İran'dan Dönüşlerinde Esenboğa Havalimanı'nda Yaptıkları Açıklama

16.02.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

Cumhurbaşkanı Sayın Mahmud Ahmedinejad'ın davetine icabetle İran'a gerçekleştirdiğim ziyareti tamamlayarak yurda dönmüş bulunuyorum.

Ziyaretim sırasında Cumhurbaşkanı Sayın Ahmedinejad ve Dini Rehber Ayetullah Ali Hamaney'le görüşmelerde bulundum. Yine Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Mohammed Reza Rahimi, İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Laricani, nükleer konulardaki Başmüzakereci Said Celili, onlarla hep görüştüm. Ayrıca Ekonomik İşbirliği Teşkilatı EİT'in Genel Sekreteri'yle, İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği Genel Sekreteri Sayın Mahmut Erol Kılıç'ı da kabul ettim.

İran'da bulunduğumuz süre içerisinde, bu görüşmelerimizde, tabii ki ticari konular da görüşüldü ve Türkiye-İran İş Konseyi toplantısına İran Cumhurbaşkanı Sayın Ahmedinejad'la birlikte katıldık.

Görüşmelerimizde önce ikili meselelerimizi ele aldık ve ikili konular içerisinde de siyasi konuları gözden geçirdikten sonra, ekonomik ilişkilerimizi daha da geliştirme gerekliliğini bir kez daha açıkçası teyit etmiş olduk. Çünkü iki ülkenin potansiyeli ve iki ülkenin komşuluk hukukuna hiç de yakışmayacak bir ticaret hacmimiz ve ekonomik işbirliğimiz ve ilişkimiz var. Türkiye ve İran gibi iki büyük ülkeye benzeyen ülkelerin ekonomik işbirliğine bakarsanız, bizim bunun çok gerisinde olduğumuzu herkes görecektir. O bakımdan, özellikle ticaretin kolaylaştırılması için Tercihli Ticaret Anlaşmasıyla ilgili görüşmeler devam ederken, aslında serbest ticarete geçmenin daha doğru olduğu kanaatine vardık. Bununla ilgili müzakerelere hemen başlayıp ve bunu da kısa süre içerisinde neticelendirmek için; Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı'yla Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı heyetimdeydi, ikisini orada bıraktım ve onlar şimdiden müzakerelere başladılar.

Enerji konusundaki işbirliğimiz tabii ki çok önemlidir. Biliyorsunuz, Türkiye'nin gaz ve petrolde en büyük tedarikçilerinden birisi İran'dır. Bununla ilgili gerek Türkiye'nin gerekse İran'ın çeşitli talepleri, çeşitli mülahazaları var. Bunların hepsini bir paket olarak değerlendirip, kısa süre içerisinde bunu da neticelendireceğimizi umuyorum ve bu çerçeve içerisinde de İran Petrol Bakanı'nı yakında Türkiye'ye bekliyoruz.

Güvenlik konularında da yine işbirliğimizi daha da geliştireceğiz. Özellikle sınır illerimizde meydana gelen can kayıplarıyla ilgili konuları konuştuk ve bu çerçeve içerisinde sınır valilerimizin buluşmalarıyla ilgili talimatlar verildi ve kararlar alındı.

Nükleer mesele, şüphesiz ki, görüşmemizin önemli ayaklarından birisiydi. Bu konuyla ilgili geniş görüşme yaptık. İstanbul toplantılarının ne kadar başarılı olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanı hep tekrarladılar ve neticede şöyle bir karara vardık, baş başa görüşmemizde: İki ülkenin dışişleri bakanları ve Nükleer Müzakereci Sayın Celili'nin bir araya gelip, takip edilecek yeni yol haritasının tespitiyle ilgili çalışma yapmalarını kararlaştırdık ve kendilerine bu görevi de verdik. Onlar da oturup uzun bir çalışma yaptılar. Dolayısıyla, bu konuyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Türkiye olarak biz her zaman olduğu gibi, bu konuların diyalogla ve diplomasiyle çözümü için elimizden gelen her türlü hizmete ve her türlü kolaylaştırıcı çabalara devam edeceğiz.

Bu arada, İran makamlarına bir kez daha teşekkür ediyoruz. Çünkü Meşet şehrinde başkonsolosluk talebimiz vardı. Bu talebimize de onay çıkmış oldu.

Ticaretin geliştirilmesiyle ilgili önemli bir konu da ulaştırma ve gümrük kapılarıdır. Bu konuları da geniş bir şekilde konuştuk. Özellikle gümrük kapılarının iyileştirilmesi, Razi-Kapıköy ve Esendere-Sero kapılarının hizmete açılması kararlaştırıldı. Kapıköy-Razi için ortak kullanım anlaşması imzalandı. Bunların, ekonomik potansiyelimizi daha da geliştirme konusunda çok önemli adımlar olduğuna inanıyorum.

Demin de söylediğim gibi, iş adamlarımız da İranlı iş adamlarıyla bir araya geldiler, güzel toplantılar yaptılar, hem Tahran'da hem Tebriz'de hem de İsfahan'da. Bu gezimin ayrı bir özelliği şuydu: Tahran dışında İsfahan ve Tebriz, iki güzel kenti ziyaret etme imkânı doğdu, bunu gerçekten çok arzu ediyorduk. İsfahan, dünyanın en güzel şehirlerinden birisidir ve birçok kez başkentlik yapmıştır Safavilere; üç kez başkentlik yapmıştır. Onun için, gerçekten dünyanın en güzel tarihi, en değerli tarihi eserlerini muhafaza etmektedir. Nakş-ı Cihan Meydanı, burası gerçekten büyük bir şaheserdir. Ali Kapı Sarayı, Kırk Sütun Sarayı, Mescid-i Cuma, bütün buraları hep gezdik ve hepsine de gerçekten çok hayran kaldık.

Biliyorsunuz, Türk-İran tarihi çok ortaktır. Geçenlerde Topkapı Sarayı'nda açılan serginin adı, "On Bin Yıllık İran Medeniyeti, İki Bin Yıllık Ortak Miras" idi. Dolayısıyla, birçok Türk hanedanları da bu eserlerin yapımlarına hep katkı vermiştir. Dolayısıyla, ortak tarihimiz vardır. Tebriz kenti, ayrıca çok önemlidir. Doğu Azerbaycan eyaletinin başkentidir Tebriz. Orada da Safaviler, Akkoyunlular, Karakoyunlular, çok büyük hep imparatorluklar, medeniyetler gelmiştir, geçmiştir ve gerçekten hem büyük hem de modern bir kenttir Tebriz. Tebriz'i ziyaretimiz de büyük heyecan uyandırdı; hem bizde hem Tebriz halkında. Bundan, ziyadesiyle çok memnun kaldık. Bütün yetkililere bir kez daha teşekkür ediyorum. Gök Mescid ki, ayrı bir harikadır. Bunun yanında Azerbaycan ve Meşrutiyet müzelerine gittik, çarşıya gittik, pazara gittik. Orada çok büyük bir halk sevgisi ve muhabbetiyle karşılaştık. Türkiye'ye gösterilen bu sevgiden de doğrusu, gerçekten büyük bir mutluluk duyduk.

Bütün gezimiz boyunca, bize büyük bir ev sahipliği gösterilmiştir, misafirperverlik gösterilmiştir. Tahran'dan Tebriz'e kadar, her kademede, başta Sayın Cumhurbaşkanı Ahmedinejad olmak üzere, bütün yetkililer, İsfahan Valisi, Tebriz Valisi ve diğer bütün yetkililer, herkes seyahatimizi kolaylaştırmak ve bizi en güzel şekilde ağırlamak için ellerinden gelen her türlü gayreti göstermişlerdir. Bir kez daha kendilerine burada teşekkür ediyorum.

Sorularınız varsa cevap vereyim. Buyurun.

SORU: Siz oradayken bazı protesto eylemleri oldu. Temaslarınız çerçevesinde İranlı yetkililerin bu protesto eylemleriyle ilgili değerlendirmeleri söz konusu oldu mu?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Protesto eylemleri her ülkede oluyor, Türkiye'de de oluyor. Bizde de oluyor, orada da olacak. Dolayısıyla, yani bunlar normal, orada da olabilir. Orada da bazı farklı görüşleri olanlar, çeşitli protestolar yapmışlar. Tabii biz görmedik, ama televizyonlardan gördük. Tabii orada da konuştuk, yetkililerle de, onlar da bize bilgi verdiler, gördük. Yani her yerde oluyor, bizde de oluyor, başka yerde, Avrupa'da da oluyor, İran'da da olacak.

SORU: Efendim, Ergenekon soruşturması kapsamında yeni tutuklamalar söz konusu oldu, ama onlardan bir tanesi gazeteci-yazar Soner Yalçın'ın tutuklanması, kamuoyunda tartışma yarattı. Hatta muhalefetle hükümetin çatışma konusu haline geldi denilebilir, son gelişmelerden sonra. Efendim, bu anlamda Amerikan Büyükelçisi'nin basın özgürlüğü konusundaki tereddütlerini anlatan bazı açıklamalar da bugün kamuoyuna yansıdı. Bütün bu gelişmeleri gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz efendim?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Amerikan Elçisinin açıklaması beni ilgilendirmez. Giderken de bu konuyla ilgili sordunuz. Mahkeme safahatı devam ediyor. Bu safahat sırasında bizim herhangi bir şey söylememiz mümkün olmaz. Bu konularla ilgili benim daha bütün önceki açıklamalarım da şu: Bunların süratli olması, tutukluluk sürelerinin uzamaması, yani bunların bir cezaya dönüşmemesi. Yani ilke olarak bütün bunları söyledim ve söylemeye de devam ederim. Ama onun ötesinde, mahkemeye de karışmam.

SORU: Efendim, böyle söylüyorsunuz ancak bazı yorumlar, siyaset kurumundan gelen bazı yorumlar da bu dava süreçlerinin tamamıyla siyasi bir öç alma şekliyle yapıldığı yolunda yorumlar yapılıyor, tamamıyla siyasi görülüyor bu süreçler. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Siyaset mekanizmasından gelen bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Şimdi siyasi konulara girmeyeyim ben.

Yazdır Paylaş Yukarı