Güney Koridoru Zirvesi Vesilesiyle Çek Cumhuriyeti'ne Hareketlerinden Önce Esenboğa Havalimanı'nda Basına Yaptıkları Açıklama

07.05.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Güney Koridoru Zirvesi vesilesiyle Çek Cumhuriyeti'ne hareketlerinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basına yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:

Değerli Basın Mensupları,

Halen Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı'nı yürütmekte olan Çek Cumhuriyeti'nden aldığımız davet üzerine, bugün akşam verilecek olan doğu ülkeleri ve Avrupa Birliği ülkeleri başkanlarının katılacağı yemeğe katılmak ve ayrıca yarın da Güney Koridoru Zirvesi'ne katılmak üzere Prag'a hareket ediyorum. Bu ziyaretimde bana Sayın Dışişleri Bakanı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı refakat etmekteler.

Yakın dostluk ilişkileri içerisinde olduğumuz Çek Cumhuriyeti'nin Güney Koridoru Zirvesi'ne de ev sahipliği yapmasından, ayrıca doğu ülkeleri ve Avrupa Birliği arasında yine bir toplantı yapmasından da memnuniyet duyuyoruz

Çek Cumhuriyeti, 2009 yılının başından bu yana, enerji alanında aktif, etkin ve yapıcı bir Dönem Başkanlığı sergilemiş, enerji arzı alanında yaşanılan sorunlara çözüm bulunması ve enerji projelerinin hayata geçirilmesi bağlamında önemli girişimlerde bulunmuştur.

Prag'da düzenlenecek olan Güney Koridoru Zirvesi bu açıdan da önemlidir.

Hukuki ve teknik altyapısına ilişkin olarak halen müzakereleri devam etmekte olan Nabucco projesi dahil, Güney Gaz Koridoru'nu oluşturan Türkiye geçişli enerji projelerinin hayata geçirilmesine Türkiye olarak büyük önem atfetmekteyiz. Bu projelerin birbirlerini tamamlayıcı olduklarına, Türkiye'nin ve AB'nin enerji arzı güvenliğine katkı sağlayacaklarına da inanıyoruz.

Doğal gaz alanında üretici, tüketici ve transit ülkeler arasındaki ortaklık ve diyalogun güçlendirilmesi amacıyla Zirve sonunda ortak bir bildiri de yayınlanacaktır.

Güney Koridoru Zirvesi marjında, Zirve'ye katılan Cumhurbaşkanlarının ve çeşitli ülke temsilcilerinin bir kısmıyla ikili temaslar gerçekleştirmeyi ve çeşitli konularda da görüş alışverişinde bulunmayı da öngörüyorum. Sorularınız varsa cevap vereyim.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanım; sabrınıza sığınarak üç ayrı soru sormak istiyorum. Prag'daki temaslarınız sırasında biliyoruz ki Azerbaycan ve Ermenistan cumhurbaşkanlarıyla ayrı ayrı görüşeceksiniz ancak, üçlü bir görüşme olabilir mi, böyle bir plan var mı en azından? Öncelikle bunu sormak istiyorum. Devlet Denetleme Kurulu'nu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın da denetlenmesi konusunda görevlendirmenizde, kamuoyundaki telefon dinlemeleriyle ilgili rahatsızlık etkili oldu mu, böyle bir değerlendirme yapılabilir mi? Bir de; Mardin'deki saldırının ardından koruculuk sistemi tekrar tartışmaya açıldı. DTP lideriyle de görüştünüz. Bu konu da görüşmenizde gündeme geldi mi? Sizce bu sistem gözden geçirilmeli mi? Eşiniz de yarın bölgeye gidiyor bildiğimiz kadarıyla. Sizin de bir olası ziyaretiniz söz konusu olabilir mi?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Öncelikle Prag'da ikili görüşmeler yapacağım dedim. Bunlar, Sayın Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le ve ayrıca da Ermenistan Cumhurbaşkanı Sayın Sarkisyan'la olacaktır. Bu görüşmeler ayrı ayrı olacaktır.

Soru : Üçlü?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Böyle planlanmış bir şey yoktur. Ayrı ayrı görüşmeler yapacağız. Diğer konular, doğrusu tartışılan konulardır. Devlet Denetleme Kurulu, kendi programı çerçevesinde biliyorsunuz, Anayasa gereği kendisine verilen görevleri yerine getirmekte ve bununla ilgili de başından program yapmakta, çalışma programını yapmakta ve bunu duyurmaktadır. Bu konular daha önce hep duyuruldu. Bu çerçeve içerisinde bütün bu denetlemeler yapılır; buralarda aksaklıklar, noksanlıklar, tavsiyeler; bunlar kapsamlı bir şekilde ortaya çıkar. Dolayısıyla bugün bir yerde bir şey oldu; onun üstüne giden bir teftiş kurulu şeklinde değildir. Kendi programını açıklamıştır, bu program içerisinde de bildiğiniz gibi birçok kurum vardır. O çerçeve içerisinde bunlar yapılacaktır. Maalesef Mardin'deki olay çok üzücüdür, dün de açıkladığım gibi. Tamamen cehaletle ilgili bir iştir bu, tamamen cehaletle ilgilidir. Bunların giderilmesi için şüphesiz ki eğitim en önemli konudur. Eşimin ziyareti Urfa'da daha önce bir kitap okuma programı çerçevesinde düzenlenmiş bir ziyarettir.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanım; aynı sorunun devamı olarak; bu Mardin'de yaşanan ve 44 kişinin hayatını kaybettiği olayın ardından bölgede koruculuk sistemi tartışılmaya başlandı ve korucuların eli silahlı olmasının da bu tür olaylara sebep olduğu konuşuluyor. Bu konuda sizin görüşünüz nedir? Koruculuk sisteminin tartışmaya açılması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sayın Cumhurbaşkanımız : Bu konular doğrusu ayaküstünde konuşulacak konular değildir. Bunların uzmanları, devletin organları vardır, bütün bunları hep değerlendirirler. O çerçeve içinde konuşulacak konulardır. Yani bir olaya hemen dayandırarak söylenecek şeyler değildir. Çünkü bu da büyük bir sistemdir Türkiye'de. Bunun varsa aksaklıkları, noksanlıkları; bunlar tabii ki gözden geçirilebilir. Sistemin eksiklikleri neyse bunlara bakılabilir. Ama bunların yani bir kişinin görüşü olarak hemen böyle ortaya çıkmaması gerekir. Bunlar en iyi şekilde değerlendirmeyle yapılır. Çünkü bu nihayette bir güvenlik boyutu olan bir meseledir. O açıdan bu konulara dikkatli bir şekilde bakarak ne yapılacaksa yapılması gerekir. Eminim ki hep öyle olacaktır.

Demin herhalde sorunuzun birinde vardı. Ben bugün yaptığım görüşmelerde bu konuları tabii ki ele almadım. Ayrıca şunu da ifade etmek isterim bu vesileyle: Çünkü gazetelerde görüyorum. Ve hatırlayacaksınız, geçen sene de siyasi partilerin liderleriyle bir araya gelip önemli konuları, onlarla istişare etmiştim. Bunlar günlük meseleler değildir. Yine 23 Nisan'dan sonra bu anlayış çerçevesi içerisinde sayın parti liderlerini davet edip onlarla görüşmelerde bulundum. Grubu olan partilerin liderlerini çağırdım. Gazetelerde gördüğüm kadarıyla görüşmeler sadece anayasa değişikliği gibi bir konu üzerine oturtuluyor biraz. Böyle değildir. Belki de en az konuştuğumuz mevzu, anayasa mevzuudur. Ayrıca yine gazetelerde gördüm; Cumhurbaşkanının görev süresi 5 sene mi, 7 sene mi; bunlar bizim konuştuğumuz konular da değildir. Yani bunlar gündeme gelen konular da değildir. Türkiye'nin büyük meseleleri, hükümetleri aşan, Türkiye'nin önceki ve sonraki büyük meseleleridir -bunlar bütün hükümetlerin süresi içerisinde olan meselelerdir- ele aldığımız konular. O konuları hep ele aldık, gayet de faydalı oldu. Ben de memnun oldum, sayın siyasi parti liderleri de gayet memnun oldular bu istişare sürecinden. Evet, dolayısıyla o konu bu görüşmelerde gündeme alınmış bir konu değildir. Peki, teşekkür ediyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı