Avrupa Günü

08.05.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın "Avrupa Günü" vesilesiyle yayımladıkları mesaj aşağıda sunulmaktadır:
"Türkiye, Avrupa ailesinin bir üyesi olarak, Ankara Anlaşması'nın imzalandığı 1963 yılından bu yana Avrupa Birliği'ne katılım yönünde kararlılıkla gayret göstermektedir. Bu çerçevede, bugüne kadar fevkalade mühim kazanımlar da elde edilmiştir. Ankara Anlaşması ile öngörülen Gümrük Birliği'ne 1995'te işlerlik kazandırılması, 1999'da aday ülke statümüzün kabul edilmesi ve nihayet 2005'ten bu yana devam eden tam üyelik müzakerelerimiz, Avrupa Birliği'ne katılım istikametindeki azim ve kararlılığımızın somut göstergelerini teşkil etmektedir.
Ancak, samimi kanaatim, bu süreçte elde ettiğimiz en önemli kazanımın, Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin ve işbirliğimizin aradan geçen yarım asra yakın dönemde Aziz Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetin üstüne çıkma hedefimizin payandalarından birini oluşturmuş olmasıdır.
Modern Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Birliği'ndeki dostları, müttefikleri ve ortakları ile demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, sosyal haklara, kadın-erkek eşitliğine, serbest piyasa ekonomisine ve kültürel çeşitliliğe dayanan temel değer ve ilkeler etrafında birleşmektedir.
Dolayısıyla, ülkemizin Avrupa Birliği üyelik hedefi ne salt bir coğrafi aidiyetin, ne de bazı ekonomik beklentilerin ifadesini teşkil etmektedir. Avrupa Birliği'ne üyelik hedefimiz, Cumhuriyetimizin kurucu ruhunun ve felsefesinin en tabii tezahürüdür. Bu anlayışla, Türkiye bugüne kadar Avrupa'daki tüm siyasi, ekonomik ve kültürel oluşumların, büyük bir bölümünün kurucu üyesi olarak, içerisinde yer almıştır.
Küresel sorunlara kapsayıcı bir yaklaşımla çözümler üretilmeye çalışılan günümüzde, 'Avrupa Günü'nün Türk halkınca da benimsenmesinin ve Avrupalı dostlarımız, müttefiklerimiz ve ortaklarımızla müşterek geleceğimize yönelik dayanışma anlayışıyla, içtenlikle, coşkuyla ve dinamik bir yaklaşımla paylaşılan bir gün niteliği taşımasının nedeni de esasen budur.
Bu bağlamda, Türkiye, Avrupa Birliği'ne üyelik hedefini kararlılıkla muhafaza etmektedir. Dış politikamızın stratejik önceliğini oluşturan bu mühim hedef, aynı zamanda, milletimizin her alanda ilerleme ve siyasi, ekonomik, toplumsal dönüşüm sürecini güçlendirme arzusuyla da tam bir uyum içindedir. Zira, daha demokratik, daha müreffeh ve daha güçlü bir Türkiye inşa edilmesi, tüm vatandaşlarımızın hayat standartlarının yükseltilmesi, her şeyden evvel milli menfaatlerimizin gereğidir.
Öte yandan, Avrupa'daki bazı çevreler, zihinlerindeki Türkiye algılaması ile günümüz Türkiyesi'nin çağdaş yüzü ve dinamik potansiyeli arasındaki uçurumu aşabilecek cesaret ve feraseti sergileyebildiklerinde; bir siyaset ve değerler projesi olarak Avrupa Birliği'nin hiçbir zaman tek başına bir hedef teşkil etmediğinin, bilakis hedefe giden yolda ortak bir yöntem olduğunun bilinciyle hareket etmeye başladıklarında; uluslararası gündemi takiple yetinmeyip, Avrupa Birliği'nin kurucu liderleri gibi küresel meselelere yön veren bir vizyonla yola devam etmeye karar verdiklerinde; Türkiye ile Avrupa Birliği'nin müşterek geleceğini inşa etmemizin yaratacağı sinerjinin şüphesiz farkına varacaklardır. Böylece, Türkiye'nin tarihi bir gerçek teşkil eden Avrupalılığı dar bir coğrafyaya, belirli bir inanca veya kültüre de hapsedilmemiş olacaktır.
Avrupa Birliği'ne katılımızın fiilen tecelli etmesi yalnızca Türkiye'nin uhdesinde olan bir mesele değildir. Bu itibarla, Avrupa Birliği'nin de, taahhütlerine sadık kalarak, yapıcı tutumunu sürdürmesini ve ülkemizin katılımı konusunda kararlılık göstermesini bekliyoruz.
Türkiye'nin bu hedefe ulaşmak için önümüzdeki dönemde de her türlü gayreti sergileyeceğinden ve bu istikamette azimle yol almaya devam edeceğinden şüphe duyulmamalıdır.
Ülkemizin katılım sürecinin başarıyla sonuçlanmasının, Avrupa Birliği'nin küresel ölçekteki rolü, inandırıcılığı ve savunduğu ilke ve değerlerin daha geniş coğrafyalarda kabul görmesi bakımından da büyük bir artı değer teşkil edeceği hatırda tutulmalıdır. Yine açıkça bilinmelidir ki, Türkiye ortak geleceğimizi elbirliğiyle şekillendirmek amacıyla üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyi sürdürecektir.
Tarihin doğal akışının ve hakkaniyetin, öngörülen objektif kriterleri karşıladığımızda Avrupa Birliği'nin üyesi olmamızı icap ettirdiği inancıyla, hepimizin ortak idealini ve değerlerini simgeleyen Avrupa Günü'nü yürekten kutluyorum."
Yazdır Paylaş Yukarı