Filistin Devleti Başkanı Abbas İle Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

17.07.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Filistin Devlet Başkanı, Filistin Ulusal Yönetim Başkanı ve Filistin Kurtuluş Örgütü İcra Komitesi Başkanı Değerli Kardeşim Mahmud Abbas'ı, Şubat 2009'daki ziyaretinin ardından bir kez daha Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Bölgenin önemli gelişmelere sahne olduğu bir dönemde bu ziyaret vesilesiyle aramızdaki ikili ilişkileri ve barış sürecini istişare ettik.
Sayın Abbas ile önce baş başa, sonra heyetler arası yaptığımız görüşmelerde, ikili ilişkilerimizi gözden geçirdiğimiz gibi, -demin söylediğim gibi- barış süreciyle ilgili konularda detaylı bir şekilde konuştuk.
Ortadoğu bölgesinde gerçek bir barışın sağlanabilmesi için, iki bağımsız devletin yan yana yaşayabilmesi gerekmektedir. Ve Filistin Bağımsız Devleti'nin başkentinin Doğu Kudüs olarak da kurulması gerekmektedir. Bu doğrultuda Sayın Başkan'ın ve arkadaşlarının verdiği çalışmaları Türkiye olarak destekliyoruz.
Diğer taraftan barış sürecinin önünde engel teşkil eden yerleşim yerleri, arazi istimlakları, ev tahliyeleri gibi uygulamaların ve Doğu Kudüs'ün statüsünün değiştirilmesine yönelik çabaların barış sürecini zorlaştırdığını da ifade etmek isterim.
Gazze Şeridi'nde yaşanan insanlık dramının sona ermesi için de, ablukanın bir an önce kaldırılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Çünkü her türlü insani yardımların ve oradaki inşaatların devam edebilmesi için bu ablukanın kaldırılması gerekmektedir.
Ümit ediyoruz ki şu anda hakim olan iyimser hava boşa gitmez ve herkes büyük bir gayret içerisinde barışın gerçekleşmesi için uğraşır. Türkiye, bu uğurda elinden gelenleri yapacaktır. Bu vesileyle Sayın Mahmud Abbas ile bugün, Filistin Büyükelçiliği'nin açılışını da yapacağız, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kendisine tekrar hoş geldiniz diyorum.
Soru : Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Javier Solana'nın geçen hafta bir çağrısı vardı, BM Güvenlik Konseyi'nde, "Filistin Devleti'ni tanıyalım, böyle bir çaba yaparsak, artık ikili devleti tescil etmiş oluruz." şeklinde. Bu konuda Türkiye'nin yapabileceği nelerdir, onu sormak istiyorum. Sayın Abbas'a da sorum olacak. 4 Ağustos tarihinde El-Fetih'in yapacağı toplantılarla ilgili ve çalışmalarıyla ilgili.
Sayın Cumhurbaşkanımız: Türkiye her fırsatta, başkenti Doğu Kudüs olan bir bağımsız Filistin Devleti'nin kurulmasını desteklemektedir. Ve bunu tekrarlamaktadır, biraz önce de bunu tekrarladım. İki devlet çözümü olarak bunu öngörmekteyiz. Bu neticeye ulaşabilmek için takip edilecek yol hakkında, önemli aktörlerle bir mutabakat olmadan bir şey yapmanın faydası olmadığı kanaatindeyiz. Hatta zarar da verebilir. O bakımdan, Türkiye'nin kararlılığı ve fikri gayet açıktır. Bu konuda takip edilecek yol konusunda bir mutabakatın temini şartıyla Türkiye üstüne düşen her şeyi, her an yapmaya hazırdır.
Sayın Mahmud Abbas: El-Fetih'in Kongresi Ağustos'ta gerçekleştirilecektir. Bu kongre malumunuz, 20 yıldan bu yana yapılamayan bir kongre olacağı için hiç kuşkusuz çok yoğun bir çalışma programına tanık olacaktır. Çünkü 20 yıldır biriken konular var. Mevhumlar gerektiren hususlar vardır. 1989 yılından bu yana yapılacak olan ilk kongre olacaktır. Diğer taraftan, sorunuzun ikinci şıkkıyla ilgili olarak, bu çalışmalar Hamas ile olan diyalogu etkiler mi? Cevap olarak şunu ifade edeyim; Kesinlikle bugünden itibaren hatta yarın sabah dahi diyaloğa devam edilmesi gerekiyorsa, biz hazırız. Alışılageldiği gibi tüzük çerçevesinde bu kongre devam edecektir. Serbest seçimler yapılacaktır, merkezi yönetim için. Diğer devrim komitesi için, hiç kuşkusuz, bu çalışmalar belirli kurallar çerçevesinde özgürlük içerisinde cereyan edecektir.
Soru: Sayın Abbas, siz Ankara'ya gelmeden önce, geçtiğimiz hafta Kıbrıs Rum Kesimi'ndeydiniz. Ve Kıbrıs'tan bazı açıklamalar yansıdı Ankara'ya. Öyle ki Filistin ve Rum Kesimi işgale karşı birlikte mücadele edecekti. Ben öncelikle sizin Kıbrıs'ta halihazırdaki statüyü, var olan bölünmüşlüğü nasıl tanımladığınızı öğrenmek istiyorum. Bir de Hamas'ta Aziz Duveyk hapisten çıktıktan sonra görevinin başına dönmek istediğini söyledi. Bu mümkün olacak mı, buna izin verilecek mi?
Sayın Mahmud Abbas: Sorunuzun birinci bölümüyle ilgili olarak, böyle bir şey vaki olmamıştır, bu asılsız bir uydurmadır. Bizim kendimize ait sorunumuz var, güç ve zor bir sorun. Bu tür meselelere görüşmelerimizde değinmeyiz, asla. Ancak yöneticiler olarak biz sık sık benzeri asılsız iftiralara maruz kalan kişileriz. En son olarak ve en canlı örneği, çok yakın tanıdığım ve samimi bildiğim bir arkadaşım ki o da Kuddumi'dir, kendisi bir iddiada bulunmuştur, benim tarafımdan Yaser Arafat'ın öldürülmesiyle ilgili. Ancak, sözünü etmiş olduğu belge, internette bulabilirsiniz, İsrail'e ait bir internet sitesi. Bizler bu durumlara alışığız. Hatta en son olarak bir de Kahire'deki durumla ilgili olarak, Sayın Mübarek ile konuşurken benimim bağırdığım ve uygun davranışta bulunmadığım şeklinde bir iftira idi. Bunu da burada ifade edeyim, öyle bir olay olmadı kesinlikle.
Sorunuzun ikinci bölümüyle olarak, Aziz Duveyk ile ilgili olarak, Yasama Meclisi üyesi kendisiyle beraber Fetihten, Kurtuluş Örgütü'nden ve diğer örgütlerden tutuklanan milletvekilleri arkadaşlar da vardı. Biz kendisinin bir an önce serbest bırakılması için çok temas, bütün temaslarımızda gündeme getiriyorduk konuyu. Allah'a çok şükür şimdi serbest bırakıldı. Ve kendisiyle görüştüm ve görevine dönmesini ifade ettim. Dönmesinde bir sorun yok.
Yazdır Paylaş Yukarı