Kıbrıs Barış Harekatının 38. Yıl Dönümü

Sayın Cumhurbaşkanımızın, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 38. yıldönümü nedeniyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu'na Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen aracılığıyla gönderdikleri mektubun metni aşağıda sunulmaktadır:

 “Sayın Cumhurbaşkanı,

Kıbrıs Türkü’nün Ada’nın eşit sahibi olarak hukukuna, hürriyetine ve nihayet mevcudiyetine kasteden teşebbüsü nihai olarak bertaraf eden Barış Harekatı’nın 38. yıldönümü münasebetiyle, Zat-ı Devletleri’ni ve şahsınızda tüm Kıbrıs Türk Halkını en kalbi hislerimle tebrik ediyorum.

Kıbrıs Türk halkı, yıllardır kararlılıkla mücadelesini verdiği milli davada, her türden baskı, terör ve sindirme hareketine rağmen yılmayacağını, meşru haklarından vazgeçmeyeceğini, varlığının sona erdirilemeyeceğini ve tarih sahnesinde hakkı olandan düşük bir konuma asla razı edilemeyeceğini en güç zamanlarda dahi ispat etmeyi bilmiştir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirdiği Barış Harekatı, Kıbrıs Türkü’nün kendini yönetme hakkının güvencesi olmuş, Anavatan’ın her koşulda Kıbrıs Türkü’nün yanında olacağını yalnızca o gün ortaya koymamış, bu gerçeği bugüne ve geleceğe de taşımıştır.

Barışa olan bağlılığını her vesileyle kanıtlayan Kıbrıs Türkü, karşı karşıya bırakıldığı haksız kısıtlamalara rağmen, demokratik olgunluğu, birlik ve dayanışma bilinci ve hukukuna sahip çıkma kararlılığıyla, her türlü güçlüğün üstesinden gelebilecek kudret ve iradeye sahiptir.

Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme yönelik olarak BM Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonu çerçevesinde Ada’da iki eşit taraf arasında 2008 yılında başlatılan müzakere sürecinde, Kıbrıs Türk tarafının Zat-ı Devletleri’nin liderliğinde sergilediği yapıcı ve kararlı tutuma rağmen, 1 Temmuz 2012 tarihine kadar çözüme ulaşılması ve Ada’yı meşru biçimde temsil edebilecek yeni ortaklık devletinin AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenmesi, Rum tarafının irade eksikliği ve uzlaşmaz tutumundan ötürü maalesef mümkün olamamıştır. Son BM sürecinin de tıkandığı bu belirsiz ortamda, taraflar arasındaki diyaloğun sürdürülmesine ve güven arttırıcı önlemlerin hayata geçirilmesine yönelik samimi gayretlerinizi destekliyoruz.

Türkiye, Ada’nın ortak sahibi olan iki halkın kurucu iradesini esas alan müzakere edilmiş bir çözüm için Zat-ı Devletleri’nin öncülüğünde Kıbrıs Türk tarafınca sarfedilen çabalara güçlü desteğini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdürecektir. Yaklaşık elli yıldır devam eden Kıbrıs sorununun çözüme kavuşması, sadece Ada’ya değil, tüm Doğu Akdeniz’e işbirliği, güvenlik ve refahın gelmesini mümkün kılacak, Anavatan’ın etkin ve fiili garantisi, varılacak çözümle sağlanacak barış ve istikrarın vazgeçilmez unsuru olacaktır.

Tarihi ve ahdi mesuliyetlerinin bilincinde olan Türkiye, daima ve her koşulda, birlik ve beraberlik içinde değerlerine sahip çıkarak milli davaya olan inancını muhafaza etmiş olan Kıbrıs Türkü’nün yanında yer alacaktır. Kıbrıs Türkü’nün verdiği eşitlik ve özgürlük mücadelesinin en nadide eseri olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, örnek bir demokrasi ve hukuk devleti olarak bugün hepimiz için iftihar kaynağıdır. Kıbrıs Türk halkının hür, müreffeh, sosyal ve ekonomik açıdan da üretken ve güçlü, kendi kaderinin bugün ve gelecekte tartışmasız sahibi olarak yoluna güvenle devam etmesi ve kendi ayakları üzerinde durabilmesi Anavatan’ın en samimi arzusu ve ortak milli davamızdır. Bu yolda gerekli adımları elbirliği ve kararlılıkla atıyoruz. Anavatan Türkiye’nin her alanda artan gücü, mümtaz Kıbrıs Türk halkı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceği için de şüphesiz en büyük güvence olacaktır.

Bilvesile, Büyük Türk Milleti ve şahsım adına Kıbrıs Türk Halkının Barış ve Özgürlük Bayramını bir kez daha gönülden kutluyor, kurtuluş mücadelesinde canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, gazilerimizi şükran ve saygıyla anarken, tüm Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin refah, esenlik ve mutluluğu için en iyi dileklerimi yineliyorum.”