KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

"Ada'daki Tüm Ambargoları Aynı Anda Kaldırmak En Büyük Jest Olur"

09.11.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Ada'daki Tüm Ambargoları Aynı Anda Kaldırmak En Büyük Jest Olur"


“KKTC’deki Türklere Rum kesimi ambargo uygularken, Türkiye’nin limanlarını açması politik olarak doğru değil” diyen Cumhurbaşkanı Gül, en büyük jestin Ada’daki bütün ambargoların hepsini aynı anda kaldırmak olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Londra’da Bloomberg HT televizyonuna canlı yayında bir mülakat verdi. 

 

 

Cumhurbaşkanı Gül, mülakatta “İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından takdim edilecek 2010 yılı “Chatham House Ödülü”nü almak aklınıza gelir miydi?” sorusuna, kimsenin geleceği bilemeyeceğini belirterek, önemli olanının bulunulan konumu en iyi biçimde değerlendirerek, iyi ve kalıcı işler yapmak olduğunu belirtti. 

“TÜRKİYE’NİN LİMANLARINI AÇMASI POLİTİK OLARAK DOĞRU DEĞİL”

BBC’ye verdiği mülakatta, “AB bizden jest beklemesin” dediği hatırlatılarak, AB Komisyonu’nun açıklayacağı 2010 Türkiye İlerleme Raporu ve Genişleme Stratejisi belgesiyle ilgili, “Ambargoların kaldırılmasına yönelik karşılıklı bir jestin” söz konusu olup olamayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, bunların konuşulabileceğini kaydederek, “Aslında en büyük jest şu: Bir anda Ada’daki bütün ambargoların hepsini aynı anda kaldırmak. Ada’da KKTC’deki Türklere Rum kesimi ambargo uygularken, Türkiye’nin limanlarını açması politik olarak doğru değil. Yoksa ekonomik olarak limanların açılması bizim lehimize. Türkiye ekonomisi Kıbrıs Rum kesiminin ekonomisinden çok daha büyük. Bizim bundan korkacağımız, çekineceğimiz bir durum söz konusu değil” dedi. 

“TÜRKİYE EN BÜYÜK JESTİ 2004 YILINDA YAPTI”

Cumhurbaşkanı Gül, 2006 yılında Dışişleri Bakanlığı görevini yürüttüğü sırada Ada’daki tüm ambargoların bir anda kaldırılması yönünde Türkiye’nin yaptığı teklifi hatırlatarak, bu teklifin AB’nin ruhuna da uygun bir teklif olduğunu sözlerine ekledi. “Türkiye gerçekten büyük bir ülke olduğu için kendisine öz güveni vardır. Bir jest yapar Türkiye, ondan sonra bu alınır cebe konur, birkaç ay geçtikten sonra da ‘Türkiye yeni bir jest yapsa’ diye başlanır. Türkiye en büyük jesti 2004 yılında yaptı biliyorsunuz” dedi. 2004 yılında Ada’da ilk defa uygulanan bir referandumda Türk tarafının uzlaşmacılığını göstererek “Evet”, Rum kesininin ise “Hayır” dediğini ve Avrupa’nın çok büyük şok yaşadığını kaydetti. 

“KIBRIS BİR İŞ BİRLİĞİ ALANI HALİNE ÇEVRİLEBİLİR”

Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs sorununun, sadece Türkiye, Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumlarını değil, bütün Avrupa’nın stratejik meselelerini bazen bloke ettiğini, hatta “NATO işlerini zehirlediğini” kaydederek, “O açıdan bu işin kalıcı bir çözümle neticelenmesini çok istiyoruz. Hatta Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan iki garantör ülke ve Kıbrıs’ın tamamı bir iş birliği alanı haline çevrilebilir. Neticede birbirimize benzeyen birçok yanlarımız vardır” şeklinde konuştu. 

“İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÖNÜNDE BİR ENGEL YOK”

AB ilerleme raporunun Türkiye ile ilgili bölümünde basın özgürlüğü konusunun da gündeme geleceği, bu konudaki değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’de ifade özgürlüğünün önünde bir engel bulunmadığına işaret etti ve “Türkiye’de isteyen istediğini yazabilir, isteyen istediğini söyleyebilir. Basın hürriyeti açısından bugün herhangi bir AB ülkesinde var olan özgürlük Türkiye’de de var. Bu konu şöyle; mahkeme safhasında açıklanmaması gereken bazı gizli dosyalar açıklandı diye, savcılar mevcut kanunlara göre soruşturma açıyorlar. Belki bazen çok aşırı gidiyorlar, bu ciddi bir konu” dedi. Bu konuda bir düzenleme yapılması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, ilgili yasal düzenlemenin seçimden önce yapılabileceğini belirtti. 

“DERECELENDİRMESİ ÜST ÜSTE İKİ KEZ ARTAN TEK ÜLKE TÜRKİYE”

“Kredi derecelendirme kuruluşları açısından bakıldığında,  Türkiye ekonomisini nasıl görüyorsunuz?” sorusuna cevaben Cumhurbaşkanı Gül,  bu kuruluşların Türkiye’yi yakından takip ettiğini ve çok tedbirli davrandıklarını ifade ederk, öte yandan derecelendirmesi üst üste iki kez artan tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekti. Dünyada yaşanan ekonomik krizde Türkiye’deki bankaların hiç birinin iflas etmediğini, hiç birisine de yardım yapılmadığını ve bankacılık sisteminin hiçbir şekilde taviz vermediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, bütün bunların kendiliğinden olmadığını, izlenen ekonomik politikaya ve Türkiye’nin geleceğine olan güvenden kaynaklandığını bildirdi. Türk bankacılık sisteminin de çok şeffaf olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, “Türk bankacılık sistemi üzerine hiç kimse en ufak bir şüphe duyamaz” dedi. 

“TÜRKİYE YATIRIM YAPILABİLECEK BİR ÜLKE”

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin yatırım yapılabilecek bir ülke olduğuna işaret ederek, Türkiye’nin kısa vadeli beklentilerle hareket etmediğini, uzun vadeye odaklandığını ve doğru işler yapmaktan çekinmediğini vurguladı. Türkiye’nin yaptığı bu doğru işleri başkalarının zoruyla değil, kendi sahiplenerek gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Siz programları sahipleniyorsanız, bu demektir ki iradeniz var, doğru ve yanlışı görüyorsunuz. Gelecekte de öyle olacaktır. Kredi kuruluşları eminim ki bunları en iyi şekilde görecekleridir.” 

İRAN’A YAPTIRIMLAR KONUSU

İran’a yaptırımlar konusunda ABD’den gelen baskılar olduğunu ve banka hesaplarının izlendiği ifade edilerek, bunun Türkiye’ye bir faturasının olup olmayacağı şeklindeki soruya da Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin her şeyi ilkesel bazda yaptığını, BM’nin kararlarını uyguladığını belirterek, bunun ötesinde bazı ülkelerin kendilerinin karar aldıkları ve uyguladıklarını, bunların da o ülkeleri bağladığı söyledi. Türkiye’nin İran’ın komşusu olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin İran ile olan ticaretinin bu ülkenin ithalatı içerisinde en büyük yeri tutmadığını, Türkiye’nin İran’a sattığı çok fazla bir şey bulunmadığını kaydetti.

 

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı