Yemen'e Hareketlerinden Önce Havaalanında Yaptıkları Açıklama

10.01.2011
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

"Değerli Basın Mensupları,

Türkiye’den Yemen’e Cumhurbaşkanı seviyesindeki ilk resmi ziyareti gerçekleştirmek üzere biraz sonra Sana’ya hareket edeceğim.

Arap Yarımadası’nın güneyinde ve Afrika Boynuzu’nun karşısında yeralan Yemen, dünyanın en önemli suyollarının geçtiği stratejik bir güzergâhta çok önemli konumdadır.  Arap Yarımadası’nın en fazla nüfusa sahip ülkesi Yemen’le köklü tarihi bağlara ve ortak kültürel değerlere dayanan çok özel ilişkilerimiz mevcuttur. Bu ilişkileri derinleştirerek, her alanda daha da ileri götürmek konusunda her iki tarafta da güçlü bir irade mevcuttur.

Yemen ile Türkiye arasındaki ilişkilerin son yıllarda hızla geliştiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bunda karşılıklı üst düzey ziyaretlerin rolü de  büyüktür. Aziz Dostum, Cumhurbaşkanı Sayın Saleh’in 2008 yılında ülkemize gerçekleştirdiği Devlet Başkanı düzeyindeki ilk ziyaret, ilişkilerimizin ilerletilmesi bakımından bir dönüm noktası teşkil etmiştir.

Bu ziyarette bana, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül ve Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ refakat etmektedir. Yine değerli milletvekilleri, bunlar TBMM'deki Yemen dostluk Grubu'na ait milletvekillerimiz, bölgeyle ilgilenen üniversitelerimizin değerli akademisyenleri ile iş dünyamızın seçkin temsilcileri de heyetimizde yeralmaktadır.

Ziyaretim sırasında, Başbakan Ali Mohammad Mujawar ve Dışişleri Bakanı Dr. Abubakr Al Qırbi ile biraraya geleceğim. Ayrıca, iki ülkeden üst düzeyli işadamlarının katılımıyla Sana’da düzenlenecek Türkiye-Yemen İş Forumu'na hitap edeceğim. Ziyaretim vesilesiyle, Türkiye-Yemen İş Konseyi’nin kurucu anlaşması da imzalanacaktır. Yemen’de son 8 yılda Türk şirketleri yaklaşık 1.5 milyar dolar civarında proje üstlenmiştir. Bana eşlik eden işadamlarımız da bu toplantı vesilesiyle Yemenli muhataplarıyla görüşmelerde bulunacaklar ve yeni işbirliği imkânlarını değerlendireceklerdir.

Bilahare, merkezi İstanbul’da olan İslam Tarih, Sanat, Kültür Araştırma Merkezi, IRCICA’nın katkılarıyla “Fotoğraflarla Tarih Boyunca Türkiye-Yemen Dostluğu” sergisini açacağız.

Değerli Basın Mehsupları,

 Yemen’i ziyaretimizi anlamlı ve tarihi kılan en önemli etkinlik şüphesizki bu ülkede şehit düşen Türk askerlerinin anısına inşa edilen Türk Şehitliği’nin açılışı olacaktır. Hüznü hala yüreklerimizde saklı, adına ağıtlar yakılan, türküler söylenen Yemen şehitlerimizi ölümsüzleştirecek bu anıt, ortak kaderimizin ve Türk-Yemen dostluğunun bir nişanesi olacaktır.

Sana’da bulunduğum süre zarfında ayrıca, Yemen’in ekonomik kalkınmasına ve kapasite inşasına büyük önem veren ülkemiz tarafından donatılan Türk-Yemen Endüstri Meslek Lisesi’nin açılışını gerçekleştireceğim.

Ziyaretim, Türkiye’nin Yemen’in güvenlik ve istikrarına, ekonomik ve beşeri kalkınmasına katkılarının en üst düzeyde güçlü bir şekilde teyidi bakımından önemli bir vesile teşkil edecektir. Dost ve kardeş Yemen’e ikili düzeyde ve üyesi bulunduğumuz “Yemen’in Dostları Grubu” çerçevesinde verdiğimiz desteği bundan sonra da kararlılıkla sürdüreceğiz.

Cumhurbaşkanı Saleh ile yapacağım görüşmelerde, ikili ilişkilerin yanısıra, iki ülkeyi yakından ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konuları da tüm veçheleriyle ele alma imkânını bulacağım.

Yaklaşık üç yıl içinde Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk defa olarak gerçekleştirilen karşılıklı ziyaretlerin, Yemen ile gücünü tarihi ve kültürel bağlarımızdan alan dostluk ve kardeşlik ilişkilerimizin ivme kazanmasına vesile teşkil edeceğine  inanıyorum.

Teşekkür ederim."

SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, tutukluluk süresiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Bir yandan hükümet kanadından, diğer yandan da yargı cephesinden farklı görüşler dile getiriliyor. Öte yandan, Yargıtay’ın vermiş olduğu, 10 yıl gibi ciddi bir rakam da söz konusu. Süreyle ilgili yorumunuzu alamamıştık daha önce, mümkünse bu konudaki yorumunuzu istiyoruz efendim. Öte yandan da yargı cephesiyle hükümet arasındaki bu tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Örneğin, geçen gün Sayın Gerçeker’in basın toplantısında, "Sayın Cumhurbaşkanı'yla görüşmeniz söz konusu olacak mı? Sayın Cumhurbaşkanı davet ederse, gider misiniz?" şeklindeki soruya "Elbette giderim" yanıtını vermişti. Buradaki rolünüz ne olabilir, efendim? Sağolun.

SAYIN CUMHURBAŞKANI:  Bu soruların hepsine genel olarak cevap vereyim. Tabii ki Türkiye’de bir yargı reformu köklü bir ihtiyaçtır. Bunu başından beri söylüyorum ve buna herkes de zaten katılıyor. Yargı reformu deyince de gayet açık, yargı sürecinin hızlandırılması; yargının ihtiyaçlarının karşılanması, hakimlerin, savcıların hepsinin; kanunlarımızın, yasalarımızın daha modernleştirilmesi; bütün bunlar yargı reformunun içerisine giriyor. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi”nde yaptığım konuşmalarda da söyledim, yargı reformunun gecikmesinden dolayı -ki adım adım görüyorsunuz, bunlar da gerçekleşiyor- birçok haksızlıklar, yanlışlıklar, üzüntüler de ortaya çıkıyor. Bunların giderilmesi için, bunların süratle, el birliği içerisinde yapılması gerekir. Türkiye’de tutukluların sayısının, hükümlülerden çok olduğunu, Meclis konuşmalarımızda da söylüyoruz. Böyle bir şey, Türkiye’ye yakışmayan bir şey. Ayrıca tutukluluk sürelerinin uzaması, bunlar, çok büyük haksızlıklara sebep olabiliyor. Bütün bunları hep konuşuyoruz. Ama bütün bunların giderilmesi için, köklü bir şekilde ve sürekli bir şekilde, herkesin el birliğiyle bu yargı reformuna katkı vermesi gerekiyor.

SORU: Geçtiğimiz hafta, üniversitelerin öğrenci konseyleri başkanlarıyla, Çankaya Köşkü’nde bir yemek yediniz ve hemen ardından da YÖK Başkanı'yla ve İçişleri Bakanı'yla bir görüşme gerçekleştirdiniz efendim. Bu görüşmelere ilişkin değerlendirme alabilir miyiz sizden? Özellikle sizinle görüşmeye gelen öğrencilerden bir tanesinin Jaguarıyla gelmesi çok eleştirildi. Bunun kamuoyunda algılanış biçimiyle ilgili de bir yorum yapabilir misiniz?

SAYIN CUMHURBAŞKANI:  Şimdi ben, Ankara’daki üniversitelerin öğrenci konseyleri başkanlarını çağırdım. Öğrenci konseyleri başkanları nasıl seçiliyor? Bütün üniversitelerin önce bölümlerinde, açık bir şekilde herkes aday oluyor ve onların içerisinden bölüm temsilcileri seçiliyor. Bölüm temsilcileri bir araya geliyorlar, fakülte temsilcisini seçiyorlar. Fakülte temsilcisi bir araya geliyor, onlar da üniversite temsilcisini, yani öğrenci konseyi başkanını seçiyorlar. Seçtikleri kişinin Jaguarı olur veyahut da hiçbir şeysi olmaz; burslu öğrenci olur, devlet bursuyla hayatını kazanır; bu bizim karışacağımız bir şey değil. Bu, öğrencilerin bu seçim süreci içerisinde verdikleri karar, öğrencilerin bileceği bir iş. Ona ben bakmam. Bir Cumhurbaşkanı kimleri davet eder, kimleri davet etmesi gerekir, kimleri muhattap alması gerekir? Böyle açık bir süreç içerisinde herkesin aday olarak seçildiği öğrenci konseyleri başkanlarını mı davet eder, yoksa çok sayıda dernek var tabii, çok sayıda farklı farklı düşüncede gruplar var. Bunların hepsi de yasal, bunların hepsi de değerli de olabilir.  Bunların hangisini çağırmalı bir Cumhurbaşkanı, ne yapmalı? Bir Cumhurbaşkanı'nın herhalde çağıracağı kişiler, öğrenci konseyleri başkanları. Öğrenci konseyleri başkanları, senato toplantılarına giriyor, oralarda bazıları oy kullanıyor, bazıları oy kullanmıyor. Dolayısıyla onların dertlerini dinledim. Onlara da gayet açık bir şekilde "Arkadaşlarınız ne düşünüyor, neyse dertleriniz açık seçik burada söyleyin ki ben de bileyim" dedim. Söylediklerini de danışmanlarımız vardı, derlediler, YÖK Başkanı”na ve diğer ilgililere tabii ki iletiyorum. Önümüzdeki günlerde diğer yine şikayetlerle ilgili bazı muhattaplar var, onları da davet edip, onlarla da konuşacağım. Sağolun.

Yazdır Paylaş Yukarı