Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Haris Slajdzic İle Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

03.09.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Değerli Basın Mensupları,

Her şeyden önce Cumhurbaşkanlığı Konsey Başkanı Sayın Slajdzic ve Konsey üyelerinin nazik davetine icabet etmekten ve bu güzel ülke Bosna Hersek’te bulunmaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.

Burada şahsıma ve heyetime gösterilen konukseverlikten, misafirperverlikten dolayı herkese çok çok teşekkür etmek istiyorum. 2008 yılında da benim davetim üzerine, Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin değerli üyeleri, Türkiye’yi o zaman ziyaret etmişlerdi ve Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki ilişkileri, dayanışmayı ve işbirliğini geniş bir şekilde görüşmüştük. Bugün de baş başa yaptığımız görüşmede ve heyetler arası yaptığımız toplantıda; hem ikili ilişkilerimizi gözden geçirdik hem bölgeyle ilgili diğer konuları da konuştuk.

Değerli Basın Mensupları,

Bosna Hersek dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla, Türkiye’nin kalbinde müstesna bir yeri olan bir ülkedir ve bundan dolayı da Türkiye siyasi konularda, güvenlik konularında, ekonomi konularında, kültürel alanda Bosna Hersek’le ilişkilerini en üst seviyeye çıkartmayı ve Bosna Hersek’e her konuda destek olmayı kendisine daima önemli bir politika atfetmiştir. Ve Türkiye bu dostluğunu, yakınlığını, Bosna Hersek’teki bütün gruplara, etnik ve dinî farklılıklara; hepsine de aynı hassasiyet, aynı duyarlılıkla ve aynı samimiyetle göstermektedir. Herkesi aynı, büyük bir dostlukla kucaklamaktadır ve bu destek ve katkılarını aynı şekilde bütün Bosna Hersek’e sağlamaya özen göstermektedir.

Sayın Slajdzic’in de biraz önce bahsettiği gibi, Bosna Hersek’in NATO ve Avrupa Birliği ile bütünleşmesine çok önem veriyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz ki: Güvenlik ve istikrar hem Avrupa Birliği hem de NATO gibi büyük bir şemsiyenin altında çok daha kolay ve çok daha sürekli sağlanmış olacaktır. Bu konudaki samimi kanaatimi, Değerli Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeleriyle paylaştım. Gerek NATO gerekse Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda atılması gereken adımlar, yapılması gereken reformlardan kaçınılmadan, cesaretle bunların atılması gerektiğini ve bu fırsatların geçmemesi ve bütün Balkanlarda, Bosna Hersek’in çevresindeki bütün ülkelerle birlikte Bosna Hersek’in de hareket edip, hem NATO’ya hem Avrupa Birliği’ne üyeliğini gerçekleştirmesi gerektiğini açıkçası paylaştım. Ve bu konuda Türkiye olarak her türlü desteği vermeye devam edeceğimizi de söyledim.

Ticari ve ekonomik ilişkilerimize de çok önem veriyoruz. Bu ziyaretime çok sayıda, 100’ün üzerinde Türk iş adamı ve yatırımcıyla beraber geldik. Bugün yapacağımız İş Konseyi’nde Sayın Slajdzic’le beraber onları teşvik edeceğiz ve Bosna Hersek’in bütün cumhuriyetlerine, her tarafa daha çok yatırım yapmaları için teşvik edeceğiz.

Tabii ki Bosna Hersek önemli, kritik bir süreçten de geçiyor, ekim ayında seçimler olacak. Bu seçimlerin başarılı geçmesini ve Bosna Hersek’e, burada herkese iyilikler getirmesini temenni ediyorum. Bir kez daha, gösterilen konukseverlik için teşekkür ediyorum.

SORU: Sayın Cumhurbaşkanı, çok fazla zaman geçmedi. Çok yakın geçmişte Türkiye ev sahibiydi. Hem Sayın Slajdzic hem Sayın Tadic ile birlikte ev sahipliği yaptıktan sonra bir deklarasyon imzalandı. Bu konuda, yani bu girişimler, yapılmış olan girişimler konusunda bizimle paylaşmak istediğiniz bir şey var mı ve yorumunuzu soracağım, varsa eğer. Türkiye’nin Bosna Hersek’in iç işlerine karıştığı yönündeki iddialara yorum yapacak mısınız?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Teşekkür ederim, sorduğunuz için. Türkiye de bir Balkan ülkesidir. Bizim bazı vilayetlerimiz, biliyorsunuz, Balkanlardadır. Ayrıca şu da yine bir tarihi gerçektir ki: Hepimizin acı, tatlı, ortak birçok günlerimiz vardır ve bütün Balkanlarda birbirimize benzeyen ortak kültürlerimiz, ortak bazı yanlarımız vardır. Bundan hareket ederek bizim Balkanlarda veya Doğu Avrupa’daki politikamız şudur: Güvenlik, istikrar ve bunun üzerine oturacak ekonomik kalkınma, refah. Bu konuda özellikle Türkiye-Sırbistan, Türkiye-Hırvatistan, Türkiye-Bosna Hersek arasında çok önemli diplomatik gelişmeler, görüşmeler söz konusu oluyor. Ben geçen sene Belgrad’a çok başarılı bir ziyaret yaptım. Sayın Tadic aynı şekilde Türkiye’ye çok başarılı ziyaretler yaptı. Hırvatistan Cumhurbaşkanı aynı şekilde ziyaretler yaptı, ben ziyaretler yaptım ve bütün bunları, aramızdaki dostluk ve dayanışmayı güçlendirme ve hep beraber Balkanların güvenliği, istikrarı ve zenginleşmesi için çalışma olarak görmek gerekir.

Sayın Tadi’le ve Sayın Slajdzic’le İstanbul’da yaptığımız toplantılarda da hep bu vizyon ve bu misyon çerçevesi içerisinde her şeyi konuştuk. Dışişleri Bakanlığımızın yaptığı toplantılar ve orada yayımlanan deklarasyonlara baktığınızda, hep bunu göreceksiniz.

Tabii şunun da altını özellikle çizmek isterim: Sırbistan, Bosna Hersek, Türkiye, Hırvatistan hepsi bağımsız, ayrı ayrı ülkelerdir. Dolayısıyla, her ülkenin kendi iç meseleleri ayrıdır. Bunlar, hepsinin kendi ayrı konularıdır. Dolayısıyla, Türkiye olarak bizim herhangi bir ülkenin iç meseleleriyle ilgilenmek gibi bir konumuz söz konusu olmaz. Ama bu ülkelerle dayanışma içinde olmamızın ve Balkanlarda bir güven, istikrar ve işbirliği oluşturmak için gayret sarf etmemizin de yanlış anlaşılmaması gerektiğini, doğrusu burada hatırlatmak isterim.

SORU: Biliyorsunuz, Mavi Marmara gemisiyle ilgili soruşturmayı yürüten Komisyon, raporunu tamamladı ve ulusal rapor bu sabah Uluslararası Komisyona sunuldu. Şimdi bundan sonrası için New York’tan ne gibi beklentisi var Türkiye’nin, ne gibi bir sonuç bekliyor Türkiye bundan sonra?

SAYIN CUMHURBAŞKANI: Doğrusu, bu konuyla ilgili detaylı bilgiler henüz bana gelmedi. Biliyorsunuz, bu sabah erkenden bu ziyareti yapıyoruz. Ama Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin direktifiyle kurulan böyle bir komitenin, şüphesiz ki, bağımsız bir şekilde çalışmalarını bitirmesi, raporunu açıklaması ve gerçekleri ortaya çıkartmasıdır.

Yazdır Paylaş Yukarı