KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

30.10.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Türkiye için Kıbrıs meselesinin ve Kıbrıs Türkü'nün haklı mücadelesinin önem ve önceliği bilinmektedir. Bu tarafımdan da her vesileyle vurgulanan bir konudur. Bu çerçevede KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat'ı Türkiye'de bir kez daha ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile geniş bir şekilde, Kıbrıs'ta yürüttükleri müzakerelerle ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Bizi bilgilendirdiler. Bildiğiniz gibi ta başından ilan ettik, bütün dünyaya ilan ettik, Sayın Cumhurbaşkanını bu müzakerelerde desteklediğimizi ve Türkiye'nin de Kıbrıs Türkü'nün vereceği kararın daima arkasında olacağını söylemiştik. Yapıcı bir şekilde bu müzakerelere Kıbrıs Türklerinin başlamasından da memnuniyetimizi ifade etmiştik.
Türkiye'de, Kıbrıs Türkleri de, Kıbrıs sorununun barışçı bir şekilde çözümü için elinden gelen her şeyi aslında yapmaktadır. Bunu da bütün dünyaya, tüm dünyaya, 2004 yılında ispatlamıştır. Belki 2004 yılına kadar, bütün dünya, Kıbrıs Türklerini ve Türkiye'yi anlaşmazlığın bir tarafı olarak hep biliyorlardı, buna inanmışlardı. Yürütülen propagandalar, PR çalışmaları, hep bu yöndeydi. Ama 2004 yılında yapılan referandum, kimin çözüm istediğini, kimin uzlaşmadan yana olup kimin olmadığını da gösterme açısından büyük bir fırsat olmuştu.
Büyük bir fırsat o zaman kaybedildi. Ama problem devam ettiği için ve Kıbrıs Rum Yönetiminde, yeni bir yönetimin, yeni bir başkanın da iş başına gelmesinden sonra, karşılıklı olarak her iki lider de müzakerelere başladılar. Bir kez daha tekrarlamak istiyorum, biz Türkiye Cumhuriyeti olarak Sayın Talat'ı bu müzakerelerde destekliyoruz ve ümit ederiz ki bu müzakereler, Kıbrıs sorununa bir çözüm bulur.
Yalnız burada dikkati çekmek istediğim nokta da şudur: Bu ciddi bir iş olduğuna göre, bunun takviminin olması ve bunun ne zaman sonuçlandırılacağının da bilinmesi gerekir. Bu konu açık uçlu olamaz. Onun için, bu yılın sonunda bu müzakerelerin neticelenmesini ve neticede 2004 yılında olduğu gibi, her iki tarafın halkının onayına sunulmasını çok arzu ediyorduk ve bunu bildiğiniz gibi tekrarladık.
2009 yılının sonuna yetişmesi pek mümkün görülmüyor, gördüğüm kadarıyla, biraz önce edindiğimiz bilgilerle ama, 2010 yılı içerisinde, makul süre içerisinde bunun bitmesini arzu ediyoruz ki bu işin, bu müzakerelerin gerçekten ciddi müzakereler olduğuna bütün dünya kamuoyu da inansın. Şüphesiz ki bizim görüşümüz şudur: Orada olacak bir çözüm, kalıcı çözüm olmalıdır. Ve orada herkesin huzur içerisinde, bütün Kıbrıslıların beraber barış içerisinde, işbirliği içerisinde yaşayabilecekleri bir çözümün olmasıdır. Bunun için de BM parametrelerinin kesinlikle göz ardı edilmemesini, özellikle burada tekrarlamak istiyorum. Biliyorsunuz, bunlar iki kesimlilik, siyasi eşlilik ve yeni bir ortaklıktır. Bunu şunun için söylüyoruz, çözümün sağlıklı olması ve yaşayabilmesi içindir.
Son dönemlerde gördüğümüz bazı söylemler, bu açıdan üzüntü vericidir. Özellikle, Kıbrıs Rum Yönetiminden gelen söylentileri kastediyorum bununla. Kıbrıs federasyonunun bir evrime tabi tutulması şeklinde, düşünceler bunlar. Tabii ki hiç realist olmayan şeylerdir. Ayrıca şu da bütün dünya kamuoyu tarafından bilinsin ki; Kıbrıs Türkleri hiçbir zaman Ada'da bir azınlık statüsünde asla olamaz.
Eğer herhangi birinin kafasında böyle bir düşünce varsa, sonunda bunun da olamayacağını herkesin bilmesini isterim. Tekrar söylüyorum, bu müzakereleri destekliyoruz ve anlayışla, barış içerisinde bir çözümün gelmesini de en çok isteyenlerden biriyiz.
Yazdır Paylaş Yukarı