Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Klaus İle Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısı

29.04.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımızın Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptıkları açıklama aşağıda sunulmaktadır:
"Değerli Basın Mensupları,
Sayın Cumhurbaşkanı Klaus'un da söylediği gibi, 2006 yılında kendileri Türkiye'yi ziyaret etmişlerdi. Ben de davetlerine icabet ederek şimdi buradayım, bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Gösterilen misafirperverlik için çok teşekkür ediyorum. Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasında mükemmel ilişkiler vardır. Bu ilişkiler her konuda söz konusudur. Bu ziyaretler vesilesiyle, ilişkilerimizi daha da güçlendiriyoruz, daha da ileri düzeye taşıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın da bahsettikleri gibi, bugün yaptığımız görüşmelerde ticari konular, yatırımlar ile ilgili konular; turizm-kültür konuları ve aramızdaki siyasi istişareler, bunlar hep ikili konular olarak gözden geçirilmiştir.
Çek Cumhuriyeti, Avrupa Birliği dönem başkanlığını yapmaktadır. Bundan dolayı da Avrupa Birliği sürecini, Türkiye'nin bu sürecini geniş bir şekilde tekrar ele alma ve karşılıklı bilgilendirme imkânı bulduk. Bunun çok faydalı olduğuna inanıyorum. Bütün Çek Cumhuriyeti hükümetlerine ve Sayın Başkana özellikle bir kez daha teşekkür ediyorum ki, Türkiye'nin üyeliği daima Çek Cumhuriyeti tarafından desteklenmiştir. Bu müzakere süreci içerisinde de eminim ki yakın istişare içerisinde olacağız. Ayrıca başkanlık dönemi içerisinde, Çek Cumhuriyeti gerçekten çok önemli toplantılara ev sahipliği yapmaktadır. Bu konularda kendilerine başarılar diliyorum. Tekrar bu ziyaret için çok teşekkür ediyorum.
SORU: İlk sorum Sayın Abdullah Gül'e olacak. Sayın Cumhurbaşkanım 8 Mayıs'ta Prag'da AB dönem başkanı olarak Çek Cumhuriyeti'nin Nabucco Projesi ile ilgili müzakerelerin ele alınacağı bir zirve toplantısı yapılacak burada. Türkiye bu toplantıya davetli mi, siz davetli misiniz ve katılacak mısınız? İkinci sorum da Sayın Klaus'a olacak. Enerji özellikle Çek Cumhuriyeti'nin dönem başkanlığında öncelik verdiği konulardan, öncelik olarak belirlediği konulardan biriydi. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki enerji başlığının müzakereye açılmamasının siyasi nedenleri olduğu yönünde değerlendirmeler var. Kendisi bu konuda ne düşünüyor, yorumlarını alabilir miyiz? Teşekkür ederim.
CUMHURBAŞKANI GÜL: Mayıs'ın 7 ve 8'inde Prag'da enerji toplantıları yapılacak, enerji zirvesi yapılacaktır. Türkiye buraya davetlidir. Buna katılacağız. Aslında biraz önce konuşmamızda Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki: "Türkiye her hafta Prag'a gelme kararı almış; ne güzel, çok sevindik" dedi. Demin belki eksik kaldı. Görüşmelerimizde enerji konusuna da çok önem veriyoruz. Nabucco Projesi ile ilgili Türkiye bu konuda çok kararlıdır. Çünkü bunun teknik değerin ötesinde, stratejik siyasi önemi vardır. Ümit ediyoruz ki, çok yakında da hükümetler arasında bununla ilgili bir mutabakat zaptı imzalanacaktır.
CUMHURBAŞKANI KLAUS: İzninizle ben de enerji başlığının açılıp açılmayacağı konusundaki sorunuza yönelik bir cevap vermek istiyorum. Ben bu sorunuzu tam olarak yanıtlayamayacağım fakat, bu konunun o kadar önemli olmadığını düşünüyorum. Başlıkların açılması, kapanması ve müzakere edilmesi, görüşülmesi sorumlu yetkililerin, memurların bir oyunudur. Önemli bir konu değildir. Önemli olan siyasi iradedir ve ben Türkiye'nin Avrupa Birliği entegrasyon sürecine katılımı konusunda siyasi irademi sergiledim.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanı Gül'e yöneltmek istediğim bir sorum olacak. Nabucco Projesi'nin geleceğini ne şekilde algılıyorsunuz? Özellikle gündemdeki son günlerin siyasi gelişmeleri ışığında Türkiye ile Ermenistan arasındaki siyasi ilişkilerin ısınması söz konusu ve bu bölgedeki diğer siyasi gelişmeler doğrultusunda Nabucco Projesi'nin geleceğini ne şekilde görüyorsunuz?
CUMHURBAŞKANI GÜL: Nabucco konusu bildiğiniz gibi, Avrupa'ya güvenli bir şekilde gaz temini ile ilgili bir arterdir. Bunun proje safhası da düşünüldü. Esas kaynaklar, Kafkasya, Azerbaycan, Türkmenistan, bütün buralardaki kaynaklardır. Bu konu üzerinde çalışılmaktadır. Bu aynı zamanda tabiî ki Kafkasya'daki ülkelerin de, enerji kaynaklarını Avrupa'ya bağlamaları açısından, onlar için de stratejik öneme haizdir. Burada şu an esas çalışılan taraf, oradaki kaynakların yeterli olup olmadığı ile ilgili meselelerdir. Ama bu boru hattının beslenmesi ile ilgili Türkiye üzerinden başka kaynaklar da söz konusudur. Özellikle Irak üzerinden gelecek olan yeni gaz boru hatları üzerinde çalışılmaktadır. Irak ile Türkiye arasında bir petrol boru hattı vardır. Buna paralel yeni bir gaz boru hattının yapılması, Irak hükümeti ile Türkiye hükümeti arasında çalışılan bir konudur. Arap doğalgazının da Türkiye üzerinden yine Avrupa hatlarına bağlanması ile ilgili uzun zamandır çalışmalar vardır. Arap doğalgazı da Türkiye'ye 40 kilometreye kadar yaklaşmıştır.
Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme çalışmaları, herhangi bir şekilde Azerbaycan'ın aleyhine çalışmalar değildir. Aynı zamanda bütün bu çalışmalar; hem Azerbaycan içindir, hem Türkiye içindir, hem de bütün Kafkaslardaki istikrarın daha çok temini ile ilgilidir.
Birçok donmuş problemler vardır bildiğiniz gibi. Bunlardan biri Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerdir, diğeri Azerbaycan'ın işgal altında olan topraklar ile ilgili meselelerdir. Kafkaslarda yeni ortaya çıkan durum karşısında, hepimizin, herkesin gerçekçi olup, bu bölgenin bir istikrar bölgesi, işbirliği bölgesi haline çevrilmesi için yoğun bir diplomasi dönemini yaşıyoruz. Dolayısıyla bunların Nabucco Projesi ile ilgili bir olumsuz yanı söz konusu değildir; tam tersine, Kafkaslarda istikrar ve problemlerin çözümüne ulaşıldığında, daha çok işbirliği olacağı için, bu işler daha da kolay olacaktır."
Yazdır Paylaş Yukarı