İngiltere'ye Hareketlerinden Önce Esenboğa Havalimanı'nda Basına Yaptıkları Açıklama

20.11.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

Kraliçe II. Elizabeth'in davetine icabetle,  İngiltere'ye bir devlet ziyareti gerçekleştirmek üzere az sonra Londra'ya hareket edeceğim.

Bana Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu ve Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Sayın Hulusi Akar'ın yanısıra milletvekilleri, akademisyenler ile resmi zevat ve medya mensuplarından oluşan üst düzey bir heyet refakat edecektir.

İngiltere ile ilişkilerimiz son dönemde sıklaşan üst düzey ziyaretlerle daha da ileri bir seviyeye taşınmıştır.

Bildiğiniz gibi Kraliçe II. Elizabeth, 37 yıl aradan sonra Mayıs 2008'de ülkemize ikinci ziyaretini gerçekleştirmişlerdir. Ben de Kraliyet Uluslararası Enstitüsü (Chatham House) tarafından tevdi edilen Yılın Devlet Adamı ödülünü Kraliçe'den almak üzere geçen yıl Kasım ayında İngiltere'yi ziyaret etmiştim.

Bu defa, İngiltere Kraliçesi'nin davetine icabetle, Türkiye'den İngiltere'ye 23 yıllık bir aradan sonra Cumhurbaşkanı düzeyindeki ilk devlet ziyaretini gerçekleştirmekten kıvanç duyuyorum. 

Ziyaretim çerçevesinde Kraliçe II. Elizabeth, muhterem eşleri Edinburgh Dükü Prens Philip, Veliaht Galler Prensi Charles ve Kraliyet ailesinin diğer mensuplarıyla biraraya geleceğim. Ayrıca, İngiltere Başbakanı David Cameron, Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ve İşçi Partisi lideri Ed Miliband'i kabul edeceğim.

Değerli Basın Mensupları,

Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaşanmakta olan tarihi gelişmeler, dış politikalarında bölgesel ve küresel istikrar ve barış vizyonunu hedef alan Türkiye ile İngiltere arasında temel konulardan biridir. Bu hususları üst düzey İngiliz yöneticilerle ikili düzeyde ele almanın yanısıra, konuyla ilgili görüş ve düşüncelerimi Wilton Park tarafından düzenlenecek konferansta da dile getireceğim. Bahsekonu mümtaz düşünce kuruluşunun bu yıl başlattığı Londra konferansları serisinin bu ilk etkinliğinde "Orta Doğu'daki Tarihi Dönüşüm ve Dünya Siyaseti Üzerindeki Etkileri" başlıklı bir konuşma yapacağım.

İngiltere Parlamentosu'nda grubu bulunan siyasi parti temsilcilerine de hitap edeceğim bu ziyarette, aralarında Türkiye Dostluk Grubu üyelerinin bulunduğu milletvekilleriyle biraraya geleceğim.

Ayrıca, The Guardian gazetesinin yayın kurulu ile BBC'ye mülakatlar vereceğim.

Tüm bu temaslarımda, İngiltere ile ilişkilerimizi bütün veçheleriyle ele alacak, başta Avrupa Birliği ve Kıbrıs olmak üzere, ortak gündemimizde yeralan bölgesel ve uluslararası konulara değineceğim.

Bu vesileyle, AB üyeliğimize güçlü ve görünür destek veren İngiltere'nin tutumundan duyduğumuz memnuniyeti dile getirecek ve katılım müzakerelerinin yapay siyasi engellemeler yüzünden kesintiye uğramaması için İngiltere'nin kuvvetli desteğinin devamına atfettiğimiz önemi vurgulayacağım. Garantör ülke sıfatıyla Kıbrıs sorununa taraf olan İngiltere'nin, çözüm yönünde ağırlığını koymasını da talep edeceğim.

Diğer taraftan, İstanbul'un 2020 Olimpiyat Oyunlarına evsahipliği yapmak için adaylığını koymuş olması ışığında, İngiltere'nin önümüzdeki yıl olimpiyat oyunlarına evsahipliği yapacağı Londra Olimpiyat Parkı'nı Türk Milli Olimpiyat Komitesi'nden yetkililerle birlikte 23 Ekim Çarşamba günü ziyaret ederek, incelemelerde bulunacağım.

Seyahatimin son gününde ise iki ülke arasındaki tarihi ilişkilerde müstesna rol oynayan deniz şehitlerimizin ebedi istirahatgahı olan Poursmouth'taki Türk Şehitliği'ni ve deniz üssünü de ziyaret edeceğim. Heyetimin değerli mensuplarıyla birlikte buradaki aziz şehitlerimizi rahmetle anacağız.

Değerli Basın Mensupları,

İngiltere, Türkiye'nin öndegelen dış ticaret ortakları arasında yeralmaktadır. En fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında ikinci, ithalatımız bakımından ise sekizinci sırada yeralan İngiltere ile ticaretimiz, 2001'den bu yana yıllık ortalama 2,5 milyar Dolar ülkemiz lehine fazla vermektedir. 

Geçen sene 12 milyar Dolar'a yaklaşan ticaret hacmimiz, bu yılın ilk sekiz ayı itibariyle 9,1 milyar Dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Türkiye'deki yabancı yatırımcılar arasında da ön sıralarda yeralan İngiltere'nin ülkemizdeki doğrudan yatırımlarının toplamı 4.3 milyar Dolar'dır.

Bu veriler, İngiltere ziyaretim sırasında ekonomi, ticaret ve karşılıklı yatırımlar alanındaki ilişkilerin pekiştirilmesine yönelik etkinlikleri hem lüzumlu, hem de faydalı kılmaktadır.

Bu kapsamda ülkemizdeki TOBB'un muadili olan İngiltere Sanayi Odaları Federasyonu'nun yaklaşık bin kişilik seçkin işadamlarının katılacağı yıllık Genel Kurul toplantısına hitap edeceğim. Burada Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik performansı ile yatırım fırsatları hakkında ayrıntılı bilgi vereceğim.

İngiltere Maliye Bakanı Osborne ile birlikte katılacağım ikinci etkinlik, Türk ve İngiliz müteşebbislerin en üst düzey yöneticilerinin katılımıyla Londra'da düzenlenecek toplantı (CEO Forum) olacaktır.

Bu ziyareti Avrupa ve dünya ekonomisinin içinden geçmekte olduğu kritik bir konjonktürde gerçekleştiriyor olmam, bu etkinliklerin önemini bir kat daha arttırmaktadır.

Ziyaretim sırasında ilgili askeri makamlarımız tarafından imzalanması öngörülen Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği (Çerçeve) Anlaşması ile Savunma Sanayii Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırası da İngiltere ile işbirliğimizin güçlendirilmesine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum.

Değerli Basın Mensupları,

Müttefikimiz ve stratejik ortağımız İngiltere ile köklü bir tarihi geçmişe dayanan ilişkilerimiz altın çağını yaşamaktadır.

Dolayısıyla, Avrupa Birliği müzakere sürecimize verdiği görünür destek ile bölgesel ve uluslararası meselelere ilişkin örtüşen vizyonların ilişkilerimize güç kattığı İngiltere'ye her bakımdan tarihi bir devlet ziyareti gerçekleştireceğim.

Teşekkür ederim.

Soru: Son günlerde “Dersim Olayı” olarak bilinen olay konusunda Ana Muhalefet Partisinin içinde yaşadığı bir tartışma var. Buna ilaveten Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bu olayın Meclis gündemine getirilebileceğini, bir komisyon kurulabileceğini söylediğini biliyoruz. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz efendim?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Türkiye’de her şey tartışılabiliyor biliyorsunuz. Yani böyle bir tartışma ortamı var. Türkiye’de tabular da yok artık. Dolayısıyla herkes her şeyi tartışabilir. Yeter ki her şeyin ölçüsü iyi bilinsin. Yani istismar edilmesin, ölçüler iyi bilinsin.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanım, Arap Ligi’nin Suriye’ye verdiği üçüncü süre doldu ancak Suriye Devlet Başkanı Esad şiddete son vermeyeceğini dile getirdi. Ülkeye ilişkin bir iç savaş endişeniz ya da bölgeye ilişkin vizyona ilişkin bir değerlendirmeniz var mı?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Doğrusu bu konuyla ilgili biliyorsunuz hükümetimiz hep çeşitli açıklamalarda bulunmakta ve konu yakından takip edilmekte. Üzülerek görüyorum ki, Suriye’de işler çıkmaz bir sokağa girmiştir ve maalesef Suriye için hiç de parlak gözükmemektedir. Biz Suriye’nin bugünlere gelmesini hiçbir zaman arzu etmedik onun için de en samimi niyetlerle her seviyede görüşlerimizi gerek açık gerekse kapalı kapılar arkasında Suriye’deki dostlarımızla hep paylaştık. Ama görünen şu ki, Suriye olup bitenleri iyi analiz edemedi ve gerçekçi bir politika güdemedi ve bugün gördüğünüz gibi çok büyük olaylar olmaktadır.

Türkiye olarak biz daima Türkiye dışından gelen baskılara karşı hep direndik ve Suriye ile hep iyi, dostane ilişkiler içerisinde olmayı tercih ettik. Suriye izolasyona uğrarken biz tam tersini yaptık ama şimdi baskı Suriye halkından geliyor. Suriye halkı, doğrusu onlar da tabii ki özgürlükleri, hürriyeti, serbestliği hak ediyorlar ve bu baskılara karşı onlar ayaklanıyorlar. Dolayısıyla yapılacak şey gayet açık. Onun için Arap Ligi’nin aldığı kararları biz de güçlü bir şekilde destekliyoruz. Sayın Bakanımız zaten bu toplantılara da katıldı hep. Açıklamaları da daha geniş bir şekilde yapıyorlar.

Soru: Almanya’da 2000 yılından bu yana bir Neo-Nazi çetesinin aralarında 8 Türk’ün de bulunduğu bir dizi cinayeti işlediği ortaya çıktı. Ardından da Alman derin devletinin bu cinayetleri bildiği, desteklediği iddiaları var. Berlin hükümeti olayı araştırıyor. Sizin bir mesajınız bir değerlendirmeniz var mı?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Sayın Bakan çok açık şekilde bu konuyla ilgili hükümetin fikirlerini ortaya koydu. Ben de takip ettim. Almanya bir hukuk devleti. Bir hukuk devletine yakışır şekilde gayet açık, şeffaf ve en dürüst bir şekilde bu geçmişi araştıracaklarına ve gerçekleri ortaya çıkartacaklarına inanıyorum.

Soru: Bedelli askerlik konusunda bir düzenleme önünüze gelecek gibi görünüyor. Sizin bakışınız nedir böylesi bir düzenlemeye?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Geçen de soruldu cevap verdim ben. Bir çıksın bakalım nasıl düzenleniyor, şartlar nedir? Eminim ki dengeli bir düzenleme yapılacaktır, bir taraftan da kamu vicdanının hep kabul edeceği şekilde. Duyduğum kadarıyla bu yönde çalışmalar yapılıyor.

Yazdır Paylaş Yukarı