NATO Zirvesi Sonrası Düzenlenen Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama
04.04.2009
"Değerli Basın Mensupları,
NATO'nun 60. yıldönümüne rastlayan Zirve toplantısını bugün tamamladık. Bununla ilgili açıklamalar yapıldı. Biliyorsunuz çok önemli konular ele alındı. Ama her şeyin başında bu toplantıya ev sahipliği yapan Fransa ve Almanya'ya hepimizi misafir ettikleri için teşekkür etmek istiyorum,
Ayrıca bu zirveye üye olarak katılan Arnavutluk ve Hırvatistan'ı da tebrik ediyorum. Biz NATO'nun açık kapı politikasını başından beri destekledik. Arnavutluk ve Hırvatistan'ın da katılmasının NATO'ya güç vereceğine inandık. Dolayısıyla onlar da şimdi ittifakın içindeler. Umut ediyoruz ki çok uzamadan Makedonya da ittifakın içerisine girer. Onlar içine girmeden, bu ivmenin eksik olacağı kanaatindeyiz.
Sizler de biliyorsunuz ki, NATO stratejik bir dönüşüm içerisindedir. Ve NATO dünyanın en güçlü güvenlik ve savunma işbirliği teşkilâtıdır. Sadece üye ülkelerin savunması ile ilgili değil, üye ülkelerin dışındaki bölgelerde de barış için, istikrar için önemli çabalar, gayretler içerisindedir ve hatta operasyonları vardır. Afganistan'dan Kosova'ya, Bosna'ya kadar bütün buralarda NATO dünya barışı için, istikrarı için büyük fedakârlıklar yapmaktadır, gayretler sarf etmektedir. Türkiye'de 1952 yılından beri NATO'nun bir üyesi olarak bu faaliyetlerin içerisinde büyük bir gururla yer almaktadır.
Yine bildiğiniz gibi, NATO köklü gelenekleri ve teamülleri olan bir kuruluştur. Uzlaşma kültürüne bağlı mutabakat çerçevesi içerisinde hep kararlar alınmaktadır. Bir savunma işbirliği teşkilâtında da mutabakat tabiî ki en önemli ilke ve unsurdur. Bazen bunlar uzun, bazen sancılı olmaktadır. Ama neticede uzlaşma ve mutabakatla, ittifakla kararlar ortaya çıkmaktadır. İşte bu kritik dönemde, NATO'nun yeni işlevler üstlenmeye hazır olduğu bir dönemde yeni genel sekreter de şüphesiz ki çok önemliydi.
Bu çerçeve içerisinde gerek Sayın Başbakanımız, gerek ben; görüşlerimizi bazen basının önünde, bazen de basın olmadığı yerlerde ilgili muhataplarımızla gayet açık, gayet net bir şekilde hep paylaştık. Bizim en temel önceliğimiz şu oldu; NATO'nun misyon, ilke ve itibarının korunması ve geliştirilmesi. Hep buradan hareket ettik. Dün gece yarısına kadar bu çerçevede gerçekten çok çetin görüşmelerimiz oldu. Toplantılar uzadı, herkes fikrini söyledi. Ben de görüşlerimizi gayet açık ve net bir şekilde muhataplarımla paylaştım. Bizim görüşlerimize ve kaygılarımıza hak verildiğini görmekten de büyük bir memnuniyet duydum. Bunu ifade etmek isterim.
Müttefiklerimiz Türkiye'nin ileri sürdüğü argümanları hep kabul etmişlerdir. Bunları hep değerli bulmuşlardır. Ama dün akşam bir neticeye ulaşamadık. Bugün sabah çalışmalara tekrar başladık. Özellikle ABD Başkanı Obama ile ikili uzun bir görüşme yaptık. Bu görüşmenin çok faydalı olduğunu ve bir anlayış birliğine vardığımızı ifade etmek isterim. Daha sonra da Danimarka Başbakanı Sayın Rasmussen katıldı. Üçlü olarak yine bu görüşlerimizi geniş bir şekilde tekrarladık ve paylaştık
Neticede bizim kaygılarımızın giderildiğini ve isteklerimizin kabul edildiğini görünce, NATO'nun gelenekleri ve kültürü gereği mutabakata ulaştık. Bu konuda özellikle ABD Başkanı Sayın Obama'ya katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Yeni seçilen Genel Sekreter Rasmussen'e de başarılar diliyorum. Hep beraber yakın bir işbirliği içinde olacağız.
Demin söylediğim gibi NATO'nun misyonu, ilkeleri ve başarısı için hep beraber uğraşacağız ve NATO'nun barış, istikrar getirmesi için de hep beraber gayret sarf edeceğiz. "
NATO'nun 60. yıldönümüne rastlayan Zirve toplantısını bugün tamamladık. Bununla ilgili açıklamalar yapıldı. Biliyorsunuz çok önemli konular ele alındı. Ama her şeyin başında bu toplantıya ev sahipliği yapan Fransa ve Almanya'ya hepimizi misafir ettikleri için teşekkür etmek istiyorum,
Ayrıca bu zirveye üye olarak katılan Arnavutluk ve Hırvatistan'ı da tebrik ediyorum. Biz NATO'nun açık kapı politikasını başından beri destekledik. Arnavutluk ve Hırvatistan'ın da katılmasının NATO'ya güç vereceğine inandık. Dolayısıyla onlar da şimdi ittifakın içindeler. Umut ediyoruz ki çok uzamadan Makedonya da ittifakın içerisine girer. Onlar içine girmeden, bu ivmenin eksik olacağı kanaatindeyiz.
Sizler de biliyorsunuz ki, NATO stratejik bir dönüşüm içerisindedir. Ve NATO dünyanın en güçlü güvenlik ve savunma işbirliği teşkilâtıdır. Sadece üye ülkelerin savunması ile ilgili değil, üye ülkelerin dışındaki bölgelerde de barış için, istikrar için önemli çabalar, gayretler içerisindedir ve hatta operasyonları vardır. Afganistan'dan Kosova'ya, Bosna'ya kadar bütün buralarda NATO dünya barışı için, istikrarı için büyük fedakârlıklar yapmaktadır, gayretler sarf etmektedir. Türkiye'de 1952 yılından beri NATO'nun bir üyesi olarak bu faaliyetlerin içerisinde büyük bir gururla yer almaktadır.
Yine bildiğiniz gibi, NATO köklü gelenekleri ve teamülleri olan bir kuruluştur. Uzlaşma kültürüne bağlı mutabakat çerçevesi içerisinde hep kararlar alınmaktadır. Bir savunma işbirliği teşkilâtında da mutabakat tabiî ki en önemli ilke ve unsurdur. Bazen bunlar uzun, bazen sancılı olmaktadır. Ama neticede uzlaşma ve mutabakatla, ittifakla kararlar ortaya çıkmaktadır. İşte bu kritik dönemde, NATO'nun yeni işlevler üstlenmeye hazır olduğu bir dönemde yeni genel sekreter de şüphesiz ki çok önemliydi.
Bu çerçeve içerisinde gerek Sayın Başbakanımız, gerek ben; görüşlerimizi bazen basının önünde, bazen de basın olmadığı yerlerde ilgili muhataplarımızla gayet açık, gayet net bir şekilde hep paylaştık. Bizim en temel önceliğimiz şu oldu; NATO'nun misyon, ilke ve itibarının korunması ve geliştirilmesi. Hep buradan hareket ettik. Dün gece yarısına kadar bu çerçevede gerçekten çok çetin görüşmelerimiz oldu. Toplantılar uzadı, herkes fikrini söyledi. Ben de görüşlerimizi gayet açık ve net bir şekilde muhataplarımla paylaştım. Bizim görüşlerimize ve kaygılarımıza hak verildiğini görmekten de büyük bir memnuniyet duydum. Bunu ifade etmek isterim.
Müttefiklerimiz Türkiye'nin ileri sürdüğü argümanları hep kabul etmişlerdir. Bunları hep değerli bulmuşlardır. Ama dün akşam bir neticeye ulaşamadık. Bugün sabah çalışmalara tekrar başladık. Özellikle ABD Başkanı Obama ile ikili uzun bir görüşme yaptık. Bu görüşmenin çok faydalı olduğunu ve bir anlayış birliğine vardığımızı ifade etmek isterim. Daha sonra da Danimarka Başbakanı Sayın Rasmussen katıldı. Üçlü olarak yine bu görüşlerimizi geniş bir şekilde tekrarladık ve paylaştık
Neticede bizim kaygılarımızın giderildiğini ve isteklerimizin kabul edildiğini görünce, NATO'nun gelenekleri ve kültürü gereği mutabakata ulaştık. Bu konuda özellikle ABD Başkanı Sayın Obama'ya katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Yeni seçilen Genel Sekreter Rasmussen'e de başarılar diliyorum. Hep beraber yakın bir işbirliği içinde olacağız.
Demin söylediğim gibi NATO'nun misyonu, ilkeleri ve başarısı için hep beraber uğraşacağız ve NATO'nun barış, istikrar getirmesi için de hep beraber gayret sarf edeceğiz. "
