Polonya Cumhurbaşkanı Sayın Bronislaw Komorowski ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

05.03.2014
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Cumhurbaşkanı Sayın Komorowski,

Saygıdeğer Bakanlar,

Değerli Misafirler,

Kıymetli Basın Mensupları,

Polonya Cumhurbaşkanı Sayın Komorowski ve heyetini Türkiye'de ağırlamaktan, misafir etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum.  Bir kez daha bütün heyete ve Sayın Cumhurbaşkanı’na, değerli dostuma hoş geldiniz diyorum.

Bu ziyaretin özellikle Türkiye ile Polonya arasında diplomatik ilişkilerin 600. Yıldönümü vesilesiyle gerçekleşmesi de ayrı bir anlam ifade etmektedir. 1414 yılında başlayan Türklerle Lehler arasındaki dostluk, 600 yıldır güçlü bir şekilde devam etmektedir. Bu, tahmin ediyorum ki, dünyada çok az ülke arasında gerçekleşen bir dostluktur.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu ziyareti vesilesiyle birçok etkinlikler olacak. Kültürel, ticari… Bunların birçoğuna Sayın Cumhurbaşkanı’yla beraber katılacağız.

600 yıllık geçmişi olan bu dostluğu bugün de güçlü bir şekilde yeni nesillere taşıyabilmek için Türkiye Cumhuriyeti ile Polonya arasında ilişkiler güçlü bir şekilde devam etmektedir.  İki ülke NATO içerisinde müttefiktir. Ayrıca her alanda yakın işbirliğimiz vardır.

Sayın Cumhurbaşkanı dostumla bugün gerek baş başa gerek heyetler arasında ikili ilişkilerimizi gözden geçirdik. Hem bölgemizde olup bitenleri geniş bir şekilde istişare etme imkânı da bulduk.

Mükemmel olan ilişkilerimizin ticari boyutunu daha  da geliştirebileceğimize inandık. Bu yönde iş adamlarımızı, yatırımcılarımızı daha çok teşvik edeceğiz. Özellikle savunma sanayiinde ve turizm alanında büyük bir potansiyelin olduğunu gördük.

Ayrıca Avrupa Birliği konusunu, Türkiye’nin müzakere sürecini geniş bir şekilde konuştuk. Polonya bu müzakere süreci içerisinde Türkiye’ye daima destek vermektedir. Bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ettim. Özellikle müzakere süreci içerisinde yargı ve temel haklar fasıllarının hemen açılmasını; enerji ile dış, güvenlik ve savunma politikalarının muhakkak açılmasını, fasılların açılmamasının izahının mümkün olmadığını Sayın Cumhurbaşkanıyla paylaştım. Kendileri de hak verdiler. Zaten Polonya Türkiye’nin Dostları Grubu içerisinde desteklerini devam ettirmektedir. Bu desteğin süreceğinden de eminiz.

Şüphesiz ki bölgedeki en önemli gelişme, Ukrayna ve Kiev’deki gelişmelerdir. Bu ziyaret vesilesiyle çok geniş bir istişarede bulunduk. Biz Türkiye olarak Ukrayna’nın siyasi birliğinin, egemenliğinin, toprak bütünlüğünün zedelenmeden korunmasının ve Kırım’daki gerginliğin sükunetle çözülmesinin doğru olduğu düşüncemizi paylaştım Sayın Cumhurbaşkanı’yla.

Görüşmelerimizde tabii ki kültürel ilişkilerimizi de gözden geçirdik. Memnuniyetle görüyoruz ki, Türkler ve Polonyalılar birbirlerine dost ve bu dostluğun farkında olan iki halktır. Bu dostluğu daha güçlü bir şekilde yeni nesillerimize taşıma konusunda güçlü irademizi ortaya koyduk. Bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanı ve değerli heyetine Türkiye’ye hoş geldiniz diyorum.

Soru: "Ukrayna konusunda aynı fikirleri paylaştığınızı ve her iki ülkenin bu konuda hem fikir olduğunu söylediniz. Ben biraz daha somut bir cevap almak isterim. Bu konuda Polonya ve Türkiye'nin verebileceği destek ne olabilir?"

Sayın Cumhurbaşkanımız : "Tabii ki, bugün yaşanan en sıcak olay uluslararası camianın nezdinde, daha doğrusu olaylardan birisi Ukrayna ve Kırım'da yaşananlar. Şüphesiz ki, Suriye'de yaşanan çok büyük bir insanlık dramı devam ediyor.  Bu ziyaret vesilesiyle, iki Avrupa ülkesi, iki NATO üyesi ülke olarak tabii ki Ukrayna’da olup bitenleri  istişare etme imkânı bulduk. Önce tabii şunun da bilinmesini isterim: Türkiye gerek Rusya ile gerekse Ukrayna ile Karadeniz’de komşu olan bir ülke, üçümüz de Karadeniz ülkesiyiz. Dolayısıyla bölgemizdeki istikrar, güvenlik, gelişmeler hepimizi birinci dereceden ilgilendirmektedir. Bu anlamda Türkiye aktif bir şekilde olup bitenleri yakından takip etmekte. Nitekim Ukrayna'daki parlamentoda yönetim değişikliğinden sonra Dışişleri Bakanımızı hemen gönderdik. Ve ilk giden ve ilk teması kuranlardan birisi olduk. Biz Türkiye olarak stratejik işbirliği içerisinde olduğumuz Ukrayna'nın siyasi birliğinin, toprak bütünlüğünün egemenliğinin önemli olduğunu ve bugün karşılaşılan problemlerin uluslararası hukuk çerçevesi içerisinde muhakkak çözülmesi gerektiğine inanıyoruz.

Ayrıca Kırım, özerk bir cumhuriyettir ama, Ukrayna'nın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü içerisindedir. Kırım'ın nüfusuna baktığımızda Rus asıllı çok sayıda Ukrayna vatandaşları, aynı şekilde Müslüman, Tatar, Ukrayna vatandaşları ki, Türkiye ile çok özel ilişkileri vardır. Bütün bunlar da Kırım'daki etnik ve dini kültürel farklılığın da bir gerçek olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

Dolayısıyla hepsinin orada Ukrayna vatandaşı olarak, kendi etnik, dini, kültürel farklılıklarına saygı gösterilecek şekilde, huzur içerisinde ve herhangi bir tehditle karşılaşmadan barış içerisinde yaşamalarını temin edecek muhakkak yol vardır ve bunun sağlanması için de, herkesin özen göstermesi gerektiğine inanırız.

Bu olayların daha çok gerginlik taşımadan görüşmelerle ve diyalogla neticelenmesini Türkiye olarak çok arzu ederiz, ediyoruz. Çünkü yeni bir soğuk savaş döneminin, ikinci bir soğuk savaş döneminin başlaması herkes için tehlikelidir ve hiç kimsenin de çıkarına değildir. Bundan muhakkak kaçınmak gerekir, bunun için de uluslararası hukuka riayet etmek şarttır.

Soru: "Dün Devlet Denetleme Kurulu'na verdiğiniz 5 başlıktaki talimat konusunda bir süredir Sayın Başbakan, kendisi ile beraber sizin de yasadışı olarak dinlendiğiniz yönünde açıklamalar yaptı. Size bu yönde ulaşmış bir takım tespitler var mı? Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmenizde bu açıklamaların bir etkisi var mı? Bu süreçte Çankaya Köşkü'nde ilave önlem alınmasına gerek görüldü mü, böyle bir araştırma yapıldı mı?"

Sayın Cumhurbaşkanımız : "Eminim siz de takip ediyorsunuz Türkiye'nin gündeminde olan önemli konularla ilgili daha önce de Devlet Denetleme Kurulu'na talimat verip, o konularla ilgili çalışmalar yaptırtmıştım ve onlar bitince kamuoyuyla da paylaşılmıştı ve kamuoyu tarafından da çok büyük takdirle karşılanmıştı. Şimdi de gördüğünüz gibi hepimiz yaşıyoruz. Gerek telefon dinlemeleri, gerek yolsuzluklar, gerek imar rantları,  gerek bürokrasinin temeli olan meslek memurlarının hep yetiştirilmesi ile ilgili konular çok tartışılıyor. Dolayısıyla bu konularla ilgili de Devlet Denetleme Kurulu'na talimat verdim. Çalışmaları yapmaları, hukukumuzu gözden geçirmeleri, gerekirse kuralları incelemeleri, noksanlıklar, eksiklikler var mı, bunlarla ilgili ne tip  tedbirler alınmalı, gerekirse ne tip yasalar çıkmalı, ne tip kurallar ortaya konmalı ki, bu şikâyetlerden kurtulabilelim ve bunlar yaşanmasın. Bununla ilgilidir yapılan çalışmalar. Söyleyeceklerim bunlar. Telefon dediniz, benim doğrusu makam odalarımla ilgili böyle bir şey söz konusu değil. Onlarla ilgili günlük, çok düzenli tedbirler alınır. Ama bazı ortam dinlemelerinin olduğunu doğrusu Sayın Başbakan bana da söyledi."

Yazdır Paylaş Yukarı