Letonya Cumhurbaşkanı Sayın Andris Berzins’le Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısı’nda Yaptıkları Açıklama

16.04.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Cumhurbaşkanı Sayın Berzins,

Değerli Bakanlar,

Değerli Basın Mensupları,

Bir kez daha Letonya Cumhurbaşkanı Sayın Andris Berzins’e ve değerli bakanlarına, heyet üyelerine, ülkemize hoş geldiniz diyorum. Sizleri misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Hatırlayacağınız gibi, geçen sene ben de büyük bir heyetle ülkenize gelmiştim. Ve bizi gayet güzel ağırlamıştınız orada. Dokuz sene aradan sonra, ülkenizden ülkemize ilk Cumhurbaşkanı ziyaretini yapıyorsunuz.

Heyetinizde birçok iş adamının olmasından ayrıca büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çok değerli çok sayıda bakanın olmasından yine aynı şekilde büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Değerli Basın Mensupları,

Bildiğiniz gibi, Letonya ile ilişkilerimizin mazisi köklüdür. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda -ki bizde 93 harbi diye bilinir bu- o zaman Plevne’de esir düşen askerlerimiz, Letonya topraklarına götürülmüş ve daha sonra orada hayatlarını kaybetmişlerdi. Ve orada Tiseysis şehrinde Letonyalılar’ın emanetine bırakılmıştı ve orada bir şehitliğimiz vardır. Daha sonra 1925 yılında, Türkiye, Letonya ile diplomatik ilişkileri kurmuştur, dostluk anlaşması imzalamıştır. Ve önümüzdeki yıl, bunun 90. Yıl dönümünü kutlayacağız hep beraber. Bu çerçevede birçok etkinlikler de olacak. Ama tarihi hepiniz yakinen biliyorsunuz, 1944 yılında Letonya o zamanki Sovyetlerin işgaline maruz kaldı ve halkı çok büyük sıkıntılar çekti. Daha sonra tabii ki daima onuruna çok düşkün olan bir millet olarak bağımsızlıklarını kazandılar. İşte bu süre içerisinde Türkiye, hiçbir zaman işgali tanımayan ülkelerin başında geldi. 1991 yılında bağımsızlıklarını tekrar kazandıktan sonra, dostluğumuz ve ilişkilerimiz gayet güçlü bir şekilde tekrar başladı. 1994 yılında ise Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasını imzaladık. O günden bugüne de en üst seviyede ziyaretler hep gerçekleşmektedir.

Letonya ile NATO’da müttefik bir ülkeyiz. Avrupa Birliği içerisinde de Letonya tam üye. Her ikisine de üye olmalarının 10. yıl dönümünü kutluyorlar. Biz tabii müzakere eden bir ülkeyiz.

İşte bu çerçeve içerisinde, Sayın Cumhurbaşkanı’yla baş başa ve heyetler arasında gayet verimli görüşmeler yaptık. Siz de tahmin edeceksiniz ki özellikle bölgemizde cereyan eden olaylar, Ukrayna, Kırım meseleleri, bütün bu olayları gayet detaylı bir şekilde konuştuk. Karşılıklı görüşlerimizi birbirimize aktarma fırsatı bulduk. Heyetler arası yaptığımız görüşmelerde de, değerli bakanlar da hep fikirlerini söylediler. Her alanda ilişkilerimizi daha da ileri götürme kararına vardık.

Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim ki: Avrupa içerisinde ekonomisi düzgün ve büyüyen iki ülke vardır. Yani şu anda biri Türkiye, biri Letonya’dır. Letonya da bütün AB’deki sıkıntılara rağmen, %4 büyümeyi gerçekleştiren bir ülkedir. Az önce imzalanan iki anlaşma da ilişkilerimizin ekonomik boyutunun daha ileri taşınacağının açık göstergesidir. Ticaretimizi kısa süre içerisinde 1 milyar dolara çıkartabileceğimize inanıyoruz. Türkiye’nin büyük şirketleri; Türk Hava Yolları, GAMA, TAV ve HAVAŞ gibi şirketlerimiz, Letonya’da birçok büyük projeleri üstlenmişlerdir ve başarıyla da devam ediyorlar.

Sayın Cumhurbaşkanı birçok iş adamıyla beraber geldi. Yarın iş forumu toplantısı yapacak. Eminim ki onları hep daha çok yatırım ve işbirliğine çağıracaktır.

Değerli Basın Mensupları,

2015 yılında Letonya AB’nin dönem başkanlığını üstlenecektir. Bu, tabii büyük bir sorumluluk olacak. Ve bunu başarıyla yerine getireceklerine inanıyorum. Bu süre içerisinde, AB müzakerelerimizde bize daima destek veren dost bir ülke olarak, müttefik bir ülke olarak Letonya’nın dönem başkanlığında da Türkiye’ye olan desteğinin devam edeceğine inanıyoruz ki, bunu gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerek değerli bakanlar, biraz önceki görüşmelerimizde hep tekrarladılar. Bundan da büyük bir memnuniyet duyduk. Ben, bir kez daha kendilerine hoş geldiniz, diyorum. Ve bu ziyaretin başarılı geçmesini temenni ediyorum.

SORU: MİT ile ilgili yeni yasa Meclis'te görüşülmeye devam ediliyor. İki temel itiraz noktası var. Bunlardan bir tanesi MİT mensuplarına dokunulmazlık zırhı getirildiği yönünde. İkincisi ise MİT'in hem özel, hem devlet kurumlarından istediği her veriyi alacak olmasının temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğu yönünde bir eleştiri var. Sizin yasa ile ilgili görüşleriniz nedir efendim? Bir de Meclis'te ufak tefek düzenlemeler değişiklikler yapılıyor. Bu noktada bir telkininiz oluyor mu?

İkinci olarak da dün Sayın Ahmet Sever'in açıklamaları oldu. Cumhurbaşkanlığı'na aday olup olmayacağınız ne zaman netleşecek, Sayın Başbakan'la bu konuyu ne zaman nihayete erdireceksiniz? Eğer yeniden aday olmama noktasında bir irade gösterirseniz, siyasete devam edecek misiniz?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Bütün soruları sordu arkadaşımız. İkinci soruya belki fırsat bile bırakmamış olabilir.

Önce tabii bütün yasalarda olduğu gibi, bu yasayı da yakından takip ediyorum. Hem İlgili Sayın Bakanı, hem ilgili Sayın Müsteşarı çağırıp, onlarla görüşüp fikirlerimi söylemişimdir, diğer yasalarda yaptığım gibi. Şüphesiz ki bu tip yasalar hep tartışmalı konulardır. İşin doğası gereği nereden bakarsanız öyle. Gayet dikkatli bir şekilde görüşlerimi hep paylaşıp tavsiye ettim. Nihayetinde TBMM'nin kararıdır. Yasayı TBMM yapar. Milletvekillerinin vereceği bir karardır.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili biliyorsunuz takvim zaten açıklandı. Daha önce de söylediğim gibi, “Sayın Başbakan ile biz konuşacağız” dedim. Bunu yapmadık ama, yakında konuşacağız tabii ki, bu şahıslarımızla, ikimizle ilgili bir konu. Şüphesiz ki başka adaylar da söz konusu olacaktır. Türk halkı karar verecektir. Zaman zaman, biz ikimiz konuşacağız deyince buradan farklı farklı eleştiriler duyuyorum. Şüphesiz ki başka adaylar hep olacaktır. Neticede seçimlerde halk karar verecektir. Hiç kimse şimdiden bu benim cebimde de dememektedir. Onun için bunun bilinmesini istiyorum. Diğer konularda bakalım önümüzde, zaten bunlar daha çok konuşulacak. Söyledim daha önce de; “Nihayetinde benim ne düşündüğüm de önemli olacak” dedim.

SORU: Polonya'da ve Baltık devletlerinde NATO mevcudiyetinin, özellikle Rusya'nın son dönemdeki agresif tutumları düşünüldüğünde daha da uzatılması gerektiğini düşünüyor musunuz? Ayrıca Rusya'ya ne gibi yaptırımların gerçekleştirilmesi gerekiyor sizlere göre? Yani bir taraftan Baltık Denizi bölgesinde NATO kuvvetlerinin mevcudiyeti uzatılmalı mı, uzatılmamalı mı; NATO mevcudiyeti daha da güçlendirilmeli mi, süresi uzatılmalı mı? Bununla ilgili görüşlerinizi öğrenmek istiyorum.

Yaptırımlarla alakalı ise eğer olaylar daha da tırmanırsa ya da olaylar hafifleyecek olursa, gelişmelere göre, yaptırımlar konusunda ne gibi bir yaklaşım sergilenmeli? Yani durumun daha da kötüleşmesinin önüne geçmek için yaptırımlar uygulanmalı mı, yoksa hali hazırda yapılan çalışmalar daha da güçlendirilmeli mi? Tabii Karadeniz'deki durum çok önemli. Sayın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı özellikle Karadeniz'deki mevcut durumla ilgili görüşlerini bizimle paylaşırsa çok müteşekkir oluruz.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Biraz önce de söyledim, baş başa bu konuları geniş şekilde konuştuk. Tabii ki bölgemizde cereyan ediyor her şey. Sadece Baltık tarafı değil, Ukrayna, Kırım tarafı, Karadeniz, bütün bunlar büyük bir bölge olarak düşündüğümüzde, buralardaki istikrar önce hepimizin aradığı birinci unsur. NATO içerisinde müttefikliğimize vurgular yaptık, dolayısıyla NATO içerisinde dayanışmayı her zaman göstermenin sırası. Bu çerçeve içerisinde değişik seviyelerde NATO toplantıları yapılıyor gerek Baltıklar, gerek Karadeniz. Bütün buralarla ilgili hem askeri kanat, hem sivil kanat neticede birçok kararlar alıyor ama, bütün bunlar problemin diyalogla, uluslararası hukuk çerçevesi içerisinde çözülmesi ve problemlerin daha büyümemesi için yapılan çalışmalardır. Ümit ediyoruz ki, uluslararası hukuk hiçbir zaman göz ardı edilmez. Ülkelerin, Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış olan toprak bütünlükleri, egemenlikleri hiçbir zaman ihlal edilmez. Bunlara her zaman karşılıklı bir şekilde hep saygı duyulur. Diğer yandan şu da bir gerçektir: Rusya bu coğrafyanın ve bu bölgenin en önemli ülkelerinden birisidir. O açıdan tarihte ülkeler çok beraber olmuşlardır, nüfuslar çok karışmıştır. Bütün bunları da hep dikkate alarak, gayet dikkatli bir diplomasinin yürütülmesi ve diyalogla bu problemlerin büyümeden çözülmesine biz önem veriyoruz ve bu yönde de sürekli bir istişare halindeyiz, hem müttefiklerimizle hem de tabii ki bölgede bu problemlerin bir tarafı olan Rusya ile.

SORU: Bir önceki sorunun ardından şunu da öğrenmek isteriz. Türkiye'nin ve Letonya'nın elbette Karadeniz'e Ukrayna vasıtasıyla  bağlanma önceliği de var. Bu Baltık ülkelerine Riga vasıtasıyla devam eden bir bağlantı. Dolayısıyla Ukrayna'da yaşanan bu olaylar bu transit güzergahın gelişimi üzerinde bir olumsuz etki yaratabilir mi?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Minsk üzerinden, Ukrayna üzerinden Karadeniz'e gelen aslında bir ulaşım hattı vardır. Buna bildiğim kadarıyla Zubr Treni deniyor. Bugün de bunları konuştuk. Karadeniz üzerinden Türkiye bağlantısının yapılıp başka istikametlere gitmesine de önem veriyoruz. Ulaştırma bakanları bütün bunları konuştular. Ümit ediyoruz ki bunlarda herhangi bir aksama olmaz.

Yazdır Paylaş Yukarı