Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan Üçlü Balkan Zirvesi Ortak Basın Toplantısı'nda Yaptıkları Açıklama

24.04.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Değerli Misafirler,

Muhterem meslektaşlarım Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Slajdziç ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Sayın Tadiç'i Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan Devlet Başkanları Üçlü Zirve Toplantısı vesilesiyle İstanbul'da ağırlamaktan çok büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Görüşmelerimizde Sayın Tadiç'in de ifade ettiği gibi; İstanbul her ne kadar Balkanların coğrafi merkezi değilse de, bir nevi, manevi, tarihî bir merkezi. O bakımdan, bu toplantının İstanbul'da olması, gerçekten bizim için büyük bir sevinç kaynağı olmuştur.

Görüşmelerimiz sırasında, dışişleri bakanlarımız da tabii ki bu toplantıya iştirak etmişlerdir. Ve sürecin bu aşamaya gelmesinde de değerli dışişleri bakanlarının çok büyük gayretleri olmuştur. Kendilerine takdirlerimi burada sunmak istiyorum.

Az önce, Üçlü Zirve Toplantımız çerçevesinde, son derece samimi, açık ve dostane bir ortamda, çok faydalı görüşmeler gerçekleştirdik. Gerek Sayın Slajdziç gerek Sayın Tadiç ile yakın dostluk ilişkilerim vardır.

Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Tadiç, Kasım 2007'de ülkemize resmî bir ziyarette bulunmuştu. Ben de geçen yıl Ekim ayında Sırbistan Cumhuriyeti'ne bir ziyarette bulunmuştum. Bu ziyaret, eski Yugoslavya'dan sonra, Türkiye'den Sırbistan'a gerçekleşen ilk ziyaretti. O bakımdan, tarihî bir anlamı vardı. Ziyaretim sırasında, ikili ilişkilerimizi ve işbirliğimizi stratejik ortaklık seviyesine taşımayı görüşmüştük Sayın Tadiç'le. Ve orada yaptığımız açıklamalarda da şunu ifade etmiştik; Türklerin ve Sırpların böyle yakın bir işbirliği ve yakınlaşma içerisinde olması, Balkanlar için çok önemli, tarihî bir adımdı gerçekten.

Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Haris Slajdziç ve Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri de 2008 yılında Türkiye'ye resmî bir ziyarette bulunmuşlardı. Ama bu ziyaretin en önemli noktası, Konsey'in her 3 üyesinin beraber Türkiye'ye gelmiş olmalarıydı ki, Konsey'in 3 üyesi nadiren beraber yurtdışına çıkmaktadırlar. Dolayısıyla, bunlardan birini Türkiye'ye gerçekleştirmişlerdi. Bu da bizi yine ziyadesiyle mutlu etmişti.

Sayın Slajdziç ve Sayın Tadiç ile sadece ikili ziyaretlerimiz vesilesiyle değil, uluslararası ve çok taraflı etkinlikler çerçevesi içerisinde de, onların marjında da hep bir araya gelmiş; her fırsatta hem ikili ilişkilerimizi hem bölgesel hem de Balkan konularını daima pozitif yönde, yapıcı yönde hep istişarelerde bulunagelmişizdir ve bundan sonra da böyle olacaktır. Dolayısıyla, her iki kıymetli dostumla da aynı anda böylesine mühim Zirve vesilesiyle tekrar bir araya gelmekten, doğrusu gerçekten büyük bir sevinç ve gurur duyuyorum.

Bugünkü temaslarımız, Balkanlarda huzur, istikrar ve refahın temin ve tesisi istikametindeki çaba ve çalışmalarımızın geleceği bakımından da ümit verici bir atmosfer içerisinde cereyan etmiştir. Bundan, büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Gerçekleştirdiğimiz toplantı, birçok açıdan büyük önem taşımaktadır. Sayın Slajdziç ve Sayın Tadiç, böyle bir formatta ilk defa buluşmuşlardır. Bu anlamda gerçekten tarihî bir buluşmayı bugün gerçekleştirmiş bulunuyoruz.

Sayın Slajdziç ve Sayın Tadiç'in ortaya koydukları vizyon, feraset, devlet adamlığı sayesinde, bu toplantıya ev sahipliği yapmanın mümkün olabildiğini de bilhassa burada vurgulamak istiyorum.

Değerli Basın Mensupları,

Tabii, Zirve Toplantımız öncesinde de önemli gelişmeler olmuştur, Balkanları ilgilendiren. Bildiğiniz gibi, Bosna Hersek'in NATO'ya üyeliği yolunda önemli bir adım, MAP, gerçekleşmiştir ve Üyelik Eylem Planı'na Bosna Hersek davet edilmiştir. Bu, Bosna Hersek'in NATO'ya tam üyeliği yolunda önemli bir başlangıç olmuştur. Bu gelişme dolayısıyla, Sayın Slajdziç'e ve şahsında dost ve kardeş Bosna Hersek halkına tebriklerimi sunuyorum. Bu gelişmeden, Sayın Tadiç'in de ziyadesiyle memnun olduğunu bilmek yine bizi gerçekten sevindirmiştir.

Bildiğiniz gibi, Türkiye olarak benzer görüşleri paylaştığımız müttefiklerimizle birlikte, MAP davetinin NATO Talin Toplantısı'nda gerçekleşmesi için büyük çaba sarf ettik. Özellikle Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu'nun bu konudaki çalışmalarını yine burada çok takdir ediyorum.

Değerli Misafirler ve Değerli Basın Mensupları,

Balkanlarda iyi komşuluk ilişkilerinin tesis ve idamesini, bölge ülkelerinin Avrupa ve Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyon süreçleri bakımından, temel bir gereklilik olarak görüyorum. Şunu herkes bilmektedir ki: -tarihi okuyanlar- Balkanlar daima büyük çatı altında hep istikrar, huzur ve işbirliği içinde olmuşlardır. Ve bu sefer büyük çatı, büyük şemsiye, Avrupa Birliği olacaktır ve Avrupa NATO yapıları söz konusu olacaktır. O bakımdan, bu gelişmeye çok önem veriyoruz.

Bu anlayışla, ortak sınırlar paylaşmasak da, her zaman komşumuz olarak gördüğümüz Bosna Hersek ve Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesinin hayati önem taşıdığına inanıyoruz. Türkiye, bu amaca muatıf olarak, özellikle son 6 aylık dönem boyunca, dışişleri bakanları düzeyinde oluşturulan Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan üçlü dayanışma mekanizması marifetiyle yoğun çaba göstermiştir.
Bosna Hersek'in Belgrad Büyükelçisinin görevine başlaması, bu sürecin en önemli adımlarından birisi olmuştur. Bundan dolayı, Sayın Slajdziç'i bir kez daha tebrik ediyorum. Hemen bunun ardından da Sırbistan Parlamentosunun Srebrenitsa konusunda kabul ettiği bildirge de çok önemli ikinci bir adım olmuştur. Bundan dolayı da Sayın Tadiç'i bir kez daha tebrik ediyoruz. Söz konusu bildirgenin kabulü vesilesiyle, Cumhurbaşkanı Tadiç'e tebrik ve takdirlerimi ifade ettim. Bu gelişme, Sırbistan ve Bosna Hersek halkları arasında uzlaşmanın sağlanması yolunda önemli bir kilometre taşıdır. Bildirge, aynı zamanda, Srebrenitsa kurbanlarının ailelerinin uzun zamandır hak ettikleri taziye ve özrün de ifadesi olmuştur. Bu çerçevede, bugünkü görüşmelerimizde, Cumhurbaşkanları olarak dışişleri bakanlarımıza, süreçte verdikleri destek için yine teşekkür ettik ve onları bu yönde çalışmaya teşvik ettik.

Müşterek ve samimi gayemiz, Boşnak-Sırp ilişkilerini, Avrupa ve Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyon hedefi doğrultusunda, gerek devletler gerek halklar düzeyinde daha geniş ve sonuç odaklı bir perspektife oturtmaktır. Bu amaçla neler yapabileceğimizi, kısa, orta ve uzun vadede geniş bir şekilde konuştuk. Bosna Hersek'in NATO Üyelik Eylem Planı çerçevesindeki yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve yaklaşmakta olan genel seçimler öncesinde, itidal ve sükûneti muhafaza arzumuzu dile getirdik. Böylece, Bosna Hersek'te seçimlerin serbest ve adil bir ortamda cereyan etmesinin sağlanması, mevzuatın Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi ve genel anlamda reform sürecinin kapsamlı bir yaklaşımla ilerletilmesi gibi konularda işbirliğimizi yoğunlaştırma kararı aldık.

Değerli Basın Mensupları,

Bosna Hersek'teki entiteler ve kurucu haklar arasında, siyasi uzlaşının ve uyumun tesis edilmesi, tüm bu konularda başarı sağlanabilmesi bakımından anahtar konumdur. Yerel liderlerin birbirleriyle etkin ve samimi şekilde ilişki kurabilmeleri ve Bosna Hersek'in geleceği için, güçlerini birleştirmeleri için karşılıklı güven ortamının oluşturulması da elzemdir.

Bosna Hersek ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi yönündeki gayretlerimiz, bu bağlamda değerlendirilmelidir. Görüşmelerimizde, normalleşme sürecinde sağlanan ivmenin, kararlılıkla sürdürülmesine yönelik irademizi tekrar teyit ettik, gelecekte bu doğrultuda atabileceğimiz yeni adımları ele aldık. Özellikle ifade etmek isterim ki, toplantımızda Sayın Slajdziç ve Sayın Tadiç gelecekle ilgilendiler ve gelecekle ilgili atılması gereken hep pozitif adımları konuştuk ve gelecekle ilgili gerçekten çok ümit verici bir konuşma tarzı ortaya koydular.

Bu minvalde, Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Slajdziç'in ve diğer konsey üyelerinin yakında Belgrad'ı ziyaret edeceklerini de burada duyurmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bugünkü toplantımızda Sayın Slajdziç bunu teyit etmişlerdir ve yakında Belgrad'a ziyarette bulunacaklardır. Siz de bunu en iyi şekilde anlıyorsunuz ki bu, tarihî adımlardan birisi olacaktır.

Yine, Sayın Başbakanımız Erdoğan ve Sayın Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu, bu yıl Temmuz ayında Srebrenitsa Katliamının 15. yıldönümünde anma törenlerine katılacaklardır ve bu yine merasimler çerçevesinde, Sayın Tadiç ve Sayın Slajdziç'in de orada olacaklarını yine öğrenmekten, ayrıca büyük bir memnuniyet duydum. Hatırlayacağınız üzere, Cumhurbaşkanı Tadiç, 5 yıl önce büyük bir devlet adamlığı örneği sergileyerek, katliamının 10. yıldönümünü anma törenlerine iştirak etmişlerdi. Aslında, kendisiyle de ilk defa biz orada tanışmıştık.

Sayın Basın Mensupları,

Avrupa Birliği ve NATO'yla entegrasyon, ülkelerimizin stratejik hedefleridir. Bölge liderleri olarak, bu hedefin takibini yapmak, bu konuyu her daim canlı tutmak, öncelikli sorumluluğumuzdur. Batı Balkanlar bakımından, bu husus da ayrıca çok önem arz etmektedir.

Görüşmelerimizde Avrupa Birliği ve Amerikalı ortaklarımızın bu yöndeki müşterek gayretlerimize aktif şekilde dâhil olmalarının sağlanmasına verdiğimiz önemin de altını çizdik. Bu çerçevede, İspanya AB Dönem Başkanlığı'nın girişimiyle 2 Haziran 2010'da Saraybosna'da gerçekleştirilecek Avrupa Birliği Batı Balkanlar Konferansı'nı yerinde bir adım olarak görüyor ve memnuniyetle karşılıyoruz.

Değerli Basın Mensupları,

Tüm Balkan ülkelerinin, yakın gelecekte Avrupa Birliği şemsiyesi altında birleşecekleri düşüncesinden hareket ediyoruz ve bunun, Balkanların istikrarı ve güvenliği için de elzem olduğu kanaatindeyiz. Bunun için zihniyet değişimi, yeni bir ortak vizyon gerekmektedir. Balkanların, bunu başarmak için gereken iradeye, imkân ve yeteneklere sahip olduğuna da inanıyoruz. Esasen, bu toplantımız da bu inanç ve kararlılığımızın somut bir tezahürüdür.

Sözlerime son verirken şunu da ifade etmek istiyorum: Bu toplantı vesilesiyle, İstanbul Deklarasyonu adı altında bir bildirge, deklarasyon yayınlandı. Bu, şimdi sizlere dağıtılacaktır. Bunun yine önemli olduğunu görüyorum ve ayrıca şu kararı da verdik: Her 2 yılda 3 kez, Devlet Başkanları düzeyinde bu toplantıları değişik ülkelerde yapacağız sırasıyla. Bunun da önümüzdeki süreci takip etme bakımından, bu ortaya koyduğumuz perspektifin daima gelişerek ve güçlenerek ilerlemesine katkı sağlayacağına inancımızı göstermektedir.

Ben bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanlarına teşekkür ediyorum; gerçekten bu tarihî buluşmayı gerçekleştirmemize vesile oldukları için. Ayrıca, sayın bakanları da tebrik ediyorum; yaptıkları yoğun çalışmalardan dolayı.
Yazdır Paylaş Yukarı