Kenya ve Tanzanya Ziyaretleri

19.02.2009
Yazdır Paylaş Yazıları Büyült Yazıları Küçült
Sayın Cumhurbaşkanımız, 20-22 Şubat 2009 tarihlerinde Kenya Cumhuriyeti'ne, ardından 22-23 Şubat 2009 tarihlerinde Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti'ne resmi ziyarette bulunacaklardır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın seyahatleri, Türkiye'den her iki Afrika ülkesine de Cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk resmi ziyaret olması bakımından özel önem taşımaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımıza bu ziyaretlerinde, Devlet Bakanı Prof. Dr. Sayın Mustafa Sait Yazıcıoğlu ile Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kenya ve Tanzanya Parlamentolararası Dostluk Gruplarının Başkanları ve geniş bir işadamları heyetimiz eşlik edeceklerdir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, 20-22 Şubat 2009 tarihlerinde Kenya'yı ziyaretlerinde, Cumhurbaşkanı Mwai Kibaki'yle görüşecekler, ayrıca Başbakan Raila Odinga'yı kabul edeceklerdir.

22 Şubat günü Tanzanya'ya geçecek olan Sayın Cumhurbaşkanımız burada Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Jakaya Kikwete'yle görüşmeler gerçekleştirecekler, Zanzibar (Zengibar) Cumhurbaşkanı Amani Abeid Karume'yle de biraraya geleceklerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız Tanzanya'da ayrıca, Türkiye'deki üniversitelerden mezun olan Tanzanya vatandaşlarını kabul edeceklerdir.

Sayın Cumhurbaşkanımız ziyaretleri sırasında, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) tarafından Kenya ve Tanzanya'da ayrı ayrı düzenlenecek İş Forumlarına katılacaklardır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Sahraaltı Afrika ülkelerine gerçekleştirecekleri sözkonusu ilk resmi ziyaretler Kenya ve Tanzanya'yla ilişkilerimize yeni bir ivme kazandırılmasına, ilave siyasi, ekonomik, kültürel işbirliği alanları yaratılmasına, BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğimiz bağlamında başta Afrika Kıtası'nı ilgilendiren gelişmeler olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda en üst düzeyde doğrudan görüş alışverişinde bulunulmasına imkan sağlayacaktır.


TÜRKİYE-AFRİKA İLİŞKİLERİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

1. Türkiye-Afrika ilişkilerinin tarihsel arka planı

Türkiye, tarihi, insani ve kültürel bağlara sahip olduğu Afrika'yı dış politikamızın öncelikleri çerçevesinde her zaman yakından takip etmiş, Kıta'yla ilişkilerinin geliştirilmesi için samimi şekilde çaba harcamıştır.

Doksanlı yılların sonundan itibaren, ülkemizin Afrika'ya yönelik açılım politikasında ciddi bir dönüşüm yaşanmış, Afrika ülkeleriyle ilişkilerimizin bir "çerçeve program" dahilinde yürütülmesi için çalışmalar hızlandırılmıştır.

Türkiye'nin Afrika'yla olan bağlarının tarihsel arka planı incelendiğinde, Osmanlı İmparatorluğu'nun Afrika'nın çeşitli bölgeleriyle yoğun ilişkilere sahip olduğu, Afrika Kıtası'nın dönemin büyük güçleri tarafından sömürgeleştirilmesinin karşısında durduğu ve Türkiye'nin Afrikalılar tarafından daima yakın ve dost bir ülke olarak kabul edildiği dikkat çekmektedir.

Aynı şekilde, ülkemizin Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde verdiği Kurtuluş Savaşı, Afrika'nın ve Afrika uluslarının üzerinde izlenebilecek bir model olarak güçlü bir etkide bulunmuştur.

Cumhuriyet döneminin başından itibaren de Türkiye Afrika ülkelerinin yanında yer almaya devam etmiş, bu çerçevede "Birleşmiş Milletler Namibya Konseyi"nin Başkan Yardımcılığını ve Başkan Vekilliğini yürütmüş, Apartheid rejimi boyunca Güney Afrika Cumhuriyeti'yle resmi temas kurmamış, Dışişleri Bakanlığımız ve üst düzey yetkililerimiz her vesileyle Apartheid karşıtı tutumumuzu Türk ve uluslararası kamuoyu ile paylaşmışlardır.

Türkiye, Afrika'daki Müslüman toplumlarla sahip olduğu yakın ilişkilere koşut olarak, laik devlet yapısından ötürü Afrikalı Hıristiyanlar tarafından da ilgi ve sempatiyle izlenen bir ülke olmuştur.

Dolayısıyla, Türkiye'nin Afrika'ya yönelik politikası dönemsel siyasi ve ekonomik beklentilerimizin bir yansıması değildir. Tarihi temelleri bulunan kapsamlı bir sürecin ürünüdür.


İçinde bulunulan aşamada, Afrika'ya açılım siyasetimizin somut sonuçlarının alındığı bir döneme girilmiştir. Türkiye-Afrika ilişkilerinin böyle önemli bir merhaleye ulaşmasında diplomatlarımızın olduğu kadar, sivil toplum kuruluşlarımızın, iş çevrelerimizin ve bilim adamlarımızın cesur, kararlı ve ısrarlı çalışmaları vardır.

2. Sayın Cumhurbaşkanımızın Afrika ülkeleriyle son dönemde gerçekleştirdikleri ikili temaslar

Türkiye'nin Kuzey Afrika ülkeleriyle geleneksel olarak sahip olduğu yoğun ve kapsamlı istişare ve temaslar her düzeyde devam etmektedir.

Sahraaltı Afrika ülkeleriyle ikili seviyede yürüttüğümüz temaslarda da son dönemde kaydadeğer bir artış yaşanmıştır. Bu çerçevede, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer Hasan Ahmet El Beşir 21-23 Ocak 2008; Senegal Cumhurbaşkanı Abdoulaye Wade 18-20 Şubat 2008; Cibuti Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh 15-18 Ocak 2009 tarihlerinde Türkiye'ye resmî ziyarette bulunmuşlardır.

Sayın Cumhurbaşkanımız 20-24 Şubat 2009 tarihlerinde Kenya ve Tanzanya'ya resmi ziyaretlerde bulunacaklardır.

Sayın Cumhurbaşkanımız aynı şekilde, 13-14 Mart tarihlerinde Senegal'in evsahipliğinde Dakar'da düzenlenen İslam Konferansı Örgütü 11. Olağan Zirvesi'ne katılmışlar, burada çok sayıda Afrika ülkesinin Devlet ve Hükümet Başkanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirmişlerdir.

TUSKON tarafından 2008 Mayıs ayında İstanbul'da düzenlenen "Türkiye-Afrika Dış Ticaret Köprüsü" adlı etkinliğe iştirak eden Sayın Cumhurbaşkanımız, ayrıca 16 Temmuz 2008 tarihinde Afrika Komisyonu Başkanı Jean Ping'i Ankara'da kabul etmişlerdir.

Birleşmiş Milletler 63. Genel Kurulu Genel Görüşmelerinin Üst Düzeyli Bölümü'ne katılmak üzere 20-28 Eylül 2008 tarihlerinde New York'ta bulanan Sayın Cumhurbaşkanımız bu süre zarfında çok sayıda Afrikalı Devlet Başkanıyla ikili görüşmeler gerçekleştirmişlerdir.


Bu noktada, ülkemizin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine Afrika ülkelerinin neredeyse tamamının desteğini alarak seçildiğini vurgulamak gerekmektedir.

3. İstanbul'da düzenlenen Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi

2008 Ocak ayı sonunda Addis Ababa'da düzenlenen Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde "Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi"ne ilişkin olarak alınan kararla ülkemiz Afrika Kıtası'nın "stratejik ortakları" grubuna dahil olmuştur.

Bu çerçevede, Birinci Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi Sayın Cumhurbaşkanımızın evsahipliğinde 18-21 Ağustos 2008 tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenmiştir. Zirve'ye Afrika ülkelerinden çok sayıda Devlet ve Hükümet Başkanı, Cumhurbaşkanı ve Başbakan Yardımcıları, Bakanlar, üst düzey yetkililer, bölgesel ve uluslararası örgütlerin temsilcileri iştirak etmişlerdir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Zirve sırasında tüm Afrika ülkelerinin heyet başkanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirmişlerdir.

Sözkonusu tarihi Zirve toplantısı, Afrika Kıtası'yla kurmak istediğimiz sürdürülebilir işbirliği mekanizmasının çok mühim bir adımını teşkil etmiştir.

Zirve'de oybirliğiyle kabul edilen "Türkiye-Afrika İşbirliği İstanbul Deklarasyonu" ve "Türkiye-Afrika Ortaklığı İçin İşbirliği Çerçevesi" başlıklı belgeler Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmesi için bir yol haritası oluşturmuştur.

Aynı şekilde, son dönemde Sahranın Güneyindeki Afrika ülkelerinde altı yeni ticaret müşavirliğimiz açılmış, 2000 yılından bu yana Fahri Konsolosluklarımızın sayısı ikiye katlanmış, bazı Afrika ülkeleriyle doğrudan karşılıklı uçuşlara başlanmıştır.

Türkiye, önümüzdeki yakın dönemde Afrika ülkelerinde on beş yeni Büyükelçilik daha açılmasını hedeflemektedir. Böylece, Kuzey Afrika ülkelerinde beş, Sahranın Güneyindeki Afrika ülkelerinde halen yedi mukim Büyükelçiliği bulunan ülkemizin, Afrika Kıtasındaki diplomatik temsilinin, görünürlüğünün ve etkinliğinin daha da ileriye taşınması mümkün olacaktır.

4. Türkiye-Afrika ekonomik ve ticari ilişkileri

Dinamik ekonomisi, geniş iç pazarı, rekabet gücü yüksek sanayii ve yetişmiş insan gücü, Türkiye'yi yabancı yatırımcılar için çekici bir ülke haline getirdiği gibi, dış yatırım imkanlarımızın da artmasına zemin hazırlamıştır.

Türkiye, Afrika Kıtasında henüz yeterince değerlendirilmemiş çok geniş işbirliği olanakları bulunduğuna inanmaktadır.

Hemen hemen tüm Afrika ülkelerinin ihtiyaç duyduğu bilgi ve deneyim birikimi ile teknoloji Türkiye'de mevcuttur. Türkiye, bu birikim ve tecrübesini karşılıklı yarar temelinde Afrika'daki dostlarıyla paylaşmak istemektedir.

Bu bakımdan, Afrika Kıtası Türk firmaları için ciddi bir ihracat pazarı konumundadır. Aynı şekilde, Afrika ülkeleri Türkiye'nin hammadde ithalatında önemli bir rol oynayabilecektir.

Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında 2003 yılında 5,4 milyar ABD Doları düzeyinde kaydedilen ticaret hacmi, 2008 sonu itibariyle 16 milyar Doları aşmıştır.

2008 yılında, Türkiye ile Sahraaltı Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine oranla %70'in üzerinde artış göstermiştir.

Türkiye'nin amacı, 2010 yılına kadar Afrika ülkeleriyle olan ticaret hacmini 30 milyar Dolar seviyesine yükseltmektedir.

Türk inşaat sektörünün 2007 yılı sonu itibariyle tüm dünyada gerçekleştirdiği 105 milyar ABD Doları iş hacmi içerisinde Afrika ülkelerinin payı %22'dir.

Bu oran, toplam 5,8 milyar ABD Doları tutarındaki projelerle 2008 yılında %29 düzeyine yükselmiştir.

5. TİKA'nın Afrika ülkelerindeki insani ve teknik yardım faaliyetleri

2005 yılının "Afrika Yılı" olarak ilan edilmesinin ardından, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik hedefleri çerçevesinde Kıta'ya yönelik kalkınma yardımlarının önemli ölçüde arttırılması için çalışmalar başlatılmıştır.

Bu çerçevede, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) Afrika Kıtasındaki ilk bölgesel ofisini 2005 yılında Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da açmıştır. TİKA, 2006 yılında Sudan'da (Hartum) ve son olarak Senegal'de (Dakar) birer temsilcilik açarak bölgesel incelemelerde bulunma ve projeler oluşturma sürecini hızlandırmıştır.

TİKA ofislerinin bulunmadığı ülkelere ise, teknik heyetlerle gönderilerek, ihtiyaç duyulan projelerin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır.

TİKA, Afrika'da özellikle sosyal altyapıların geliştirilmesi, kültürel işbirliği ve iletişimin güçlendirilmesi, üretim sektörlerinin ve ekonomik altyapıların iyileştirilmesi alanlarında proje ve çalışmalar yürütmekte, Kıta'ya acil ve insani yardımlarla destek olmaktadır.

Ülkemiz tarafından, 2006-2008 yıllarında Afrika ülkelerine ikili çerçevede yapılan insani ve teknik yardımların toplam miktarı 20 milyon ABD Dolarının üzerindedir. Türkiye aynı şekilde Afrika ülkelerine uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla da yardım sağlamaktadır.

6. Afrika Kıtasıyla güvenlik alanındaki işbirliğimiz

Afrika'da yürütülen barış ve güvenlik operasyonlarına Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatımız tarafından geleneksel olarak mali destek ve personel katkısı verilmektedir.

Afrika ülkelerinin barış ve güvenliklerine verdiğimiz önem çerçevesinde son olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının, korsanlık, deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleriyle mücadele amacıyla yürütülen uluslararası çabalara destek vermek üzere Aden Körfezi ile Somali karasuları ve açıklarını kapsayan bölgelerde korsanlara karşı görevlendirilmesine ilişkin tezkere Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiştir.
Yazdır Paylaş Yukarı