İİT Olağanüstü Zirvesi’ne Katılmak Üzere Mekke’ye Hareketlerinden Önce Havaalanında Yaptıkları Açıklama

13.08.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

14-15 Ağustos 2012 tarihlerinde Suudi Arabistan’da düzenlenecek olan Dördüncü Olağanüstü İslam Zirvesi’ne katılmak üzere az sonra Cidde’ye hareket edeceğim.

İslam Zirvesi, ülkemizin de kurucu üyeleri arasında yeraldığı İslam İşbirliği Teşkilatı’nın en üst düzey karar alma organıdır. “İslam âlemi için hayati öneme sahip konuları değerlendirmek ve Teşkilat’ın politikalarını buna göre düzenlemek amacıyla bir üye devletin veya Genel Sekreterin girişimiyle” olağanüstü zirve düzenlenebilmektedir.

Son dönemde Suriye’den Myanmar’a birçok Müslüman ülke ve toplumun hepimizi endişelendiren sorunlarla mücadele ediyor olması, bu zirveyi zaruri kılmıştır. Zirve, Suudi Arabistan Kralı, Aziz Dostum Kral Abdullah’ın girişimi ve daveti üzerine gerçekleştirilmektedir. Türkiye, Suudi Arabistan’ın olağanüstü zirve düzenlenmesini desteklemiştir.

Doğru bir zamanlamayla yapıldığına inandığımız bu önemli Zirve’nin Müslüman âleminin sorunlarına çözüm bulunması hususunda somut sonuçlar vermesini temenni ediyoruz.

Değerli Basın Mensupları,

4. Olağanüstü İslam Zirvesi’nin temel gündem maddelerinin başında Suriye’deki durum yeralmaktadır.

Zirve’de, Suriye’de her geçen gün kötüleşen insani durum ele alınacaktır. Krizin bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe etkileri ile çözüm arayışları değerlendirilecektir.

Zirve sonucunda akan kanın durdurulması ve geçiş sürecinin biran evvel başlatılması için Baas rejimine kuvvetli bir mesaj verileceğinden şüphe duymuyoruz.

Bu kapsamda Suriye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğinin askıya alınması sözkonusu olabilir. Malumunuz olduğu üzere, Suriye’nin Arap Ligi üyeliği de geçen yıl Kasım ayında askıya alınmıştı.

Suriye’de giderek kötüleşmekte olan insani durum ve buna bağlı olarak komşu ülkelere yönelik olarak artan mülteci akını, Zirve’de görüşeceğimiz bir diğer konudur.

Bu bağlamda, bilhassa Suriye’deki olaylardan doğrudan etkilenen komşu ülkelerin yaşadıkları sorunlar ele alınacaktır. Malumunuz olduğu üzere, olaylar başladığından bu yana ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyelilerin sayısı 55 bini geçmiş vaziyettedir.

Tarihi bir dönemden geçmekte olan Suriye’deki gelişmeler, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir mahiyet kazanmaya başlamıştır. Tüm bölge açısından istikrarsızlık unsuru teşkil eden bu durum karşısında, uluslararası toplumun hızlı ve etkili şekilde harekete geçmesini elzem kılmıştır.

 Gelinen aşamada, Suriye’de akan kanın durdurulmasından, ülkenin daha fazla tahrip olmasının önlenmesinden ve halkın meşru talepleri doğrultusunda bir geçiş sürecinin süratle başlatılmasından başka çıkar yol görünmemektedir. Tabiatıyla, Suriye’de başlatılacak geçiş sürecinin seyrini ve sonucunu Suriye halkı belirleyecektir.

Dost ve kardeş Müslüman ülkeler olarak, bizlere düşen, çözüme zemin hazırlayacak şartların oluşturulmasına yardımcı olmak ve Suriye halkının çözüm arayışlarını desteklemektir.

Mübarek Ramazan ayında gerçekleştirilecek Olağanüstü İslam Zirvesi’nin bu doğrultuda önemli neticeler vermesini arzu ediyoruz.

 Değerli Basın Mensupları,

Zirve’de ayrıca, Ortadoğu’daki sorunların temelinde yatan Filistin meselesi de ele alınacaktır.  Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan tarihi değişim, Filistin meselesine adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunmasına olan ihtiyacı bir kat daha arttırmıştır.

 Bununla birlikte, İsrail’in, Doğu Kudüs başta olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarında genişleterek sürdürdüğü uzlaşmaz yerleşim siyaseti, barışın önündeki en büyük engeldir.

Bu şartlar altında, Filistin halkının kendi devletini kurma arzusunun ve önümüzdeki dönemde BM Genel Kurulu’na yapılması öngörülen “üye olmayan gözlemci devlet”  başvurusunun en güçlü şekilde desteklemesi gerekir.

İslam İşbirliği Teşkilat’ına üye bütün devletlerin bu konuya ilişkin olarak Mekke’de güçlü bir irade sergileyeceğine eminiz.

Değerli Basın Mensupları

Mekke’de bulunacağım süre zarfında İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin Devlet Başkanlarıyla yapacağım ikili temaslarda ikili konuların yanısıra, pek çok bölgesel ve yine bizleri de ilgilendiren küresel meseleyi ele alma fırsatı bulacağım.

Teşekkür ederim.

Soru:   Açıklamalarınızda da belirttiniz, Özgür Suriye Konseyi Lideri Abdülbasid Seyda özellikle Ürdün ve Türkiye sınırında bir uçuşa yasak bölge oluşturulmasını istedi. Biliyorsunuz Türkiye’de yaklaşık elli bin, Ürdün’de de yüz kırk bin Suriyeli mülteci var. Onun dışında ise İran, İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan Suriye’nin çıkarılması konusuna sıcak bakmadığını açıkladı. Bu çerçevede, özellikle bu savaşın yayılabileceğine dair endişeler var. Siz neler söyleyeceksiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Deminden beri benim de söylediklerim bunlar. Çok büyük endişe içerisindeyiz. Her şeyden önce, herkesin gözü önünde bu kadar insan hayatını kaybediyor. Bunlar komşumuz. İkincisi; buralar hep bildiğimiz şehirler. Komşu ülkenin şehirleri. Şehirler yakılıyor, yıkılıyor; inanılmaz şeyler oluyor. Dolayısıyla bunun bir an önce durması ve elzem olan, yeni bir döneme geçiş. Bunu sağlama konusunda üye ülkeler hep beraber elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. İşte bunun için bir araya geliniyor. Nihayetinde tabii üye ülkelerin kararıyla Suriye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı’na olan üyeliği askıya alınacak veya alınmayacak. Ama gördüğümüz kadarıyla, daha önce Arap Ligi’nde askıya alındı. Dolayısıyla pek çok ülke bunu arzu ediyor ama, neticede oylamayla gerçekleşecek bir konudur, onu da göreceğiz hep beraber.

Soru: Kaçırılan milletvekili, CHP milletvekili Hüseyin Aygün. PKK bir strateji mi değiştirdi? Son yaşananları siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Bir milletvekilinin kaçırılması, bu çok ciddi bir olaydır,. Milletvekilleri sadece illerini değil, bütün Türkiye’yi temsil ederler. Dolayısıyla bu milli iradeye bir saldırıdır. Onun için çok önemli bir olaydır bu. Ciddi bir olaydır. Bununla ilgili bütün siyasi partilerin gösterdiği dayanışmayı da çok takdir ediyorum. Tabii ki dün ve bugün ben de takip ettim, takip de ediyorum. İnanıyorum ki Sayın Milletvekili en kısa zamanda kurtarılacaktır.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanım, bazı haberler geliyor; “operasyon yapılmıyor, hayatını riske atmamak için” diye. Bunda doğruluk payı var mı? Efendim ikinci sorum da; CHP terör gündemiyle Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırıyor ama, Ak Parti ile MHP buna karşı çıkıyor. Yorumunuz nedir?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Tabii en önemli şey, Sayın Milletvekilinin sağ salim kurtarılmasıdır. Bunun nasıl olacağıyla ilgili kararı muhakkak ki güvenlik birimlerinin başındaki uzmanlar verecektir. Doğru olan ne ise, onlar onu yapar. Onların işine karışmamak gerekir.

Diğer konuda ise; siyasi partiler neticede değerlendirecekler ve onların kararıdır. Olağanüstü bir toplantının faydalı olup olmayacağıyla ilgili karar onlara aittir. Yarın herkes görecektir neticeyi.

 

 

Yazdır Paylaş Yukarı