Endonezya Cumhurbaşkanı Yudhoyono ile Ortak Basın Toplantısı'nda Yaptıkları Açıklama

05.04.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

"Değerli Dostum, Cumhurbaşkanı Yudhoyono,

Sözlerimin hemen başında, Endonezya’ya geldiğimiz andan itibaren gerek şahsıma, gerek heyetime gösterilen büyük konukseverlik için çok teşekkür etmek istiyorum ve Endonezya’da bulunmaktan da büyük bir mutluluk duyuyoruz.

Endonezya’ya ben 1980’de, ayrıca 90’lı yıllarda gelmiştim. Endonezya’ya o zaman başka vasıflarımla gelmiştim. İlk vasfım akademisyen olarak, daha sonra hükümetin bir üyesi olarak, bugün de Cumhurbaşkanı olarak buradayım.

Biraz önce değerli dostumun da söylediği gibi, geçen sene kendileri Türkiye’de bizi ziyaret ettiklerinde, 25 yıl sonra bir Endonezya Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’ye gelmişlerdi. Şimdi de ben 16 yıl sonra bir Türk Cumhurbaşkanı olarak Endonezya’yı ziyaret ediyorum. Ama başka bir gerçek var ki, bir sene içerisinde, karşılıklı bu ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Bu, şu anlama geliyor: Yeni dönemde, Türkiye ile Endonezya, siyasi iradelerini o şekilde ortaya koymuşlardır ki, ilişkilerini stratejik ortaklık seviyesine çıkartmışlardır ve çok kapsamlı bir işbirliği içerisine girmişlerdir. O bakımdan, geçen sene değerli dostumun ziyaretini, ilişkilerimizde yeni bir sayfa olarak görüyor idim, bugün de ben başka bir sayfayı açıyorum ilişkilerimizde. İnanıyorum ki bu ilişkiler, iki ülkenin de halkının çıkarına olacaktır. Zaten Türkiye ve Endonezya arasında, tarihin çok derinliklerine uzanan, 16. yüzyıllara uzanan ilişkiler söz konusudur. İki ülkenin halkı, birbirine büyük bir sevgiyle, büyük bir muhabbetle bakmaktadırlar. Bize düşen de bu yakın ilişkilerin, sevginin karşılığını ortaya koymaktır. Bu da ekonomik işbirliğiyle ortaya çıkacaktır. Biraz önce, değerli Cumhurbaşkanı dostum, kapsamlı bir şekilde aslında, içeride neler konuştuğumuzu izah etti sizlere. Bütün bu konular, sadece konuşmada kalmayacak. Bunların hepsini uygulayacağız ve bunların hepsini başaracağımıza inanıyorum.

Ticaretimiz 1.7 milyar dolar, ama çok büyük ticaret potansiyelimiz var aramızda. Şunu unutmayalım ki: Endonezya ve Türkiye, İslam dünyasının en gelişmiş iki ülkesidir, ikisinin de nüfusu büyüktür. Sizin 250 milyon, ama bizim de, coğrafyamızda büyük olan bir nüfusumuz var; 73 milyondur.

En büyük özelliklerimiz, iki ülke de demokrasiyle idare edilmektedir. İslam dünyasında demokrasiyle idare edilen, yönetilen iki önemli ülkeyiz ve iki ülkenin de ekonomisi güçlüdür. Bundan dolayı, iki ülke de G-20 içerisindedir. Dolayısıyla, G-20 içerisinde olan iki ülkenin, çok daha fazla işbirliği yapma imkânları vardır. İşte bütün bunları hep beraber konuştuk. Ekonomi, karşılıklı yatırımlar, savunma sanayiinde işbirliği, turizm, eğitim, tarım; bütün bu konularda çok büyük potansiyel olduğuna inanıyoruz ve şundan eminim ki: Bunlarla ilgili gerekli çalışmaları güçlü şekilde yapacağız.

Özel sektörümüze biraz sonra değerli dostumla birlikte hitap edeceğiz ve onları daha çok teşvik edeceğiz. Uluslararası konularda da Türkiye ve Endonezya’nın ortak bir görüşü vardır. Türkiye bütün komşularıyla sıfır problem politikasına çok önem vermektedir. Endonezya da binlerce dostu olan bir politikayı gütmektedir ve ayrıca uzak komşular veya ülkelerle hep yapıcı ilişkiler içerisindeyiz.

Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, Ortadoğu’da olup bitenlerle ilgili görüşlerimizi paylaştım Sayın Cumhurbaşkanı’yla. ASEAN’la ilgili yine görüşlerimizi paylaştık. Endonezya, ASEAN’ın en önemli üyesidir. Ayrıca sekreteryası da Endonezya’dadır. Türkiye de, 600 milyon nüfusa hitap eden ASEAN’la işbirliğini geliştirmek istemektedir. Bu çerçevede, kurduğumuz yeni ilişkilere verdiği destekten dolayı Endonezya’ya, Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ediyorum. İslam Konferansı içerisindeyiz. Oradaki işbirliğimize çok önem veriyoruz. D-8’in iki önemli ülkesiyiz. Oradaki işbirliğimizi de önemsiyoruz ve D-8’in vizyonunun yeniden yapılandırılması konusunda da görüş alışverişinde bulunduk.

Dolayısıyla bu ziyaretim, bizi çok mutlu etmiştir, memnun etmiştir. Endonezya İslam dünyasının ve dünyanın en önemli ülkelerinden birisidir. Dünyanın üçüncü büyük demokrasisidir Endonezya.  Ayrıca Endonezya’daki siyasi ve ekonomik gelişmelerin ne kadar hızlı ve başarılı olduğunu  görmekten de gerçekten, ülkenin bir dostu olarak büyük bir mutluluk duyduğumu Sayın Cumhurbaşkanı, değerli dostumla paylaştım. Çünkü 80 yılıyla, 90’la, bugünleri mukayese edebiliyorum. Geçmişi bilen bir insanım. Bugün Ortadoğu’da yaşananları, 1990’lı yılların sonunda Endonezya gerçekleştirmiştir ve demokrasiye geçmiştir. Bu kadar büyük farklılıkları, bir birlik içerisinde muhafaza eden bir ülkenin demokrasiye geçmesi ve başarılı bir şekilde yönetmesi, olağanüstü büyük, takdire şayan bir konudur. Herkese de örnek olacak büyük bir başarıdır. Bundan dolayı, bütün Endonezya halkını ve Sayın Cumhurbaşkanı’nı, arkadaşlarını tebrik ediyorum ve Türk halkının da selam ve muhabbetlerini bütün Endonezya halkına iletiyorum.

Soru: Endonezya yatırımlar açısından ne kadar önemli Türkiye için ve Endonezya hükümeti size ne gibi kolaylıklar sağlıyor ki Endonezya’da daha iyi yatırım yapabilesiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Demin söyledim; Endonezya’yı biz stratejik bir ortak olarak görüyoruz. Siyasi ilişkilerimiz, Endonezya’yla mükemmeldir. Ama G-20’nin üyesi olan iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler yeterli değil. G-20’ye üye olabilmek demek, iki ülkenin de büyük, geniş ekonomilerinin olduğunu göstermektedir. Bu, aynı zamanda, büyük potansiyel olduğunu göstermektedir. Endonezya, her bakımdan dünyanın en zengin ülkelerinden birisidir. Ben işadamlarına şunu söyledim, benimle beraber gelen iş adamlarına: Yerin üstü de çok zengindir, çok dinamik bir nüfusu vardır, yerin altı da çok zengindir; bu kadar büyük zenginliği olan bir ülkedir Endonezya. Dolayısıyla, bu ülke yatırım yapılabilecek bir ülkedir. Demokrasiye geçmiş olması, hukuku üstün tutmuş olması, yerli-yabancı ayrımı yapmadan herkese aynı hukuku uyguluyor olması, bir ülkeyi, yatırım açısından çok cazip hale getirir. Aslında karşılıklı yatırımlarımıza baktığımızda, çok düşük. Endonezya’nın Türkiye’deki yatırımları 600 bin dolar civarında, bizim burada 70 milyon dolar civarında yatırımımız var. Ama bütün bunlar gerçekten çok düşük rakamlar. Bizim gayrisafi milli hâsılamız, 800 milyar dolara yaklaştı. Harcama paritesine göre, 1 trilyon doların üstünde bir gayrisafi milli hâsılamız var. Sizin aynı şekilde büyük, 700 milyarın üzerinde gayrisafi milli hâsılanız var. Bunlar, iki ülkenin de yatırım potansiyelinin büyük olduğunu gösteriyor. Yeter ki, bu potansiyeli iş adamlarımız keşfetsin. Onun için, çok sayıda iş adamıyla beraber geldim buraya. Bugün yapacağımız, hitap edeceğimiz toplantıda, onlara bu çağrıda bulunacağız. Ayrıca iş adamları kendi aralarında görüşüyorlar. İnanıyorum ki, karşılıklı yatırımlarımız daha da artacaktır, her alanda yatırım yapma imkânı vardır.

Soru: Türkiye, Libya’da NATO’nun yanı sıra, İslam Konferansı Örgütü’nün de devrede olması konusunda kararlı. Ayrıca bir İslam Barış Gücü oluştuğu gündeme geldi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? İKÖ’nün iki etkin üyesi olarak, ortak bir girişim üzerinde durdunuz mu? İslam Barış Gücü kurulması fikrine nasıl bakıyorsunuz? Teşekkür ederim.

Sayın Cumhurbaşkanımız: Bu konuyu da konuştuk, geniş bir şekilde. Bir kere, her şeyden önce, kanın durması gerekmektedir ve Libya’nın da tarumar olmaması, altyapısının yıkılmaması gerekmektedir. Ama şu da bir gerçektir ki: Akdeniz’in kıyısında, kapalı bir rejimlere artık yer yok. Dolayısıyla, demokrasi, bütün bu bölgede, gerçekleşecektir. Libya halkının daha fazla zarar görmemesi, daha fazla kan dökülmemesi için, bildiğiniz gibi NATO çatısı altında bir harekât yürütülmektedir. Ateşkesin sağlanması, ateşkesin uygulanmasıyla ilgili, Türkiye ve Endonezya’nın her türlü katkıyı vermeye de hazır olduklarını konuştuk. Bununla ilgili aslında, bölgede çok yoğun bir diplomasi trafiği yaşanmaktadır. Bizim Dışişleri Bakanımız yoğun bir şekilde bu konunun içindedir. Ankara’ya Libya’dan, hem muhalefet hem eski iktidar, her iki taraftan da bazı ziyaretler söz konusudur. Dolayısıyla, ateşkesin sağlanması, bunun korunmasıyla ilgili her türlü katkıyı vermeye hazırız.

Soru: İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi konusunda neler düşünüyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanımız: Şüphesiz ki, ekonomik işbirliğinin bir alanı ticarettir, ticareti artırmak. Şu anda 1.7 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var. Bunun 1.3 milyar doları Endonezya’nın Türkiye’ye ihracatı. Türkiye’nin Endonezya’ya olan ihracatı da 200 milyon, 250 milyon dolar civarında. Bu, doğrusu, çok düşük bir kapasite. Onun için, Sayın Cumhurbaşkanı biraz önce söylediler; ilk hedefimiz kısa sürede 5 milyar dolara çıkmak ve daha sonra da 10 milyar dolara çıkmak. Bunun çok kolay bir şekilde gerçekleşeceğine inanıyorum. Çünkü potansiyel var, iki tarafta da büyük potansiyel var. Bunun için, hatta bir serbest ticaret anlaşması imzalama arzularımız var. Bununla ilgili bir çalışma grubu oluşturuldu. Bu çalışma grubu, ilk raporunu verdi ve bir serbest ticaret anlaşmasının, her iki ülkenin de lehine olacağını söyledi. Ümit ederiz ki, her ikimiz de bunun arkasını getirebiliriz ve kısa süre içerisinde bir serbest ticaret anlaşması imzalanabilir.

Ayrıca İslam Konferansı’nın bir daimi komitesi olan COMCEC çerçevesi içerisinde de, tarifelerin azaltılmasıyla ilgili bir çalışma var. COMCEC’in Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı olarak benim. Dolayısıyla, bu konuyu da yakından takip ediyoruz. Birçok ülke, tarifelerin düşürülmesiyle ilgili bazı anlaşmalar imzaladılar. Konuyu da bugünkü görüşmemizde ele aldık. Ticaretin daha da serbestleştirilmesinden yanayız, doğrusu.

Teşekkür ederim."

Yazdır Paylaş Yukarı