Güney Kore'ye Hareketlerinden Önce Havaalanında Basına Yaptıkları Açıklama

13.06.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,

Güney Kore Cumhurbaşkanı Sayın Lee'nin resmi davetlisi olarak az sonra Seul'e hareket ediyorum.

Yaklaşık on saatlik bir yolculuğun ardından yarın sabah saatlerinde geniş bir heyetle Seul'e varacağız ve Kore'ye varır varmaz da gerek siyasi münasebetlerimizi, gerek ekonomi, ticaret ve yatırım ilişkilerimizi kapsayan yoğun bir programı uygulamaya başlayacağız.

Ziyaretim sırasında bana, Devlet Bakanımız Sayın Hayati Yazıcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner Yıldız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, resmi yetkililerimiz ile iş dünyamızın, üniversitelerimizin ve medyamızın mümtaz temsilcileri de refakat edecekler.

Seul ve Busan kentlerini kapsayan dört günlük ziyaretim, ülkemizden Kore Cumhuriyeti'ne, Cumhurbaşkanı düzeyinde 1982 yılından bu yana yapılacak ilk ziyaret olacaktır. Türkiye ile Güney Kore arasındaki uzak mesafeye rağmen, Kore Cumhuriyeti tarihi bağlarımız sayesinde güçlü ilişkiler tesis ettiğimiz dost ve müttefik bir ülkedir.

Heyetimde yine çok değerli Kore gazilerimiz de yeralmaktadır.

Bu ziyaretimin, Birleşmiş Milletler bayrağı altında binlerce askerimizin omuz omuza mücadele verdiği Kore Savaşı'nın başlangıcının 60. yıldönümüne rastlaması bakımından da doğrusu ayrı bir mana ve önem taşıdığı kanaatindeyim. Binlerce asker deyince çoğunuz bunu hatırlamazsanız, 1950-71 yılları arasında 55 bin Türk askeri Kore'ye gitmiştir. Yıllar geçince unutuluyor bunlar tabii. Ve orada bizim 741, savaş alanında 741 şehidimiz vardır. 100 üzerinde de kayıplarımız vardır, 150'ye yakın kayıplarımız vardır. Dolayısıyla bizdeki anıları, tarihimizdeki anıları çok anlamlıdır.

Bu vesileyle, Kore Savaşı'nda şehit düşen kahraman Mehmetçiklerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, hepsini saygı ve minnetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.

Güney Kore'deki resmi programın son günü Busan kentindeki Birleşmiş Milletler Anıt Mezarlığı'na giderek, buradaki Türk Şehitliği'ni de ziyaret edeceğim. O şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde bugün güçlü dostluk ilişkilerimiz var ama, çok daha önemlisi o Soğuk Savaş döneminin en acımasız yıllarında Türkiye'ye karşı birçok tehditler varken, aslında o şehitlerimiz sayesinde Türkiye, o dönemi güçlü bir şekilde geçirmiştir.

"Kardeş ülke" Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee ile yapacağım görüşmelerde, ikili ilişkilerimizi etraflıca ele alarak, güncel bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunacağız.

Türkiye, bildiğiniz gibi bu yılsonuna kadar, BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyesidir. Güney Kore ile birlikte G-20 içinde yer alıyoruz. Müteakip G-20 Zirvesi de, önümüzdeki Kasım ayında Seul'de düzenlenecektir.

Dolayısıyla, Güney Kore ile hem ikili hem de bölgesel ve uluslararası düzeyde görüşlerimiz birbiriyle aynı paralelde çakışmaktadır ve aynı zamanda konuşulacak çok da tabii konu vardır.

Kore Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz mükemmel düzeydedir ve bunları her alanda geliştirmek yolunda iki ülkede de çok açık bir siyasi irade mevcuttur. Ziyaretim, bu irade ve kararlılığı en üst düzeyde bir kez daha ifade etmemize vesile olacaktır.

Ayrıca, Türkiye ve Kore Cumhuriyeti'nin bölgesel ve uluslararası konulara yönelik yaklaşımları da biraz önce söylediğim gibi birbiriyle örtüşmektedir. Bunları bir kez daha gözden geçirme fırsatını elde edeceğiz.

Amacımız, sağlam temellere dayanan Türkiye-Kore Cumhuriyeti ilişkilerine ve işbirliğine bu ziyaretle yeni bir ivme kazandırmaktır. Ama ivmenin esas olması gereken alan, siyasi alandan ziyade ekonomik alan olacaktır. Çünkü siyasi alanda mükemmel ilişkilerimiz vardır.

Özellikle, ekonomi, ticaret ve yatırımlar alanındaki işbirliğimize ayrı bir önem veriyorum. Zira, yaklaşık 3.5 milyar dolara ulaşan bir hacmimiz vardır ve bu ticaret hacmi Asya'da Çin'den sonra gelmektedir.

Ancak, ticaret hacmimizde ülkemiz aleyhine ciddi bir dengesizlik de söz konusudur. Dolayısıyla ihracatın neredeyse büyük bir kısmını Güney Kore Türkiye'ye yapmaktadır. Bu durumu tabii ki gidermek gerekiyor. Yatırımlar açısından da bu böyledir. Güney Kore'nin bu kadar dostluk ilişkilerimize rağmen Türkiye'deki yatırımları büyük değildir. Geçen sene 40 milyar doların üzerinde ticaret fazlası veren bir ülkenin Türkiye'deki yatırımları yarım milyar doları bile geçmemektedir.

Dolayısıyla, bu ziyaretimizde ekonomi boyutunu da ön plana çıkaracağız ve Kore firmalarının Türkiye'ye daha çok fazla yatırım yapmaları, ticaretimizin o tarafa doğru daha çok artması, turizm alanındaki ilişkiler, daha çok turist gelmesi gibi konuları görüşeceğiz.

Enerji şüphesiz ki yine önemli bir ayaktır. Bu anlamda nükleer enerji konusu Güney Kore ve Türkiye ilişkilerinde önemli bir kalem ihtiva etmektedir. Ve bu konuda tabii ki Sayın Enerji Bakanımız da var, bazı görüşmeler yapılacaktır.

Ziyaretim sırasında Türk ve Koreli işadamları arasında yapılacak yüzyüze görüşmelerin, tüm bu açılardan çok faydalı sonuçlar vereceğine inanıyorum.

Güney Kore ile ekonomi, ticaret, turizm, karşılıklı yatırımlar, enerji, savunma sanayii -ki, savunma sanayiinde Türkiye ile Kore'nin çok büyük ortak projeleri vardır- gemi yapımı, bilişim teknolojileri ve ilaç sanayii gibi fevkalade geniş bir yelpazede çok büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu düşünüyorum.

Önemli olan bu potansiyelin dengeli ve her iki tarafın menfaatlerine hizmet edecek şekilde süratle hayata geçirilmesidir. Ziyaretimin, ekonomik ayağının en öncelikli amaçlarından birisi de şüphesiz budur.

İnanıyorum ki, neredeyse 30 yıllık bir aradan sonra, bine yakın şehit verdiğimiz, 55 bin askerimizin gidip onların bağımsızlığı için savaştığı topraklara yapacağım bu ziyaret, her bakımdan iki ülke için iyi neticeler verecektir.

Teşekkür ederim.
Yazdır Paylaş Yukarı