Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev ile Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

16.08.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült

Sayın Cumhurbaşkanı, Değerli Kardeşim İlham Bey, Değerli Basın Mensupları,

Kardeş Azerbaycan’a gerçekleştirmekte olduğum bu ziyaret vesilesiyle, şahsıma, heyetimdeki değerli bakanlara, milletvekillerine ve bütün heyet üyelerine gösterdiğiniz büyük konukseverlikten ve misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum. Kendimizi tabii ki evimizde hissediyoruz. Azerbaycan’a ne zaman gelsek, daima bu hissiyatla dolu olmuşuzdur. Ve her gelişimizde Azerbaycan’ın geliştiğini, güçlendiğini, daha da giderek parladığını görmek, bizleri daima mutlu etmektedir.

Sizin de söylediğiniz gibi, bizler bir milletin ayrı ayrı iki devletiyiz. Dolayısıyla tek millet anlayışına uygun bir şekilde, bu iki ayrı devletin de dayanışma içerisinde, işbirliği içerisinde ve kardeşlik duyguları içerisinde olması gerekmektedir. Bizler de bu anlayış çerçevesi içerisinde, daima ve sık sık bir araya geliyoruz. Ve yakın istişarelerde bulunuyoruz. Ve yakın işbirliği içerisinde oluyoruz. Bu dayanışmamızı, bu işbirliğimizi devam ettireceğiz.

Bugün yaptığım ziyarette, sizlerle yaptığımız baş başa konuşmalarda, heyetler arasında yaptığımız görüşmelerde de tüm bunları ele aldık. İkili ilişkilerimiz, siyasi alanda, güvenlik alanlarında, ekonomik alanda, kültürel alanda giderek gelişmektedir. Bunları daha çok geliştirmek için bugün birçok tedbirleri de görüştük.

Şirketlerimizi karşılıklı teşvik ediyoruz, daha çok karşılıklı iş yapmaları için, karşılıklı yatırım yapmaları için. Azeri şirketlerinin Türkiye’ye yaptığı yatırımlardan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Türk şirketlerinin de buradaki başarılarından ayrıca hep gurur duyuyoruz.

Siyasi alandaki ilişkilerimiz muhakkak ki çok önemlidir. Buna aynı şekilde devam edeceğiz. Bugün imzaladığımız Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması, bunun en açık göstergesidir. Bu Anlaşmanın ruhuna uygun bir şekilde, dayanışmamızı güçlendirerek geliştireceğiz.

Bugün yine beraber yaptığımız istişarelerde, Kafkasya’nın istikrarlı ve güvenli bir bölge olması için neler yapılması gerektiğini de yine detaylı bir şekilde görüştük. Dağlık Karabağ sorununun çözümü, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının işgalinin sona ermesi, bütün bunları Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü çerçevesi içerisinde yine görüştük. Ve görüşerek, konuşarak ve kısa süre içerisinde bu sorunun çözümünün çok gerekli olduğuna tabii ki inanıyoruz.

Milyonlarca göçmenin, kaçkının, çok zor şartlar altında hayat sürdüğünü biliyoruz. Aslında bütün dünyanın da bu gerçeği görmesi lazım. Uzun yıllardır, 18 senedir maalesef bu, dünyada yeteri kadar ilgi görmedi. Ümit ediyoruz ki artık bunun da zamanı gelmiştir. Ve bütün bu meseleler, konuşularak, görüşülerek, danışılarak Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü içerisinde neticelenir. Bu yöndeki çalışmalarımıza ve istişarelerimize devam edeceğiz. Çünkü donmuş meseleleri bu şekilde bırakmak doğru değildir. Donmuş ihtilaflar bir gün gelir, ansızın çok daha büyük problem olurlar. BM’nin çağrısı vardır. Biraz önce söylediğiniz gibi İslam Konferansı Teşkilatının, diğer uluslararası kuruluşların hep çağrıları vardır. Bütün bu çağrılara kulak vererek, dost ülkelerin, bölge ülkelerinin, bu bölgeyle tarihi ilişkileri olan bütün komşu ülkelerin, bu konunun çözümü için de olağanüstü gayret sarfetmesi ve yardımcı olması gerekmektedir. Ümit ediyorum ki geçen yıllarda ortaya çıkan bu yöndeki çalışmalar, yine güçlü bir şekilde devam edecektir.

Türkiye olarak biz, bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Şüphesiz ki Azerbaycan ile daima istişare içerisinde olacağız. Sayın Cumhurbaşkanı, değerli kardeşim İlham Aliyevle, daima istişare içerisinde, bu meselelerin halli için yoğun çabalarımız devam edecektir. Ben bu vesileyle bütün Azeri kardeşlerime, Türkiye’nin daima Azerbaycan’ın yanında olduğunu, dayanışma içerisinde olduğunu ve olmaya devam edeceğini, bir kez daha burada duyurmak isterim. Ve Türk halkının bütün Azeri kardeşlerine olan sevgi ve muhabbet duygularını, burada bir kez daha bütün Azeri kardeşlerime siz basın mensupları vasıtasıyla duyurmak istiyorum. Tekrar bize gösterilen misafirperverlik ve bu yakın kardeşlik için teşekkür ediyorum.

SORU: Birinci sorum öncelikle iki cumhurbaşkanımıza yönelik olacak. Her iki ülkenin arasındaki ilişkiler, tarihi bağlarla örülü. Bu çerçevede vizelerin kaldırılması konusu görüşüldü mü bu ziyaret kapsamında? Diğer bir soru Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Yukarı Karabağ sorununda, gelinen son durum, son nokta nedir? Ermenistan’ın çözüm sürecine ilişkin izlediği diplomatik yol çözümsüzlüğe yönelik midir? Teşekkürler.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Evet, Sayın Cumhurbaşkanı aslında izah etti, söylediklerine ben de aynen katılıyorum. Vizeyle ilgili konuları, tabii ki konuştuk. Şu anda Azerbaycan’ın bazı mülahazaları var, bunları ilgili kuruluşlarımız görüşecekler ve ona göre ümit ederim ki yakında tamamlanır, ileride.

Ermenistan ve Azerbaycan ilişkileriyle ilgili şüphesiz ki, çok geniş istişarelerde bulunduk. Son durumu şimdi kendileri size geniş bir şekilde izah ettiler. Şuna inanıyoruz ki: Bizim Kafkaslar’ı bir istikrar ve işbirliği bölgesi haline getirmemiz gerekmektedir. Bunun için de bu anlaşmazlığın çözülmesi gerekmektedir. Bu anlaşmazlık, 18 senedir bu şekilde devam etti. Bundan sonra böyle devam etmemesi gerekir. Onun için muhakkak ki, görüşmek, konuşmak, diplomasi, bazen açık, bazen gizli çalıştırmak gerekmektedir. Ve şüphesiz ki bütün bu çözüm, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü çerçevesi içerisinde olmalıdır. Bunu da herkesin görmesi gerekmektedir. Çünkü BM’nin tanıdığı sınırların herhangi bir şekilde, başka bir ülke tarafından tutulması, ne uluslararası hukuk tarafından kabul edilebilir, ne de herhangi bir şekilde bu hoş görülebilir. O açıdan bu problemin çözümü için hepimiz elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz.

SORU: Türkiye - Ermenistan ilişkilerine ilişkin değerlendirmenizi alabilir miyiz?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Şimdi bu konuyu, biraz önce de zaten konuştuk. Bütün Kafkasların bir istikrar ve işbirliği alanı haline gelmesi için Kafkaslar’daki bütün sorunları hep ele almamız, bunları barışçı bir şekilde hep çözmemiz gerekmektedir. Bütün bunlar bölgede daha büyük bir işbirliğine, sınırların açılması, yeni yolların yapılması, daha büyük ekonomik faaliyetlerin ortaya çıkması, bütün bunlara yol açacaktır. Onun için şimdi hep beraber bu çalışmaları yapıyoruz. Bazen siz görüyorsunuz, açık konuşuyoruz, bazen de sizin görmediğiniz… Diplomasi böyledir, büyük problemler, çok kronik problemler böyle çözülür. Sessiz, ama kararlı bir şekilde çalışmayla çözülür. Ümit ederim ki bölgede bütün bu problemler çözülünce, o zaman işte, çok daha geniş bir işbirliği alanı doğacaktır. O zaman mevcut yollara ilave yeni yollar, yeni demiryolları… bu bölge inanılmaz bir şekilde cazip hale gelecektir. Ve muhakkak ki bu bölgedeki bütün halk, çok daha müreffeh olacaktır. Çok daha mutlu olacaktır. Peki teşekkür ederiz.

 

Yazdır Paylaş Yukarı