Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne Hareketlerinden Önce Atatürk Havalimanı'nda Yaptıkları Açıklama

14.03.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,

Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Kabila ve Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya'nın davetlisi olarak, Kinşasa ve Yaunde'ye gerçekleştireceğim resmi ziyaretler çerçevesinde az sonra Türkiye'den ayrılıyorum.

Kongo Demokratik Cumhuriyeti ziyaretimi tamamladıktan sonra, 16 Mart Salı günü Kinşasa'dan Kamerun'a geçeceğim ve 17 Mart Çarşamba günü de Yaunde'den Türkiye'ye döneceğim.
Böylece, Türkiye ile gerek Kongo, gerek Kamerun arasında ilk kez Cumhurbaşkanı düzeyinde ziyaret gerçekleştirilmiş olacaktır.

Her iki ziyaretimde de Değerli Bakanlarımız, Milletvekillerimiz ve resmî heyetimizin yanı sıra, meslek ve sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcileri, üniversitelerimizden Afrika'yla ilgilenen bilim adamları, medya mensuplarımız ve çok geniş bir iş adamı heyetimiz bana eşlik etmektedir.

Biliyorsunuz, geçen yıl Şubat ayında Kenya ve Tanzanya'yı da ziyaret etmiştim. Bu iki ülke de Doğru Afrika'da idi. Bu sene gideceğim bu iki ülke ise Orta ve Batı Afrika'da tarihî dostluk ilişkilerine sahip olduğumuz Kongo ve Kamerun'dur.

Her iki ziyaretim sırasında cumhurbaşkanları ve diğer üst düzey yetkililer ile görüşeceğim. Bu çerçevede, siyasi ilişkilerimizi, bölgesel ve uluslararası meseleleri en üst düzeyde ele alma imkânına sahip olacağım. İşbirliğimizi nasıl daha iyiye taşıyabiliriz; bunları değerlendireceğiz.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğimiz dolayısıyla Afrika ülkeleriyle yakın istişare süreci başlattık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin gündeminde yer alan konuların yüzde 60'tan fazlası, Afrika kıtasını ilgilendirmektedir. Afrika'nın açlığı, Afrika'daki işsizlik, Afrika'daki yoksulluk, susuzluk; bütün bunlar, Afrika'nın büyük insanlık meseleleridir ve bu konular, iç savaşlar; bütün bunlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin uğraştığı en önemli konulardır. İşte bu bağlamda, Afrika ülkeleriyle danışmalarımıza, karşılıklı temaslara ve istişarelere çok önem veriyoruz; bu görevimizi en iyi şekilde yerine getirebilmek için.

Zira New York'ta aldığımız kararlar, yani Birleşmiş Milletler'de aldığımız kararlar, kıtadaki milyonlarca insanın geleceğini ilgilendirmektedir. Bunu yaparken de karşılıklı saygı temelinde Afrika ülkelerini dinlememiz, anlamamız, onların hassasiyetlerine en iyi şekilde vâkıf olmamız gerekmektedir. O bakımdan, bu ziyaretlerin bu anlamda da önemli değeri vardır.

Türkiye, Afrika'da barış ve istikrarın sağlanması konusuna çok önem vermektedir. Afrika'da halen görev yapan 8 Birleşmiş Milletler misyonundan, 6'sına personel ve mali katkı yapıyoruz.

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki, Birleşmiş Milletler misyonunda 15 tane emniyet mensubumuz vazife üstlenmektedir. Aynı şekilde, ziyaretlerim sırasında iş dünyamızı buluşturacak İş Forumu Toplantısı'na da iştirak edeceğim. Her iki ülkede faaliyet gösteren Türk okullarını ziyaret edeceğim, vatandaşlarımız ve iş adamlarımızla bir araya geleceğim.

Son dönemde, Afrika ile ilişkilerimizde her alanda ve her düzeyde memnuniyet verici bir gelişme söz konusudur. Artık, 90'lı ve 2000'li yılların başındaki Afrika'yla ilişkilerimiz değil, 2010 yılındaki Afrika'yla ilişkilerimize baktığınızda, yeni büyükelçilikler açtığımız ve Afrika'nın her bölgesiyle ve her konusuyla ilgilenen bir Türkiye söz konusudur ve Afrika, Türkiye'nin artık stratejik ortağı olmuştur. Bildiğiniz gibi, evvelki sene de burada Afrika-Türkiye Zirvesi'ni yapmıştık ve birçok Afrika ülkesinin başkanı ve üst düzey yetkilileri İstanbul'da buluşmuşlardı.

Bundan dolayı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne seçilirken, neredeyse Afrika ülkelerinin tamamının oyunu alarak seçilmiştik. Bu, büyük bir başarıydı.

Ziyaretlerim sırasında muhataplarımla Türkiye'deki görüşmelerim sırasında, Afrika halklarının Türkiye'ye karşı son derece dostane duygular beslediğini de bizzat müşahede etmiştim.

Bazı Afrika ülkeleriyle, Osmanlı Dönemi'ne uzanan tarihî bağlara sahibiz. Yine Kurtuluş Savaşımız birçok Afrika ülkesi üzerinde güçlü etkide bulunmuştur.

Türkiye, Afrika kıtasının, dönemin büyük güçleri tarafından sömürgeleştirilmesinin karşısında durmuştur. Kıtada bir sömürge geçmişi olmayan bir ülke olduğu için, Türkiye'ye Afrika ülkeleri ve Afrika halkları büyük bir samimiyet ve büyük bir yakınlık beslemektedirler.

Aynı şekilde Türkiye de Afrika ülkelerine imkânları ölçüsünde, artan şekilde, insani ve teknik yardımında bulunmaktadır. TİKA, bildiğiniz gibi, bu konularda Türkiye'nin bütün kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmektedir ve birçok Afrika ülkesinde ya büroları vardır veyahut da birçok projeleri, insani amaçlı projeleri desteklemektedir ve itibarı çok yüksek olan, yardım yapan kuruluşlardan birisi haline gelmiştir ki, bu da tabii ki Türkiye'nin itibarını yükseltmektedir.

Ekonomik olarak da Afrika'yla ilişkilerimiz yine çok gelişmektedir. Afrika ülkeleriyle 2003 yılında sadece 5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz, bütün küresel krize rağmen, 2009 yılı sonunda 15 milyar dolara çıkmıştır.

Bu seyahatlerimizde çok sayıda iş adamımız bize katıldığı için, gittikleri yerlerde çokça görüşmeler yapmakta ve neticede, her ziyaretimizden sonra o ülkelerle ekonomik ilişkilerimizin gözle görülür bir şekilde arttığını görmekteyiz.

Hedefimiz, kısa süre içerisinde Afrika'yla ticaretimizi 30 milyar dolara çıkartmaktır.

Ziyaret edeceğim Kongo Demokratik Cumhuriyeti, aslında Afrika'nın üçüncü büyük ülkesidir; 68 milyon nüfusu vardır. Kamerun, yine yeni büyükelçilik açtığımız bir ülkedir. Buralarda özellikle müteahhitlik, madencilik, enerji, turizm, tarım gibi alanlarda çok müşahhas işbirliği imkânları söz konusudur.

Bu noktada özellikle vurgulamak istediğim bir husus da şudur: Afrika ilişkilerimizi bütüncül bir yaklaşımla ve kazan-kazan anlayışıyla yürütüyoruz.

İnsani ve teknik yardımlarımıza paralel olarak, her alandaki işbirliğimizi ortak menfaatlerimiz temelinde geliştirmek, birikim ve teknolojimizi Afrikalı dostlarımızla paylaşmak arzusundayız.

Yine, Afrika'yla ilgimizin bir neticesidir; Ankara Üniversitesi bünyesinde, benim bizzat açtığım, Afrika Çalışmalar Merkezi vardır. Oranın da değerli profesörleri bugün benimle beraber Afrika'yı ziyaret etmektedir. Birçok Afrikalı öğrenciye burslar vermekteyiz ve inanıyorum ki önümüzdeki birkaç sene sonra Türkiye'de tahsilini alan, Türkiye imkânlarıyla okumuş birçok Afrikalı önemli devlet adamı söz konusu olacaktır.

Afrika'da 13'ü Sahra'nın güneyindeki ülkelerde olmak üzere, halen 18 büyükelçiliğimiz faaliyet göstermektedir.

Kongo Cumhuriyeti, 1976'dan beri Türkiye'nin orada temsil edildiği bir ülkedir. Kinşasa'da büyükelçiliğimiz vardır. Ama Kamerun Büyükelçiliğimiz yeni açılan büyükelçiliktir. Oranın da binasının açılışını yapacağız; 15 Ocak 2010 tarihinde açılışı gerçekleşmiştir.

Ezcümle, Afrika'ya gerçekleştireceğim bu ikinci tur ziyaretimin Türkiye-Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Türkiye-Kamerun ilişkilerinin her alanda geliştirilmesi bakımından faydalı olacağına samimiyetle inanıyorum.

Teşekkürler.
Yazdır Paylaş Yukarı