İran Cumhurbaşkanı Sayın Hasan Ruhani ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısı’nda Yaptıkları Açıklama

09.06.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Sayın Cumhurbaşkanımızın İran Cumhurbaşkanı Sayın Hasan Ruhani ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısı’nda Yaptıkları Açıklama

Sayın Cumhurbaşkanı,

Değerli Basın Mensupları,

Dost ve komşu İran’ın Cumhurbaşkanı Sayın Hasan Ruhani ve heyetinin kıymetli mensuplarını, değerli bakanları ülkemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Esasen Sayın Cumhurbaşkanı ile ilk yüz yüze görüşmemizi BM toplantısı vesilesiyle bulunduğumuz New York’ta gerçekleştirmiştik. Cumhurbaşkanı Ruhani bu defa ülkemize ikili resmi ziyaretini gerçekleştiriyorlar. Kendisi 18 yıl aradan sonra Ankara’ya devlet ziyareti yapan İran Cumhurbaşkanı’dır. Bu bakımdan tabii ki bu ziyaretin tarihi bir önemi vardır. Ben de 2011 yılında İran’a bir devlet ziyareti yapmış; Tahran, İsfahan ve Tebriz’i ziyaret etmiştim. Bu önemli vesileyle ülkemize gelen Sayın Cumhurbaşkanı’na ve heyetinin değerli üyelerine bir kez daha hoş geldiniz diyorum.

Değerli Basın Mensupları,

Malumunuz olduğu üzere İran derin insani ve kültürel bağlarla kadim bir dostumuz ve 1639’dan bu yana değişmeyen ortak bir sınırı paylaştığımız değerli bir komşumuzdur. Son yıllarda artan karşılıklı üst seviyedeki ziyaretimiz birbirine komşu ve dost olan iki ülke arasındaki ilişkileri her bakımdan daha ileri seviyeye taşımaktadır. Bugün yapılacak olan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi bir anlamda iki ülkenin ortak bakanlar kurulu toplantısı şeklinde geçecektir. Bu, ilişkilerimizin geldiği seviyeyi göstermesi açısından da çok önemlidir.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanı, Değerli Biraderim, Aziz Dostum Sayın Ruhani ile hem baş başa hem de heyetler arasında gayet verimli görüşmelerde bulunduk. Siyasi, ekonomik, kültürel ve diğer bütün alanlarda ilişkilerimizi gözden geçirdik ve daha ileri taşıma iradesini açıkça ortaya koyduk.

Esasen Türkiye - İran ilişkilerinin ahdi alt yapısı da gerçekleşmiştir. Birçok önemli anlaşmalar hep vaktiyle imzalanmıştır. Bugün imzaladığımız birçok anlaşma da muhakkak ki bu hukuki alt yapıyı daha da güçlendirmektedir.

İkili ilişkilerimizin önemli bir boyutu şüphesiz ki ekonomidir. Ticaret hacmimiz 15 milyar dolar civarındadır. Hedefimiz bildiğiniz gibi 30 milyar dolardır. Bunu gerçekleştirme potansiyeli ve iradesi mevcuttur her iki ülkede de. İran’ın takip ettiği yeni politikalar ekonomisini açmakta. Özel sektöre özellikle Sayın Ruhani’nin önem vermesi dolayısıyla, inanıyorum karşılıklı özel sektörlerimiz arasında daha çok yatırımlar söz konusu olacak, daha çok ticaret söz konusu olacaktır. Bu anlamda yarın iş adamlarıyla yapacağımız toplantıda da iş adamlarımızı karşılıklı teşvik edeceğiz. Bu çerçevede Ocak ayında imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşması’nın bir an önce onaylanması konusunda da yine mutabakatımızı tekrarladık. Ayrıca Karma Ekonomik Komisyon toplantılarında aldığımız ekonomik kararları da bir an önce hayata geçireceğiz.

Değerli Basın Mensupları,

İki kadim dost ve komşu olan Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerin gelişmesi sadece ülkelerimizi ilgilendirmemektedir. Bu bölgenin iki büyük devletinin; köklü geleneği, tarihi olan iki büyük ülkenin işbirliği tabii ki bölgemizdeki istikrar, huzur ve güvenliğin ve nihayetinde de ekonomik işbirliğinin ve refahın gelişmesine de çok büyük katkı sağlayacaktır. Bu anlamda İran ile bölgemizdeki konularla ilgili de bugün geniş bir istişarede bulunduk. Bölgemizdeki problemlerin çözümüne iki ülke olarak nasıl katkı veririz, nasıl acıların dinmesine, bölgede gelişen istikrarsızlık, bundan ortaya çıkan vakum, bundan ortaya çıkan terörist faaliyetleri, bütün bunları nasıl önleriz; bu konularda gayet verimli ve faydalı görüşmelerde bulunduk. Yapıcı bir yaklaşımla birlikte atacağımız adımların bölgesel barış, huzur, istikrar ve refaha büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz.

Değerli Basın Mensupları,

İran’ın nükleer programıyla ilgili meselenin diplomatik yöntemlerle çözüme kavuşturulması gerektiğini bildiğiniz gibi her zaman savunduk. Bugün de aynı görüşteyiz. Ülkemizin bu husustaki tutumu da gayet açıktır. Bölgemizde hiçbir ülkenin nükleer silaha sahip olmasını istemiyoruz. Kitle imha silahlarından arındırılmış bir Ortadoğu vizyonumuzu koruyoruz. Diğer yandan da hiçbir ülkenin nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla yararlanma hakkından mahrum bırakılmasına da müsaade etmiyoruz ve bunu da doğru bulmuyoruz. Bu konuda uluslararası normlara riayet edildiği ve Atom Enerjisi Kurumu ile tam ve şeffaf bir şekilde işbirliği yapıldığı sürece nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla faydalanmak hepimizin hakkıdır. P5+1 ile yürütülen müzakerelerde gelinen nokta memnuniyet vericidir. Müzakerelerin, İran üzerindeki yaptırımların tamamen kaldırılmasını sağlayacak bir şekilde neticelenmesini de Türkiye güçlü bir şekilde desteklemektedir. Bu yönde elinden gelen gayreti Türkiye daha önce de göstermiştir, bugün de göstermeye devam etmektedir.

Değerli Basın Mensupları,

Tüm bu konularda Cumhurbaşkanı Sayın Doktor Hasan Ruhani ile Aziz biraderimle samimi görüşmelerde bulunduk ve hep mutabakatlara vardık. Siyasi iradelerimiz gayet açıktır: Türkiye ve İran arasındaki ilişkileri her alanda çok daha ileri seviyelere taşımaktır. Bu yönde hükümetlerimiz de ellerinden gelen her türlü gayreti muhakkak ki göstereceklerdir.

Ben bir kez daha Değerli Cumhurbaşkanı’na, heyetinin değerli üyesi Sayın Bakanlara, herkese Türkiye’ye hoş geldiniz diyorum ve bu ziyaretin gayet verimli geçmesini temenni ediyorum.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, şu anda İran’dan büyük bir heyet Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında ülkenizi ziyaret ediyor. Oturumlar yapıldı,

yarın da ortak Stratejik İşbirliği Konseyi düzenlenecek, aynı zamanda işadamlarıyla da bir toplantı düzenlenecek. “Bunların hepsi, Türkiye-İran arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcıdır” diyebilir miyiz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Açıkçası bu sorunuza “evet” demek istiyorum. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı çok sayıda bakanla ve çok güçlü bir iş adamı heyeti ile geldi. Görüşmelerimizde de şu karara vardık ki: Türkiye ve İran çok büyük potansiyel arz etmekte ve bunu harekete geçirmekteyiz. Hatta şu örneği verdik: Fransa ve Almanya ne kadar birbirine benzer ülke olmalarına rağmen, aralarında çok büyük ticaret ve karşılıklı yatırımlar söz konusuysa, Türkiye ile İran arasında da aynı şekilde çok büyük ticaret ve çok büyük yatırımlar olabilir, her alanda olabilir. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yönetiminde takip ettiğiniz politikalar, İran’ın ekonomik olarak dünyaya açılmasına, özel sektörün daha çok rol almasına, rekabetçi, verimli bir ekonomik politikaya çok önem verdiklerini görüyoruz. Bu çerçeve içerisinde, Türk özel sektörü-İran özel sektörü muhakkak ki yan yana gelip çok iş yapabileceklerdir, karşılıklı olarak. Biraz önce her ikimiz de ifade ettik, yaptığımız anlaşmaları uygulamak çok önemli. Bu anlamda da bir dönüm noktası olacağına inanıyorum, bu ziyaretin. Genellikle daha önce, çok iyi niyetli birçok beyanlarımızın uygulamaya geçmesinde biraz karşılıklı sıkıntılarımız olmuştu. Ama bu sefer görüyorum ki bütün niyetlerimizin, imzalanan anlaşmaların, karşılıklı verdiğimiz sözlerin meyvelerini karşılıklı olarak hep beraber alacağız. O bakımdan, ekonomik olarak bu ziyaretin bir dönüm noktası olduğuna inanıyorum. Siyasi açıdan, zaten her alanda çok yakın istişareler içerisindeyiz. Dışişleri Bakanlarımız çok yakın çalışıyorlar. Bölgesel konularda da hepimiz bu bölgede çekilen acıların, yıkımların bitmesini istiyoruz. Yanan ve yıkılan her evi sanki kendi evimiz gibi hissediyoruz bölgede. Bunun acısını gerçekten görüyoruz. Onun için bu acının dindirilmesi ile ilgili de iradelerimiz gayet güçlüdür. O bakımdan Türkiye ve İran’ın ortak çabaları inanıyorum ki çok büyük katkı sağlayacaktır. Bundan dolayı, bu ziyareti bir dönüm noktası olarak görüyorum.

Yazdır Paylaş Yukarı