Kırgız Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

12.01.2012
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

Değerli dostum, kardeşim, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’i ve değerli bakanlarını, heyetini Türkiye’de misafir etmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz.

Bildiğiniz gibi, Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı olduktan sonra, ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapmaktadır. Bundan da büyük bir onur duyuyoruz. Kendisine de ayrıca çok teşekkür ediyorum. Türkiye ve Kırgızistan arasındaki dostluğun, kardeşliğin bir simgesi olarak bunun herkes tarafından görülmesi gerektiğini de ifade etmek istiyorum.

Bizlerin ata yurdu Kırgızistan’dır. Dolayısıyla biz ata yurdumuzdan geldik ama, ata yurdumuzu da onlar bekliyorlar. Böyle bakıyoruz ve işbirliğimize de her bakımdan çok büyük bir önem veriyoruz. Ayrıca başka bir gurur duyduğumuz noktayı da ifade etmek istiyorum. Geçen iki sene içerisinde Kırgızistan’da olağanüstü değişiklikler oldu. Bütün bu değişiklikler içerisinde yeni anayasa yapıldı, yeni kanunlar yapıldı, ara dönem büyük bir başarıyla bitirildi ve Sayın Cumhurbaşkanı herkesin katıldığı bir seçimde, uluslararası bütün gözlemlerin yapıldığı bir seçimde, cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra devir teslim töreni yapıldı. 1 Aralık’taki bu devir teslim törenine gittim ve bizzat şahit oldum, orada çok tarihi bir konuşma yaptı. Daha sonra da Meclis’te 5 tane partinin dört tanesi birleşerek koalisyon hükümetini kurdular, güvenoyu aldılar ve Kırgızistan gayet güvenli adımlarla yoluna devam ediyor. Yani şunu söyleyebilirim ki: Kırgızistan baharı geride bıraktı, yaz aylarına artık giriyor, bunun böyle bilinmesini isterim.  Ve bu şekilde, başarılı ve güçlü bir şekilde yola devam etmesini isterim.

Tabii ki Kırgız kardeşlerimizin şimdi işleri daha büyük. Ülkelerini düzen içine koymak, ekonomik bakımdan kalkınmalarını temin etmek, güçlü bir hale getirmek için çok büyük bir sorumluluk taşıyorlar. Türkiye, her alanda Kırgızistan’la çok yakın işbirliğine önem vermektedir ve her alanda da Kırgızistan’la güçlü bir şekilde dayanışmasını gösterecektir.

Bugün atılan imzalar bunun sembolik değil, anlamlı göstergeleridir. Yine en üst seviyede ziyaretler yapılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan olduğu dönemde de Türkiye’ye çok gelmişlerdir. İki ülke arasında Yüksek İstişare Konseyi kurulmuştur. Önümüzdeki aylarda Bişkek’te bunun toplantısı yapılacaktır. Hükümetimiz de her alanda Kırgızistan’a katkı sağlamaya devam edecektir.

Siyasi alandaki dayanışmamız, dediğim gibi sadece ikili değil, uluslararası platformlarda da güçlü bir şekilde devam edecektir. Ekonomik alanda, Türk yatırımcıları, Kırgızistan için daima teşvik ediyoruz. İnanıyorum ki, bu yeni dönemde, Sayın Cumhurbaşkanı zaten onlara çok güçlü çağrılarda bulunmaktadır. Hukukun üstünlüğü, kuralların üstünlüğünün söz konusu olduğu Kırgızistan, yatırımcılar için de muhakkak ki çok cazip olacaktır. Askeri alanda, güvenlik konularında, diğer konularda, savunma konularında işbirliğimiz yine güçlü bir şekilde devam edecektir.

Bugün gerek baş başa gerekse heyetler arasında yaptığımız görüşmeler, çok verimli geçmiştir. Kültür ve eğitim alanlarındaki işbirliğimize de çok önem veriyoruz. Manas Üniversitesi, biliyorsunuz, Kırgız ve Türk projesidir. Bu Üniversite ile ilgili de yeni atılımlar yapılmaktadır. Üniversite’de yeni reformlar yapılmaktadır. Üniversite de çok güçlü bir şekilde yine görevine devam edecektir. Kırgızistan’da iki Türk üniversitesi vardır. Bildiğim kadarıyla 20’nin üzerinde Türk okulları vardır. Bu okulların bir kısmı resmi okullar, bir kısmı Türk sivil toplum örgütlerinin okulları. Bütün bunlar iki ülke arasındaki işbirliğinin ne kadar çok anlamlı olduğunu göstermektedir. Ben, bu geçiş sürecinde çok büyük bir liderlik yaptığı için Sayın Cumhurbaşkanı’nı tekrar tebrik ediyorum. Ve Kırgız kardeşlerimizle her alanda çok yakın dayanışma içinde olduğumuzu da bütün dünyanın bilmesini istiyorum.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım benim sorum size olacak efendim. Cumhurbaşkanlığı görev süresinin 7 yıl olması ve bir kez daha seçilemeyeceği Meclisteki düzenlemede var. Öncelikle Cumhurbaşkanının süresi yasayla belirlenemez şeklinde hukuki görüşler var.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Bu konuyla ilgili ben söyleyeceklerimi hep söyledim biliyorsunuz. Onun için bu konuyla ilgili soruları başkalarına sorun.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Erdoğan’ın eski Genelkurmay Başkanıyla ilgili bir açıklaması oldu. Sayın Başbuğ ile ilgili, tutuklu yargılanmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Sayın Başbuğ’un tutuklu olarak yargılanmasından dolayı sizin düşünceniz nedir? Ayrıca Sayın Başbuğ’un Yüce Divanda mı, yoksa özel mahkemede mi yargılanmasını kişisel olarak doğru bulursunuz?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Bu konuları biliyorsunuz, daha önce de ben Meclis’te dile getirmiştim. Fikirlerimi, tutukluluklarla ilgili görüşümün ne olduğunu biliyorsunuz,. Sayın Başbakanın söylediği şeyleri ben de destekliyorum. Zaten daha önce de bu konuları ifade etmiştim, gerek Meclis’te gerek başka ortamlarda. Diğer konu tamamen hukuk tekniğiyle ilgili bir konu. Dolayısıyla ilgili makamlar nihayetinde karar vereceklerdir. Benim şahsi kanaatim, Anayasadaki özel maddenin daha geçerli olduğu yönünde, Yüce Divan olarak. Ama nihayetinde bu hukuk tekniğiyle ilgili bir konu. Dolayısıyla ilgili makamların, ilgili sorumlu kurumların kararına bakmak lazım.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, biz de Cengiz Aytmatov’un özel kitabından alırız diye düşünüyoruz, Sayın Kültür Bakanımız iletmiş kitapları, gördük çok güzel. Sevinçle karıştırdı konuklar. Türkiye-Kırgız ilişkilerini anlatırken, siz “Baharı tamamladılar, yaza geçiyorlar” dediniz. Aynı umudunuz, Ortadoğu coğrafyası için de geçerli midir? Suriye ile kritik bir dönemden geçiyoruz. İran ile ilişkilerimiz kritik bir dönemden geçiyor. Sayın Laricani Türkiye’yi ziyaret ediyor, önümüzdeki günlerde İran Dışişleri Bakanı da Ankara’da olacak. Özellikle İran ve Suriye ilişkileri kapsamında, Türkiye de bir Kırgız, Türk-Kırgız baharına dostluğuna benzer bir şey yaşayabilir mi?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Ortadoğu’da baharın yaşandığı ve hatta baharın bittiği ülkeler var biliyorsunuz. Dün Tunus Dışişleri Bakanı buradaydı, orada aynı şekilde çok olağanüstü büyük değişiklikler oldu biliyorsunuz. Hatta bütün olayların ilk ateşi Tunus’ta yakıldı. Ama geçiş dönemini gayet güzel bir şekilde geçiriyorlar. Anayasa yaptılar, seçim yaptılar, oradaki seçime de uluslararası bütün gözlemciler gitti, yeni bir hükümet kuruldu, koalisyon hükümeti güven oyunu aldı. Dolayısıyla böyle ülkeler de var ama, hâlâ sancılı dönemin devam ettiği ülkeler de var. Bütün arzumuz şudur ki: Bu ülkelerin halkları hepimizin kardeşidir. Bu ülkelerle tarihi, kültürel, dini, hep ortak yanlarımız vardır. Dolayısıyla bu ülkelerin halklarının mutlu olmasını arzu ederiz. Mutluluğun kaynağı da önce temel hak ve özgürlüklerin geçerli olması, sonra da refahın olmasıdır. Dolayısıyla bütün arzumuz budur. Bu ülkelerin ayrı ayrı hepsinin de güçlü olmasını isteriz. Güçlü ülkeler ve halkı mutlu ülkeler olarak görmek isteriz. Biz, bu çerçeve içerisinde işbirliğimizi devam ettiriyoruz. İran bizim komşumuzdur, dostumuzdur. Dolayısıyla bugün Meclis Başkanı’nın  ziyareti var, onunla da görüşeceğim. Dışişleri Bakanımızın yoğun trafiğini, Sayın Başbakanın yoğun gayretlerini hepiniz görüyorsunuz. Bütün gayretlerimiz bu çerçeve içinde.

SORU: 2010 yılında haziran ayında Bişkek’te iki ülkenin hükümet başkanları düzeyinde yapılan toplantıda iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar dolar ABD tutarına kadar ulaştırılması konusunda işbirliği konusu gündemde tartışılmıştı. Bu konuyla ilgili son gelişmeler hakkında fikirlerinizi alabilir miyiz?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Bugünkü yaptığımız görüşmelerde en önem verdiğimiz konulardan birisi, ekonomik işbirliğidir. Ekonomik işbirliği deyince hem ticaret hem yatırımlar söz konusu oluyor. Bu hedefleri aşacağımıza da inanıyorum. 1 milyar doları da aşacağımıza da inanıyorum. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı, Kırgızistan’ın bir yatırım cenneti olacağını söylüyor. Yatırım cenneti demek, kuralların geçerli olduğu, kanun hâkimiyetinin geçerli olduğu, hukukun üstün olduğu, herkese eşit muamelenin yapılacağı, haksızlıkların olmayacağı bir ülke demektir. Böyle bir ülke söz konusu olunca herkes oraya koşar ve yatırım yapar. Dolayısıyla Türk yatırımcıları da, inanıyorum ki, koşarak Kırgızistan’a daha çok yatırım yapacaklardır. Bu, ticareti de, yatırımı da daha çok arttıracaktır.

 

 

 

Yazdır Paylaş Yukarı