Strazburg'a Hareketlerinden Önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Yaptıkları Açaklama

24.01.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, 2011 Genel Kurulu'nun Kış Oturumu'na konuk Devlet Başkanı sıfatıyla katılmak üzere, biraz sonra Strazburg’a hareket ediyorum.

Avrupa Konseyi, 1949 yılında, bizim de kurucusu olduğumuz, Avrupa’nın en büyük siyasi organizasyonudur. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Avrupa’da yeni bir düzen kurulmasına Avrupa Konseyi vasıtasıyla başlanmıştır. Ve Avrupa Konseyi, demokrasi, hukuk ve insan haklarıyla ilgili konularda en büyük platformdur. Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nden farklı olarak, bütün Avrupa'ya hitap etmektedir. 800 milyon nüfusa hitap etmektedir ve 47 ülkenin içinde olduğu bir organizasyondur.

Sovyet Bloğu çöktükten sonra, Sovyet Bloğundaki ülkelerin de katılımıyla Avrupa Konseyi daha güçlü bir hale gelmiştir. Avrupa Konseyi savunma ve güvenlik işlerinin dışında, demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi konularda, Avrupa’da yeni değerler oluşturan ve bu değerlerin bütün Avrupa halkları tarafından yaşanmasını sağlayan mekanizmaları olan çok önemli bir kuruluştur. Bakanlar Kurulu toplantıları olduğu gibi, Parlamenterler Meclisi vardır, yerel yönetimlerle ilgili yine birimleri vardır ve en önemlisi de Avrupa Konseyi içerisinden çıkmış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi vardır. Ve bildiğiniz gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları da, bütün ülkeler tarafından bağlayıcı karar olarak kabul edilmektedir ve yeni bir hukuk normu oluşturmaktadır.

İşte kurucusu olduğumuz bu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde yarın Genel Kurul'da konuşma yapmak için gidiyorum. Biz Dönem Başkanı olduğumuz için, Dışişleri Bakanımız Dönem Başkanlığını devralmıştır ve Bakanlar Komitesine başkanlık yapmaktadır.

Orada bulunduğum süre içerisinde Genel Sekreter ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı, bizim de milletvekilimiz Sayın Çavuşoğlu ile de görüşmelerde bulunacağım. Ayrıca orada bulunduğum süre içerisinde de bazı gazete ve televizyonlara mülakat vereceğim. Ve yine Strazburg’da çok sayıda Türk vatandaşımız vardır, onlarla da bir araya geleceğim.

Dolayısıyla kurucusu olduğumuz, içerisinde önemli aktif görevler aldığımız, bir zamanlar çok tenkit edildiğimiz, hukuk standartlarımız ve demokratik standartlarımızdan dolayı çok da sıkıntıyla karşı karşıya kaldığımız, ama bugün Parlamenterler Meclisi Başkanlığına bir Türk’ün seçildiği, önemli bir siyasi platformda yarın bulunacağım. Bu vesileyle orada açılan bir serginin de açılışını yapacağım. Çarşamba günü, yurdumuza geri döneceğim. Sorularınız varsa cevap vereyim.

SORU: Efendim bugün İsrail, Mavi Marmara Gemisiyle ilgili raporunu açıkladı. Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi rica edebilir miyiz? Teşekkür ederim.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: İsrail’in yaptıklarının, uluslararası hukukla hiçbir ilgisi yoktur. İsrail’in açıkladığı bu rapor da, yine uluslararası hukuk nezdinde hiçbir kredibilitesi olmayan, meşrutiyeti olmayan, inandırıcılığı olmayan kendi belgesinden başka bir şey değildir. Aslında bu, açıkça şunu gösteriyor: İsrail Hükümeti'nin ne kadar dünyayı ve uluslararası hukuku dikkate almayan şımarık tavrını ve aldırmaz tavrını gösteriyor. Bizim nezdimizde hiçbir kredibilitesi olmayan, 9 kişinin hayatını kaybettiği bir olayda, uluslararası sularda olan bir olayda; bunu gayri ciddi bir şekilde değerlendiren ve neticelendiren, hiçbir uluslararası inandırıcılığı olmayan, kendi belgelerinden başka bir şey değildir. Birleşmiş Milletler'de biliyorsunuz bir Panel vardır, Birleşmiş Milletler'in İnsan Hakları Komisyonu'nun topladığı veriler vardır. Bunun kararı vardır.  Tabii ki bizi ancak bunlar bağlar ve bunlar ilgilendirir.

SORU: Efendim sizin talimatınızla, merhum BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği kaza ile ilgili, Devlet Denetleme Kurulu bir rapor hazırladı. Siz bu raporla ilgili olarak, bugün ya da geçtiğimiz günlerde, Yazıcıoğlu’nun eşiyle görüştünüz mü ve bundan sonra Cumhurbaşkanlığı olarak sizin bu noktada inisiyatifiniz devam edecek mi?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi vaktiyle, bir sene kadar önce beni ziyaret ederek, tereddütleri olduğunu, şüpheleri olduğunu söyledi ve bu işin Devlet Denetleme Kurulu tarafından en detaylı bir şekilde araştırılmasını benden rica etti. Ben de onun üzerine Devlet Denetleme Kurulu'na talimat verdim. Hem olayın iyice araştırılması hem de Türkiye’de kuralların yeterli olup olmadığı, bütün bunların tespiti; alınması gereken yeni tedbirler varsa bunların tespiti; kurumlarda noksanlık varsa, bunların yeniden donatılması gerektiği, tüm bu konularla ilgili detaylı bir çalışma yapmalarını istedim.  800 sayfaya yakın bir çalışma yapıldı, gayet detaylı. Uzmanlar emirlerinde çalıştı. Devlet Denetleme Kurulu'nun nasıl çalıştığına bakarsanız, raporların değerini O zaman anlarsınız. Dolayısıyla biliyorsunuz, bu rapor Başbakanlığa gider, ilgili yerlere yazılır. Tabii mahkeme var şu anda. Esas savcı muhakkak ki neticede kararını verecektir. Onlara gönderilir. Tabii ailesi böyle bir talepte bulunduğu için, ailesine verilir. Ayrıca bir de devletin ilgili kurumlarına gönderilir. Ve bu konuyla ilgili arama kurtarma faaliyetleri, hava araçlarıyla ilgili güvenlik konuları, herhangi bir kaza anında onların çabuk bulunabilmeleriyle ilgili bir noksanlık var mı, yok mu bütün bunlar, kapsamlı bir şekilde orada değerlendirildi. Tabii uzmanların hazırladığı bir rapor olduğu için, detaylar ve teknik mahiyeti hakkında herhangi bir şey söyleyemem. Zaten, Devlet Denetleme Kurulu anayasal bir kurum. Dolayısıyla raporu yayınladı. Eğer web sayfasına girip bakarsanız, bütün detayları görürsünüz.

SORU: Efendim bir hafta önce, Ekonomi Başdanışmanınız Sayın Ertürk, "Cumhurbaşkanı'nın görev süresi bir an önce karara bağlanmalı" yolunda açıklamada bulunmuştu…

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Bu konuyla ilgili biliyorsunuz daha önce benim açıklamalarım var. O da, bir soru üzerine söylediği, yani soru karşısında verdiği bir cevap.

SORU: Siyasette son günlerde üslup tartışması var. Genel seçimlere 5 ay olmasına rağmen, sizin daha önce de böyle bir çağrınız olmuştu. Yine böyle bir çağrı yapmayı düşünüyor musunuz?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Her gün aynı çağrıyı yapacak halim yok tabii. Herkes aklı başında insanlar. Neticede bütün halkımız takip ediyor ve halk değerlendirir bunları. Sağolun, teşekkür ederim.

Yazdır Paylaş Yukarı