Avustralya Genel Valisi İle Gerçekleştirdikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama
28.04.2010
Değerli Basın Mensupları,
Sayın Bryce'ı ve heyetindeki değerli üyeleri, Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Kendisine bir kez daha, "Türkiye'ye hoş geldiniz" diyorum.
Bildiğiniz gibi, Sayın Genel Vali birkaç gündür Türkiye'deler. Bu ziyaretlerinin esas amacı, bundan neredeyse 100 yıl kadar önce -1915 yılında- yapılan Çanakkale Kara Savaşları'nın 95. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen merasimlerdir ve kendileri bu merasimlere katılmıştır. Daha sonra da İstanbul'da ziyaretlerde bulunmuştur ve bugün de beraberiz. Aslında bütün dünyanın büyük bir ibretle ve büyük bir takdirle izlemesi gereken bir olay var. 95 yıl önce yapılan müthiş büyük bir savaştan doğan bir dostluk ve karşılıklı saygı. Bunda aslında Atatürk'ün o veciz sözünün çok büyük etkisi olmuştur. Kendisi, gerek Avustralyalı, gerekse Yeni Zelandalı annelere seslenerek; "sizin çocuklarınız artık bize emanet" demiştir ve Türkiye Cumhuriyeti olarak da biz bu sözün gereğini en iyi şekilde o günden bu yana yerine getirmekteyiz. Çanakkale'de her türlü tedbiri alarak, oranın en güzel şekilde düzenlenmesini sağlamış vaziyetteyiz. Ve her sene de gerek Avustralya'dan gerek Yeni Zelanda'dan binlerce insan gelip, hatıralarını orada yâd etmektedirler.
Söylemek istediğim şey şu: Tarihte tabii ki birçok olaylar olmuştur. Önemli olan, düşmanlıklar ve nefretler taşıyarak bir politika gütmek değil, tam tersine, onlardan bugün dostluk çıkartmaktır. İşte bunun en iyi örneği bugün Türkiye ile Avustralya arasında yaşanmaktadır. Bu vesileyle Sayın Vali Türkiye'dedir. Ama Türkiye'de bulunduğu süre içerisinde ekonomik ilişkilerimizi, siyasi ilişkilerimizi, kültürel ilişkilerimizi daha da ileriye taşımak için çok güzel, hem baş başa hem heyetler arasında görüşmeler yaptık.
Türkiye ile Avustralya arasındaki ilişkilerin temelinde, ortak değerleri paylaşmak vardır. Demokrasi, insan haklarına saygı, serbest piyasa ekonomisi, bunların önemli temelleridir, prensipleridir. Aynı şekilde, önemli dünya olayları karşısında da yine ortak tutumlarımız vardır. Bunları tekrar gözden geçirmekten büyük bir memnuniyet duyduk. Ayrıca, ekonomik ilişkilerimizi daha da geliştirme konusunda kararlıyız. Şu anda 1 milyar dolar civarında ticaretimiz var. Hâlbuki Avustralya da, Türkiye de G-20 ülkeleri içerisindedir. Avustralya, dünyanın 14. büyük ekonomisine, Türkiye de dünyanın 17. büyük ekonomisine sahiptir. Dolayısıyla büyük bir potansiyel vardır, ortak iş yapma konusunda. Bu konuları da yine geniş bir şekilde görüşme imkânı oldu. Siyasi konularda Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız kısa süre önce Avustralya'yı ziyaret ederek, siyasi ilişkileri geniş şekilde konuştular ve istişarelerde bulunmuşlardır. Bütün bunlardan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Yine, bugün yaptığımız anlaşmalar da bu konudaki kararlılığımızı göstermektedir. Hem Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması hem iki ülke arasındaki hava trafiğinin düzenlenmesiyle ilgili Havacılık Anlaşması; bütün bunlar çok önemli adımlardır. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemde daha çok ekonomik işbirliği, daha çok ticaret, daha çok karşılıklı yatırımlar söz konusu olacaktır. Yine aynı şekilde, daha çok turizm faaliyetleri ve kültürel faaliyetler söz konusu olacaktır. Bütün bunlardan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Şüphesiz ki, şunu da unutmamam gerekiyor: Avustralya'da 150 bin civarında Türk vardır. Bu 150 bin Türk, Avustralya vatandaşıdır. Avustralya ve Türkiye arasında da en iyi şekilde ilişkilerin gelişmesine köprü vazifesi yapmaları gerekir. Sayın Genel Vali, onların Avustralya'daki başarılarını anlatırken, bundan kendilerinin de övünç duyduklarını ifade ettiler. Bunu öğrenmekten de ayrıca büyük mutluluk duydum. Kendilerine tekrar, "Türkiye'ye hoş geldiniz" diyorum ve Türkiye'den ayrılırken, inanıyorum ki çok iyi intibalarla ve çok iyi hatıralarla ayrılacaklardır.
Sayın Bryce'ı ve heyetindeki değerli üyeleri, Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Kendisine bir kez daha, "Türkiye'ye hoş geldiniz" diyorum.
Bildiğiniz gibi, Sayın Genel Vali birkaç gündür Türkiye'deler. Bu ziyaretlerinin esas amacı, bundan neredeyse 100 yıl kadar önce -1915 yılında- yapılan Çanakkale Kara Savaşları'nın 95. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen merasimlerdir ve kendileri bu merasimlere katılmıştır. Daha sonra da İstanbul'da ziyaretlerde bulunmuştur ve bugün de beraberiz. Aslında bütün dünyanın büyük bir ibretle ve büyük bir takdirle izlemesi gereken bir olay var. 95 yıl önce yapılan müthiş büyük bir savaştan doğan bir dostluk ve karşılıklı saygı. Bunda aslında Atatürk'ün o veciz sözünün çok büyük etkisi olmuştur. Kendisi, gerek Avustralyalı, gerekse Yeni Zelandalı annelere seslenerek; "sizin çocuklarınız artık bize emanet" demiştir ve Türkiye Cumhuriyeti olarak da biz bu sözün gereğini en iyi şekilde o günden bu yana yerine getirmekteyiz. Çanakkale'de her türlü tedbiri alarak, oranın en güzel şekilde düzenlenmesini sağlamış vaziyetteyiz. Ve her sene de gerek Avustralya'dan gerek Yeni Zelanda'dan binlerce insan gelip, hatıralarını orada yâd etmektedirler.
Söylemek istediğim şey şu: Tarihte tabii ki birçok olaylar olmuştur. Önemli olan, düşmanlıklar ve nefretler taşıyarak bir politika gütmek değil, tam tersine, onlardan bugün dostluk çıkartmaktır. İşte bunun en iyi örneği bugün Türkiye ile Avustralya arasında yaşanmaktadır. Bu vesileyle Sayın Vali Türkiye'dedir. Ama Türkiye'de bulunduğu süre içerisinde ekonomik ilişkilerimizi, siyasi ilişkilerimizi, kültürel ilişkilerimizi daha da ileriye taşımak için çok güzel, hem baş başa hem heyetler arasında görüşmeler yaptık.
Türkiye ile Avustralya arasındaki ilişkilerin temelinde, ortak değerleri paylaşmak vardır. Demokrasi, insan haklarına saygı, serbest piyasa ekonomisi, bunların önemli temelleridir, prensipleridir. Aynı şekilde, önemli dünya olayları karşısında da yine ortak tutumlarımız vardır. Bunları tekrar gözden geçirmekten büyük bir memnuniyet duyduk. Ayrıca, ekonomik ilişkilerimizi daha da geliştirme konusunda kararlıyız. Şu anda 1 milyar dolar civarında ticaretimiz var. Hâlbuki Avustralya da, Türkiye de G-20 ülkeleri içerisindedir. Avustralya, dünyanın 14. büyük ekonomisine, Türkiye de dünyanın 17. büyük ekonomisine sahiptir. Dolayısıyla büyük bir potansiyel vardır, ortak iş yapma konusunda. Bu konuları da yine geniş bir şekilde görüşme imkânı oldu. Siyasi konularda Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız kısa süre önce Avustralya'yı ziyaret ederek, siyasi ilişkileri geniş şekilde konuştular ve istişarelerde bulunmuşlardır. Bütün bunlardan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Yine, bugün yaptığımız anlaşmalar da bu konudaki kararlılığımızı göstermektedir. Hem Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması hem iki ülke arasındaki hava trafiğinin düzenlenmesiyle ilgili Havacılık Anlaşması; bütün bunlar çok önemli adımlardır. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemde daha çok ekonomik işbirliği, daha çok ticaret, daha çok karşılıklı yatırımlar söz konusu olacaktır. Yine aynı şekilde, daha çok turizm faaliyetleri ve kültürel faaliyetler söz konusu olacaktır. Bütün bunlardan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Şüphesiz ki, şunu da unutmamam gerekiyor: Avustralya'da 150 bin civarında Türk vardır. Bu 150 bin Türk, Avustralya vatandaşıdır. Avustralya ve Türkiye arasında da en iyi şekilde ilişkilerin gelişmesine köprü vazifesi yapmaları gerekir. Sayın Genel Vali, onların Avustralya'daki başarılarını anlatırken, bundan kendilerinin de övünç duyduklarını ifade ettiler. Bunu öğrenmekten de ayrıca büyük mutluluk duydum. Kendilerine tekrar, "Türkiye'ye hoş geldiniz" diyorum ve Türkiye'den ayrılırken, inanıyorum ki çok iyi intibalarla ve çok iyi hatıralarla ayrılacaklardır.
