Değerli Basın Mensupları,
Sayın Cumhurbaşkanı Napolitano’ya, İtalya’ya ulaştığımızdan bu yana, gerek şahsıma, gerek bütün heyetimize gösterdikleri misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum.
Kendileri de 2009 yılında Türkiye’ye bir ziyarette bulunmuşlardı. Hâlâ o ziyaretin hatıralarını da yaşıyoruz.
Bugün gerçekleştirdiğim Devlet Ziyaretinin Türkiye ve İtalya arasında mevcut olan güzel ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağına da inanıyorum.
Türkiye ile İtalya aslında tarihin derinliklerine giden ilişkileri olan, dostlukları olan iki ülkedir. Roma ve İstanbul Akdeniz’in önemli iki başkenti idi vaktiyle ve iki önemli şehridir.
Bugün de, modern zamanda da İtalya ile ilişkiler çok güçlüdür. NATO içerisinde müttefiklik ilişkilerimiz, Avrupa’nın bütün kurumlarında beraberliğimiz vardır. Ayrıca İtalya, Türkiye’nin dördüncü büyük ticaret ortağıdır. Aramızdaki ticaret hacmi 20 milyar dolar civarındadır. Çok daha büyük bir potansiyel vardır. Bu ziyareti yaparken Türkiye’nin çok sayıda değerli iş adamlarıyla birlikte geldim, ticaretimizi, yatırımlarımızı karşılıklı daha da artırmak için. Çünkü büyük bir potansiyel olduğuna inanıyorum. Türk ekonomisi Avrupa’nın çektiği sıkıntıları çekmemektedir. Avrupa’da birçok ülke birçok mali sıkıntılarla, büyüme sıkıntıları, büyük işsizlik sorunları ile karşı karşıyayken, Türk ekonomisinde büyüme devam etmekte, devamlı yeni istihdam yaratılmakta. Son dört sene içerisinde altı milyon istihdam yaratan bir ülkeyiz.
Ayrıca gerek borçlar bakımından ki borçlarımız yüzde 35 civarındadır, Maastricht Kriterlerinin altındadır. Bütçe açığımız yüzde 1,5 civarındadır, yine Maastricht Kriterlerinin altındadır. Bunları şunun için söylüyorum: Türk ekonomisinin dinamizmi Avrupalı işadamları ve sanayiciler için de çok büyük fırsatlar sunmaktadır. Dolayısıyla yarın yapacağımız İş Forumu'nda da bunları çok daha geniş bir şekilde anlatarak, daha çok beraber iş yapmanın altını çizip dikkat çekmeye çalışacağım.
Türkiye ile İtalya siyasi konularda çok yakın çalışmaktadır. İtalya Avrupa Birliği’nin önemli lider ülkelerinden birisidir. 2014 yılının ikinci yarısında da dönem başkanlığını yapacaktır. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde daima Türkiye’yi desteklemiştir. Bundan dolayı da Sayın Cumhurbaşkanı'nın nezdinde bütün İtalya halkına ve bütün İtalya hükümetlerine de teşekkür etmek istiyorum. Bu desteğinizin güçlü bir şekilde devam edeceğine de inanıyorum.
Türkiye’nin birinci hedefi müzakereleri başarıyla tamamlamaktır. Müzakereleri başarıyla tamamladıktan sonra tam üyelik konusu muhakkak ki o zaman konuşulacak bir konudur. Ama önce müzakerelerin ivmesinin hızlandırılmasının gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Şu bir gerçek, artık saklanamaz bir gerçek ki çeşitli sebeplerle müzakere sürecimizde birçok siyasi blokajlar vardır. Bunlar aslında siyasi müzakerenin teknik vasfına da aykırıdır. O bakımdan bütün bu engellerin kaldırılması, ümit ediyorum ki hem Türkiye için, hem Avrupa Birliği için çok iyi bir işbirliği örneği olacaktır.
Dün ve evvelki gün Türkiye’yi ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Hollande ile de bu konuları geniş bir şekilde konuştuk. Ve onlarda da bir politika değişikliğinin olduğunu herkes bilmektedir, müspet anlamda.
Bugünkü gerek baş başa, gerekse heyetlerarasında yaptığımız toplantılarda bu konuları geniş biçimde konuştuğumuz gibi; Akdeniz, Doğu Akdeniz ile ilgili, Kıbrıs meselesi ile ilgili, barışın Adada gerçekleşmesi ile ilgili Türk kanaatlerini, görüşlerimizi de Sayın Cumhurbaşkanı ile paylaşmak fırsatı buldum.
Ayrıca sadece bölgemizin değil, dünyanın önemli konularından birisi bildiğiniz gibi Suriye’de yaşanan büyük dram, trajedi ve acılardır. Bunun bir an önce sona ermesi ile ilgili Cenevre’de yapılan görüşmelere İtalya ve Türkiye güçlü destek vermektedir. Orada yaptırım kabiliyeti olan bir siyasi geçiş hükümetinin kurulmasını beraber destekliyoruz. Toplantılar nasıl neticelenir tabii ki şu anda bir şey söylemek biraz zor ama, beklentimiz ve arzumuz, çalışmalarımız bu yöndendir.
Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı’na Suriye söz konusu olduğunda, Türkiye’nin ne kadar ilgili olduğunu anlattım. 700 bine yakın Suriyelinin Türkiye’de olduğunu, bunların 250 bininin Türkiye’nin kurduğu kamplarda yaşadığını, bunlara Türkiye’nin 2,5 milyar doların üzerinde harcama yaptığını ve bu konuya sadece insani amaçlı baktığımızı, eğer sınırlarımızı açmak mecburiyetinde kalmasaydık bu insanların belki yarısının hayatını kaybedeceğini ve bugün yaşanan dramlardan, acılardan çok daha fazla acıların yaşanmış olacağını anlattım. Kendilerinin çok büyük bir ilgisini ve bu konudaki alakalarını gördüm.
Bu ziyaretimizin Türkiye-İtalya ilişkilerine yeni bir sayfa açacağına ve ilişkilerimizi her bakımdan siyasi, ekonomik konularda daha da ileriye taşıyacağını inanıyorum.
Bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanı’na gösterdikleri misafirperverlik için teşekkür ediyorum.