Hırvatistan Cumhurbaşkanı İvo Josipovic ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

14.03.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

Hırvatistan Cumhurbaşkanı, aziz dostum, Profesör Doktor Sayın İvo Josipovic'i Türkiye’de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kendisi ile daha önce İstanbul’da çok taraflı bir toplantı için beraber olmuştuk ve New York’ta yine beraber olduk ve birçok  uluslararası toplantılarda biraraya geliyorduk. Ama Sayın Josipovic ilk defa Türkiye’ye resmi bir ziyaret yapıyorlar. Bu ziyaretin başarılı geçmesini arzu ediyoruz.

Türkiye-Hırvatistan arasındaki ilişkiler, gayet dostane bir şekilde, güçlü bir şekilde devam etmektedir. İlişkilerimizin çok tarihi temeli vardır ve ilişkilerimiz en güzel şekilde seyretmektedir. 2008 yılında ben de Hırvatistan’a yaptığım resmi ziyaretten büyük bir mutluluk duymuştum.

Türkiye, bütün Balkan ülkelerinin istikrarına, güvenliğine ve zenginliğine tabii çok önem vermektedir ve inanmaktadır ki, Avrupa-Atlantik çatıları altında Balkan ülkelerinin toplanması, bu söylediğimiz vizyona büyük hizmet edecektir. Bu bakımdan, NATO ve Avrupa Birliği çok önemlidir.

Hırvatistan, Avrupa Birliği konusunda Türkiye ile birlikte beraber müzakerelere başlamıştı. Çok başarılı bir şekilde müzakere sürecini Hırvatistan tamamlamak üzere ve ümit ediyoruz ki, bağımsızlığının 20. yıldönümünde de Avrupa Birliği’ne üye olan dost bir ülke olacaktır.

Hırvatistan’la ilişkilerimizin çok önemli başka bir noktası da Bosna Hersek konusundaki paralel politikalarımızdır. Bosna Hersek’in toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine iki ülke de çok önem vermektedir. Bu konuda da çok yakın işbirliği içerisindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konulardaki açıklamaları, ziyaretleri, bizler tarafından da büyük bir takdirle karşılanmaktadır.

Ekonomik ilişkilerimize de çok önem veriyoruz. Bu çerçeve içerisinde, Türk şirketlerinin Hırvatistan’da daha çok faaliyet göstermelerine destek veriyoruz. Özellikle turizm alanında bazı şirketlerimizin büyük faaliyetleri vardır. Ulaştırma, havaalanlarının yapımı, gemicilik ve diğer alanlarda da çok büyük bir potansiyel vardır. Ümit ediyorum ki, bu alanlarda da giderek daha çok ilişkilerimiz gelişecektir.

Kültürel konular da çok önemlidir bizim için. İki ülkenin birçok ortak kültürel yanları vardır. Bunların öne çıktığını görüyoruz son dönemlerde. Türk dizilerinin Hırvatistan’da da çok büyük ilgi gördüğünü yakından takip ediyoruz. Biraz önce de gerek başbaşa gerekse heyetlerarasında yaptığımız toplantılarda dile geldi. Bundan da tabii ki büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’na tekrar, Türkiye’ye hoşgeldiniz, diyorum.

 SORU : Hırvatistan Radyosu’ndan geliyorum. Her iki cumhurbaşkanı için sorumu yöneltiyorum. Türkiye’nin Hırvatistan ve Bosna Hersek’le bir üçlü toplantı, aynı zamanda Sırbistan ile Bosna Hersek’le üçlü toplantı gerçekleştirdiğini biliyoruz. Bu toplantıda, anayasa reformlarıyla ilgili ve Bosna’daki bazı anlaşmalarla ilgili yeni bir hareket oldu mu, yani bu ölü noktadan bir ilerleme kaydedildi mi?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ:  Türkiye’nin Balkanlara verdiği önem çerçevesi içerisinde Türkiye, Sırbistan ve Bosna Hersek arasında üçlü bir toplantı dizisi olduğu gibi; Türkiye, Hırvatistan ve Bosna Hersek arasında da üçlü toplantılar söz konusudur. Bu toplantılara çok önem veriyoruz ve bunlar devam edecektir.

Yine biraz önce ifade ettiğim gibi, Bosna Hersek’in toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine çok önem veriyoruz. Bu çerçeve içerisinde, Bosna Hersek’in de NATO ve ileride Avrupa Birliği çatısı altında yer almasının kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz. Sadece Bosna Hersek’in değil, bütün Balkan ülkelerinin. Balkanların güvenliği, istikrarı ve refahının buradan geçtiğine inanıyoruz. Bu çerçeve içerisinde NATO’nun Bosna Hersek’e verdiği üyelik anlaşması çok önemlidir; MAP dediğimiz anlaşma çok önemlidir. Bunun bir an önce gerçekleşmesi için Bosna Hersek’te bazı önemli reformların yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla, Bosna Hersek’te reformların yapılması, önemli adımların atılması, çok önemli. Bunları hep beraber destekliyoruz. Bu konuları da konuştuk ve bu konuda değerli dostlarımızı cesaretlendirme ve onlara gerekli her türlü yardımı yapma konusunda da kararlıyız.

SORU: Libya konusunda ne düşünüyorsunuz, neler yapmayı düşünüyorsunuz, NATO ülkeleri olarak?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Libya’da olup bitenleri kaygıyla takip ediyoruz. Bütün arzumuz, önce Libya’da kan dökülmemesi. Şu anda bir nevi iç savaş söz konusu. NATO’nun direkt bir şekilde Libya’ya müdahalesi söz konusu olamaz. Zaten Libya halkı da bunu arzu etmiyor. Libya halkı da açıkça, yani Libya halkı derken, gerek hükümet gerekse şu anki muhalefet, onlar da karşılar yabancı askerlerin ülkelerine gelmesine. Ancak Birleşmiş Milletler’in kararıyla uluslararası hukuk, uluslararası meşruiyet çerçevesi içerisinde ne yapılacaksa yapılabilir kanaatindeyiz.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, yüksek müsaadelerinizle, biraz gündem dışı olacak ama ünlü sanatçı İbrahim Tatlıses’in vurulmasının ardından, ailesiyle ya da yakınlarıyla temasa geçtiniz mi, herhangi bir bilgi alışverişinde bulundunuz mu? Teşekkürler.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ:  Gerçekten çok üzücü. Yakın takip ediyorum. Sağlık durumunun giderek daha iyiye gittiğini söylediler. Ümit ederim ki, sağlığına kavuşur. Çok üzücü bir şey; hangi vatandaşımıza olursa olsun, kime olursa olsun, böyle bir saldırı üzücüdür. Ama tabii ki toplumun gönlünü kazanmış büyük bir sanatçı, önemli bir sanatçıya karşı yapılmış olunca, bunun üzüntüsü daha farklı oluyor.

Yazdır Paylaş Yukarı