Çin Halk Cumhuriyeti Dönüşü Yaptıkları Açıklama

29.06.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hu Jintao'nun daveti üzerine Çin'e yaptığım resmî devlet ziyaretinden dönmüş bulunuyorum. Bildiğiniz gibi bu ziyarete sayın bakanlar, milletvekilleri, valiler, belediye başkanlarımız, diğer üst düzey bürokratlar ve çok sayıda iş adamı katıldılar.
Her şeyden önce bu ziyaretten fevkalade memnun döndüğümü ifade etmek istiyorum. Ve bu ziyaretim vesilesiyle şahsıma ve heyetime gösterilen konukseverlik için Çin Halk Cumhuriyeti yetkililerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu ziyaretimde Pekin, Xi'an, Shenzhen ve Urumçi gibi Çin'in farklı bölgelerini de ziyaret etme imkânı buldum. Pekin'de Devlet Başkanı Sayın Hu ve Başbakan Sayın Wen'le yaptığım görüşmelerde, Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesi, ekonomik faaliyetlerin daha da artırılması, ticaret hacminin dengelenmesi, yatırımların çoğaltılması, turizm faaliyetlerinin genişletilmesi, finans sektöründe işbirliği gibi konuları görüştük. Ayrıca Pekin'de Türk iş adamları, Çin şirketlerinin temsilcileri ve işadamlarıyla birlikte Türkiye-Çin İş Forumu toplantısına katıldım.
Bildiğiniz gibi Çin büyük bir ülke. Adeta dünya içerisinde ayrı bir dünya gibi; çok büyük bir ülke. Siyasi ağırlığı Birleşmiş Milletler'de daimi üye olarak zaten belli. Dünyanın şu anda üçüncü büyük ekonomisi ama, kısa süre içerisinde dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday bir ülke. Böyle bir ülkeyle ilişkilerimizin yeteri kadar gelişmediği kanaatinde idim. Bu ziyaretimizde bunu bir kez daha karşılıklı olarak gördük ve ilişkilerimizin çok daha ileri düzeye taşınması için, her alanda ekonomik ilişkilerin daha da ileri düzeye taşınması için Cumhurbaşkanı Sayın Hu, Başbakan Sayın Wen'le anlaşmalara vardık, mutabakatlara vardık. Ve bununla ilgili talimatlar da verildi. Bununla ilgili 15 Eylül'de Pekin'de KEK toplantısı yapılacak. Bütün konuştuklarımız, karşılıklı olarak yaptığımız teklifler, bunlar orada bir kez daha gözden geçirilecek. Daha sonra da Çin Başbakanı'nın ertelenmiş olan Türkiye'yi ziyareti gerçekleşecek ve birçok anlaşmalar imzalanacak. Pekin'de hem siyasi hem de ekonomik bu görüşmeleri yaptıktan sonra Çin'in diğer şehirlerine geçtim. Xi'an, Çin'in özellikle yüksek teknolojide çok öne çıkan bölgelerinden birisi. Burada Kuzeybatı Üniversitesi'nde ayrıca bir konuşma yaptım. Orada fahri doktora verdiler. Bazı Türk şirketleriyle Çin şirketleri arasında ortaklık anlaşmaları imzalandı. Özellikle Türkiye'de de faaliyet gösterecek olan telekomünikasyon sektöründe 3G, üçüncü nesil telekomünikasyon gelişmeleriyle ilgili şirketleri gezdik ve buralarda Türkiye'de onların yapacakları yatırımları konuştuk. Ayrıca Urumçi şehrine gittim. Urumçi bildiğiniz gibi Uygur Türklerinin merkezidir; Sincan-Uygur özerk bölgesinin başkentidir. Buraya giden ilk Türk Cumhurbaşkanı olmaktan da gerçekten büyük bir mutluluk ve heyecan duydum. Oradaki soydaşlarımızla ne kadar çok birbirimize yakın olduğumuzu bir kez daha keşfettim ve Çin ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesi için Sincan bölgesinin bir köprü vazifesi görmesi gerektiği üzerinde durdum.
Ziyaretimde birçok şirket, Çinli şirketlerle anlaşmalar imzaladılar. Bunların toplamı 3,5 milyar dolar değerinde. Bankalarımız kredi sözleşmesi anlaşmaları imzaladı ve önümüzdeki dönemde de bazı bankalarımız yine aynı tip anlaşmalar yapacak. Yatırımlar konusunda özellikle Türkiye'nin yatırım potansiyelini tanıtma imkânı oldu. Birçok büyük Çin şirketinin Türkiye'ye yatırım yapma kararı alacaklarını tahmin ediyorum.
Kısacası, bu ziyaretimiz geniş kapsamlı bir ziyaret oldu. İnanıyorum ki, Türkiye ile Çin arasında yeni bir sayfa açıldı. Ve inanıyorum ki, hem ekonomik ilişkilerimiz hem siyasi alandaki ilişkilerimiz çok daha güçlü bir şekilde devam edecektir. Bir kez daha bu ziyaretimizin başarılı geçmesi için ellerinden gelen her türlü çabayı gösteren Çin Devleti'ne teşekkür ediyorum.
Soru: Urumçi'yi ziyaret ettiniz. Sincan'daki özerk bölge. Sizin o bölgeye, o şehre yaptığınız ilk ziyaretti zannedersem. Orada edindiğiniz, Urumçi şehrinde edindiğiniz deneyimleri bizimle paylaşır mısınız lütfen.
Sayın Cumhurbaşkanımız: Demin de söylediğim gibi; Çin'e yaptığım ziyaret çok başarılı geçmiştir. Her konuda fevkalade iyi geçmiştir. Büyük bir memnuniyetle döndüm bu ziyaretten ve yine inanıyorum ki Türkiye ile Çin arasında yeni bir sayfa açılmıştır. Özellikle ekonomik alanda, ticarette ve turizm alanında çok somut gelişmelerin olacağına inanıyorum. Ziyaretimi Çin basını da çok geniş bir şekilde nakletmiştir ve çok geniş bir şekilde işlemiştir. Onlara da bu bakımdan müteşekkirim. Urumçi gerçekten çok etkiledi beni. Çünkü çok hızlı bir kalkınma gördüm orada. Çok büyük altyapı yatırımlarının yapıldığını gördüm orada. Urumçi'de ayrıca çok kültürel faaliyetler oldu. Sincan Üniversitesi'nde yine bir konuşma yaptım ve orada da fahri profesörlük unvanı verdiler. Oradaki kültürel faaliyetlerin bizim kültürel faaliyetlerimizle ne kadar benzer olduğunu gördüm. Orada hep şunu tekrarladım: Bizim atalarımız 1500 yıl önce o bölgede yaşıyorlardı. Oradan ayrıldılar, Batı'ya geldiler. O zaman komşuyduk, akrabalıklarımız vardı, şimdi de uzaktayız ama, dostuz, işbirliğimiz var. Bu işbirliğimizi çok daha fazla geliştirmek istiyoruz. Dolayısıyla hem bütün Çinli yetkililere hem de Urumçi'de gördüğüm dostluk ve orada gösterilen ilgiden dolayı herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, ben Türkiye meselesi ile ilgili bir soru sormak istiyorum izninizle. Bulunduğunuz süre içerisinde Türkiye'de önemli bir gelişme oldu ve gece yarısı Meclis'ten önemli bir kanun değişikliği geçti ve bu tabii Ana Muhalefet tarafından tepkiyle karşılanan, bir kişinin durumunu farklılaştırma amacı taşıyan bir kanun değişikliği gibi algılandı. Burada sizin onayınız çok önemli görülüyor ve eğer Ana Muhalefet siz bunu onaylarsanız konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söylediler. Efendim, orada bulunduğunuz süre içerisinde bu konuyu detaylı olarak inceleme, öğrenme şansına sahip oldunuz mu? Bir karar verecekseniz bu şu anda ilk izlenim anlamında olumlu mu olacak olumsuz mu?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Ben kararımı herhangi bir siyasi görüşün çerçevesinde veren kişi değilim ki. Parlamentonun yaptığı çalışmalar, orada çıkan kanunları bizim hukuk bürolarımız en ince bir şekilde, detaylı bir şekilde inceler. Eğer Anayasa'ya herhangi bir aykırılık görürsek o zaman bir kez daha görüşülsün diye geri göndeririz. Şu anda onu uzmanlarımız değerlendiriyorlar.

Soru: Yine sizin yurt dışında olduğunuz dönemde irtica ile mücadele belgesine ilişkin olarak Sayın Genelkurmay Başkanı'nın bazı açıklamaları oldu, takip edebildiniz mi? Takip edebildiyseniz değerlendirmeniz ne yönde olacak? Teşekkürler.
Sayın Cumhurbaşkanımız: Tabii ki, muhakkak Türkiye'de olup bitenleri belli bir oranda takip ediyorum. Bana bilgiler veriliyor. Gayet açık bu konular. Bu konuyla ilgili askeri mahkemeler kararlarını vermiştir. Mademki hukuk süreci diyoruz, mademki hukuka saygılı olmamız gerekir diyoruz, o taraf, yani askeri mahkemeler incelediler ve kararını verdiler. Şimdi sivil mahkemeler ile ilgili kısım var onlar da bununla ilgili kararını verecekler. Her gün aynı konuyu tekrar ede ede, doğrusu bütün gündemi sadece bununla tutmanın da doğru olmadığı kanaatindeyim. Mademki hukuk süreci diyoruz, mademki mahkemeler diyoruz, mahkemeler kararlarını verecekler. Biri verdi diğeri de verecek.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanım, kendi siyasi geçmişinizde de zaman zaman demokrasiye müdahalenin mağduru olmuş bir insan olarak askerlere sivil mahkemelerde yargılanma yolunun açılmasını doğru buluyor musunuz? Bu konudaki genel yorumunuz nedir efendim?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Bana her konuda eğer genel düşüncemi, fikrimi sorarsanız, böyle bir usul yok. Bu konular parlamentoda, mecliste tartışılır demokratik bir ülkede. Nasıl kanunlar yapılıyorsa, hukukun üstün olduğu ülkelerde nasıl çalışılıyorsa o şekilde çalışılır. Herkesin farklı farklı fikirleri olabilir. Bizim şimdi geleceğe bakmamız lazım. Gelecekte yapacağımız daha çok iş var. Türkiye'yi daha da yüceltmemiz lazım. Halkımızı daha da çok mutlu etmemiz lazım. Bunun için bütün enerjimizi çok daha fazla Türkiye'nin geleceğine yöneltmemiz gerektiği kanaatindeyim. Teşekkür ederim.
Yazdır Paylaş Yukarı