KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

"Türkiye'nin Geleceği Yakalaması Üniversiteler ve Bilgiyle Olacaktır"

08.10.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

 

Kadir Has Üniversitesi'nin akademik yıl açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Gül, "Türkiye'nin geleceği yakalaması ve geleceğe iz bırakması gerekir. Bu her şeyden önce üniversiteler ve bilgiyle olacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kadir Has Üniversitesi’nin 2010–2011 akademik yıl açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.

 

 

“KADİR HAS, DAİMA DUYULACAK HOŞ BİR SEDA BIRAKTI”

Türkiye'nin en değerli iş adamlarından birisi olan Kadir Has'ın adını taşıyan üniversitenin akademik yılı açılışında bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, ailesinin devraldığı mirasa en iyi şekilde sahip çıkmasının kendisini mutlu ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, “Önemli olan, insanların, insanlığa faydalı işler yapıp, güzel, hoş seda bırakarak bu dünyadan gitmesi. Nihayet hepimiz bu dünyadan gideceğiz. Bu hoş sedayı bırakanlar bazen tek bir seda bırakıyorlar, bazılarının sedası ise daima duyuluyor. Eğitim kurumu olunca da daima duyulan bir hoş seda oluyor” dedi.

“KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ’NİN GELDİĞİ DURUMDAN MUTLUYUM”

Cumhurbaşkanı Gül, Kadir Has Üniversitesi’nin, 10 yılda, özellikle vakıf üniversiteleri içinde ayrı bir yere kavuştuğuna işaret ederek, merhum Kadir Has'ın hemşehrisi olması dolayısıyla kendisini de üniversitenin bir mensubu gibi hissettiğini, ayrıca kuruluşunda ve bugüne gelmesinde çeşitli vesilelerle katkısı olan bir kişi olarak, 5 bin mezun veren üniversitenin geldiği durumdan çok mutlu olduğunu söyledi.

“TARİHÎ BİNALAR KULLANILIRSA AYAKTA DURABİLİYOR”

Tarihî binaların üniversitelere, kültür kurumlarına ve müzelere tahsis edilmesinin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu: “Binaların ne kadar tarihî mirasa uygun şekilde restore edildiğini görmek beni gururlandırdı. Bu, diğer kurumlara da örnek olacaktır. Bu binalar, bir zamanlar çok lüzumsuz şeylerle doluydu. Bu arazi, arsa bir işe yaramazdı. Bunların en modern şekilde tarih yaşatılarak restore edilmesi, Fatih'e ayrı bir değer katmıştır. Bunun böyle devam edeceğini umuyorum. Bu bakımdan, hükümeti de takdir ediyorum. Çünkü bu kamu binalarını üniversitelere, kültür kurumları ve müzelere tahsis ediyorlar. Eskiden buralar verilmezdi, kıskanılırdı. Tarihî binalar yaşanırsa, kullanılırsa ayakta durabiliyor. İnsanlara kapatılmış tarihî mekânlar hiçbir zaman hayatını devam ettirmiyor, kendiliğinden çökmeye mahkûm ediliyor. Bu anlayışın değiştiğini ve bunun çok güzel örneklerini görüyoruz. Birçok yeni vakıf üniversitesine, müzelere tarihî binaların devredildiğini ve verildiğini görmekten memnun oluyorum.”

“TÜRK ÜNİVERSİTELERİ DÜNYAYA HIZLI ŞEKİLDE AÇILMALI”

Cumhurbaşkanı Gül, yenilenen Türk eğitim sistemi içinde üniversitelerin sadece eğitim veren kurumlar olarak görülmemesi gerektiği uyarısında bulunarak, “Üniversiteler, eğitim vermenin yanında, bilim, teknoloji üreten, araştırma yapan kurumlardır. Türk üniversitelerinin, artık küresel çapta, bilimsel gündem oluşturacak noktaya ulaşmaları gerekir. Uzun yıllar bunun gerisinde kaldık ve başka üniversitelerin gündemlerini, ürettikleri bilgi ve teknolojiyi kullandık. Ama artık Türk üniversitelerinin bunu en iyi şekilde yapması ve dünyaya hızlı şekilde açılması gerekmekte. Bu, gerek devlet üniversitelerinde gerek vakıf üniversitelerinde başarılmaya başlandı. Çünkü üniversitelerimiz asli fonksiyonlarına tekrar döndüler. Yoğunluklarını ve enerjilerini buna harcamaya başladılar. Çok değerli bilim adamları ve öğrenciler, bunlarla uğraşmaya başladılar. Bunların neticesi ortaya çıkacaktır” dedi.

“TEKNOLOJİ ÜRETMEDİĞİ SÜRECE TÜRKİYE GÜÇLÜ OLAMAZ”

Bu çerçevede, teknoloji üretmediği süre içinde Türkiye'nin geleceğinin çok güçlü olamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye, büyük bir ülkedir. Bulunduğu bölge, tarih, nüfus, etkinliği olarak, geleceği yakalaması ve geleceğe iz bırakması gerekir. Her şeyden önce İstanbul'un üzerinden 3 büyük imparatorluk geçmiş, bunların birikimleri var. Hangi ülke ve şehir gösterebilirsiniz ki, 3 büyük imparatorluğun bütün birikimlerini taşıyor. Dünyada böyle bir şehir yok. Bu birikime yaraşır şekilde Türkiye'nin geleceği yakalaması ve geleceğe iz bırakması gerekir. Bu her şeyden önce üniversiteler ve bilgiyle olacaktır” diye konuştu.

“ÖZ GÜVEN YOLUMUZU AÇACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Gül, törende dinlediği içerikli ve üniversitenin misyonunu anlatan konuşmaların kendisini ümitlendirdiğini ifade ederek, “Buna uygun bir anlayış hâkim olduğu sürece buna uygun da üretim ortaya çıkacaktır. Bu üretim Türkiye'nin ufkunu açacaktır. Artık Türkiye'nin buna ihtiyacı vardır. Türkiye'nin dedikodulara, günlük uğraşılara, enerjisini boşa tüketmeye ihtiyacı yoktur. Bunları yeteri kadar yaptık, şimdi yapmadıklarımıza ve asli görevlerimize, topyekûn, hep beraber, Türkiye olarak dönmemiz gerekir. Bunun da olmak üzere olduğunu görüyorum. Bunun için büyük bir öz güven içinde hareket etmeliyiz. Bu öz güven yolumuzu açacaktır, problem olarak gördüğümüz birçok şeyin problem olmadığını da gösterecektir. Birbirimize saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde bunların hallolacağına inanıyorum'' dedi.

VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİN OLUŞTURDUĞU SİNERJİ

Türkiye'nin lokomotifinin üniversiteler olacağını, artık Türk üniversitelerinin birbirleriyle değil, dünya üniversiteleriyle rekabet eder hale geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, vakıf üniversitelerinin tamamen yeni bir sinerji, soluk, şevk getirdiğini ve bilim dünyasında yeni bir rekabet oluşturduğunu kaydetti.

“YABANCI ÖĞRENCİ, TÜRKİYE'YE YATIRIMDIR”

Yıllarca Türkiye'ye gelen yabancı öğrenci sayısının çok az olduğuna, ülkenin içe dönük, kendi sınırları içinde, kendi kendine kaldığına, bunun büyük bir eksiklik olduğuna dikkat çeken ve YÖK'e “Hiç değilse vakıf üniversiteleriyle başlayıp, kendilerini yurt dışına açsınlar, yurt dışından gelecek öğrencileri seçmeye başlasınlar, kendi kriterlerini koysunlar ve öğrenci almaya başlasınlar” talimatı verdiğini de hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, “Aranızda yabancı öğrenci görmek isterim. Dini, dili, rengi, ırkı farklı öğrenciler gelsinler, hep beraber olun ki, dünyanın ne olduğunu görün. Dünya sadece bizden ibaret değil, dünyayı görmezseniz, dünyanın başka yerlerindeki insanları tanımazsanız, bunları sadece mezun olduktan sonra gidip görürseniz o büyük bir noksanlık olur. Türkiye içinde de başta Türkiye'nin komşuları olmak üzere diğer ülkelerden gelecek öğrencileri burada eğitmek Türkiye'ye yapılacak büyük bir yatırımdır. Türk dış politikasına, ekonomisine yapılacak yatırımdır” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, bu konuda Kadir Has Üniversitesi'ni de teşvik ettiğini bildirerek, “Uğraşın, yakın ve uzak komşulardan herkesi davet edin ve bu güzel üniversiteyi tanıtın” çağrısında bulundu.

ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE PATENT KONUSUNDA TEŞVİK

Üniversitelerin kamu imkânlarının çoğaldığını, araştırma ve geliştirme için devlet bütçesinden kaynaklar aktarılmaya başlandığını anlatan Cumhurbaşkanı Gül, yabancı imkânların da Türk araştırmacılarının hizmetine sunulduğunu belirterek, öğrencilerin bunları en iyi şekilde değerlendirmesinin önemine dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Gül, üniversitenin teknoparkının da kısa sürede gerçekleşmesini arzu ettiğini aktararak, “Bunlar en gelişmiş ülkelerin geçtiği safhalardır. Bizim bu safhaları süratli geçmemiz gerekiyor. Çünkü başkalarının denediklerini artık denemeden çok çabuk uygulamamız gerekiyor. Bu açıdan da üniversiteleri sadece eğitimde değil, araştırma, geliştirme, patent konusunda da teşvik etmeli ve imkânları artırmalıyız” diyerek, üniversiteye ve yeni öğrencilerine başarılar diledi.

Törende ayrıca, sosyal sorumluluk projeleriyle dereceye giren öğrencilere ödülleri, Cumhurbaşkanı Gül tarafından verildi. Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Nuri Has ile Kadir Has Vakfı Başkanı Can Has da Cumhurbaşkanı Gül'e günün anısına plaket sundu.

Üniversite ve üniversite müzesinde incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, öğrencilerle de fotoğraf çektirdi.

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı