5. Dünya Su Forumu Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin Sonunda Düzenlenen Basın Toplantısında Yaptıkları Açıklama

16.03.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
"Değerli Basın Mensupları,
Öncelikle 5. Dünya Su Forumu münasebetiyle İstanbul'da bulunan yabancı basın mensuplarına Türkiye'ye hoşgeldiniz diyorum.
Uluslararası düzeyde suyla ilgili en kapsamlı toplantı olan ve bu yıl beşincisi düzenlenen Dünya Su Forumu'na İstanbul'da evsahipliği yapmaktan kıvanç duyuyoruz.
Toplantıya gösterilen büyük ve yakın ilgi fevkalade memnuniyet vericidir.
20 binin üzerinde katılımcı, 100'ü aşkın ülke, yerli ve yabancı parlamenterler, yerel yöneticiler, iş dünyasının, bilimsel ve akademik çevrelerin temsilcileri, sivil toplum örgütleri, sendikalar Dünya Su Forumu'na iştirak etmek için İstanbul'a gelmişlerdir.
Bu vesileyle, Forum çalışmalarını izleyen yerli ve yabancı 1500 basın mensubuna ve tüm katılımcılara da ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Forum, uzun, kapsamlı ve özverili çalışmaların bir neticesidir. Önümüzdeki bir hafta boyunca da 100'ü aşkın panel düzenlenecek, 500'ü aşkın tebliğ sunulacaktır.
Bildiğiniz gibi bu toplantı bir hafta boyunca sürecektir. Bugün sadece zirve toplantısını yaptık, onun için bütün bu süre içerisinde esas konular, teknik konular, siyasi ve bilimsel konular hepsi tek tek ele alınacak ve hepsiyle ilgili farklı farklı fikirler muhakkak ki tartışılacaktır.
Gerçekleştirilecek çok sayıda konferans, toplantı ve oturum çerçevesinde suyla ilgili meselelerin tüm yönleriyle, en ayrıntılı şekilde ele alınacağına inanıyorum.
5. Dünya Su Forumu kapsamında İstanbul'da bir ilki gerçekleştirmenin de mutluluğunu yaşıyoruz. Bildiğiniz gibi ilk defa su konusunda böyle bir zirve toplanmıştır. Bu zirve mini zirve olmuştur, bütün devlet başkanları davet edilmemiştir ancak suyla çok yakın ilgisi olan ülkeler ilk etapta davet edilmiştir. Bu açıdan Su Forumu'nun önemli bir başlangıç olduğuna inanıyorum.
Davetimi kabul ederek farklı kıtalardan, farklı coğrafyalardan İstanbul'a gelen tüm Devlet ve Hükümet Başkanlarına, seçkin şahsiyetlere, uluslararası örgütlerin yöneticilerine bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum.
Zirve toplantımız neticesinde bir çağrı da yapılmıştır bütün dünyaya. Suyla ilgili temel prensipler, temel siyasi iradeler, suyun geleceğiyle ilgili bütün dünyanın dikkatini çekecek, sudan dolayı ortaya çıkacak büyük problemlerin şimdiden bilinmesi, hatırlanmasıyla ilgili yine bütün dünyanın bilincini artıracak bir çağrı da bulunulmuştur.
5. Dünya Su Forumu'nun önümüzdeki yıllarda gerek Türkiye için gerek uluslararası camia için önemli bir dönüm noktası, farklılıklarımızı birleştiren ve buluşturan bir toplantı olarak hatırlanacağı kanaatindeyim.
Değerli Basın Mensupları,
Siz de biliyorsunuz ki, su birçok yerde maalesef problemlerin, kavgaların odağı da olabilmektedir. Biz burada tam tersine suyun birleştirici olması, suyun faydalarının en azından konuşulması, sudan dolayı kavga değil, sudan dolayı işbirliği, sudan dolayı insanlık için ortak çalışma noktaları üzerinde durduk. Çünkü çatışmaların sonu gelmemektedir. Konuşarak, diyalogla, işbirliği ile su konusunda insanlığa daha çok yararlı olunur diye düşündük ve bütün bunları öne çıkardık.
Bugün burada dünyanın en kapsamlı su toplantısına ev sahipliği yaparken şunu da hatırlatmak istiyorum, Türkiye Kyoto Protokolü'nü onaylamış bir ülkedir. Bundan dolayı Türkiye'de çevre bilinci giderek artmaktadır. Bugün ki konuşmamda söylediğim gibi, artık herkes çevreci olmak zorundadır. Bu bir mecburiyettir, çocuklarımız için, torunlarımız için, Türkiye'nin ve dünyanın geleceği için bir mecburiyettir. Onun için bu bilincin uyanması, bu bilincin bütün nesillere yayılması dünyanın geleceği açısından çok önemli bir olaydır. Bu toplantının böyle bir konuya hizmet ettiği kanaatindeyim. Onun için bu toplantının çok büyük bir katılımla Türkiye'de yapılmasından büyük bir memnuniyet duyduk.
Şunu da hatırlatarak sözlerime son vermek istiyorum, Türkiye BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyesi olduğu süre içerisinde bütün sorunlarla yakından ilgilenecektir. BM Güvenlik Konseyi sadece savaşlarla, sadece siyasi olaylarla değil, aynı zamanda insanlığın bu tip sorunlarıyla ilgilenen bir Konsey olduğu için Türkiye'nin bu konulara ilgisi giderek çok daha artacaktır ve Türkiye insanlığın faydasına olan her konuya daha çok ilgi gösterecektir. Türkiye sadece kendi sınırları içerisindeki olaylarla ilgilenen bir ülke olmaktan çıkmıştır. Türkiye, kendisini ilgilendirmese bile insanlığı ilgilendiriyorsa, dünyayı ilgilendiriyorsa bu konulara yakın alaka göstermektedir ve bunların çözülmesi için kendi kapasitesi çerçeveesinde katkı sağlamaya çalışmaktadır.
Sorularınız varsa kısa cevap vereyim.
Soru: Bu forumdan çıkacak bildiri ışığında sınır aşan sularla ilgili Suriye ve Irak ile ilişkilerimizde ne gibi gelişmeler olacak?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Bütün bunlar hep olumlu olacaktır. Sınır aşan sular sadece Türkiye, Suriye ve Irak arasında değildir, dünyanın her tarafında bu tip konular vardır. Bu problem, bu konu sadece bizleri ilgilendirmiyor, dünyanın her tarafını ilgilendiriyor. Latin Amerika,'da, Afrika'da, Asya'da, Amerika'da her yerde bu tip durumlar var. Onun için bunların birleştirici unsur olması, bunlarla ilgili işbirliği yapılması, diyalogların kullanılması, suyun faydalarını bütün bölgeye yaymak çok önemli. Bu konuda gayet güzel bir anlayış var aramızda. Bildiğiniz gibi bu toplantıya bahsettiğimiz ülkeler de katılmıştır, herkes gayet memnundur. Şunu da hatırlatmak isterim, bugün bu toplantıda yayınlanan çağrı zirvenindir. Ama bir de bunun teknik toplantısı vardır, teknik komiteler vardır, söylediğim gibi yüzlerce komite bir hafta boyunca toplanacak, bildiriler yayınlayacak, kararlar alınacak ve oradaki bakanlar seviyesinde ayrı bir bildiri yayınlanacaktır. Ama söylediğiniz ülkelerle bu konuda gayet iyi bir işbirliği anlayışı söz konusudur. Bundan da memnuniyet duyuyorum.
Soru: Dünyadaki karmaşa, savaşlar petrol üzerine takdir edersiniz. Bizde de çok kıymetli olan su var. Suyumuza çok talepler var, suyumuz çok kıymetli olduğuna göre nasıl onlar petrolü pazarlıyorsa biz de suyumuz öyle pazarlamalıyız diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Doğrusu bu konuyla ilgili çok tartışmalar var. Bazıları, "Su satılamaz." diyor, bazıları "Su satılır.", bazıları "Suya erişmek en büyük insan hakkı." diyor. Bunlar çok felsefi, bu konuyla ilgili tartışma zemini de var biliyorsunuz. Şimdi önemli olan nokta, suya herkesi erişebilmesini temin etmektir. Bununla ilgili diyalogların olmasıdır, iyi işbirliğinin olmasıdır. Ayrıca bugün konuşmamda söylediğim gibi Türkiye su açısından çok zengin bir ülke de değildir. Türkiye'de fert başına yılda 1700-1800 Metreküp su düşmektedir. Ama gelişmiş ülkelerde 10 bin civarında. Türkiye su açısından çok zengin bir ülke değil, bazıları petrol açısından çok zengin olabilir ama Türkiye'de su bize bile zor yetiyor görüyorsunuz. Ama siz şunu kastediyorsanız onunla ilgili projeler var tabiî ki. Bazı nehirlerimiz var ki denizlere boşuna akıyor, bunların boru hatlarıyla veya başka imkanlarla başka yerlere taşınması, satılması bütün bunlar düşünebilir, konuşulabilir.
Soru: Biraz önceki gazeteci arkadaşımız Irak ve Suriye'den bahsetti, siz de şunu söylemiştiniz, "Bu ülkelerle karşılıklı anlayışa sahibiz." dediniz. Bunun ayrıntılarını bize verebilir misiniz, nasıl bir karşılıklı anlaşma, anlayışa sahipsiniz, lütfen biraz ayrıntı verebilir misiniz?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Daha önce söylediğim şeyleri tekrarlamak isterim, sınır aşan sular sadece bizim bölgemizde değil dünyanın her bölgesinde vardır. Bizim burada komşulırımız vardır biliyorsunuz, bazı nehirlerimiz sınırlarımızı aşmakta ve ülkeleri birbirine bağlamaktadır. Bu konularda anlayış, işbirliği, bu konularda diyalog, bunlar çok önemlidir. Buna da önem veriyoruz, dolayısıyla komşularımızı da düşünüyoruz şüphesiz ki. Bu konuda zaten görüşmelerimiz hep vardır, şu anda bu konuyla ilgili bir sıkıntı da söz konusu değildir. Bugün yayınlanan çağrıyı da hep beraber onayladık, okursanız orada da göreceksiniz, işbirliğine önem veriyoruz, diyaloga önem veriyoruz. Bunların bir kavga unsuru değil tam tersine ülkeleri birleştiren ve ülkeler arasındaki işbirliğini artıran unsur olmasını gözetiyoruz.
Soru. Bugün yaptığınız konuşmada, "Gerekli önlemler alınmazsa Türkiye su fakiri olacak." dediniz, acaba hangi önlemler alınmalı ve şu ana kadar alınan önlemleri acaba yetersiz mi buluyorsunuz?
Sayın Cumhurbaşkanımız: Hayır hayır, bakın sadece Türkiye için değil dünya için geçerli olan bir değerlendirme. Dünyada çok nadir ülkeler vardır ki su konusunda gelecekle ilgili kaygısı olmasın. Avrupa'nın da Amerika'nın da dünyanın her tarafının gelecekle ilgili su kaygısı vardır. Bazıları bunun tedbirlerini daha önce almıştır, barajlar yapmışlardır. Suyun yönetimi ile ilgili önemli gelişmeler kaydetmişlerdir. Türkiye'de de bu konuda çok erken başlayan bir tedbir anlayışı vardır. Bu çerçevede birçok barajlarımız yapılmıştır, yeni barajların da muhakkak ki yapılması gerekmektedir, yapılacaktır. Suların taşınması önemlidir, suların israfının önlenmesi gerekir, kullanılan suların tekrar kullanılacak hale getirilmesi önemlidir. Bütün bunlar tedbirlerdir aslında ve suyun yönetimi diye tarif edilmektedir. Şüphesiz ki bu konuda Türkiye'nin de yapması gerekenler var. Söylediğim gibi Türkiye su konusunda çok zengin bir ülke diye bilinir ama bilindiği gibi değildir, bunu söylemek istedim.
Teşekkür ediyorum.
Yazdır Paylaş Yukarı