Irak Cumhurbaşkanı Talabani İle Düzenledikleri Ortak Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

23.03.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Basın Mensupları,
Önce Sayın Cumhurbaşkanı Talabani'ye teşekkür ediyorum, bize gösterilen yakın dostluktan dolayı da duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyorum. Bu vesileyle siz basın mensupları vasıtasıyla da bütün Irak halkına, Türk halkının en samimi sevgilerini, duygularını, desteklerini, muhabbetlerini iletmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Talabani'nin davetine icabetle bugün Bağdat'tayım. İki günlük resmi ziyarette bulunuyorum. Bu ziyaretim, Türkiye'den 33 yıl sonra, Irak'a yapılan ilk resmi ziyarettir. Ayrıca bundan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Bu ziyaretimde bana değerli bakanlar, değerli diplomatlarımız ve seçkin bir heyet iştirak etmiştir. Ve inanıyorum ki bu ziyaretimiz, dost ve komşu Irak ve Türkiye arasında, yeni bir sayfanın açılmasına yol açacaktır. Türkiye ve Irak, tarihten gelen dostluk, işbirliği ve beraberlik içindedir. Ortak kültürümüz, tarihimiz, ortak inançlarımız vardır.
Irak son dönemlerde, önemli bir süreç içerisinde olmuştur. Bu süreci geçirirken, Irak'ın birlik beraberliğini korumasına, huzurunu korumasına, Türkiye çok önem vermektedir. Irak'ın kendi içindeki farklılıklarını zenginlik olarak görüp, dayanışma içerisinde, Irak'ı daha güçlü yapmak ve Iraklıların refahını arttırmak, her şeyden önce gelmektedir. Bir ülkenin komşusu zor günlerden geçerken, kendisinin huzurlu olması, rahat olması mümkün değildir. Bize kardeş ve komşu olan Irak'ın geçtiği zor süreçte, yaşadığı acıları, sıkıntıları, daima yakından hissettik ve bir an önce Irak'ın bu zorlukları aşması için de elimizden gelen her türlü desteği, Irak'a verdik, vermeye devam edeceğiz. Acıların sona ermesi ve Irak'ın güçlü bir şekilde bu süreci geçirmesini arzu ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Talabani'nin başkanlığında, Sayın Cumhurbaşkanı'nın yardımcıları Sayın Adil Abdelmehdi, Sayın Tarık El Haşimi ve değerli bakanlarla birlikte çok değerli, faydalı ve samimi bir heyetler arası görüşme yaptık.
Bu görüşmelerde, ilişkilerimizi her alanda gözden geçirdik. Ve siyasi iradelerimizi ortaya koyduk, -ki ilişkilerimizi her alanda daha ileriye taşıyacağız.- Ekonomik alanda biraz önce imzaladığımız anlaşma, yeni Irak'ın imzaladığı bu nevi ilk anlaşmadır. Ekonomik alandaki işbirliğimizin çatısını, çerçevesini ve hukuki alt yapısını oluşturduk. Yaptığımız görüşmelerde, 5 milyar dolar olan mevcut ticaret hacmimizin kısa süre içerisinde, 2 yıl içerisinde, 20 milyar dolara çıkartabileceğimize ortak kanaat getirdik. Bunu kolaylaştırmak için her türlü tedbirleri ve gerekli işleri yapmaya karar verdik.
Enerji konusunda, çok geniş bir işbirliği alanı olduğunu bir kez daha karşılıklı teyit ettik. Petrol, gaz çıkarmaları ve bunların Türkiye üzerinden boru hatlarıyla nakli konusunda da mutabakata vardık ve bunları geniş bir şekilde çalışma kararı verdik. Daha önce başbakanlarımız arasında da varılan mutabakat neticesinde yüksek seviyeli stratejik işbirliği konseyi kurulmuştu. Bunun toplantıları yakında başlayacak. Güvenlik konularında da ilişkilerimizi tekrar gözden geçirdik. Bu konuda sorun olan bütün unsurları aramızdan çıkartmaya bir kez daha karar verdik. Askerlerimiz arasındaki, emniyet güçlerimiz arasındaki güvenlik konusundaki çalışmalara da hepimiz bir kez daha desteklediğimizi açıkladık ve bu konuda güzel çalışmalar yapıldığını görmekten memnuniyet duyduk.
Özet olarak birbirini gayet iyi anlayan Irak ile Türkiye arasındaki ilişkileri çok daha ileriye götürme kararlılığımızı, heyetler arasında sayın bakanlar, değerli devlet görevlileri hep beraber kararlaştırdık. Ve bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanı Talabani'ye ve değerli arkadaşlarına, bize gösterdikleri bu yakın dostluktan dolayı teşekkür ediyorum. Ve Türk halkının, Irak halkına olan sevgisini bir kez daha tekrarlıyorum. Ve Irak halkının zor günlerinde daima Türkiye olarak yanlarında olacağımızı bir kez daha söyleyerek, herkese sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Soru: İlk sorum Sayın Cumhurbaşkanı Gül'e; Irak'ın bir parçası olan Kürt bölgesel hükümetinden, Kuzey Irak Kürt bölgesel hükümetinden ne bekliyor? Sayın Talabani'ye sorum da Irak hükümeti PKK terörünün aramızdan çıkması için, Türk-Irak ilişkilerinin bulunan unsuru olarak aramızdan çıkması için, Türkiye'ye nasıl bir destek sağlamayı düşünüyor? Destek sağlayacak mı? Bu çıkacak mı bu toplantıdan?
Cumhurbaşkanı Gül: Biz önce Irak'ın bütünüyle, bir iletişim içerisindeyiz ve bu çerçeve içerisinde güçlü bir güvenlik komitesi vardır. Güçlü güvenlik komitesi, Türkiye-Irak-ABD arasında terörle mücadele konusunda da çalışmalar yapmaktadır. Ve bu çalışmaları takdir ediyoruz. Ama şu da bir gerçektir ki, terör örgütünün kampları ve yerleri Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesinde olduğu için onların da bu konudaki desteği çok önemlidir. Ben inanıyorum ki, Türkiye ile Irak arasındaki işbirliğinin çok daha ileriye götürülmesi gerektiği bir dönemde, bu tip sıkıntılı unsurları aradan çıkartmanın zamanı çoktan gelmiştir. Terör ve terörü yapanlar, Sayın Cumhurbaşkanı Talabani'nin de sık sık söylediği gibi, aramızda bir beladır bunlar. Dolayısıyla bunların aradan çıkması gerekiyor. Terörü tamamen yok etmek için her türlü çalışmanın hep beraber yapılması gerektiğine inanıyorum. Kapsamlı bir çalışma gerekir. Burada herkese iş düşer. Şüphesiz ki terör örgütünün, önde gelenlerinin ve kamplarının bulunduğu yerde sorumlu olanlara çok daha fazla iş düşmektedir. Bu konuda da ben herkesin iyi niyet içerisinde olduğunu biliyorum. Bu konuda Bağdat'taki merkezi yönetim başta olmak üzere, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesinin liderleri, onların da böyle iyi bir anlayış içerisinde, bir çalışma içerisinde olduklarını, olacaklarına inanıyorum.
Irak Cumhurbaşkanı Talabani: Eski dostumuz Mehmet Ali Birand, bizim tutumumuzu çok iyi bilmektedir. Fakat biraz bunu izah edeyim. Her şeyden önce Irak Anayasası silâhlı kuvvetlerin, yabancı silâhlı kuvvetlerin topraklarında bulunmasını yasaklamaktadır. Tabii bu çerçeve içerisinde silâhlı örgütler ve bu arada PKK'nın Irak topraklarında bulunması da anayasal çerçeve içerisinde yasaklanmış durumdadır. Biz şimdi bu amacı gerçekleştirmek için şunları yapmaktayız: Her şeyden önce, PKK'nın bölgedeki çalışmalarıyla ilgili olarak, bir üçlü mekanizma var. Türkiye-Amerika ve Irak arasında bu mekanizma, bu çalışmaları yakından takip etmektedir. Aynı zamanda, merkezi Bağdat'ta bulunan, daimi bir kurul veya komisyon vardır, bu işle ilgili olarak. Yine aynı şekilde Erbil'de bundan dallanan daimi bir alt kurul var, şubesi var.
İkinci alan ise propaganda çalışmalarıdır. Bugün bu çağda artık terör faaliyetlerinin yapılmasının doğru olmadığını, basın çerçevesi içerisinde dile getiriyoruz ve o olayların, o halkın adına yapılmasının da, o halka zarar verdiğini dile getirmekteyiz. Belki Sayın Birand'ın bilgisi yoktur, PKK'nın Kuzey Irak'ta bulunması, 500 köy halkının o köylere dönmesini engelledi. Bu insanlar hali hazırda diğer bölgelerde evsiz barksız olarak bulunmaktadırlar. Biz onların köylerine dönmelerini ve köylerini onarmasını istiyoruz tabii. Bizim çıkarımız doğrultusundadır, şunu tekrar tekrar söylüyoruz, daha önce de dile getirdik, ya silâhlı mücadeleyi terk edecekler ya da ülkemizi terk edecekler. Temenni ederiz ki birinci çözümü kabul etsinler. O da silâhlı mücadeleyi veya silâhları bırakmaları. Özellikle de bilindiği üzere Türkiye demokratik bir aşamadan, bir süreçten geçmektedir. Bilindiği üzere Türkiye'de açık bir şekilde parti düzeyinde çalışmalar sürdürülmektedir. Politik, basın ve parlamenter düzeylerde çalışmalar sürdürülmektedir. Bundan dolayı da esasında bu terör olayları Iraklı Kürtlere verdiği zarar kadarının aynısını, şüphesiz ki Türk tarafındaki, Türk, Kürt ve Arap kardeşlerimize de vermektedir.
Soru: Sorumu Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yöneltiyorum. Acaba bu ziyaretiniz, iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi güçlendirilmesi için mi düzenlendi?
Cumhurbaşkanı Gül: Evet, aslında Irak ve Türkiye arasında çok tarihi ilişkiler vardır. Hatta bir zamanlar hepimiz bir milletin parçalarıydık. Beraber yaşadık. Bu kadar birbirine ortak olan insanlar, siyasi olarak da birbirlerini her konuda desteklemeli. Güvenlik konularında sorunlarını çözmeli. Ve bu bölgede, büyük bir ekonomik işbirliğini geliştirmemiz gerekir. Bizler niye varız? Temsil ettiğimiz haklarımızı, milletlerimizi mutlu etmek, mesut etmek için varız. O bakımdan bu ziyaret ilişkilerimizi her hususta daha da ileriye götürmenin en önemli çerçevesini oluşturmaktır.
Yazdır Paylaş Yukarı