Türkiye-Bosna-Hersek-Sırbistan “Üçlü Balkan Zirvesi’nin İkinci Toplantısı”na Katılmak Üzere Sırbistan'a Hareketlerinden Önce Esenboğa Havalimanı'nda Basına Yaptıkları Açıklama

25.04.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

"Değerli Basın Mensupları,

Türkiye-Bosna-Hersek-Sırbistan Devlet Başkanları arasında oluşturulan “Üçlü Balkan Zirvesi’nin İkinci Toplantısı”na katılmak üzere az sonra Belgrad’a hareket edeceğim.

Zirve Toplantısı, başkent Belgrad’a yaklaşık 150 km mesafedeki Karadordevo  bölgesinde düzenlenecektir.

Hatırlayacağınız üzere, Türkiye-Bosna-Hersek-Sırbistan Devlet Başkanları Üçlü Zirvesi’nin ilk toplantısına geçen yıl 24 Nisan’da İstanbul’da evsahipliği yapmıştım. Toplantıya dönemin Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Silajdziç ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Tadiç katılmıştı.

Yarın Sırbistan Cumhurbaşkanı Tadiç’in evsahipliğinde gerçekleştirilecek toplantıya Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Radmanoviç’in yanısıra Konsey’in Hırvat üyesi Sayın Komsiç ve Boşnak üye Sayın İzetbegoviç de katılacaklardır.  

Sırbistan Cumhurbaşkanı ile Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin üçünün de bu vesilesiyle böyle bir platformda ilk defa biraraya gelecek olmaları, yarınki Zirve’ye tarihi bir önem katmaktadır.

Değerli Basın Mensupları,

Üçlü Balkan Zirvesi süreci, bölgesel sahiplenme bilinci ve kapsayıcı bir yaklaşımla Bosna-Hersek ve Sırbistan arasındaki tüm sorunların üstesinden gelinebileceği anlayışıyla başlatılmıştır. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanları arasında da üçlü bir danışma mekanizması mevcuttur. Türkiye, Bosna-Hersek ve Sırbistan Dışişleri Bakanları, bu kapsamda çeşitli vesilelerle altı defa biraraya gelmişlerdir.

Zirve süreci ve danışma mekanizması çerçevesinde somut ve memnuniyet verici neticeler de elde edilmeye başlanmıştır.

Bu bağlamda, 2010 yılı içinde Bosna-Hersek ve Sırbistan karşılıklı olarak Belgrad ve Saraybosna’ya Büyükelçi atamışlardır. Ayrıca, Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Tadiç ve Başbakan Sayın Erdoğan, 11 Temmuz 2010 tarihinde Srebrenitza’daki 15’inci Yıl Anma Törenlerine katılmışlardır.

Bunlar, Bosna-Hersek ile Sırbistan arasında karşılıklı güvenin yeniden tesisi açısından son derece önemli açılımlardır. Aslında daha önce, bütün bu mekanizmanın başında kararlaştırılan bir adım kalmıştır; Bosna Hersek Cumhurbaşkanı’nın Belgrad’ı ziyaret etmesi. Bu da yakında olacaktır. İzetbegoviç buraya geldiğinde bunu bize söylemişti.

Değerli Basın Mensupları,

Hatırlayacaksınız, geçen yıl Nisan ayında düzenlenen ilk zirve toplantısının sonunda “İstanbul Deklarasyonu”nu kabul etmiştik.

Bahsekonu bildiride Bosna-Hersek’in toprak bütünlüğü, egemenliği ve uluslararası tanınmış sınırları içerisinde hukuki kimliğinin korunmasına yönelik taahhüt en üst düzeyde bir kez daha teyit edilmişti.

Ayrıca, Bosna-Hersek’te ulusal uzlaşı tesisinin önemini vurgulamıştı. Üçlü işbirliğinin ekonomi, enerji, kültür ve çevre gibi alanlara da teşmili ile kültürel mirasın korunmasına yönelik ortak kararlılık da ifade edilmişti.

Türkiye olarak, bu taahhütlere bağlılığımızı muhafaza ediyoruz.

Balkanlarda kalıcı barış ve istikrar için, Bosna-Hersek ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ve aralarında güven ortamının tesis ve idame ettirilmesine büyük önem veriyoruz.

Bosna-Hersek’te başta Anayasa olmak üzere, reform sürecinin devamının ve bu süreçte siyasi eşitliği haiz üç kurucu halkın birbirlerine yakınlaştırılmasının ehemmiyetine inanıyoruz ve bu yönde büyük çalışmalar yapıyoruz.

Bu anlayışla, tüm Balkan ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesine de çok önem veriyoruz.

Saydığım tüm bu hususlar, geçen yıl Ekim ayında yapılan seçimlerden bu yana halen hükümetin kurulamadığı Bosna-Hersek için bugün her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir.  

Yarın gerçekleştireceğimiz Üçlü Zirve Toplantısında da, yeni güven artırıcı önlemler geliştirilmesi için gayret edeceğiz. Ayrıca, üç ülkeyi de ilgilendiren güncel bölgesel meseleler üzerinde tabii ki istişarelerde bulunacağız.

Bu vesileyle, bölgemizde dost ve işbirliği ortağı olarak gördüğümüz Sırbistan’ın Cumhurbaşkanı, Değerli Dostum Sayın Tadiç ile ikili bir görüşme yapma imkânını bulacağım. Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri ile de topluca görüşeceğiz.

Üçlü mekanizmanın sağladığı diyalog ve karşılıklı anlayışın, Balkanlarda barış, istikrar ve refahın tesisine kritik dönemlerde hayati katkılarda bulunduğu şüphesizdir.

Teşekkür ederim."

SORU: Efendim ÖSYM ile ilgili, bu YGS sınavıyla ilgili sorunlar henüz bitmemişken ve her geçen gün sorunlar tartışılırken şimdi ikinci basamak sınavın, LYS’nin belki ertelenmesi dahi gündemde. Birçok öğrenci mağdur olacak gibi görünüyor, en azından rahatsızlar. Şimdi bir de üstüne bu ALES sınavındaki hatalı kitapçık basımı, sorunlu salona yedek kitap gönderilmemesi gibi yeni sorunlar eklendi. Siz bu aşamada devreye girmeyi, ÖSYM Başkanı’ndan hani bilgi aldınız mı? Böyle bir devreye girmeyi düşünüyor musunuz? Bir de sizce sorumlu kim? Bunu da ÖSYM Başkanı’na yönelik istifa çağrılarını hatırlatarak sormak istiyorum.

ABDULLAH GÜL: Şimdi önce şunu söyleyeyim; Tabi bu gelişmeler hepimizi çok üzüyor. Beni de çok üzüyor çünkü Türkiye’de şöyle bir anlayış vardı: İster Cumhurbaşkanı çocuğu olun, ister Başbakan çocuğu olun, Meclis Başkanı çocuğu olun, isterseniz Türkiye’nin en zengin insanının çocuğu olun bu tip sınavlarda herhangi bir ayrıcalık söz konusu olmaz, puanınız neyse ona göre bir yere yerleşirsiniz. Bu anlayışın zedelenmesinden doğrusu çok rahatsızım tabii ki. Ama gerçekten böyle bir durum var mı yok mu bunu yargı süreci belirleyecektir. Savcılar biliyorsunuz ki görevleri başındadır ve savcılar, çok uzmanlık isteyen bir alan olduğu için bu alan, bütün uzmanlar da onların emrindedir. Dolayısıyla o uzmanlarla bu işleri incelemektedirler ve neticede onların söyleyeceği şey hepimizi tabii ki tatmin edecektir ve doğru kararı da onlar verecektir. Ama doğrusu demin söylediğim gibi bir anlayış vardı, bu anlayışın zedelenmemesi gerekir. Ümit ederim ki kısa bir süre içerisinde yargı bununla ilgili neticeyi açıklar. Biz de hepimiz ona göre hareket ederiz.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, siz siyasetteki özellikle 12 Haziran seçimleri öncesinde gelişmeleri yakından takip ettiğinizi söylemiştiniz.

ABDULLAH GÜL: Herkes ediyor, siz etmiyor musunuz? Hepimiz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes.

SORU: Evet, ciddi bir polemik yaşanıyor. Üslup polemiği yaşanıyor, üslup konusunda da siz zaman zaman uyarılarda bulunuyorsunuz. Nasıl değerlendiriyorsunuz son polemik konularını?

ABDULLAH GÜL: Doğrusu ne söyleyeceğim artık. Yani söyleneceklerin hepsini hepimiz söyledik biliyorsunuz, herkes de biliyor. Onun için yeni bir şey eklemek istemem doğrusu, biliniyor her şey.

SORU: Efendim öncelikle seçim barajının düşürülmesi yönünde bir tartışma var siz buna nasıl yaklaşıyorsunuz? Bir de sabah Anayasa Mahkemesi’ndeki törene muhalefet liderleri ve Yargıtay, Danıştay başkanları katılmadı, siz nasıl değerlendirdiniz?

ABDULLAH GÜL: Yani bunlarla ilgili bir şey söylemek istemem, yalnız seçime gidiyoruz şu anda biliyorsunuz. Seçimin kuralları belli, hangi kurallarla seçimin yapıldığı belli. Bugünkü noktada bütün siyasi partiler ne düşünüyorlarsa, nasıl bir Türkiye özlüyorlarsa ve ne yapmayı arzu ediyorlarsa iktidara geldiklerinde, bunları anlatmaları sürecidir bu süreç.

SORU: Efendim Çankaya Köşkü’nde kabul ettiğiniz öğrenci heyetinden ODTÜ’yü temsil eden öğrencinin aracının kundaklandığı haberi geldi bugün. Rektöre atfedilen bazı sözler de var; ‘O konuşmayı yapıyordun, başına böyle bir şey geleceğini bilmen lazımdı’ diye. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu araç kundaklama olayını?

ABDULLAH GÜL: Onu bilmem ama ben şimdi vali beyden ve emniyet müdürümüzden bu konuyla ilgili bilgi aldım. Onlar çok yakın takip ediyorlar yani her şeye vakıflar ve yakın takip ediyorlar her şeyi. Doğrusu açık söyleyeyim kanunsuz hiç kimseye fırsat vermeyiz. Yani Türkiye’de hukuk, nizam, mevcut kanunlarımız beğeniriz-beğenmeğiz bunları değiştirmenin yolu vardır. Bunun dışında böyle zorla insanları susturmaya veya terör estirmeye veya başka konularda herhangi bir şekilde sindirmeye, bunlara asla izin verilmez. Peki, teşekkür ederim.

Yazdır Paylaş Yukarı