Asya'nın Kalbinde Dostluk Zirvesi'nin Ardından Düzenlenen Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

26.01.2010
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli basın mensupları,

Önce 25 Ocak'ta düzenlediğimiz Türkiye-Afganistan-Pakistan Üçlü Zirvesi, ardından 26 Ocak'ta gerçekleştirdiğimiz Afganistan ve Afganistan'a komşu ülkeler zirvesiyle son iki gündür bu gündemle çalışmaktayız.

Bugün bölgesel Zirveyi de sonuçlandırmış bulunuyoruz. Bildiğiniz üzere Afganistan ve komşularının katılımıyla bir bölgesel Zirve düzenlenmesi 2009 Nisan ayında üçlü zirvede kararlaştırılmıştı. –Pakistan, Afganistan ve Türkiye arasında yaptığımız zirvede.- Bilahare İSEDAK Ekonomik Zirvesi'nin ardından 9 Kasım 2009'da İstanbul'un ev sahipliğinde yapılan Afganistan ile komşuları ve bazı gözlemcilerin katıldığı gayri resmi hazırlık toplantısında da bölge zirvesi ile ilgili fikirler yine öne çıkmış ve toplantının İstanbul'da yapılması tavsiye edilmişti.

Bu nedenle bugün Asya'nın Kalbinde Dostluk ve İşbirliği Zirvesi'ne ev sahipliği yaptık

Zirve'nin adını Pakistanlı ünlü şair, Muhammed İkbal'in şiirinden aldık. O Afganistan'ı Asya'nın kalbi olarak belirler ve söylerdi. Dolayısıyla bu şiirden ilham alarak, bugünkü toplantının ismini, başlığını "Asya'nın Kalbi Afganistan" olarak yaptık. Zirveye Afganistan ile komşularının yanı sıra, gözlemci ülkelerden ve uluslararası örgütlerden, özellikle bölgedeki uluslararası bölgesel örgütlerin başkanları ve temsilcileri katıldılar. İstanbul Zirvesi'nin bu bölge için mihenk taşı olarak alınacağına inanıyorum. Bölgede işbirliği ve uzlaşı ikliminin teşviki için Türkiye olarak katkıda bulunmaya her zaman hazırız.

Bildiğiniz üzere, zirvenin amacı bugün bütün ülkeleri ve bireyleri etkileyen terörizm, aşırılık, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi sorunlardan en fazla muzdarip bölgelerin başında gelen Afganistan ve çevresinde bu meselelerle mücadele için işbirliğini teşvik etmektir.

Afganistan uzun yıllardır -neredeyse 30 yıldır- çok büyük acılar çekmektedir. Afgan halkı çok büyük acılarla iç içedir. Komşuları ve onun dostları bunu bu şekilde tabiî ki seyredemez. Onun için hepimiz Afganistan'ın bu sıkıntılı durumlardan artık bir an önce çıkması için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz. Askerî ve güvenlikle ilgili konular, çok geniş çerçevede ele alınıyor, biliyorsunuz. NATO aynı şekilde büyük faaliyetler içerisinde. Dün de burada ifade ettiğim gibi, Afganistan'ın problemlerinin çözümü, sadece askerî yollarla mümkün değildir. Afgan halkının kalbi, gönlü kazanılmalıdır. Afgan halkının refah seviyesi artırılmalıdır. Afgan halkının eğitimiyle ilgili çok önemli adımlar atılmalıdır. Afganistan'ın silâhlı kuvvetleri en iyi şekilde donatılmalı ve eğitilmelidir. Zaten Başkan Karzai ve bütün Afganlar şunu söylüyorlar; bizim çocuklarımız, kendi ülkelerini savunmak için ve korumak için hazırdır. Siz bizi eğitin ve gerekli araçları ve gerekli silâhları -lâzım olan- bunları verin diyorlar ve başkasının çocuklarının, bizim için ölmelerini istemiyoruz diyorlar. Bunu her platformda Başkan Karzai ve Afganlı yetkililer her zaman söylüyor.

Bu çerçeve içerisinde tabiî ki Afganistan'a ekonomik desteğin verilmesi gerekiyor. Kalkınma hamlelerine güçlü yardım yapmak gerekiyor ve bütün bunların en iyi şekilde olması için de her şeyden önce, Afganistan'ın komşuları ve bölge bu hareketi ve bu çalışmaları sahiplenmesi gerekiyor. Bizim burada yaptığımız, bölgenin sahipliliğini göstermektir. Eğer bir bölge, bir ülkenin komşularıyla beraber o ülke sahiplenmezse, bütün projeleri, bütün programları, çok uzaktan yapılan yardımların etkisi çok az olur. Bu toplantının esas amacı ve esas hedefi, bölgenin de sorumluluk aldığını göstermek, bölgenin de bu politikalara destek verdiğini göstermek, bölgenin de Afganistan'daki müspet gelişmelere- son seçimler, seçimlerden sonra Sayın Karzai'nin tekrar Cumhurbaşkanı olması, hükûmetini oluşturması ve bütün bu gelişmelere- destek verdiğini göstermek için yapılmıştır. Yayınladığımız bildiri sizlere dağıtılacaktır. Bu bildiriyi Afganistan, Afganistan'ın komşuları, Türkiye ve gözlemciler hep beraber kabul etmiştir.

Bu toplantının Londra Konferansı'ndan önce yapılıyor olması da ayrıca güzel olmuştur. Çünkü burada da hep beraber Londra Konferansı'na başarılar diledik ve ümit ediyorum ki buradaki çalışmalar o konferansın da başarıyla geçmesine katkıda bulunacaktır. Benim söyleyeceklerim bunlardır.

SORU: Press TV, Sayın Karzai'ye bir sorum olacaktı. Siz, finansal desteğin gerekli olduğunu ve Afgan ordusu için bunun şart olduğunu söylediniz. Acaba güçlü bir ordu için bu yeterli olacak mı?

CUMHURBAŞKANI KARZAİ: Tabiî ki efendim. Sadece tek başına para, bir ordu yaratmaz. Bunun yanı sıra eğitim, zaman, konfigürasyon, ordunun zaman içerisinde kurumsallaşması, bu orduyu güçlü, kurumsallaşmış, iyi eğitimli ve yetkin bir orduya çevirecektir. Biz aslında sıfırdan başladık, orduyu yapılandırma konusunda, sıfırdan başlamış durumdayız. Önümüzdeki konular, hepimizin önündeki konular, zorluklar. Yani daha iyi eğitim, ekipman, kışlalar, kalacak yerler, iyi bir eğitim, eğitim altyapısı ve tabiî silâhlı kuvvetlerin işlevlerini bir kurum olarak yerine getirmesi için geçmesi gereken zaman.

SORU: Kanal B Televizyonu, Sezin San. Sayın Cumhurbaşkanım, size olacak iki sorum. Biri, iki ülke arasında vize uygulamasının kalkması gündemde mi, onu soracağım. Bir de terörle mücadelede ne gibi adımlar atılacak? Özellikle uyuşturucuyla mücadele çok önemli bölgede. Ne gibi somut adımlar atılacak?

CUMHURBAŞKANI GÜL: Şu anda bildiğiniz gibi biz, yani Türkiye olarak, Afganistan'a bir yandan NATO çerçevesi içerisinde askerî yardım yaparken, diğer yandan da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük kalkınma yardımını yapıyoruz başka bir ülkeye. Bunlar sağlık, eğitim, yol yapımı, ziraatta, polis eğitimi gibi çok geniş bir alanda yapılıyor bütün bu yardımlar. Terörle mücadele önemli bir konu. Terörle mücadelede, Afganistan, aslında özellikle Kabil'deki birkaç gün önce gerçekleşen terör saldırılarında Afgan güçlerinin ne kadar eğitildiğini ve nasıl karşılık verebileceğini göstermiştir. Eğer Kabil'deki birkaç gün önceki olayları yakından takip ettiyseniz onlara karşı elde edilen başarıyı da en iyi şekilde takdir edeceksinizdir; bu aslında güveni de artırmıştır. Biliyorsunuz, Türkiye olarak biz ayrıca Kabil'in güvenliğinden de sorumluyuz şu anda. Dolayısıyla terörle mücadele hep çok geniş bir boyutta ele alınmaktadır ve bu yönde bütün ülkeler de Afganistan'a en güçlü desteği vermektedir. Narkotik, şüphesiz ki çok büyük bir problemdir. Narkotikle mücadele edilirken, bir konu da öne çıkmaktadır. Narkotiğin yerine konacak alternatif gelir kaynaklarının da Afgan halkına gösterilmesi çok önemli oluyor. Bu yönde de çok büyük çalışmalar vardır. Çünkü bu sadece Afganistan'ın sorunu değildir, bütün dünyanın sorunudur narkotik meselesi.
Yazdır Paylaş Yukarı