Kamerun Cumhurbaşkanı Biya ile Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

26.03.2013
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli basın mensupları;

Kamerun Cumhurbaşkanı değerli dostum Sayın Paul Biya ve beraberindeki üst düzey heyeti Türkiye'de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bildiğiniz gibi, 2010 yılı Mart ayında ben de büyük bir heyetle Kamerun’u ziyaret etmiş ve Kamerun’u ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı olmuştum. Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı bizim bu ziyaretimizi iade etmekte ve kendisi çok büyük bir heyetle Türkiye'ye geldi. Heyetinde çok üst düzeyde temsilciler var; Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı, Ticaret ve Tarım Bakanı gibi konularının birinci derecede sorumlu kişileri. Ve  yine Sayın Cumhurbaşkanının yanında önemli iş adamları da var. Bu da tabii Kamerun’dan Türkiye'ye ilk cumhurbaşkanı ziyareti olduğu için, aynı şekilde tarihi bir değer arz etmekte.

Kamerun, Afrika’nın önde gelen devletlerinden birisidir, Orta Afrika’dadır ve Afrika’nın dışarı açılımında önemli kapılardan birisidir. Kamerun, ayrıca Afrika’daki bölgesel birçok entegrasyonlara da ev sahipliği yapmaktadır. Bahsettiğim anlayış çerçevesinde Türkiye, Kamerun’la ilişkilerini en üst seviyeye taşımakta çok kararlıdır. Bunun bir neticesi olarak da, benim ziyaretimde, Kamerun’da daimi büyükelçiliğimiz açılmıştı. Şimdi memnuniyetle görüyorum ki, Kamerun da Türkiye'de bir mukim büyükelçilik açmayı planlamaktadır.

Değerli basın mensupları;

Biraz önce, Sayın Cumhurbaşkanı, değerli dostum Biya ve heyetiyle hem baş başa hem heyetler arasında yaptığımız toplantılarda, iki ülkenin ilişkilerini her alanda geliştirme iradesini bir kez daha ifade ettik ve bu çerçevede gördüğünüz gibi birçok anlaşmayı da şimdi imzaladık. İlişkilerimizin hukuki altyapısını neredeyse tamamlıyoruz. Benim ziyaretimde de birçok anlaşmayı imzalamıştık. Yatırımların Karşılıklı Teşviki, Korunması Anlaşması başta olmak üzere. Şimdi gördüğünüz Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması. Bütün bunlar, ilişkilerin sağlam temeller üzerine oturmaya başladığını göstermekte.

İlişkilerimizin ekonomik, ticari boyutuna tabii ki çok önem veriyoruz. Kamerun, tabii zenginlikleri, doğal kaynakları bakımından çok zengin bir ülke. Ticaretimiz benim ziyaretimden sonra yüzde 75 artmıştır ve potansiyel de çok büyüktür. Kısa dönemde 500 milyon Dolara ulaşacağımıza inanıyorum. Özellikle enerji, tarım, madencilik, ulaştırma, müteahhitlik hizmetlerinde büyük potansiyeller var. Bildiğiniz gibi, Türk Hava Yolları Kamerun’a direkt uçmaya başlamıştır geçen Aralıktan bu yana. Bütün bunlar ilişkilerin temelini sağlamlaştırmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanı yarın da İstanbul'a gidecek. Orada İş Forumu Toplantısına katılacak. Ümit ediyorum ki, bu ziyaret çok faydalı olur. Birçok ziyaretleri olacak bugün ve yarın İstanbul'da. Bu ziyaretten sonra Türkiye-Kamerun ilişkileri muhakkak ki ileri seviyeye taşınacaktır.

Türkiye'nin Afrika’ya olan ilgisini hepiniz biliyorsunuz. Şimdiye kadar 11 Afrika ülkesinin cumhurbaşkanını ağırladım. Geçen 5 sene içerisinde ben de 10 Afrika ülkesini ziyaret ettim. Bütün bunlar Türkiye'nin Afrika’ya açılımının ne kadar sağlam, samimi ve özlü olduğunu göstermektedir. Bir kez daha kendilerine hoş geldiniz diyorum.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanım; çok sıcak bir gündem maddesi olduğu için sormak istiyorum, özellikle sizin daha önce Wall Street Journal’a vermiş olduğunuz bir demecinizi hatırladığım için bu soruyu sormak istiyorum. İsrail’in Türkiye'den Mavi Marmara baskınından sonra özür dilememesi halinde hiçbir şekilde ilişkilerin normalleşemeyeceğini söylemiştiniz. Şimdi o özür geldi İsrail’den. Acaba bundan sonraki süreçte bu normalleşmenin hızlı olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Açıkçası bunu merak ediyorum. Bir de acaba yakın bir gelecekte karşılıklı olarak resmi bir ziyaret gerçekleştirecek misiniz ya da karşı taraftan bir ziyaret bekliyor musunuz? Teşekkürler.

Sayın Cumhurbaşkanı: Mavi Marmara’ya yapılan çok büyük bir yanlıştır tabii. Onun giderilmesiyle ilgili şartlarımızı söylemiştim ve çok kesin de tavrımız vardı. Nihayet İsrail bunu gördü ve yapması gerekenleri yapmış oldu. Bundan tabii ki memnuniyet duyuyorum. Şimdi her şey daha çok sıcak onun için durun bakalım, bundan sonra,  bu bir adım olmuş oluyor tabii ki.

Soru: Sayın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Mart 2010 tarihinde Yaoundé’a yapmış olduğunuz ziyaretten bu yana geçen sürede Kamerun’la Türkiye'nin ikili ilişkilerindeki gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanı: Demin de söylediğim gibi, 2010 yılında yaptığım ziyaret tarihi bir ziyaret. İlk defa bir Türk Cumhurbaşkanı çok büyük bir heyetle, büyük bir uçakla gelmiştik Kamerun’a ve bizi çok olağanüstü şekilde karşılamıştınız. Hatta o gün tatil ilan etmiştiniz hatırlıyorum. Orada önemli toplantılar yaptık. Sadece Sayın Cumhurbaşkanı ve diğer yetkililerle değil, iş adamları toplantıları yaptık. Oradaki iş adamlarının ve bizim iş adamlarımızın heyecanını gördüm. O günden bugüne ilişkilerimiz gerçek anlamda, içerikli olarak gelişmeye başladı. Meclis Başkanınız geldi, Dışişleri Bakanınız geldi. Ticaretimiz yüzde 75 arttı. Türk iş adamlarının Kamerun’a yatırım yapmak için ilgisi çok fazla. Birçok konuda çok ciddi ilerlemeler var. Ben inanıyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanı, değerli dostumun bu ziyareti de yine tarihi bir adım olmuştur ve bundan sonra da ilişkiler her bakımdan çok gelişecektir. Çok somut, müşahhas göreceğiz bunu. Bundan eminim doğrusu.

Soru: Efendim, PKK’nın çekilme sürecinde bir âkil adamlar komisyonu kurulacağı ifade ediliyor. O komisyonun hükümet tarafından mı, yoksa parlamento tarafından mı belirleneceği yönünde bir tartışma var. Ayrıca yine, çekilme sürecinde bir yasal düzenleme yapılıp yapılmayacağı konusunda talepler ifade ediliyor. Siz nasıl değerlendirirsiniz? Teşekkür ederim.

Sayın Cumhurbaşkanı: Tabii, şimdi önemli bir süreç içerisindeyiz; yani Türkiye'nin çok önemli bir konusunun Türkiye'nin gündeminden çıkartılmasıyla ilgili. Bununla ilgili takip ediyorum gayet canlı bir tartışma da var. Çeşitli öneriler, çeşitli dikkat çekici hususlar, çeşitli fikirler paylaşılıyor. Bunları normal görüyorum. Önemli olan, bunun Türkiye'nin gündeminden gerçekten çıkması ve Türkiye'de gerçek anlamda kardeşliğin, barışın, huzurun iyice, tekrar pekişmesidir. Şüphesiz ki, tabi bunun için silahların tamamen bırakılması esastır. Yoksa silahlı çıkıp da dışarıda silahlı durmak değildir. Doğrusu bu tip meselelerin ne kadar çok zor konular ve dikkatle takip edilmesi gereken konular olduğunu artık herhalde herkes biliyordur. Çünkü dünyanın başka yerlerinde de uygulamalar vardır. Önemli olan şey, sağduyunun hâkim olması, böyle bir süreç içerisinde olmayacak şeylerin kesinlikle gündeme gelmemesi. Türkiye'nin birliği ve beraberliğini herhangi bir şekilde zedeleyecek kesinlikle hiçbir gelişmeye  müsaade edilmemesi ki zaten böyle de olacaktır, bundan hiç tereddüdüm de yoktur. Bu konuda çok değerli fikirleri olan aydınlar, entelektüeller, Türkiye'nin fikir adamları vardır. Bu konu bizim en çok uğraştığımız meseledir, en çok fikir yürütülen, en çok düşünülen konulardır. Dolayısıyla bu çerçevede şimdiye kadar gayet sorumlu ama ciddi fikirleri, düşünceleri olan insanlardan faydalanılmasından tabii bir şey olamaz. Ama nasıl olur, ne olur, bunlar nihayetinde tabii ki hükümetin takip ettiği bir konu. Ama şüphesiz ki herkesi, parlamentoyu, siyasi partileri, herkesi bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ilgilendiren bir konu olduğu için, herkesin yapıcı bir şekilde, ama sorumlu bir şekilde düşüncelerini ifade ederek bu sürece katılmasında fayda vardır. Bu, süreci sağlamlaştırır. Herkesin işin içinde olduğu ve herkesin mutmain bir şekilde katıldığı bir süreç olursa eğer bu, kalıcı olur. O bakımdan, bu çerçevede görüyorum. Senelerdir bu konularda fikir yürütmüş, düşünmüş, güzel şeyler yazmış insanlardan faydalanmak bu anlamda iyi olacaktır diye düşünürüm. Ama işin çerçevesini tabii ki hükümet ve şu anda bu işle ilgilenenler çizeceklerdir.

Peki, teşekkür ederiz.

Yazdır Paylaş Yukarı