Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır’ın 25 Ocak Devriminin Birinci Yıldönümü Vesilesiyle Mısır’ın Ankara Büyükelçiliği’nde Verilen Resepsiyonda Okunan Mesajları

23.01.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

 Tarih boyunca Anadolu ve Mısır bir elmanın iki yarısı gibi, Akdeniz’in iki yakasında büyük medeniyetlerin beşiği olmuşlardır.

Antik dünya tarihi neredeyse bu iki kadim medeniyetin karşılıklı münasebetlerinin tarihidir. Bu nedenle tarihteki ilk uluslararası anlaşmanın Hititlilerle Mısırlılar arasında imzalanan Kadeş Barış Antlaşması olması tesadüfi değildir.

Kardeş ve akrabamız olan Mısır halkı geçen yıl 25 Ocak’ta Tahrir Meydanı’nda yine şanına yaraşır büyük bir devrime imza atmıştır.

Türk halkı da bu süreçte Mısırlı kardeşlerinin demokrasi, özgürlük, adalet ve onur mücadelesinin heyecanını yüreğinde hissetmiş, Mısır halkına kayıtsız şartsız destek vermiştir.

Ben de bu heyecanı paylaşmak üzere 3 Mart 2011 tarihinde Mısır’ı ziyaret etmiştim.

Devrimden sonra Mısır’ı ziyaret eden ilk Devlet Başkanı olarak Aziz Kardeşim Mareşal Tantavi, parti liderleri ve Tahrir Meydanı’nda devrimin fitilini ateşleyen gençlerin temsilcileriyle çok yararlı istişarelerde bulunmuştum.  

Bugün 25 Ocak Devriminin birinci yılında Mısır halkının ülkede demokratik süreci tekemmül ettirmek amacıyla aynı azim ve kararlılık içinde çaba gösterdiğini müşahede ediyoruz.

Bir yıl gibi kısa bir sürede demokratik düzenin tesisi yolunda çok kritik kilometre taşlarını başarıyla geride bırakan kardeş Mısır halkını can-ı gönülden kutluyorum.

Mısır’da yapılan ilk demokratik ve özgür seçimlerin ardından belirlenen Mısır Meclisi’nin bugün yemin ederek göreve başlamasından duyduğumuz heyecan ve takdir hislerini bu vesileyle ifade etmek istiyorum.

Biliyorum ki, Mısırdaki kardeşlerimiz geçmişin acılarını ve kamplaşmalarını geride bırakarak, birlik ve beraberlik içinde geleceğe umutla bakmak istemektedirler.

Bu anlayışla, büyük bir alçakgönüllülük ve olgunluk içinde Mısır halkının tüm kesimlerinin hassasiyetlerine kulak veren bir Hükümeti kurmayı başaracaklarına inanıyorum.

Mısır, Arap dünyasının amiral gemisidir. Mısır’ın demokrasiyi tüm gelenek ve kurumlarıyla hayata geçirmesi, diğer Arap ülkelerinin geleceğine ışık tutacak bir fener işlevi görecektir. Bu nedenle, Mısır halkının ve yöneticilerinin omuzlarındaki mesuliyet çok ağır olmakla birlikte, bir o kadar da tarihi ve şereflidir.

Demokrasi, zaten büyük ve güçlü bir ülke olan Mısır’ın gücüne güç; büyüklüğüne ihtişam katacaktır.

Dünyanın her yerindeki temaslarımda Mısır’daki demokratik sürecin güçlü bir şekilde ekonomik bakımdan desteklenmesi çağrısında bulunuyorum.

Türkiye ise halkıyla ve devletiyle, Mısır’ın daha da güçlenmesi için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Başta ekonomik, ticari ve askeri ilişkilerin geliştirilmesi olmak üzere her alanda hızlı adımlar atmak kararlılığındayız.

Kardeş ve akraba iki milletin sadece “kadim dost” ve “güçlü bir ortak” olmakla yetinmeyerek, artık “kader birliği” yapmaları zamanı gelmiştir.

Bin yıldır ortak tarih, coğrafya, kültür ve din bağlarıyla bağlı halklarımız, 25 Ocak Devriminin ardından artık demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerler temelinde de buluşmuştur.

Mesajımın başında belirttiğim gibi, tarih boyunca Kahire ve İskenderiye, Anadolu ve İstanbul’la; İstanbul ve Anadolu ise Mısır’la yoğun ve kapsamlı ilişkiler içinde olmuştur.

Yeniden bu büyük tarihi birlikteliği sağlayabildiğimizde, bölgenin yeni bir stratejik iklime kavuşacağı aşikardır.

Bu düşüncelerle, tüm Mısırlı kardeşlerimizin 25 Ocak demokrasi ve özgürlük şölenini Türk milleti ve şahsım adına en kalbi duygularımla kutlar, Mısır’a demokratik, müreffeh ve parlak bir gelecek temenni ederim.

(*) Sayın Cumhurbaşkanımızın bu mesajı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen tarafından Mısır’ın Ankara Büyükelçiliği’nde 25 Ocak devriminin birinci yıl dönümü vesilesiyle, 23 Ocak 2012 tarihinde verilen resepsiyonda okunmuştur.

Yazdır Paylaş Yukarı