Kosta Rika Cumhurbaşkanı Sayın Arias ile Ortak Basın Toplantısı'nda Yaptıkları Açıklama

25.11.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Sayın Cumhurbaşkanı,
Kosta Rika Cumhurbaşkanı Sayın Oscar Arias'ı ve beraberindeki değerli heyet üyelerini Türkiye'de misafir etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum.
Kosta Rika'dan ve Orta Amerika'dan ülkemize ilk defa resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor olması da, şüphesiz ki bu geziyi daha önemli kılmaktadır ve memnuniyetimizi de artırmaktadır. Bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanı'na ve değerli arkadaşlarına "Türkiye'ye hoşgeldiniz" diyorum.
Çok boyutlu ve kapsayıcı bir dış politika izleyen Türkiye, Latin Amerika'ya açılım stratejisi kapsamında bölgeyle siyasi, ekonomik, askerî ve kültürel ilişkilerinde son yıllarda önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Bu istikametteki gayretlerimiz, önümüzdeki dönemde de artarak devam edecektir.
Bildiğiniz gibi, Cumhurbaşkanı Arias, Orta Amerika'da barış ve istikrarın temin ve tesis edilmesine yönelik fevkalade değerli katkıları ve yapıcı gayretleri neticesinde 1987 senesinde Nobel Barış Ödülü'yle taltif edilmiş seçkin bir devlet adamıdır. Kendisiyle az önce ilişkilerimizin dostane ruhuna yakışır şekilde, son derece faydalı ve verimli görüşmeler yaptık ve ilişkilerimizi nasıl daha geliştiririz, özellikle sadece Türkiye ile Kosta Rika arasında değil, Türkiye ile Orta Amerika ve bütün Karayip ülkeleriyle nasıl geliştiririz; bunları geniş bir şekilde görüştük ve bunun çok faydalı olduğunu size ifade edebilirim.
Kosta Rika, bölgesinde demokratik olan, en istikrarlı olan, eğitime, sağlığa, özellikle de çevre konularına çok önem veren ve bundan dolayı da çok dikkati çeken bir ülkedir. Bütün bunlardan dolayı da ekonomisi güçlüdür ve giderek çok daha fazla yabancı sermaye yatırımları kabul etmektedir. Türk iş adamlarının da bu imkanlardan en iyi şekilde faydalanmasını tabii ki arzu ediyoruz.
İlişkilerimizin hukuki altyapısını daha iyi hale getirmek için biraz önce bir mutabakat muhtırası da imzaladık, biliyorsunuz. Hatta bugünkü görüşmelerimizle Kosta Rika ile Türkiye arasında bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalanması fikrine de her iki tarafın gayet müspet baktığını konuştuk. Çünkü Kosta Rika, Avrupa Birliği'yle Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri yapıyor. Biz de Avrupa Birliği gümrük yapısının içerisinde olduğumuz için buna önem veriyoruz.
Yine Kosta Rika, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde de şu anda üye olan bir ülke. Orada da yakın bir işbirliği içerisindeyiz.
Görüşmelerimiz sırasında bölge meselelerini, Latin Amerika'yla ilgili, önemli gelişmeleri Sayın Cumhurbaşkanı'ndan dinleme imkanı bulduk. Ayrıca kendisi buradan Ortadoğu'ya gideceği için, kendileri Ortadoğu'daki önemli konularla ilgili bizim fikrimizi de öğrenme imkanını buldular.
Bu ziyaretin bu bakımdan gayet başarılı olduğuna inanıyorum ve Sayın Cumhurbaşkanı'na bir kez daha "Türkiye'ye hoşgeldiniz" diyorum. İki ülke arasında gerçekten yeni bir sayfa açılmış oldu.
Soru: İzninizle ben önce konuk Cumhurbaşkanı'na soracağım. Dünyanın en saygın kriz çözücü isimlerindensiniz; bu özelliğinizle çok dikkat çekicisiniz. Türkiye'den de Ortadoğu'yu ziyaret edeceksiniz ve Ortadoğu dünyanın en krizli bölgelerinden biri sayılıyor. Türkiye'nin de bu bölgede çok ciddi çabaları var. Sizin Ortadoğu için özel önerileriniz, planlarınız, görüşleriniz var mı; bunu merak ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımıza da sorum; Kıbrıslı Rum lider Hristofyas'tan Avrupa Birliği üye ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarına bir mektup gitti ve bu mektupta yıl sonuna kadar Ankara Anlaşması ek protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde Türkiye'nin cezalandırılması yönünde bir istek yer aldı. Sizin bu konudaki görüşünüzü merak ediyoruz.
Kosta Rika Cumhurbaşkanı Sayın Oscar Arias: Ben, zor konularda barışı arama işini Türkiye'ye bırakmayı tercih ediyorum. Ben bunu Orta Amerika'da yaptım. Biraz daha kolaydı işim. Neler öğrendim? Şunları söyleyebilirim; bu deneyimden beş kişiyi bir araya getirmiştim ve ne öğrendim bundan? Biliyorsunuz soğuk savaş zamanında iki devlet, bu beş başkanın bir araya gelmesini istemiyorlardı. Çünkü barışçıl bir yola gidilmesini istemiyorlardı.
Ne öğrendim biliyor musunuz? Çok sabırlı olunması gerektiğini, çok azimli olunması gerektiğini, çok istekli olunması gerektiğini ve barışı hakikaten arzu etmek gerektiğini. Çünkü savaşmak çok kolay ama, barışı bulmak zor. Ama gerekli bir şey barış.
Ben hiçbir zaman bir müzakereden her şeyi elde edemeyeceğimizi ama, elde edebildiğimizde mutlu olmamız gerektiğini düşünmekteyim. Sanırım bu, Ortadoğu'da biraz eksik bir duygu oldu. Barış çok önemli, bir bölge için. Tabii ki, Orta Amerika kadar küçük bir yer için önemliyse, düşünün Ortadoğu için ne kadar önemlidir. Filistinlilerin, İsraillilerin bir şekilde hizmet ve malzemeleri aralarında değiştirecekleri ve de birbirlerine kurşun değişimi yapmayacakları bir güne gelmeyi ümit ediyorum.
Sanıyorum, dünya 1.5 trilyon dolar harcatıyor asker ve silahlanmaya. Özellikle de bu Ortadoğu'daki sorunlar nedeniyle oluyor. Daha önce söylediğiniz gibi 61 senedir askerî birliği olmayan bir ülke olarak şöyle diyoruz ki: Fakirlik hiçbir zaman yok olmaz, eğer silaha ve askere para harcarsanız. Bunun yerine ülkenizdeki insanlara ve çevre için para harcamanız gerekiyor.
Müzakereler açısından istekli olmamız, masaya oturduğumuzda şartla oturmamamız gerektiğini düşünmeme neden oluyor. Önce oturmak lazım ve bütün konularla ilgili tartışmak lazım. Ama şart koyarak masaya oturmamak lazım. Çünkü şart koyulduğu takdirde çok zor olur çözüme ulaşmak.
Sayın Cumhurbaşkanımız: Bahsettiğiniz mektuptan haberim yok am,a bu konuda Türkiye'nin tezi gayet açık; bütün kısıtlamalar aynı anda kaldırılsın. Yani bununla ne diyoruz? Kıbrıs Türklerine uygulanan kısıtlamalar kaldırılsın. Biz de aynı şekilde Rum tarafına uyguladığımız kısıtlamaları kaldırırız. Yani hepsi aynı anda yapılabilir. Bir tarafta bu kısıtlamalar kaldırılır, diğer tarafta devam ederse; bu tabii ki mümkün değil. Bunu da herkes biliyor zaten; bütün dünya biliyor.
Soru: Efendim bugün Türkiye genelinde memurlarımızın eylemi vardı. Bir anlamda Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden birisi de bu oldu. Sayın Cumhurbaşkanım, bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı sizin?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Ben herkese şunu söylerim: Yasalar ne söylüyorsa, hepimiz tabii o yasalara uymak zorundayız. Yasaları beğenmiyorsak yasalar değişir; o ayrı mevzu. Yasaları değiştirmek için de tabii ki demokratik çalışmalar yapılabilir. Bu ayrı bir konu.
Teşekkür ederiz.
Yazdır Paylaş Yukarı