Slovakya Cumhurbaşkanı Ivan Gasparoviç ile Birlikte Düzenledikleri Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

02.11.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Dost ve müttefik Slovakya Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Sayın Ivan Gasparoviç'in nazik davetine icabetle bugün bu güzel ülkedeyiz. Güzel ülkenizi görmekten ve gezmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca şunu da ifade etmek istiyorum ki: Slovakya bağımsızlığını ilan ettiği 16 yıl içerisinde çok büyük başarılara imza atmış, bir başarı öyküsü yazan bir ülkedir. Bundan da tabii ki büyük bir mutluluk duyuyoruz ve ülkenizi ilk tanıyan, ilk burada büyükelçilik açan ülkelerden biri olmanın da tabii ki onurunu yaşıyoruz.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanı'yla yaptığımız görüşmelerde, gerek baş başa olsun gerek heyetler arasında olsun, gayet samimi bir şekilde fikirlerimizi paylaştık. Her şeyden önce, gösterilen konukseverliğe tabii teşekkür ediyorum.
Bu görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi bir kez daha ele alma fırsatını bulduk. Siyasi konularda -kendilerinin de söylediği gibi- gayet iyi bir işbirliği içerisindeyiz. Uluslararası kuruluşlarda hep birbirimizi destekliyoruz. Bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz.
Avrupa Birliği konusunda Türkiye bildiğiniz gibi müzakere yürüten bir ülkedir. Bu müzakereleri kararlılıkla yürütüyoruz ve inanıyoruz ki bu müzakereleri başarıyla da tamamlayacağız. Her ne kadar şu anda bir acelemiz olmasa da, bunu tamamlamakta kararlıyız. Avrupa Birliği konusunda Slovakya'nın bize verdiği desteğe bir kez daha burada teşekkür ediyorum. Görüşmelerimizde de teşekkür ettim.
Ekonomik ilişkilerimiz gayet iyi gelişiyor. Ticaret hacmimiz 1 milyar Euro'ya ulaşmış vaziyettedir. Bu ticaret daha da büyüyebilir. Karşılıklı yatırımlar için büyük potansiyel olduğunu bir kez daha gördük, gözden geçirdik. İş adamlarıyla yapacağımız İş Forumu Toplantısı'nda da onları daha çok teşvik edeceğiz. Şundan da mutluluk duyuyoruz ki: Türkiye ve Slovakya, 2010 yılında Avrupa'nın en hızlı büyüyen iki ülkesi olacak. Bunu, geçenlerde İstanbul'da toplanan IMF Genel Kurulu'nda yapılan açıklamayla bütün dünya görmüş oldu. Yine, görüşmelerimizde enerji konusu üzerinde durduk. Türkiye, Avrupa'ya güvenli enerji nakli için önemli rol oynamaktadır; bu rolüne devam edecektir. Türkiye'nin çevresiyle ilgili barış çalışmaları hakkında da Sayın Cumhurbaşkanı'na bilgi verdim. Ortadoğu ile ilgili kendisinin öğrenmek istediği bazı konular oldu, o konulara açıklık getirdim. Şunu ifade etmek isterim ki: Bu ziyaretim sırasında ele aldığımız konular, gayet karşılıklı, birbirimizin görüşlerini teyit eder nitelikte oldu ve büyük bir memnuniyet duydum.
SORU: Hakan Der, Anadolu Ajansı. Her iki ülke de NATO üyesi olduğu için her iki cumhurbaşkanımıza sormak istiyorum. Afganistan'daki Devlet Başkanlığı seçimlerinde Abdullah Abdullah seçimden çekildi. Bunun, Afganistan'daki siyasi istikrarı da düşündüğümüzde, bu çekilmenin özellikle barış gücünün görevi açısından olumsuz etkisi olacağını düşünüyor musunuz acaba?
SAYIN IVAN GASPAROVİÇ: Muhalefetin açıklamalarıyla ilgili olarak, şurası ortaya koyulmalı ki; dünya gerçekten önemli girişimlerde ve çabalarda bulundu Afganistan'la ilgili olarak bu seçim sürecinde. Ve bu süreçte uzun vadeli olarak biz bu ülkede bulunduk ve bulunmaktayız. bu ülke için gerçekten çok önemli NATO ülkeleri, bakanlar düzeyindeki çalışmalarına Slovakya olarak biz destek vermekteyiz ve yine bu süreçte yapıcı bir şekilde Afganistan'da kalma ve bu süreci güçlendirme açısından düşüncelerimizi ifade etmekteyiz. Ülkenin gelişmesi ve kurumların güçlenmesi açısından Afganistan'da bu çabaların önemli olduğunu düşünmekteyim. Yine, ekonominin güçlenmesi ve ekonominin gerçekten yapılanması açısından bu Afganistan için çok önemli. Hiç kimse şunu söyleyemez ki; seçimlerin sonucunun önceden belli olması imkan değildir. Ancak burada biz sonucun Afgan halkının çıkarına oluşmasını beklemekteyiz. Biz görüşmeler içerisinde açık bir şekilde Afganistan halkının bu süreçte yeni mücadele, yeni aslında sivil anlamda da daha güçlü bir yapı görmek istediğini düşünmekteyiz. Bu, Afgan halkının tam anlamıyla çıkarına olacaktır diye düşünüyorum.
SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Afganistan'da tarihî ilişkileri olan bir ülkeyiz. Ayrıca Afganistan şu anda dünyanın en önemli gündem maddelerinin başındadır. Dolayısıyla Afganistan'da olup bitenleri çok yakından tabii takip ediyoruz ve Afganistan'ın istikrarına çok önem veriyoruz. Türkiye bildiğiniz gibi iki kez NATO çerçevesinde ISAF'ın komutanlığını üstlenmiş bir ülkedir. Dünden itibaren de Kabil'in çevresiyle ilgili bütün güvenlikten sorumlu komutanlığı yine alan, uluslararası gücün komutanlığını alan bir ülkedir ve bu çerçevede oradaki varlığımızı da tabii iki misline çıkartmış vaziyetteyiz. Bu çerçeve içerisinde tabii ki siyasi istikrara da çok önem veriyoruz orada. Şu anda Afganistan'daki seçim yasası yürürlüktedir. Adaylardan birisi süreçten vazgeçmiş olabilir ama, yasa ne gerektiriyorsa, tabii ki o yapılacaktır. Şunu da ifade etmek isterim ki: Türkiye, Afganistan'daki nihai çözümün, sadece askerî güç vasıtasıyla sağlanamayacağı kanaatindedir. Türkiye, bir taraftan şüphesiz ki kuvvetli bir şekilde askerî tedbirler alınırken, esas Afgan halkının gönlünün ve kalbinin kazanılması yönünde faaliyetlerin gösterilmesine çok önem vermektedir. Bu açıdan da Türkiye; eğitim konusunda, sağlık konusunda, imar faaliyetleri konusunda çok büyük bir çalışma içerisindedir. Ümit ediyoruz ki, bu seçim yasası şu anda yürürlükte, kısa süre içerisinde yasanın gereği ilan edilir, yapılır. Ve Afganistan'da politik siyasi istikrar, en azından şu anda bu sağlanır. Ve bu ülkenin bütününe genişletilir.
SORU: İki kısımdan oluşuyor. İlk olarak, Slovakya Cumhurbaşkanına yönelteceğim sorumu. Sizin, AB'nin Türkiye'ye yönelik olarak, tam üyelik değil ama imtiyazlı ortaklık ile ilgili görüşler söz konusu. Bu önerilerle ilgili neler düşünüyorsunuz? Böyle bir sınırlı üyelik, Türkiye için, kabul edilebilir olabilir mi size göre ve siz bunun ilerisinde Türkiye'nin katılabileceği, AB'ye katılabileceği, kesin tarih verebilmesi ile ilgili görüşleriniz nelerdir?
SAYIN IVAN GASPAROVİÇ: AB'de kısıtlı üyelik diye bir statü yok. AB'de tam üyelik kriterlerini yerine getiren ülkelerin, tam üye olması üzerine kurulu bir süreç var. Türkiye için de bu sürecin devam edeceğini söylemek gerekiyor. 14 Ekim tarihinde Avrupa Komisyonu, Türkiye'ye ilişkin ilerleme raporunu yayınladı. Ve bu ilerleme raporunda Türkiye'deki reform sürecinin devam ettiği, Türkiye'nin kriterleri yerine getirmek için, üzerine düşeni yaptığı belirtilmekte. Özellikle Avrupa Birliği'nin ortaya koymuş olduğu kriterleri kabul eden ve bu kriterleri yerine getiren üyeler, tam üye olarak kabul edilecektir. Ve tabii ki çok daha fazla üye demek, AB'nin çok daha güçlü bir birlik olacağı anlamına geliyor. Türkiye'nin katılımının da AB'nin daha da güçlenmesi için çok önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Slovakya bu anlamda, AB üyeliğini desteklemeye devam edecektir.
SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ: Sayın Cumhurbaşkanı Gasparoviç'in de söylediği gibi, AB'de sınırlı üyelik diye bir şey söz konusu değildir. Türkiye, tam üyelik müzakerelerine oy birliğiyle başlamıştır. Ve bu müzakere sürecini tamamlamakta da kararlıdır. Türkiye'nin şu beklentisi de vardır bütün üye ülkelerden: Ahde vefa ilkesi, yani attığı imzaya herkesin sadakat göstermesi, bu AB'nin ve üye ülkelerin kredibilitesiyle ilgili bir konudur. Önemli olan Türkiye'nin bu süreci tamamlamasıdır. Bunun için de Türkiye'ye fırsat verilmesi gerekmektedir. Ayrıca şunu da söylemek isterim: Türkiye 1995 yılından bu yana, Avrupa Gümrük Birliği'nin içindedir. Yani Avrupa Gümrük Birliği'nin içerisinde zaten şu anda limitli bir, sınırlı bir üyedir Türkiye. Türkiye'nin tam üye olması için, biz bu müzakere sürecini yapıyoruz. Almanya ile, Fransa ile, Slovakya ile, İngiltere ile gümrükleri sıfırdır. Dolayısıyla böyle sınırlı üyelik gibi çeşitli söylemleri açık veya kapalı şekilde söyleyen ülkelerin veyahut da varsa kişilerin dikkatini çekmek isterim ki, Türkiye zaten şu anda o statünün daha ilerisindedir. Onun için, herkes attığı imzaya sadakat gösterecektir. Türkiye, kriterleri yerine getirdiği takdirde, o zaman tabii ki üye olma hakkı vardır. Bazı ülkeler referanduma gidecektir, onların da neticelerine tabii ki saygı duyacağız. Ama müzakere sürecimizi dolaylı veya direkt bir şekilde engellemeye de hiç kimsenin hakkı yoktur, bunu da ifade etmek isterim.
Yazdır Paylaş Yukarı