KİTAPLAR

Fotoğraf Galerisi

Video Galeri

Günün Fotoğrafı

 

Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde Bir Yılı Değerlendirdi

27.08.2008
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, göreve gelişinin 1`inci yıldönümünde NTV canlı yayınında Ruşen Çakır ve Murat Akgün’ün iç ve dış gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı.

Anayasa`ya göre yemininin, konumunun, sorumluluğunun farkında olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, geçen bir yıl içinde buna bağlı kaldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Gül, bütün vatandaşların hukukunu gözetme bilinci içinde davrandığını, hiç kimseye karşı bir önyargı içerisinde olmadığını, herkese eşit mesafede bulunduğunu ve toplumun tüm kesimlerini kucakladığını söyledi.

YÖK Başkanı ve rektör atamalarından, Necmettin Erbakan`ın affına, terörle mücadeleden ekonomik gelişmelere, AB üyelik sürecinden Kafkaslardaki son duruma kadar çeşitli konularda açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Gül, ayrıca ülkemizin geleceğine ilişkin öngörülerini anlattı.

SÖYLEŞİDEN SATIR BAŞLARI :

“Konumumun Farkındayım

Ben konumumun farkındayım. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Anayasa’ya göre sorumluluklarımı biliyorum. Mecliste yaptığım yemini biliyorum ve aklımda tutuyorum. Nasıl bir cumhurbaşkanı olacağımı Meclis’te yemin töreninden sonra yaptığım konuşmada paylaşmıştım. Bir sene içinde bütün bunlara bağlı kaldığıma inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı makamı siyasî bir makam değil. Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini, bütünlüğünü ve Anayasa’nın uygulanmasını gözler ve temin eder. Devlet kurumlarının uyumlu çalışmasını gözler. Bütün bunları yaparken bağlı olmam gereken ilke, kurallara bağlı ve tarafsız kaldığıma inanıyorum. Herkesin hak ve hukukunu gözetlediğimi düşünüyorum ve bu konuda vicdanen rahatım.

Dengeli Olmak ve Güçlü Durmak Durumundayız

Kafkasya’da bugün karşılaşılan sorun potansiyel olarak zaten vardı. Bunu daha önce iki kez Gürcistan lideri ile de görüştüm. Konunun hassas olduğunu ifade ettim. Kafkaslarda huzur ve istikrar bizim için de çok önemli. Bunların diyalogla çözülmesini istedik. Bugün de bu yönde çalışıyoruz. Dengeli olmak ve güçlü durmak durumundayız. Rusya’nın verdiği karar aceleci bulundu. Çünkü Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliği herkes açısından önemlidir. Gürcistan BM tarafından sınırları tanınmış bir ülke. Ama bu hadisenin altında pek çok saikler var. Bunlar da tartışılıyor.

Kafkasya Paktı önerisinin hemen gerçekleşmesi zaten düşünülmemeli. Bu, Türkiye’nin bölgedeki istikrar, sorunların daha büyük problem olmadan çözümüne yönelik platform oluşturması ile ilgili bir konudur.

Ermenistan’a maç ziyareti konusunu değerlendiriyoruz. Faydası olup olmayacağı konularını düşünüyoruz.

Hiç Kimseye Karşı Önyargılı Değilim

Herkesin beni kabul etmeyebileceğinin farkındayım. Zaten herkesin oyu ile başa gelen iktidarların nasıl iktidarlar olduğunu biliyoruz. Önemli olan; herkesi temsil etmektir, etmeye çalışmaktır. Millî hassasiyetlerimiz konusunda biriz, beraberiz. En hassas nokta da budur. Seçildiğim dönemden bu tarafa, kendimi karşımdakinin yerine koyarak düşünmeye çalıştım ve böyle hareket ettim. Hiç kimseye karşı önyargılı değilim.

Her siyasî partiye eşit uzaklıktayım. Bütün davetlerimde eşit davrandım. Gezilerimde beraberimdeki heyetlerde hem iktidar, hem de muhalefet partilerinden milletvekili arkadaşlar oldu. Bunun dışındaki kararlar partilerin ya da kişilerin kendilerinin verdiği kararlardır.

Vetolara Yönelik Tartışmaları Doğru Bulmuyorum

Vetolara yönelik tartışmaları doğru bulmuyorum. Ben şu kadar veto ettim, diye övünmem. Arzu ederim ki hiç veto olmasın. Ama eksiklik olursa görevimi yapıyorum ve veto ediyorum. Eksiklik yoksa neden Meclis’in enerjisini boşa harcayalım.

Doğru Adayları Atadığımı Düşünüyorum

Ben, YÖK’te herhangi bir bölünmüşlüğün olmamasını istedim. YÖK başkanından bunun giderilmesini ve üniversitelerle ilgili rekabetin artırılmasını istedim. Önceki yönetim tarafından bırakılmış strateji belgesinin çok iyi olduğunu okudum, biliyorum. Onu rehber edinmelerini söyledim. Performanslarına baktığımda bir yanlışlarını görmüyorum. Üniversitelerin amacı; ülkenin kalkınma ve modernleşmesine katkıda bulunmaktır. Üniversitelere baktığımda politize olduklarını görüyorum. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum.

Rektör atamaları konusunda hassasiyet gösterdim. 28 rektörden 22 tanesini atarken, YÖK’ün gönderdiği listede birinci sırada olanları tercih ettim. Siyasî tercihlerde bulunmak söz konusu değil. Doğru adayları atadığımı düşünüyorum. Rektörlerin son aşamada Cumhurbaşkanlığı tarafından atanması bence doğru değil. Üniversiteler, bir ülkenin gelişmesi ve kalkınması için en önemli yerlerdir. Üniversitelerin daha iyi noktalara gelmesi için rektörlük seçimlerine yeni bir sistemin getirilmesi gerekir.

Tatil Herkesin Hakkı

Kamuyu, kamu gücünü temsil eden insanlarla ilgili herkesin bilgi edinme hakkı vardır. Ancak tatil gibi herkesin hakkı olan durumları zorlaştırmanın ya da bunun istismar edilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Özel hayatım ile ilgili harcamaları kendim karşılarım. Tatildeki harcamalarımı da kendim karşıladım.

İstediğim Kişiyi Getirin Affedeyim, Diyemem

Af konusunda önyargılı olunduğunu düşünüyorum. Sayın Erbakan’ın sadece yükümlülük ile ilgili hükmü affedilmiştir. Diğer davaları devam ediyor. Ben, istediğim kişiyi getirin affedeyim, diyemem. Af yetkisinin kullanılmasının koşulları var. Bu koşullar sağlanmadan benim affetme hakkım yok. Dosya önüme geldiğinde inceliyorum. Bana, Sayın Erbakan’da dâhil, toplam 5 dosya geldi, 3’ünü değerlendirdim.

Ergenekon Davası Türkiye Açısından Bir Aşamadır

Ergenekon soruşturması, ben cumhurbaşkanı olmadan önce başladı. Bu konular Türkiye’de her zaman vardı. Bunların varlığını herkes bilirdi, ama bu konulara değinilmezdi. Memnuniyet verici olan şey şu ki, savcılar bununla ilgili çalışmalarını yapmışlar ve böyle bir konuyu mahkeme safhasına getirmişlerdir. Hiç kimseyi burada suçlu ilan edemeyiz. Bunlar ahlaki, hukuki ve doğru olmaz. Böyle bir davanın Türk mahkemelerine teslim edilmesi ve mahkemelerimizin açık, şeffaf, kuralları belli usuller çerçevesinde bunlara bakacak olmasının, Türkiye açısından bir aşama olduğu kanaatindeyim.

Bölücü Terör, Yaptıklarını Sahiplenemiyor

Terör, Türkiye’nin en önemli konusudur. Benim ilk ziyaretim Güneydoğu’ya oldu. Halkla, vatandaşla iç içe oldum. İnanılmaz bir coşku ve sevgi ile karşılandım. Kimsenin inmediği ve yürümediği yerlerde yürüdüm. Türk askerinin ne büyük fedakârlıklarla bu mücadeleyi verdiğini yerinde gördüm ve gurur duydum. Türkiye’nin bütün coğrafyası önemlidir. Türkiye’deki vatandaşlarımızın buranın kendi yurtları olduğunu ve kendilerini öz yurdunda garip hissetmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Aidiyet duygusunun güçlü olması gereklidir. Problemler hasıraltı edilmeden vaktinde çözülmelidir. Yoksa kronikleşir. Bölücü terör, hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Devletimiz terörle sonuna kadar mücadele edecektir. Irak hükümeti ile bu konuda samimi bir işbirliği başlatıldı. Bu da önemli bir noktadır.

Terörle mücadelede şehirlerimizde olaylar olmaktadır. Ama o kadar utanılacak olaylardır ki, bölücü terör çıkıp sahiplenememektedirler. Polis teşkilatımıza takdirlerimizi sunuyoruz. Birçok olay aydınlatılmakta ve olmadan önlenmektedir.

Demokratik ve Ekonomik Reformların Altını Çiziyorum

Anayasa değişikliği konusundaki kararı verecek olan ben değilim. Ben, Türkiye’nin güçlenmesi, refahı ve insanların mutluluğu için, Anayasa’nın verdiği yetki ile çalışır ve tavsiyelerde bulunurum. Türkiye’de AB ile bütünleşme sürecini hızlandırmak için enerjimizi sarf etmeliyiz. Enerjimizi siyasi-demokratik reformlar ile ekonomik reformlara harcamalıyız. Siyasi-demokratik reform Anayasa değişikliği olarak ifade ediliyor. Çalışmaların herkesi içine alan bir şekilde takip edilmesi gerekir. Bazen metot esas kadar önemli oluyor. Demokratik ve ekonomik reformların altını çiziyorum. Ben sadece, bu fikirlerimi paylaşıp önerilerimi ifade edebilirim.

Meclis’in itibarını küçültmemeliyiz. Meclis’te her kesimin temsilcisinin olduğu bir dönemdeyiz. Ben bütün davetlerimde dikkatli oldum. Kimse kendisini dışlanmış hissetmesin diye, mecliste grubu olmayan partileri bile davet ettim. Sivil toplum örgütlerini de ayrım yapmadan davet ettim. Bu konuda bir önerisi olan varsa da dikkate alabilirim.

Doğru bir İstikamette, Uyum İçinde Olmak Durumundayız

Hükümetle kavgalı olmak ya da yaptığı doğru işlere yanlış demek marifet değildir. Devlet kurumları arasında uyum sağlamak benim görevim. Kavga ve çekişme ile bu ülke çok şey kaybetti. Doğru bir istikamette, uyum içinde olmak durumundayız. Hükümetin yaptığı doğrular teşvik edilmelidir. Anayasa en önemli belgemiz. O açıdan en geniş katılımla ve herkesin görüş ve fikirlerinin alınması ile Anayasa oluşturulmalıdır.

Kendimiz Mesele Çıkarmayalım

Türban meselesini politikacılarla konuşun. Ben ne söyleyeceğim? Sokakta görüyorsunuz, insanların böyle bir problemi yok. Kendimiz mesele çıkarmayalım. Etrafta savaşlar var, kaybedilmiş yıllar var. Enerjimizi bunlara vermemiz lazım. Örneğin, çevre konusunda hükümet Kyoto Sözleşmesi sürecini başlattı. Birçok kişinin hayalinden geçmezdi. Ben bilim ve teknolojiyle ilgili toplantılar yaptım. Bunlar Türkiye’nin büyük meseleleridir.

En Önemli Katkım Türk Dış Politikasına Verdiğim Destek

Bir yıl içinde yaptığınız en önemli şey nedir, derseniz; Türk dış politikasına verdiğim destek, derim. Bu çerçeve içinde baktığımızda komşularımızla ilişkilerimiz önemli. Türkiye’nin büyüklüğü herkes tarafından görülüyor. Bazen bir yıl içinde bazı yerlere iki kez gittiğim söyleniyor. Komşularımızla ilişkilerimizi pekiştiriyoruz. Türk Dünyası ile ilişkilerimizde boşluk olduğunu düşünüyordum. Bunları doldurmak için çalışıyorum. Ziyaretleri turistik görenler oldu, ama bir dakikayı boş geçirmeyecek şekilde çalışıyoruz. ABD dünyayı etkileyen süper güç. Orada seçimde ne olacak. Yarış devam ediyor. Biz kendi çıkarlarımız çerçevesinde bakacağız.

Türkiye’nin Cazibe Merkezi Olacağına İnanıyorum

Türkiye’nin geleceği her bakımdan parlak. Ben Türkiye’nin gerek siyasi, gerek ekonomik açıdan her yıl daha güçlü ve güvenilir bir ülke olacağına inanıyorum. Yeter ki biz kendi meselelerimizi tartışırken enerjimizi boşa harcamayalım. Kendi kendimizi yormamamız, iç çekişmelerle zaman kaybetmememiz ve kaybettiğimiz yılları telafi etmek için gece-gündüz çalışmamız lazım. Demokrasinin şartları ne ise ona hepimiz saygı göstererek yerine getirmeliyiz. Herkes birbirini kucaklamalıdır. Küresel ekonomik kriz sürse bile, Türkiye’nin cazibe merkezi olacağına inanıyorum. Türkiye imkânları olan bir ülke. Türkiye, birkaç yıl içinde bölgesinin en güvenilir ülkesi olacak. Ülkemizin birkaç yıl içinde hayal edilemeyecek seviyelere geleceğine inanıyorum.

Çankaya’yı Herkese Açtım

Şüphesiz ki, kim yaptığı işe dört dörtlük diyorsa ona inanmamanız gerekir. Muhakkak, daha iyi yapabilirdim dediğim işler oldu. Ama genel olarak baktığım zaman içim rahat. Yeminime sadığım. Herkese eşit mesafedeyim. Fikri, zikri ne olursa olsun siyaset içi ya da dışı herkese Çankaya’yı açtım. Bütün ziyaretlerimde iş adamlarını yanımda götürdüm. Onların meselelerini hiçbir kompleks duymadan çözmeye çalıştım. Körfez ülkelerinin hepsi ülkemize geldi. Kraliçe Elizabeth ziyareti, Afrika Zirvesi gibi önemli adımlar attık.”

 

 

Tüm Haberler

Yazdır Paylaş Yukarı