Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vujanovic ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

02.03.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

Sayın Vujanoviç ve beraberindeki değerli heyet üyelerine, Türkiye’ye bir kez daha hoşgeldiniz, diyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı ile bizim dostluğumuz çok eski günlere dayanır. Karadağ bağımsız olmadığı günlerden beri ilişkilerimiz vardır. Kendisi ilk defa Türkiye’ye Karadağ Cumhurbaşkanı olarak resmi ziyaret yapmaktadır. Daha önce başka vesilelerle İstanbul’da, İzmir’de bulunmuştur, ama ilk defa Karadağ’dan Türkiye’ye resmi ziyaret yapılmaktadır. İlk defa derken, 112 yıl sonra ilk defa aslında, bunu bu şekilde de düzeltmek isterim. Çünkü 1878’de Berlin Konferansı yapıldığında, Karadağ Krallığı o zaman bağımsız olmuştu ve Osmanlı İmparatorluğu’yla o zaman Dostluk Anlaşması imzalanmıştı ve daha sonra da Karadağ Kralı, Türkiye’yi 112 yıl önce ziyaret etmişti. 2006 yılında Karadağ tekrar bağımsız olunca, şimdi Sayın Cumhurbaşkanı, Karadağ Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’yi ilk defa ziyaret ediyor. O bakımdan, tarihi bir ziyarettir. Kendilerini Türkiye’de misafir etmekten, gerçekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Türkiye, Karadağ’ın bağımsızlığını hemen tanıyan bir ülke olmuştu ve o günden bugüne de ilişkilerimiz gayet güçlü bir şekilde devam etmektedir. 2009 yılında ben büyük bir heyetle Karadağ’ı ziyaret etmiştim. Bize büyük bir misafirperverlik göstermişlerdi, ilişkilerimizi daha da güçlendirmiştik. Bugün bu ziyaretle ilişkilerimiz muhakkak ki, daha ileri bir noktaya taşınacaktır.

Türkiye daima Balkan ülkelerine çok önem vermektedir. Bu çerçevede, Karadağ’la ilişkilerimizi siyasi, güvenlik alanlarında ve ekonomik alanda da güçlü bir şekilde ileriye taşımaktayız.

Karadağ bağımsız olduktan sonra çok önemli adımlar da atmıştır. Özellikle NATO ile ilişkilerinde MAP statüsüne ulaşmıştır ve NATO üyeliği yolunda güçlü bir şekilde, kararlı bir şekilde ilerlemektedir. Türkiye daima Karadağ’ın NATO’yla olan ilişkilerini ve nihayette NATO üyeliğini hep desteklemektedir, destekleyecektir.

Aynı şekilde, Avrupa Birliği’yle ilişkileri de önemlidir. Çok yakında Avrupa Birliği’ne aday ülke olmuşlardır. Kendilerini bundan dolayı da kutluyoruz ve bu sürecin de en hızlı şekilde tamamlanmasını destekliyoruz. Türkiye aslında bütün Balkan ülkelerinin Avrupa Atlantik kurumlarında yer almasını istemektedir. Hem NATO hem Avrupa Birliği çatısı içerisinde olmalarını istemektedir. İstikrarın ve güvenliğin sağlanması için bu iki büyük şemsiye çok önemlidir. O bakımdan daima Türkiye bu ülkeleri bu konularda hep desteklemiştir ve bazı Balkan ülkeleri de NATO üyesi olmuştur. Bildiğiniz gibi, Türkiye’nin güçlü desteği daima yanlarında olmuştur.

Ekonomik konulardaki işbirliğimize de yine çok önem veriyoruz. Bildiğiniz gibi, direkt uçuş seferleri vardır. Karşılıklı yatırımları çok teşvik ediyoruz. Karadağ çok güzel, küçük, ama güzel ve şirin bir ülkedir, Adriyatik kıyılarında. O bakımdan turizm potansiyeli çok büyüktür. Bu alanda tabii ki yapabileceğimiz çok şeyler vardır. Yine büyük müteahhitlik firmalarımız gerek otobanlar gerek liman gerekse havaalanı inşaatlarıyla çok yakından ilgilenmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı da onları daima davet etmektedir.

Değerli Basın Mensupları,

Karadağ’la Türkiye’nin ilişkileri, halk seviyesinde de çok güçlüdür. Çünkü 19. Yüzyılda çok sayıda aile oradan buraya göç etmiştir. Türkiye’de, hem Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı, ama aynı zamanda aile kökleri Karadağ’da olduğu için, kendini oralı hisseden çok sayıda insan vardır. Bu da kültürel, tarihi ilişkilerimizin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Bu, iki ülkenin sağlam dayanışma içerisinde olacağının da en büyük işaretidir.

Tekrar, Sayın Cumhurbaşkanı’na hoşgeldiniz diyorum. Tabii şunu da unutmadan ifade etmek isterim: Biz sadece ikili ilişkilerimizi konuşmadık, Balkanların istikrarı, güvenliği konularını da konuştuk. Özellikle Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü, güvenliği; bütün bu konuları da detaylı bir şekilde konuştuk ve buna her iki ülke olarak da çok önem veriyoruz. İki Balkan ülkesi olarak, Balkanlar konusunda yakın dayanışma ve istişaremizi hep devam ettireceğiz.

SORU: Sayın Gül, Karadağ’a desteğinizi sunacağınızı söylemiştiniz. Karadağ’ın ne zaman NATO’ya gireceğini düşünüyorsunuz ve Berane-İstanbul arasındaki ilk uçuşu ne zaman bekleyebiliriz?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Demin de söyledim aslında, “Türkiye, Karadağ’ın Avrupa Atlantik yapılarının içerisinde yer almasını güçlü şekilde destekliyor” dedim. Bu çerçeve içerisinde iki önemli kurumdan bahsettim; biri NATO, biri Avrupa Birliği. NATO konusunda önemli bir adım atıldı, MAP statüsünü Karadağ elde etti. Bu noktada Türkiye’nin çok güçlü bir desteği oldu. İnanıyorum ki, gerekli kriterleri süratli bir şekilde yerine zaten getireceksiniz. Bunda siz de çok kararlısınız, Sayın Cumhurbaşkanı da, hükümetiniz de biliyorum ve süratli bir şekilde Karadağ’ın NATO’ya üye olduğunu göreceğiz. Karadağ zaten Afganistan’da ISAF içerisinde askeri yardım yapmaktadır, yani katkı sağlamaktadır. Yine bazı bölgesel ve uluslararası konularda güvenlik desteği vermektedir. Dolayısıyla bunu hak etmiştir.

Direkt seferler, havaalanları tamamlanınca, inanıyorum ki, onlar da olacak. Biliyorsunuz, şu anda zaten iki ülke arasında Türk Hava Yolları direkt uçuş yapmaktadır. Bizim Karadağ’la her ne kadar sınırımız yok, ama sınırımız varmış gibi komşuluk ve yakın dostluk ilişkisi içerisindeyiz.

SORU: Yarın Mısır’a kritik bir ziyaret gerçekleştireceksiniz. Şüphesiz ki, oradan vereceğiniz mesajlar, bölge halklarını da ilgilendiriyor olacak. Türkiye son süreçte Mısır’daki gelişmelere nasıl bakıyor? Vereceğiniz mesajlar, örneğin Libya’yla ilgili, Tunus’u da ilgilendirecek. Ne düşünüyor Türkiye?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Daha önce de açıklamıştım. Bütün bölge, tarihinin belki de en köklü, en derin değişim sürecini yaşıyor ve bu değişim sürecine de liderler değil, halklar önderlik ediyor, gençlik önderlik ediyor. Bunu bütün dünya gördü. Ortadoğu ülkelerinin de halkları, en geniş demokratik ve hukuk standartlarını hak ediyorlar ve onu arzu ediyorlar. Dolayısıyla, değişiklikleri hep bu yönde görmek gerekir.

Mısır daima Türkiye’nin en yakın dostudur, kardeş bir ülkedir. Bu kısa ziyaretimde, hem Mısır halkıyla dayanışmamızı hem Mısır devletinin güçlü bir şekilde bu süreçten çıkması arzumuzu ifade edeceğim. Geçiş dönemini yaşıyorlar, bildiğiniz gibi. Bu geçiş dönemi içerisinde karşılıklı tecrübelerimizi paylaşıp, fikirlerimizi paylaşacağız. Tekrar söylüyorum, bu süreçten Mısır devletinin güçlü çıkması çok önemli. Mısır halkının da hak ettiği, arzu ettiği demokratik, hukukun üstün olduğu yeni bir düzene kavuşmasının gerçekleşmesi çok önemli. İşte böyle bir geçiş döneminde Türkiye’nin yanlarında olduğunu göstermek için bu ziyareti yapacağım. Zaten şu anki Askeri Şuranın Başkanı Sayın Tantawi ile daha önceden de tanışıyorum ve mesajlarımız olmuştu karşılıklı. Bu çerçeve içerisinde bu ziyareti gerçekleştireceğim.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım malumunuz, Libya’da birtakım olaylar yaşanıyor ve efendim, bu olaylara karşı uluslararası müdahale konusu değerlendiriliyor. Amerikan savaş gemilerinin Libya açıklarında olduğunu biliyoruz. Bunun dışında, İngiltere Başbakanı da isyancıların silahlandırılmasının seçenekler arasında olduğunu söylemişti. Türkiye’nin tutumunu soracağım ancak bir de şöyle bir şey var. Bazı isyancıların da Türk askerinin korumasını istedikleri yönünde haberler yer aldı basında. Bu çerçevede, Türkiye’nin Libya’daki olaylara müdahale konusundaki tutumu nedir efendim?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Demin söylediğim çerçeve içerisinde, Libya’nın da muhakkak ki, bu yeni dünyayı, yeni dünya gerçeklerini görmesi gerekiyordu. Halkın, gençliğin önderlik ettiği bir süreç yaşıyor. Bütün arzumuz şu: Bu süreçlerin kansız olması, bu süreçlerde kardeş kanının akmaması, bu süreçlerde bir iç savaş görüntüsünün çıkmaması. Ama nihayette, bu ülkelerin gideceği yer, demokratik, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu yeni rejimlerdir açıkçası.

Türkiye, gerek açık, -sizlerin de takip ettiği gibi,- gerekse diğer bütün kurumlarıyla, bu sürecin demin söylediğim gibi, kan dökülmeden tamamlanması için büyük bir gayret sarf etmektedir. Şüphesiz ki, Türkiye’ye, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Türk halkına bölgede duyulan güven, hepimiz için büyük bir gurur kaynağıdır. Çünkü Türkiye daima ilkeli ve prensipli hareket etmiştir. Daima halkların mutluluğunu öne çıkartmıştır. Bu çerçeve içerisinde, hiçbir zaman ikili bir görüntü vermemiştir.

Bakarsanız, bazı önemli ülkelerin, bu sürecin içerisinde bile nasıl zikzaklar yaptığını fark edeceksiniz. Bu süreçler başlamadan önce halka karşı olan rejimleri, bazen istikrar adına, demokrasiyi feda ederek nasıl desteklediklerini hep bileceksiniz. O bakımdan, Türkiye daima tutarlı ve ilkeli hareket etmektedir ve bu çerçeve içerisinde de bir taraftan şüphesiz ki uluslararası hukuk, bir taraftan da içeride daha fazla bir kargaşa çıkartmadan, bu sürecin tamamlanması için büyük bir çalışma içerisindedir.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, yarınki Mısır ziyaretinde Sayın Tantawi ile bir görüşme yapacağınızı biliyoruz. Onun dışındaki görüşmeler netleşti mi, başka bir görüşme olacak mı?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Benim Mısır ziyaretiyle ilgili söyleyeceğim bu kadar. Yarın ziyaret sonrası, görüşmelerimle ilgili daha geniş açıklamayı yaparım.

Yazdır Paylaş Yukarı