Irak'tan Dönüşlerinde Esenboğa Havalimanı'nda Yaptıkları Açıklama

24.03.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Değerli Basın Mensupları,
Irak'a yaptığımız iki günlük resmi ziyaretin ardından Türkiye'ye dönmüş bulunuyoruz. Ziyaret sırasında Irak Cumhurbaşkanı Talabani ile kapsamlı görüşmeler yaptım. Ayrıca Cumhurbaşkanı Yardımcıları Abdül Mehdi ve Tarık Haşimi'yi, Başbakan Maliki'yi, bazı bakanları, Irak'ın Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani'yi ve Irak Parlamentosundaki Türkmen milletvekillerini kabul ettim. Bu ziyaretim Türkiye'den Irak'a yapılan, 33 yıl sonra yapılan ilk cumhurbaşkanı ziyaretidir. Ayrıca savaştan sonra Irak'ın başından geçenleri hep beraber takip ettiğimiz için bu ülkeye iki günlük ilk defa bir devlet başkanı ziyareti gerçekleştirilmiştir. Bu kadar kapsamlı bir ziyaret ilk defa dünyadan yapılmıştır Irak'a. Bütün bu açılardan da baktığımızda, tarihi bir ziyaret olmuştur. Ve Türkiye olarak komşumuz Irak'ın normalleşmesine, istikrarını korumasına en üst seviyede bu şekilde destek verilmiştir. Yaptığım görüşmelerde -gerek baş başa, gerekse heyetler arasında- Türkiye ile Irak arasındaki birçok konuları ele aldığımız gibi, bölgemizi ilgilendiren yine önemli konuları da gözden geçirme fırsatını bulduk. Irak'la ikili ilişkilerimiz bahsinde özellikle siyasi ilişkilerimizi gözden geçirdik. Ve Irak yeniden yapılanırken, yeniden kurulurken Türkiye'nin desteğinin komşusunun yanında olduğunu, Irak içerisindeki bütün gruplara Türkiye'nin aynı mesafede yakınlık gösterdiğini ve bir an önce Irak'ın içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulup, Irak'ın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini güçlendirerek, muhafaza ederek bu krizlerden, sıkıntılardan çıkması gerektiğini kendilerine anlattık. Bildiğiniz gibi bu yıl önemli gelişmeler olmuş, en son genel mahalli seçimler yapılmıştır. Amerikan askerlerinin işgali sona erdirmesiyle ilgili Sofa Anlaşması yapılmıştır ve belli bir tarihte Amerikan askerleri tamamen Irak'ı terk edecektir. Ve bu süre içerisinde Irak'ın kendi milli ordusu kurulmaktadır. Bu konuda da yine Türkiye'nin, Irak'ın yanında destek olduğu ve olacağı kendilerine anlatılmıştır. Görüşmelerimizde diğer önemli, en önemli konulardan biri ekonomik konular olmuştur. Türkiye ve Irak, birbirini tamamlayan -ekonomik açıdan- ülkelerdir. Ticaret hacmimiz şu anda 5-6 milyar dolar civarındadır. Ama 2011 yılında 20 milyar dolara çıkartmayı kararlaştırdık ve bu konuda mutabakata vardık. Ayrıca Irak ve Türkiye arasında Kapsamlı Ekonomik İşbirliği Anlaşması'nı imzaladık. Bu anlaşma, Irak'ın bu çerçevede imzaladığı ilk anlaşmadır. Yeni Irak'tan bahsediyorum. Böyle bir anlaşmayı hiç kimseyle imzalamamışlardır. Türkiye açısından da, gerçekten bizim imzaladığımız en kapsamlı ekonomik işbirliği anlaşması olmuştur. Özellikle işadamlarımızın, müteahhitlerimizin geleceklerini ve Irak'la yapacakları işlerdeki güvenliklerini ve güvencelerini garanti altına alan çok önemli maddeler içermektedir. Yine yaptığımız görüşmelerde başta enerji sektörü olmak üzere, gaz ve petrol konularında Türk işadamlarının, Türk firmalarının Irak'ta faaliyet göstermeleri ve yine Irak'tan Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve başka yerlere gaz boru hatları yapılması konuları da geniş bir şekilde konuşulmuş ve bu konuda birçok işadamı da katılmıştır. Özellikle bu konularla ilgilenenler, onlar da bakanlar, ilgili çevrelerle çok iyi noktalara gelmişlerdir. Bu konularda Sayın Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, ilgili bütün bakanlarla görüşmüş, konuşmuş ve çok kapsamlı -belki şimdiye kadar hiç yapılmayan- kapsamlı ekonomik görüşmeler yapılmıştır. İnanıyoruz ki, kısa süre içerisinde Türkiye'nin Irak'a olan ihracatı, ticareti hızlı ve süratli bir şekilde artacaktır. Yine bu görüşmeler çerçevesinde, savunma sanayii işbirliği konusunda zırhlı araçlar, lokomotif satışı, müteahhitlik hizmetleri ve Irak'ın telekom altyapısıyla ilgili de önemli görüşmeler yapılmış ve ön mutabakatlar sağlanmıştır. Diğer çok önemli bir konu, güvenlik konuları olmuştur görüşmelerimizde. Güvenlik, her zaman söylediğimiz gibi, her şeyin başıdır. Bu konuda hem Irak'ın hem Türkiye'nin terörle mücadelesi vardır. Bu konuda Irak hükümetiyle Türkiye arasında kararlı bir tavır söz konusudur. Bununla ilgili zaten gerek içişleri bakanları arasında, gerekse Silahlı Kuvvetlerimiz ile onların silahlı kuvvetleri arasında hep görüşmeler yapılmıştır. Biliyorsunuz geçenlerde Genelkurmay İkinci Başkanı Irak'ı ziyaret etmiştir. Onların Genelkurmay Başkan Yardımcıları Türkiye'ye gelmiştir. Bütün bu konularda çok iyi bir anlayış söz konusudur. Terörle mücadele, güvenlik meselelerinin tabii başında gelen önemli konudur. Terörle mücadele etmek için gerek merkezi hükümet, gerekse Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle yaptığım görüşmelerde bu konu gayet açık seçik bir şekilde ele alınmış, kararlı bir şekilde konuşulmuş ve bu konuda da olumlu gelişmelerin olacağını beklemekteyiz. Çünkü tarihi bir fırsat, herkes için de geçerlidir. Bu fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi ve Irak'ın kuzeyinde yerleşmiş olan terör örgütünün tamamen aradan çıkartılmasıyla ilgili çalışmaların kapsamlı bir şekilde yapılması ve bununla ilgili kendi aramızda takip mekanizmaları, bütün bunlar zaten kurulmuştur, mevcuttur. Bu konuyla ilgili de Sayın İçişleri Bakanımız yine muhataplarıyla çok önemli görüşmeler yapmıştır. Şüphesiz ki Irak'ın ne kadar zor dönemden geçtiğini herkes biliyor. Ben Bağdat'ı yıllar önce görmüştüm. Bu sefer görünce insan tabii ki gerçekten büyük bir üzüntü duyuyor, elem duyuyor. Hepsine kolaylık diliyoruz. Hiç kimsenin başına da bu tip sıkıntıları Allah vermesin açıkçası gerçekten, üzülünülecek durumda. Benimle beraber eşim de bu ziyarete katılmıştı. Irak'taki hastaneler, annesiz-babasız çocuklarla yaptığı hep görüşmelerde Irak'ta 3 milyon yetim çocuğun olduğunu öğrendik. Bütün bunlar herkese de tabii ders olmalıdır. Bu görüşmelerin ve bu ziyaretin gerçekten çok faydalı olduğunu burada ifade etmek isterim. Sadece bizim için değil, Iraklılar içerisinde çok önemli olmuştur. Irak'ın içerisinde bildiğiniz gibi birçok bölünmeler, birçok kendi renkleri, farklılıkları vardır. Benim bu ziyaretim vesilesiyle hepsi de bir araya gelme imkânını bulmuşlardır. Ve bundan dolayı da Türkiye'ye hep müteşekkir olmuşlardır. Yine şunu da ifade ederek bitirmek istiyorum sözlerimi: Bağdat Büyükelçiliğimizi hep beraber ziyaret ettik. Bağdat Büyükelçiliğimiz bildiğiniz gibi Irak'ta savaşın en şiddetli olduğu dönemlerde bile kapatılmayan, Türk Bayrağı'nın daima dalgalandığı bir büyükelçilik olarak kalmıştır ve büyükelçilerimiz de görevlerinin hep başında olmuşlardır. Dolayısıyla Bağdat Büyükelçiliğimizi ziyaret ettik ve orada görev yapan bütün arkadaşlarımızla da gurur duyduğumuzu onlara da ifade ettik. Kısacası önemli bir ziyaret yaptık. İnanıyorum ki Irak ile Türkiye arasında bahsettiğim üç konuda da önemli sayfalar açılmıştır ve bunların hepsinin de devamı gelecektir. Sorularınız varsa cevap vereyim. Buyurun.
SORU: Irak'ın kuzeyindeki Kürt yönetimiyle ilgili olarak şimdiye kadar Türkiye'deki yetkililer ne zaman bu Kürt yönetimiyle ilgili bir konu olsa "Irak Anayasası'nda nasıl tanımlanıyorsa elbet biz de böyle tanımlayacağız." diyorlardı ama ancak Kürdistan ifadesini ilk kullanan siz oldunuz.
ABDULLAH GÜL: Aslında ben o söylediğiniz ifadeyi kullanmadım ama, demin burada da söylediğim şekilde; bu bir gerçek. Irak'ın birliğine ve bütünlüğüne en çok önem veren ülke Türkiye'dir. Irak'ın içerisinde de kendi anayasalarına göre Irak'ın kuzeyinde bir yerel Kürt yönetimi vardır, bunu söyledik. Onların o Başbakanlarıyla da görüşme yaptım. Bunlar gayet normal şeylerdir. Bunlarda bakın bir şey söyleyeyim. Duydum ki bu konularda çeşitli münakaşalar çıkıyor. Bakınız çok zor konularla uğraşıyoruz. Zor konularla uğraşırken hepimiz dikkatli olmak zorundayız ve hele hele böyle terörle mücadele ettiğimiz, zor işlerle uğraştığımız, yıllardır uğraştığımız konularda mesafeler de alınmaya başlanırken, bunlarda böyle zedeleyici, lüzumsuz tartışmalara girmenin anlamı yok, gayet açık bir şekilde söyleyeyim. Ayrıca her ülkenin kendi içerisinde kullandığı kendi dilleri vardır, kendi terminolojileri vardır, kendi kanunları, kendi anayasaları vardır; bunlar onları ilgilendirir. O açıdan biz başta bütün Irak, ayrıca tekrar altını çiziyorum Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasi bütünlüğü, bunun içerisinde kendi yönetim tarzlarına Iraklılar kendileri karar verirler. Onların Irak'ın kuzeyinde kendi yerel Kürt bölgesi vardır. Onlarla da ilişkilerimiz vardır. İlişkilerimiz özellikle tabii ki terör örgütü o bölgede olduğu için terörün oradan arınmasıyla ilgili beklentilerimiz de çoktur. O açıdan böyle bir işbirliği içerisindeyiz. Bunu bu şekilde herkesin anlamasını ve bu şekilde görmesini özellikle isterim.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım, zaten gerekli mekanizmalar kuruldu ve terörle mücadelede çok yeni adımlar atılıyor. Bundan sonraki gelişmelerden de olumlu gelişmeler bekliyoruz dediniz. Bu mekanizmalara, Irak'ın kuzeyindeki Kürt yerel yönetimi nasıl dâhil olacak, ne tür bir güvence ya da ne tür bir katkıları olacak? O görüşmeleri biraz açabilir misiniz? Ne tür destek verecekler, Türkiye ile ortak nasıl hareket edecekler?
ABDULLAH GÜL: Bu konularla ilgili sizin arzu ettiğiniz kadar açık konuşulamaz ama, belli bir süre herkesin takip etmesi gerekir. Bu süre içerisinde beklentilerin nasıl gittiğini görmek gerekir. Demin söylediğim gibi, mekanizmaları vardır. Bu konuyla ilgili; ilgili kişiler, ilgili sorumlular zaten görüşmelerini yapmaktadır. Teşekkür ederim.
Yazdır Paylaş Yukarı