GANA’NIN KALKINMASINA KATKIDA BULUNABİLİR”

Cumhurbaşkanı Gül, iki ülke arasında özellikle enerji, altyapı ve inşaat sektörlerinde karşılıklı yarara dayanan ciddi iş birliği imkânlarına dikkat çekerek, Türk firmalarının önemli projelere imza atmak suretiyle Gana’nın kalkınmasına katkıda bulunabileceğini söyledi. 

Türkiye’nin eğitime verdiği öneme de işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, bu alanda da ülkemizin Gana’da 6 yıldır faaliyet gösterdiğini ifade ederek, buradaki Türk okulunun başarılı faaliyetlerine desteklerinden dolayı Gana hükümeti ve yetkililerine teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Gül ayrıca, iki ülke arasındaki dostane geçmiş ve karşılıklı siyasi iradenin, her alanda daha çok iş birliği yapılacağına olan inancını pekiştirdiğini belirterek, gösterilen misafirperverlik için teşekkür etti. 

Parlamento’ya hitabından önce Türk ve Ganalı iş adamları ile kahvaltılı toplantıda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Gana Kurucu Cumhurbaşkanı Nkrumah’ın Anıt Mezarı’nda mozoleye çelenk koydu. Buradaki müzede incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, şeref defterini de imzaladı.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı